Yükleniyor

Sağlık Kütüphanesi Hero Iamge

Sağlık Kütüphanesi

Sağlığınızla ilgili merak ettiğiniz soruların yanıtlarını ve sağlıklı bir yaşam için atılması gereken adımları kütüphanemizde bulabilirsiniz.

Hastalıklar

Kas ve Sinir Hastalıkları

<p>Kas ve sinir hastalıkları, &ouml;zellikle periferik sinirlerde, kaslarda ya da kas ve sinirler arasında bir sorun ortaya &ccedil;ıktığından g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. En yaygın g&ouml;r&uuml;len kas hastalıkları arasında kas g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml; yer alır. Bunların yanında kas ve sinir hastalığı belirtileri arasında hareket kısıtlılığı ve istenmeye kas hareketleri g&ouml;r&uuml;lebilir. Bu belirtileri neden olan hastalıklar hem genetik hem de &ccedil;evresel fakt&ouml;rlere bağlı olarak ortaya &ccedil;ıkarak kişinin g&uuml;nl&uuml;k yaşam kalitesini etkileyebilir. Kas ve sinir hastalıkları tedavisi ve t&uuml;r&uuml;ne bağlı olarak b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de farklılık g&ouml;sterir.</p> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalığı Nedir?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıkları, v&uuml;cudun hareket etmesinde &ouml;nemli işlevlere sahip olan kasların ve sinir sisteminde meydana gelen bozukluklardır. V&uuml;cutta kaslar, sinirlerden gelen emirlerle hareket ederek, emirleri beyin aracılığıyla iletilmesini sağlar. Kas ve sinir hastalıkları bu s&uuml;re&ccedil;teki herhangi bir sorun nedeniyle meydana gelebilir. &Ouml;zellikle kaslarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/atrofi-nedir">kas atrofisi</a>, karıncalanma gibi duyusal bozukluklar kas ve sinir hastalıkları bozuklukları olarak bilinir. Bu hastalıklar &ccedil;oğunlukla otoimm&uuml;n, metabolik veya &ccedil;evresel fakt&ouml;rlerden kaynaklanır.</p> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları Neye Bakar?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıkları, v&uuml;cutta hareket kontrol&uuml;n&uuml;n ve sinir iletiminin sağlanması esnasında oluşan sorunlarla ilgilenir. Oluşan bu hastalıklar, kasların g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleşmesi, sinir hasarına bağlı meydana gelen ağrılar, denge kayıpları ya da istemsiz kas hareketlerine neden olur. Kas ve sinir hastalıklarının neden kaynaklı olduğunu ortaya &ccedil;ıkarıldıktan sonra tedavi y&ouml;ntemi belirlenir. Bu hastalıklarla n&ouml;roloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon, ortopedi gibi branşlar multidisipliner bir s&uuml;re&ccedil;le yaklaşır.</p> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları T&uuml;rleri Nelerdir?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıkları t&uuml;rleri kişinin etkilendiği b&ouml;lgeye ve nedenine bağlı olarak farklılık g&ouml;sterir. Bu nedenle farklı semptomlar ortaya &ccedil;ıkar. Genellikle kas dokusu, sinir sistemi, sinir-kas bağlantıları veya merkezi sinir sistemini etkileyen kas ve sinir hastalıklarının t&uuml;rleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Kas hastalıkları</strong></h3> <p>Kas dokusunun doğrudan etkilenmesine neden olan hastalıklardır. Genetik, metabolik veya inflamatuar nedenlerle g&ouml;r&uuml;lebilir.</p> <ul> <li><strong>Musk&uuml;ler Distrofiler:</strong> Genetik ge&ccedil;işli olarak değerlendirilen Duchenne musk&uuml;ler distrofisi ve Becker musk&uuml;ler distrofisi</li> <li><strong>Miyozitler:</strong> Kaslarda iltihaplanma sonucu ağrı ve zayıflığa neden olan <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/dermatomiyozit">dermatomiyozit</a> ve polimiyozit</li> <li><strong>Metabolik kas hastalıkları: </strong>Kas h&uuml;crelerinin enerji &uuml;retiminde sorunlar nedeniyle g&ouml;r&uuml;len McArdle hastalığı ve mitokondriyal miyopatiler</li> </ul> <h3><strong>Periferik sinir hastalıkları</strong></h3> <p>Kas ve sinir hastalıklarının t&uuml;rleri arasında yer alan ve sinir h&uuml;crelerini (n&ouml;ronları) etkileyen hastalıklardır.</p> <ul> <li><strong>Periferik n&ouml;ropatiler: </strong>Sinirlerin hasar g&ouml;rmesiyle oluşan diyabetik n&ouml;ropati, Guillain-Barr&eacute; sendromu</li> <li><strong>Merkezi sinir sistemi hastalıkları: </strong>Beyin ve omuriliği etkileyen Multiple Skleroz (MS), amyotrofik lateral skleroz (ALS)</li> <li><strong>Otonomik n&ouml;ropatiler</strong>: Otonom sinir sisteminde bozukluğa neden olan postural ortostatik taşikardi sendromu (POTS)</li> </ul> <h3><strong>Sinir-kas bağlantısı hastalıkları</strong></h3> <p>Sinirlerin kaslara doğru sinyal iletmesindeki bozukluklardan kaynaklanan hastalıklardır.</p> <ul> <li><strong>Myastenia Gravis:</strong> Kas zayıflığına neden olan sinir-kas bağlantısı kaynaklı otoimm&uuml;n bir hastalık</li> <li><strong>Lambert-Eaton Miyastenik sendromu (LEMS): </strong>Sinirlerden kaslara sinyal iletimini azalmasına neden olan hastalık t&uuml;r&uuml;</li> <li><strong>Botulizm: </strong>Sinir-kas iletişimini engelleyen toksin kaynaklı bir hastalık</li> </ul> <h3><strong>Motor n&ouml;ron hastalıkları</strong></h3> <p>Bu hastalıklar genellikle nedeni tam olarak anlaşılmayan hastalık t&uuml;rleridir.</p> <ul> <li><strong>Spinal M&uuml;sk&uuml;ler Atrofi (SMA): </strong>Omurilikteki motor sinir h&uuml;crelerinin genetik nedenlerle bozulması</li> <li><strong>Charcot-Marie-Tooth hastalığı: </strong>Periferik sinirlerin genetik bir hastalık nedeniyle zayıflaması durumu</li> <li><strong>Sarkoidoz: </strong>Sinirlerde iltihaplanmaya neden olan hastalık t&uuml;r&uuml;d&uuml;r</li> </ul> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları Nelerdir?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıkları yani n&ouml;rom&uuml;sk&uuml;ler bozukluklar, kas dokularında, sinir sisteminde ve sinir-kas bağlantısını etkileyen işlevsel kabiliyetin bozulmasına neden olan hastalıkları i&ccedil;erir. Genetik, otoimm&uuml;n, enfeksiy&ouml;z, metabolik veya travmatik nedenlerle g&ouml;r&uuml;len kas ve sinir hastalıkları, ilerlediği durumda ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.</p> <p>Kas ve sinir hastalıkları ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Amyotrofik lateral skleroz (ALS)</strong></h3> <p>ALS, motor sinir h&uuml;crelerinin kaybı sebebiyle kasların zaman i&ccedil;erisinde zayıflayarak işlevini kaybetmesidir. Tedavi edilmediği durumda ise kas kaybına yol a&ccedil;arak ve yaşam kalitesini etkiler.</p> <h3><strong>Miyasteni gravis</strong></h3> <p>Sinir ve kas arasındaki sorunlara yol a&ccedil;an otoimm&uuml;n bir hastalık olarak bilinen miyasteni gravis, kaslarda yorgunluk ve g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k belirtilerine neden olur. Bu durum g&uuml;n i&ccedil;erisinde k&ouml;t&uuml;leşebilir.</p> <h3><strong>Duchenne kas distrofisi (DMD)</strong></h3> <p><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/dmd-hastaligi">DMD</a>, genetik bir kas problemi olarak ortaya &ccedil;ıkan &ouml;zellikle &ccedil;ocukluk d&ouml;neminde başlayarak kaslarda zayıflı ve hareket kaybına sebep olan bir hastalıktır. Kaslar zaman i&ccedil;erisinde zarar g&ouml;rerek fiziksel aktivitelerin kısıtlanmasına zemin hazırlar.</p> <h3><strong>Multiple Skleroz (MS)</strong></h3> <p>Bağışıklık sistemindeki sinir h&uuml;crelerinin koruyucu olan miyelin kılıfına saldırması sonucunda merkezi sinir sisteminde bozulmalar g&ouml;r&uuml;lmesiyle meydana gelir. &Ouml;zellikle hareket, denge ve g&ouml;rme problemleri gibi belirtilerle kendini g&ouml;sterir.</p> <h3><strong>Guillain-Barre sendromu</strong></h3> <p><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/guillain-barre-sendromu-nedir">Guillain-Barre sendromu</a>, bağışıklık sisteminin sinirlere saldırması sonucunda g&ouml;r&uuml;len ve hızla ilerlemesine neden olan hastalıktır. Felce neden olabilen bu durum enfeksiyonlar sonrasında gelişebilir.</p> <h3><strong>Periferik n&ouml;ropati</strong></h3> <p>Periferik n&ouml;ropati, &ccedil;evresel sinirlerde oluşan problemler sonrasında el ve ayaklarda ağrı, uyuşma ve karıncalanma gibi belirtilerin g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda ortaya &ccedil;ıkar. Bu durum diyabet ve toksinlere maruz kalınması sonucunda gelişebilir.</p> <h3><strong>Spinal m&uuml;sk&uuml;ler atrofi (SMA)</strong></h3> <p>Motor sinir h&uuml;crelerinin omurilikte işlevini yitirmesi nedeniyle kaslarda zayıflamalar g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu durum genetik problemlere bağlı olarak gelişerek &ccedil;ocuklarda hareket kısıtlılığına ve gelişim problemlerine yol a&ccedil;ar.</p> <h3><strong>Polimiyozit ve dermatomiyozit</strong></h3> <p>Kasların iltihaplanması sonucunda ortaya &ccedil;ıkan bu hastalıklar, kaslarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğe ve ağrılara neden olabilir. Dermatomiyozit hastalığında ise ciltte d&ouml;k&uuml;nt&uuml;ler de g&ouml;r&uuml;lebilir.</p> <h3><strong>Parkinson hastalığı</strong></h3> <p>Beyinde bulunan <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/dopamin-nedir-ne-ise-yarar-dopamin-detoksu">dopaminden</a> sorumlu h&uuml;crelerin kaybı sonucunda kaslarda sertlik, titreme ve hareket bozuklukları g&ouml;r&uuml;lebilir. Bu da Parkinson hastalığına zemin hazırlar.</p> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıkları belirtileri arasında kasların g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml;, kramplar, ağrılar, kas yorgunluğu ve duyu kaybı gibi durumlar yer alır. Bu belirtiler kişinin g&uuml;nl&uuml;k yaşamını zorlaştırarak ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Kas ve sinir hastalıkları belirtileri kişinin etkilendiği b&ouml;lgeye g&ouml;re farklılık g&ouml;sterebilir.</p> <h3><strong>Kas hastalıkları belirtileri nelerdir?</strong></h3> <p>V&uuml;cuttaki kaslar, sinirlerden gelen sinyallerin uyarılması sonucunda v&uuml;cudu hareket ettirir. Kasların zarar g&ouml;rmesi ya da kaslarda sorun oluşması durumunda kişide şu belirtiler g&ouml;r&uuml;lebilir:</p> <ul> <li>V&uuml;cudu taşıyamama, merdiven &ccedil;ıkmada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekme, eşyaları kaldırmakta zorlanma gibi kas g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;kleri</li> <li>Kaslarda ağrı ve istemsiz kasılmalar, kramp</li> <li>Kas dokusunun k&uuml;&ccedil;&uuml;lmesi ve kasların incelmesine neden olan kas kaybı</li> <li>Kasların kontrols&uuml;z bir şekilde kasılması ve gevşemesi</li> <li>Kasların kısa s&uuml;rede yorulması ve g&uuml;&ccedil; kaybetmesi</li> </ul> <h3><strong>Sinir sistemi hastalıkları belirtileri nelerdir?</strong></h3> <p>Sinir sistemi, beyinden alınan sinyallerin v&uuml;cudun diğer b&ouml;lgelerine ileterek kişinin duyu ve motor kontrol&uuml;n&uuml;n sağlanmasında etkili olur. Sinirlerin etkilenmesi durumunda kişide sinir hastalıkları belirtileri olarak şunlar g&ouml;r&uuml;lebilir:</p> <ul> <li>El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma</li> <li>Sinirlerde oluşan yanma, batma, elektrik &ccedil;arpması gibi ağrı ve hisler</li> <li>Sıcaklık, dokunma veya ağrı hissetmede azalma</li> <li>Reflekslerin azalması, kaybolması veya aşırı derecede artması</li> <li>Hareketlerin dengesizleşmesi ve y&ouml;n kaybının yaşanması gibi koordinasyon eksikliği</li> <li>Kasların titremesi veya seğirmesi</li> <li>Kasların işlevini kaybetmesi yani fel&ccedil;</li> <li>G&ouml;ğ&uuml;s kaslarının etkilenmesi durumunda nefes darlığı</li> </ul> <p>Kas ve sinir hastalıkları belirtileri genellikle kişide yavaş gelişir ancak bazı durumlarda aniden de başlayabilir. Bu belirtiler, kişinin kas veya sinir grubunun etkilendiğine ve hastalığın şiddetine bağlı olarak farklılık g&ouml;sterir.</p> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları Neden Olur?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıkları, kas dokularında meydana gelen bozukluklar, sinir-kas bağlantılarının zarar g&ouml;rmesi ve sinir sisteminin işleyişindeki dengesizlikler nedeniyle ortaya &ccedil;ıkar. G&ouml;r&uuml;len bu hastalıklar &ccedil;evresel ya da metabolik nedenlerden kaynaklı olabilir. Kas ve sinir hastalıklarının nedenleri sorunun ortaya &ccedil;ıktığı b&ouml;lgede ya da altta yatan nedene bağlı olarak &ccedil;eşitlilik g&ouml;sterir.</p> <p>Kas ve sinir hastalıkları nedenleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Genetik yatkınlık</li> <li>Musk&uuml;ler Distrofi (Kas Distrofisi)</li> <li>Charcot-Marie-Tooth hastalığı</li> <li>Spinal M&uuml;sk&uuml;ler atrofi (SMA)</li> <li>Myastenia Gravis hastalığı</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/ms-multiple-skleroz-hastaligi-nedir">Multiple Skleroz (MS)</a></li> <li>Guillain-Barr&eacute; sendromu</li> <li>Polio (&ccedil;ocuk felci)</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/lyme-hastaligi-nedir">Lyme hastalığı</a></li> <li>Zika vir&uuml;s&uuml;</li> <li>Travmatik sinir hasarı</li> <li>Disk hernisi (Fıtık)</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/karpal-tunel-sendromunun-tedavisi-nasil-uygulanir">Karpal t&uuml;nel sendromu</a></li> <li>Şeker hastalığı (diyabetik n&ouml;ropati)</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/hipotiroidi">Hipotiroidi</a></li> <li>Ağır metal zehirlenmesi</li> <li>Kemoterapi gibi bazı ila&ccedil;lar</li> <li>Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS)</li> <li>Sarkopeni</li> <li>B12, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/d-vitamini-eksikligi-belirtileri-nelerdir-d-vitamini-nelerde-var">D vitamini eksikliği</a></li> </ul> <p>Kas ve sinir hastalıklarının nedenleri, bir&ccedil;ok fakt&ouml;re bağlı olarak &ccedil;eşitlendirilebilir. Doktor kontrollerin ardından kaynağını belirleyerek etkili tedavi planı oluşturur.</p> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları Tanısı Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıklarının tanısı, kişinin belirtilerine, sağlık ge&ccedil;mişine g&ouml;re farklılık g&ouml;sterir. Tanı ve teşhis s&uuml;recinde bir&ccedil;ok farklı y&ouml;ntemden yararlanılır. Kas ve sinir hastalıklarının tanısında kullanılan y&ouml;ntemler ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Hastanın ge&ccedil;mişi ve belirtilerinin detaylı bir şekilde doktor tarafından sorgulanır</li> <li>Klinik muayene sırasında doktor, kas g&uuml;c&uuml;n&uuml;, refleksleri, dengeyi ve koordinasyonu değerlendirir</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/elektromiyografi-emg-nedir">Elektromiyografi (EMG)</a> ile kasların elektriksel aktivitesini &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r</li> <li>Sinir fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla n&ouml;rolojik testler yapılabilir</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/emar-mr-manyetik-rezonans-goruntuleme-nedir">Manyetik rezonans g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme (MR)</a> ile sinir sistemi ve kaslar &uuml;zerindeki yapısal değişiklikler g&ouml;zlemlenir</li> <li>Sinir iletimi hızı testi sayesinde sinirlerin elektriksel uyarılara nasıl tepki verdiği belirlenir</li> <li>Bazı durumlarda, kas veya sinir dokusunun incelenmesi gerekebilir. Kas biyopsisi yapılarak incelemesi sağlanır</li> <li>Duchenne kas distrofisi (DMD) ve spinal m&uuml;sk&uuml;ler atrofi (SMA) gibi hastalıklarda genetik testler istenebilir</li> </ul> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları Tedavi Y&ouml;ntemleri Nelerdir?</strong></h2> <p>Kas ve sinir hastalıklarının tedavisi, rahatsızlığın t&uuml;r&uuml;ne, nerede oluştuğuna g&ouml;re farklılık g&ouml;sterir. Bir&ccedil;ok n&ouml;rom&uuml;sk&uuml;ler rahatsızlığın bir tedavisi olmasa da semptomlarını kontrol etmeye y&ouml;nelik olarak bir tedavi planı uygulanabilir. Kas ve sinir hastalıklarına y&ouml;nelik olarak uygulanabilecek tedavi y&ouml;ntemleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>İla&ccedil; tedavisi</li> <li>Fizik ve mesleki terapi</li> <li>Konuşma terapisi</li> <li>Beslenme d&uuml;zenini oluşturmaya y&ouml;nelik planlanan tedavi</li> <li>Genetik tedavisi</li> <li>Hareket kabiliyetini artırmaya yardımcı yardımcı cihazlar</li> <li>Ameliyatlar ya da cerrahi m&uuml;dahaleler</li> </ul> <h2><strong>Kas ve Sinir Hastalıkları Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Kas ve sinir hastalıkları i&ccedil;in hangi doktora gidilir?</strong></h3> <p>Kas ve sinir hastalıklarına y&ouml;nelik olarak n&ouml;roloji tıbbi birimi tanı ve tedavi s&uuml;recini belirler. Alanında uzman n&ouml;rologlar, beyin, omurilik ve sinir sisteminde meydana gelen bozukluklarla ilgilenir.</p> <h3><strong>En sık g&ouml;r&uuml;len kas hastalığı nedir?</strong></h3> <p>&Ouml;zellikle y&uuml;z ve boyun b&ouml;lgelerinde ortaya &ccedil;ıkan ve yetişkinlerde g&ouml;r&uuml;len miyotonik m&uuml;sk&uuml;ler distrofi en sık g&ouml;r&uuml;len kas hastalıkları arasında yer alır.</p>

Pilor Stenozu

<p>Pilor stenozu, &ouml;zellikle yeni doğmuş bebeklerde midenin alt kısmındaki pilor b&ouml;lgesinin daralması sonucunda g&ouml;r&uuml;len &ouml;nemli bir hastalıktır. Bu hastalık, mide ve bağırsak arasında ger&ccedil;ekleşir. Bu nedenle mide i&ccedil;eriğinin ince bağırsağa ge&ccedil;işini zorlaştırır. Tekrarlayan ve şiddetli kusma, kilo kaybı, susuzluk ve yetersiz beslenme gibi belirtilerle g&ouml;r&uuml;lebilir. Bebekler i&ccedil;in olduk&ccedil;a tehlikeli olabilen bu hastalık, ameliyat vb. y&ouml;ntemlerle tedavi edilebilir.</p> <h2><strong>Pilor Stenozu Nedir?</strong></h2> <p>Pilor stenozu, bebeğin ilk aylarında mide ile bağırsaklar arasındaki kas olan pilorun kalınlaşmasının neden olduğu tıkanıklık sonucu şiddetli kusmaya sebebiyet veren bir problemdir. Yeni doğan bebeklerde sık&ccedil;a karşılaşılan bu durum ameliyat gerektirir. Mide ve ince bağırsak arasındaki bağlantı kısmına pilor denir.&nbsp;Pilor stenozu&nbsp;denilen durumda ise midenin bu b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde (pilor) bulunan kaslar b&uuml;y&uuml;r ve pilorun a&ccedil;ılmasını daraltıp alınan gıdaların ince bağırsağa y&ouml;nelmesini engeller.</p> <h2><strong>Pilor Darlığında Ne Olur?</strong></h2> <p>Pilor darlığının ger&ccedil;ekleşmesi durumunda bebeğin aldığı besinler mideden ince bağırsağa ge&ccedil;emez. Bu nedenle de mide boşalması sağlanamaz.&nbsp;Pilor stenozu, yeni doğan bebeklerin yaklaşık %3 oranındaki kısmını etkiler. Eğer bebeğin ailesinde&nbsp;pilor stenozu&nbsp;varsa bu durumda bebeğin bu hastalığı geliştirme riski yaklaşık %20 civarındadır. Bu rahatsızlığa sahip olan bebeklerin bir&ccedil;oğu, doğumdan hemen sonra semptomları g&ouml;stermez, yaklaşık 4-5 hafta civarında bir s&uuml;re sonra semptomları g&ouml;sterir.</p> <p>Pilor stenozu bebekte şiddetli kusmalara, kilo kaybına ve <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/dehidrasyon-nedir">dehidrasyona</a> sebebiyet verebilir. Ayrıca bebekte bu rahatsızlık varsa bebek s&uuml;rekli a&ccedil; gibi davranabilir.</p> <h2><strong>Pilor Stenozu Belirtileri Nelerdir?</strong></h2> <p>Pilor stenozu hastalığı, kusma, kabızlık ve kilo şeklindeki belirtilerle ortaya &ccedil;ıkan ve bebeği olduk&ccedil;a etkileyen bir rahatsızlıktır. Ancak erken teşhis durumunda yaşanacak sıkıntılar daha d&uuml;ş&uuml;k seviyelere indirgenebilir. Bunun i&ccedil;in ise&nbsp;pilor stenozu&nbsp;belirtilerini bilmeli, ona g&ouml;re hareket edilmelidir.</p> <p>Pilor stenozu semptomları, bebeklerde yaklaşık 4. ve 5. hafta civarında etki g&ouml;sterir. Ancak bazı durumlarda 3. haftada da semptomlar kendini g&ouml;sterebilir.&nbsp;</p> <p>Pilor stenozu&nbsp;belirtileri şunlardır:</p> <h3><strong>Kusma</strong></h3> <p>Bu rahatsızlığın ilk belirtisi, kusmadır. Rahatsızlığın ilk başlarında bebek sık&ccedil;a kusar fakat daha sonralarda <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/anne-sutu-ve-emzirmenin-faydalari">anne s&uuml;t&uuml;</a> ve mama bebeğin ağzından bir anda fışkırabilir. Şiddetli <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kusmaya-ne-iyi-gelir">kusmalar</a>, bebekte genelde beslenmeden bir s&uuml;re sonra ger&ccedil;ekleşir fakat bazı zamanlarda kusma, beslenmeden birka&ccedil; saat sonra da ger&ccedil;ekleşebilir. Eğer bebekte&nbsp;pilor stenozu&nbsp;bulunuyorsa bebek kustuktan bir s&uuml;re sonra acıkır.</p> <h3><strong>Kabızlık</strong></h3> <p>Pilor stenozu&nbsp;olan bebekler, diğer bebeklere kıyasla daha az dışkılar. Bunun sebebi ise hastalığın tanımından da anlaşılacağı gibi bağırsaklara yeterli besinin ulaşamamasıdır. Ayrıca dışkı <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kabizlik-nedir-kabizliga-ne-iyi-gelir">kabızlık</a> şeklinde ya da mukuslu olarak kendini g&ouml;sterebilir.</p> <h3><strong>Kilo kaybı</strong></h3> <p>Eğer bebekte&nbsp;pilor stenozu&nbsp;varsa bebek kilo alamaz ya da fazla kilo verir.</p> <p>Eğer bebekte bu semptomlar ve ş&uuml;phelendiğiniz başka durumlar varsa bebeği doktorunuza g&ouml;stermenizde fayda vardır.</p> <h2><strong>Yetişkinlerde Pilor Stenozu Belirtileri Nelerdir?</strong></h2> <p>Tıpkı bebeklerde olduğu gibi yetişkinlerde de g&ouml;r&uuml;len bu rahatsızlığın yetişkinlerde g&ouml;sterdiği semptomlar bazen farklılık g&ouml;sterebilir. Ancak genel anlamda semptomlar aynıdır. Yetişkin bireylerde&nbsp;pilor stenozu&nbsp;belirtileri genel anlamda ş&ouml;yledir:</p> <ul> <li>Yetişkin bireylerde&nbsp;pilor stenozu&nbsp;semptomlarından en belirgini, bağırsak hareketlerinde yaşanan değişikliklerdir. Eğer normalden daha az bağırsak hareketliliği varsa bu durum pilor stenozuna işaret ediyor olabilir.</li> <li>Yetişkinlerde g&ouml;r&uuml;len diğer belirti ise kusmadır. Yetişkinlerde &ouml;zellikle besin t&uuml;ketiminden kısa bir s&uuml;re sonra kusma ger&ccedil;ekleşir.</li> <li>Pilor stenozunda ger&ccedil;ekleşen kusma durumundan dolayı v&uuml;cutta sıvı kaybı ger&ccedil;ekleşir. Bu nedenle&nbsp;pilor stenozu&nbsp;sizde varsa devamlı susuzluk yaşama gibi bir durum olabilir.</li> </ul> <p>Başlıca bu semptomlar olmak &uuml;zere başka semptomlara da sahipseniz&nbsp;pilor stenozu&nbsp;rahatsızlığı sizde olabilir. Bu durumların g&ouml;r&uuml;lmesi halinde en kısa s&uuml;rede bir doktora başvurmalısınız.</p> <h2><strong>Bebeklerde Pilor Stenozu Belirtileri Nelerdir?</strong></h2> <p>&Ouml;zellikle yeni doğan bebeklerde g&ouml;r&uuml;len bu rahatsızlık, bebeklerde yaşanan bazı belirtilerle kendini belli eder. Bunlar genel olarak şunlardır:</p> <ul> <li>Bebek 3 haftalıkken başlayan ve giderek miktarı da sıklığı da artan beslenme sonrası kusmalarla kendini belli eder. Ayrıca bu kusma daha &ccedil;ok fışkıran tarzdadır. Kusma safrasız olarak ger&ccedil;ekleşir ve kusmadan sonra bebek kendini a&ccedil; hissedip yeniden emmek ister. Tedavi edilmediği durumda kusma sayısı giderek artar ve elektrolit ile sıvı kaybı fazlalaşır.</li> <li>Bebekte&nbsp;pilor sitenozu&nbsp;varsa bebeğin cildi daha buruşuk g&ouml;r&uuml;nebilir. Bunun sebebi ise kusmadan kaynaklı sıvı kayıplarıdır.</li> <li>Bebeklerde dışkılama azalır veya bazen mukuslu şekilde dışkılama ger&ccedil;ekleşir.</li> <li>Bebek hızlı bir şekilde kilo verir veya kilo alamaz.</li> </ul> <p>&nbsp;Bebeğinizde bu belirtiler varsa hemen bir doktora g&ouml;r&uuml;nmeniz olduk&ccedil;a yararınıza olacaktır.</p> <h2><strong>Pilor Stenozu Tanı ve Tedavisi Nasıl Olur?</strong></h2> <p>Pilor stenozu rahatsızlığı tanısını koymak i&ccedil;in hastanın &ouml;yk&uuml;s&uuml; ve fizik muayene genellikle yeterli g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Fizik muayenede ele gelen hipertrofik pilor kası, genellikle iri bir zeytini andırır. Fizik muayene yetersiz g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; takdirde g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemleri de uygulanır. Ultrasonografi,&nbsp;pilor stenozu&nbsp;tanısını koymak i&ccedil;in genellikle olduk&ccedil;a etkili sonu&ccedil; verir.</p> <p>Bebeklerde ise kusma durumuyla ilgili detaylar (kusma sıklığı, kusma şekli, kusmuğun neye benzediği vb.) sayesinde ve yine elle karna dokunulduğunda ele gelen kasa bağlı olarak tanı konur.</p> <p>Pilor stenozu rahatsızlığının teşhisi alındığında ilk olarak bebek hastaneye yatırılır ve ameliyata hazırlanır. Kanda yer alan herhangi bir dehidrasyon ya da elektrolit problemi &ccedil;oğunlukla 24 saat i&ccedil;erisinde d&uuml;zeltilir. Doktorlar, yaşanan tıkanıklığın giderilmesi i&ccedil;in piloromyotomi denilen bir ameliyat uygular. &Ccedil;oğu bebek, normal beslenmeye ameliyattan yaklaşık 3-4 saat kadar sonra d&ouml;ner. Ancak bilinmeli ki ameliyattan sonra da bebek 1 g&uuml;nl&uuml;k s&uuml;re i&ccedil;erisinde aynı t&uuml;rde kusmaları yaşayabilir. Ameliyattan sonra genellikle 24-48 saat i&ccedil;erisinde ise hasta eve g&ouml;nderilir. Ancak doktorunuz muhtemelen bebeğinizin durumunu takip etmeye devam eder.</p> <h2><strong>Pilor Stenozu Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong><strong>Pilor sitenozu ne zaman bulgu verir?</strong></strong></h3> <p>Bebeğin doğumundan sonra yaklaşık 3-5 hafta i&ccedil;erisinde semptomlar ortaya &ccedil;ıkar ancak bazen bebeğin doğumundan 5 ay kadar sonra da kendini g&ouml;sterebilir.</p> <h3><strong><strong>Pilor santralize nedir?</strong></strong></h3> <p>Pilor santralize, pilor stenozu olarak da bilinir ve mide ile ince bağırsak arasında&nbsp;<a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/bagirsak-tikanikligi-bagirsak-dugumlenmesi-nedir" target="_self">bağırsak d&uuml;ğ&uuml;mlenmesi</a>&nbsp;ger&ccedil;ekleşmesiyle oluşur.</p> <h3><strong>Pilor sitenozu safralı mıdır?</strong></h3> <p>Pilor stenozunun belirtisi olan kusma, genelde beslenmeden kısa s&uuml;re sonra ger&ccedil;ekleşir ve safralı değildir.</p> <h3><strong>Pilor sitenozu genetik midir?</strong></h3> <p>Pilor stenozuna sahip olan &ccedil;ocuklarda yapılan araştırmaların sonucuna g&ouml;re daha &ouml;ncesinde pilor stenozuna yakalanmış yetişkin bireylerin &ccedil;ocuklarının yaklaşık %20&#39;si, pilor stenozu rahatsızlığına sahiptir. Buradan da anlaşılacağı &uuml;zere bu rahatsızlık, bazı durumlarda genetik olarak g&ouml;r&uuml;lebilir. Ancak detaylı bilgi almak i&ccedil;in bir&nbsp;<a href="https://www.memorial.com.tr/doktorlar/memorial-gastroenteroloji-doktorlari" target="_self">gastroentroloji</a>&nbsp;doktoruna g&ouml;r&uuml;nmeniz şiddetle tavsiye edilir.</p> <h3><strong>Pilor sitenozu &ouml;l&uuml;mc&uuml;l m&uuml;d&uuml;r?</strong></h3> <p>Pilor stenozu, mide ile bağırsak arasındaki ge&ccedil;iş b&ouml;lgesini kapatan ve dehidrasyon ile elektrolit problemi oluşturan rahatsızlıktır. Bu nedenle hastalığın g&ouml;stermiş olduğu semptomlara yeterince &ouml;nem g&ouml;sterilmezse ve ge&ccedil; teşhis konulup zamanında m&uuml;dahale edilmezse bu rahatsızlık hayati sonu&ccedil;lara yol a&ccedil;abilir. Ancak g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde ameliyatlarla genellikle bu rahatsızlık tedavi edilebilir.&nbsp;</p>

Pernisiyöz Anemi

<p>Pernisiy&ouml;z anemi, bağırsakların B12 vitaminini d&uuml;zg&uuml;n bir şekilde ememediği zaman oluşan, kırmızı kan h&uuml;crelerinde azalma meydana getiren bir anemi t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Aynı zamanda otoimm&uuml;n bir rahatsızlık olarak tanımlanan pernisiy&ouml;z anemi tedavi edilmediği takdirde sinir sisteminde geri d&ouml;nd&uuml;r&uuml;lemez hasar da dahil olmak &uuml;zere ciddi tıbbi sorunlara yol a&ccedil;abilir. En yaygın belirtileri genellikle B12 vitamini eksikliğinde ortaya &ccedil;ıkan bulgulardır.</p> <h2><strong>Pernisiy&ouml;z Anemi Nedir?</strong></h2> <p>Pernisiy&ouml;z anemi, midede intrinsik fakt&ouml;r (IF) eksikliği nedeniyle B12 vitamininin emiliminin bozulmasından kaynaklanan kronik bir otoimm&uuml;n hastalıktır.</p> <p>Anemi diğer bir ifadeyle <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/anemi-kansizlik-nedir-anemi-belirtileri-nelerdir">kansızlık</a>, v&uuml;cutta kan i&ccedil;eriğinde bulunan&nbsp;alyuvarların sayısının azalmasıyla ortaya &ccedil;ıkar. Kırmızı kan h&uuml;creleri olarak bilinen alyuvarların yapısında hemoglobin bulunur ve oksijenin taşınmasıyla g&ouml;revlidir. Kişide kansızlık g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde hem v&uuml;cutta oksijenin hem de besinlerin taşınmasında ciddi problemler yaşanır.</p> <p>Bu aşamada pernisiy&ouml;z anemi de kansızlık problemini oluştururken ana nedeninde <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/b12-vitamini-nedir-eksikliginin-belirtileri-nelerdir">B12 vitaminin yetersizliği </a>olan bir anemi t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. B ve C vitaminleri suda &ccedil;&ouml;z&uuml;nen vitamin gruplarına girse de B12, yapısal olarak yağda depolanan farklı bir forma sahiptir. Bu nedenle B12 eksikliğinin v&uuml;cutta tekrar y&uuml;kselmesi uzun s&uuml;re alabilir, bu s&uuml;re uzadık&ccedil;a pernisiy&ouml;z anemi i&ccedil;in risk fakt&ouml;r&uuml; de artar.</p> <p>B12 vitamini emilimi mide h&uuml;creleri tarafından uyarılan bir protein tarafından ger&ccedil;ekleşir, bu protein yeterli d&uuml;zeyde olmadığında B12 emiliminde problem yaşanır ve pernisiy&ouml;z anemi hastalığı meydana gelebilir. Bağırsaklarda B12 vitaminin emiliminin bozulması ile depolar 3-5 yıl i&ccedil;erisinde bitebilir ve pernisiy&ouml;z anemi belirtileri kişide g&ouml;zlemlenebilir.</p> <h2><strong>Pernisiy&ouml;z Anemi Neden Olur?</strong></h2> <p>Pernisiy&ouml;z anemi, B12 vitamininin emiliminde meydana gelen bozulmalar sonucunda bağırsakların vitamin yeteri kadar emememesi sonucunda meydana gelen. Tetikleyici fakt&ouml;rler arasında ise cerrahi m&uuml;dahalelerden sonra kullanılan bazı ila&ccedil;lar, kofakt&ouml;r eksikliği ya da beslenme sebebiyle ortaya &ccedil;ıkabilir.&nbsp;Bunun yanında intrensek fakt&ouml;r eksikliği ya da farklı iltihaplanmalar hastalığı tetikleyebilir.</p> <p>Pernisiy&ouml;z anemiye neden olan durumlar aşağıdaki gibi listelenebilir:</p> <ul> <li>V&uuml;cutta intrensek fakt&ouml;r eksikliği, mideden salgılanan bir proteinin sentezlenmesini engeller. Bu hastalık, otoimmun bir rahatsızlık olarak adlandırılır ve B12 vitaminin bağırsaklardan emilememesine neden olur. Mide k&uuml;&ccedil;&uuml;ltme ameliyatı ge&ccedil;iren bazı kişilerde de intrensek fakt&ouml;r eksikliğine sebep olabilir.&nbsp;</li> <li>İnce bağırsak sağlığının bozulmasına neden olan kronik hastalıklar, B12 emilimini olumsuz etkileyebilir. Bu noktada k&ouml;t&uuml; huylu bakterilerin &ccedil;oğalması, bağırsak florası dengesini bozabilir. <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/gluten-alerjisi">Gluten hassasiyetini</a> ifade eden <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/colyak-hastaligi-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">&ccedil;&ouml;lyak hastalığı</a> da vitamin ve minarel emilimini negatif etkiler. Kronik bağırsak iltihabı olan <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/crohn-hastaligi">crohn hastalığı</a> da enfeksiyon artırır ve bağırsak hareketlerini k&ouml;t&uuml; y&ouml;nl&uuml; değiştirebilir. Devamında ise bağırsak florasını bozan <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/antibiyotik-nedir">antibiyotikler</a>, cerrahi operasyonlar ve parazitlerin &ccedil;oğalması aynı sonuca neden olabilir.</li> <li>B12 vitamini a&ccedil;ısından zengin gıdalar t&uuml;ketmeyen kişiler risk altındadır. B12 vitaminince zengin gıdalar arasında s&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nleri, tavuk, yumurta, et ve baklagiller yer alır.</li> <li>Genetik olarak ailesinde bu rahatsızlığı olan kişiler i&ccedil;in risk fazladır, herhangi bir otoimmun hastalığı olan kişinin bağışıklık sistemi de bozulduğu i&ccedil;in bağırsak sağlığı olumsuz etkilenebilir.</li> </ul> <h2><strong>Pernisiy&ouml;z Anemi Belirtileri</strong></h2> <p>Kansızlık problemi belirtileri kişide halsizlik ve yorgunluk haliyle ortaya &ccedil;ıkabilir. Bunun temel nedeni ise hemoglobin sentezinin azalması ve oksijen taşınmasının d&uuml;şmesidir. Pernisiy&ouml;z anemi belirtileri de benzer durumlara sahiptir, bunun yanında el ve ayak uyuşmaları, deri ve tırnaklarda solgun g&ouml;r&uuml;n&uuml;m, g&ouml;ğ&uuml;s ağrısı, baş ağrısı ve d&ouml;nmesi, kalp ritminin artması ya da kalp b&uuml;y&uuml;mesi gibi semptomlar da g&ouml;r&uuml;lebilir.</p> <p>Bu belirtiler, v&uuml;cutta alyuvar &uuml;retiminin aksamasından kaynaklıdır. O y&uuml;zden kalp-damar sistemi ve beyin aktivitesi ile ilgili semptomları &ouml;n plana &ccedil;ıkarır. Diğer bir yandan B12 eksikliğine bağlı v&uuml;cut homeastasisinde de farklı semptomlar oluşabilir.</p> <h3><strong>B12 Vitamini Eksikliği Bulgu ve Belirtileri</strong></h3> <p>Pernisiy&ouml;z anemide B12 eksikliğine bağlı oluşan semptomlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:</p> <ul> <li>El ve ayaklarda karıncalanma, hissizlik</li> <li>Reflekslerde zayıflama, kas kaybı</li> <li>Aynı zamanda sinir kaybı, dengesizlik, y&uuml;r&uuml;rken sendeleme</li> <li>&Ouml;zellikle bebeklerde ya da &ccedil;ocuklarda titreme</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/istahsizlik-neden-olur">İştahsızlık</a> ve reflekslerde yavaşlama g&ouml;r&uuml;lebilir</li> <li>Dil hareketlerinde yavaşlama ve &ccedil;iğneme problemleri g&ouml;r&uuml;leceği i&ccedil;in beslenme eksikliği yaşanabilir.</li> <li>Sindirim sistemini etkileyen başlıca durumlarda ise <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/reflu-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">refl&uuml;</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kabizlik-nedir-kabizliga-ne-iyi-gelir">kabızlık</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/ishale-ne-iyi-gelir">ishal</a>, iştahsızlık, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kusmaya-ne-iyi-gelir">kusma</a> ve <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/mide-bulantisina-ne-iyi-gelir">mide bulantısı</a> g&ouml;r&uuml;lebilir. Karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına bağlı <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/karaciger-buyumesinin-onemli-belirtileri">karaciğer b&uuml;y&uuml;mesi</a> de g&ouml;zlemlenebilir.</li> <li>Psikolojik olarak asabiyet, hal&uuml;sinasyonlar, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/demans-nedir-demans-hastaligi-belirtileri">bunama</a>, hafıza kaybı, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/depresyon-belirtileri">depresyon</a> ya da bilin&ccedil; bulanıklığı yaşanabilir.</li> <li>Diş etlerinde kanama ya da dil y&uuml;zeyinde kızarıklık ya da şişkinlikler de dikkat &ccedil;ekebilir.</li> </ul> <h2><strong>Pernisiy&ouml;z Anemi Nasıl Teşhis Edilir?</strong></h2> <p>Pernisiy&ouml;z anemi teşhisi i&ccedil;in &ouml;ncelikle doktora başvurarak fiziki muayeneden ge&ccedil;ilmesi gerekir. Bununla birlikte hastalık &ouml;yk&uuml;s&uuml; değerlendirildikten sonra altında yatan etmenler doktor tarafından g&ouml;zden ge&ccedil;irilir. &Ouml;zellikle bazı bağırsak problemleri, otoimmun hastalıklar ya da ailede hastalık ge&ccedil;mişi varsa hastalığın seyri değişebilir. Bu noktada kardiyolog, n&ouml;rolog, gastroenterolog ve hematolog uzmanları hastalığı birlikte değerlendirerek doğru teşhisi koyabilir. Bu s&uuml;re&ccedil;te &ccedil;eşitli kan testleri ve farklı analizler yapılarak tam teşhis konulabilir.</p> <p>Pernisiy&ouml;z aneminin multidisipliner yaklaşımla farklı branşlar tarafından da değerlendirilmesi &ouml;nemlidir. Tanı aşamasında aşağıdaki y&ouml;ntemlerden yararlanabilir:</p> <ul> <li>LDH ve metilmalonik asit (MMA) testi</li> <li>Kandaki B12 d&uuml;zeyi</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/homosistein-nedir">Homosistein</a> d&uuml;zeyleri ve serum d&uuml;zeyinde <a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/bilirubin-testi-nedir">bilirubin</a> seviyesi</li> <li>CBC/TKS/hemogram &ouml;l&ccedil;&uuml;m&uuml;</li> <li>Midede otoimmun hastalığın g&ouml;stergesi antikorlar ve intrinsik fakt&ouml;r işlevini bloke eden antikorların test edilmesi</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/endoskopi-nedir-ne-zaman-yapilmalidir">Endoskopi</a> ya da <a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/kolonoskopi-nedir-nasil-yapilir">kolonoskopi</a> ile dejenerasyon belirtilerinin incelenmesi</li> <li>Retik&uuml;losit sayısı sayımı</li> </ul> <p>Pernisiy&ouml;z anemi hastalığından ş&uuml;phe duyulan kişide doktor fiziki muayenede bazı belirtilere dikkat eder. Bu anlamda kişinin cilt rengi solgun ve sarı renkte g&ouml;r&uuml;nebilir. Devamında y&uuml;ksek kalp ritminden ya da kalpte &uuml;f&uuml;r&uuml;mden ş&uuml;phe duyuluyorsa kardiyologlar hastayı testten ge&ccedil;irebilir. Kişinin reflekslerinde de bozulmalar g&ouml;r&uuml;lebilir; bu doğrultuda y&uuml;r&uuml;me, konuşma, hareketler kontrol edilir. Ayrıca sinir hasarı belirtileri kişide varsa kaslar, duyular ve g&ouml;z kontrolleri yapılır.&nbsp;</p> <p>Tam tanı i&ccedil;in kan testleri ya da kemik iliği testine&nbsp;başvurulabilir. Bu testte hemotokritin ve hemoglobinin &ouml;l&ccedil;&uuml;mleri alınarak&nbsp;referans aralığına g&ouml;re d&uuml;ş&uuml;k gelmesi kansızlığı ifade eder. İlave olarak alyuvar, akyuvar, <a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/trombosit-testi-nedir-hangi-hastaliklarin-tanisi-icin-yapilir">trombosit</a> sayıları ve <a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/mcv-nedir">MCV</a> değerlerine bakılabilir ve enfeksiyon durumu değerlendirilebilir. Ayrıca testlerde demir bağlama seviyesi, retik&uuml;losit sayısı, B12 ve demir d&uuml;zeyi de d&uuml;ş&uuml;k gelebilir. Bu aşamada MMA ve homosistein seviyesinin hastalarda y&uuml;ksek &ccedil;ıkması da işaretler arasındadır. Ek olarak kemik iliğinden biyopsi alınarak alyuvar boyutları &ouml;l&ccedil;&uuml;lerek teşhis konulabilir.</p> <h2><strong>Pernisiy&ouml;z Anemi Tedavisi</strong></h2> <p>B12 vitamini emilimini artması adına bazı tedavi y&ouml;ntemleri izlenebilir. Bu anlamda <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/bagirsak-florasi">bağırsak florasını</a> dengelemek i&ccedil;in antibiyotik kullanımı, B12 eksikliği i&ccedil;in kas i&ccedil;ine enjeksiyon ve oral B12 kullanımı sağlanabilir. Eğer hastalık hafif d&uuml;zeyde izleniyorsa burun spreyi, gıda takviyeleri &ouml;ncelikli tercihler olabilir. Ağır vakalarda ise damar yoluna ya da kal&ccedil;adan enjeksiyon yapılarak B12 desteği verilebilir.</p> <p>Diğer bir yandan hastalığın altında kalp-damar, n&ouml;rolojik ya da gastroentrolojik problemler varsa &ouml;nlem alınarak kombine bir tedavi uygulanabilir. Bu s&uuml;re&ccedil;te kişinin B12 depoları takip edilerek yaşam tarzında ve beslenmesinde değişiklikler yapılabilir. Beslenme men&uuml;s&uuml;ne de deniz &uuml;r&uuml;nleri balık, yumurta, s&uuml;t, peynir, beyaz ve kırmızı et gibi gıdalar eklenebilir.</p> <h2><strong>Pernisiy&ouml;z Anemi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Pernisiy&ouml;z anemiye karşı alınabilecek &ouml;nlemler nelerdir?</strong></h3> <p>B12 emilimini engelleyecek gıdalardan uzak durulması &ouml;nemlidir. Bu anlamda mide asidini dengeleyecek gıdaların t&uuml;ketilmesi, avantaj sağlar. Ayrıca &ccedil;ay, kahve ve diğer işlenmiş gıdaların az t&uuml;ketilmesi B12 ve demir emilimini artırabilir. Bu gıdaların az t&uuml;ketilmesiyle katkı sağlanabilir. Ek olarak bağırsak sağlığı i&ccedil;in <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kefirin-faydalari-nelerdir">kefir</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/yogurdun-faydalari-nelerdir">yoğurt</a> gibi <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/prebiyotik-nedir">prebiyotiklerin</a> t&uuml;ketilmesi &ouml;nerilir.</p> <h3><strong>Megaloblastik anemi ve pernisiy&ouml;z anemi arasındaki fark nedir?</strong></h3> <p><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/megaloblastik-anemi">Megaloblastik anemi</a>, B12 ve <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/folik-asit-nedir-folik-asit-eksikligi-belirtileri-nelerdir">folik asit</a> eksikliğine dayalı olarak gelişir. Pernisiy&ouml;z anemide ise sadece B12 eksikliğine dayalı bir gelişim s&uuml;reci vardır.</p>

Telogen Effluvium

<p>Telogen effluvium bir &ccedil;eşit kafa derisi hastalığıdır. Telojen sa&ccedil; folik&uuml;l&uuml;n&uuml;n dinlenme fazı olarak bilinir. Sa&ccedil;lar dinlenme aşamasına vaktinden &ouml;nce girdiğinde incelmeye ve d&ouml;k&uuml;lmeye başlar. Bu d&ouml;k&uuml;lme beklenen sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lme oranı olan g&uuml;nde 125 kıldan fazla olduğundan sa&ccedil;ların b&uuml;y&uuml;k bir kısmı kısa zamanda d&ouml;k&uuml;lebilir. Bu d&ouml;k&uuml;lme daha &ccedil;ok başın &uuml;st b&ouml;lgesinde kendini g&ouml;sterir. Kadınlarda daha &ccedil;ok g&ouml;r&uuml;len bu sa&ccedil; hastalığı, avu&ccedil;la sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi olarak da ifade edilir.</p> <h2><strong>Telogen Effluvium Nedir?</strong></h2> <p>Telogen effluvium, stres, hormonal değişim, ila&ccedil; kullanımı ve v&uuml;cutta yaşanan bir değişiklik sonucunda kafa derisinde meydana gelen sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Şiddetli şekilde sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesinin yanında sa&ccedil;ta incelme de g&ouml;r&uuml;lebilir. 3 aşamalı olan sa&ccedil; d&ouml;ng&uuml;s&uuml;nde stres, hamilelik, yetersiz beslenme, kullanılan ila&ccedil;lar, hormonel değişiklikler, bazı hastalıklar gibi farklı sebeplerden kaynaklı değişiklik oluşur. Bu değişiklik de telogen effluvium&rsquo;e sebep olur.&nbsp;<a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/sac-dokulmesi" target="_self">Sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi</a>&nbsp;kendi başına bir şey ifade etmez. Tedavisi i&ccedil;in d&ouml;k&uuml;lmeye neden olan durum ya da hastalıkları tedavi etmek gerekebilir. Ge&ccedil;ici bir d&ouml;k&uuml;lme s&uuml;reci olup tedavi sonrasında sa&ccedil;lar genellikle tekrar &ccedil;ıkar.&nbsp;</p> <h2><strong>Telogen Effluvium Neden Olur?&nbsp;</strong></h2> <p>Sa&ccedil;ta b&uuml;y&uuml;me (anajen), ge&ccedil;iş (katajen) ve dinlenme (telojen) aşaması olmak &uuml;zere 3 farklı aşama vardır. Normal şartlarda insanların sa&ccedil;larının %15&rsquo;i dinlenme aşamasındadır. Telogen eflluvium başladığında b&uuml;y&uuml;me aşaması yavaşlar. Bunun anlamı ise ge&ccedil;iş aşamasına sa&ccedil;ın daha az kılla ge&ccedil;ecek olmasıdır. B&ouml;ylece sa&ccedil; folik&uuml;llerinin sadece %30&rsquo;u dinlenme aşamasına ge&ccedil;er ki bu <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/sac-dokulmesi" target="_blank">sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesinin</a> başladığı anlamına gelir. Bu durum kronik hale geldiğinde ise sa&ccedil;ın d&ouml;k&uuml;lmesi 6 aydan fazla s&uuml;rer. Sa&ccedil;lar g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;l&uuml;r şekilde incelir. Sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesinin bazı nedenlerini aşağıdaki gibi detaylandırmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r:&nbsp;</p> <ul> <li>Şiddetli stres yaşanan d&ouml;nemler, telogen effluvium i&ccedil;in uygun ortam yaratır. Boşanma veya sevilen birinin kaybı, iş stresi gibi nedenlere bağlı olarak sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi başlayabilir.&nbsp;Stresten sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi stresli d&ouml;nemden sonraki 2 ya da 4 yıl i&ccedil;inde ger&ccedil;ekleşir.&nbsp;&nbsp;</li> <li>&Ccedil;oğu kadının doğumdan birka&ccedil; ay sonra sa&ccedil; kaybetmesi de telogen effluvium olarak adlandırılır. Hamilelik sırasında sa&ccedil;lar daha fazla b&uuml;y&uuml;se de doğumdan 3 ila 4 ay sonra meydana gelen hormonel değişiklikler sa&ccedil; kaybına sebep olabilir.&nbsp;</li> <li>&Ouml;zellikle y&uuml;ksek ateşe sebep olan hastalıklar 2 &ndash;3 ay sonra sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi olarak kendini g&ouml;sterir.&nbsp;</li> <li>Yetersiz beslenme ve anemi, sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi olarak kendini g&ouml;sterebilir. Protein, demir, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/cinko-nedir-cinko-iceren-besinler-nelerdir">&ccedil;inko</a>, B ve <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/d-vitamini-eksikligi-belirtileri-nelerdir-d-vitamini-nelerde-var">D vitaminlerinin</a> ve temel besin eksikliği de telogen effluvium&#39;e sebep olabilir.&nbsp;</li> <li>Tiroidin aşırı(hipertiroidi) ya da yavaş(hipotiroidi) &ccedil;alışması sonucunda v&uuml;cutta telogen effluvium ortaya &ccedil;ıkabilir.</li> <li>Telogen effluvium&#39;a sebep olan ila&ccedil; t&uuml;rleri arasında en bilineni kanser ila&ccedil;larıdır. Bununla birlikte tansiyon ila&ccedil;ları, antidepresanlar, antibiyotikler, beta-blokerler, retinoidler, ameliyat sırasında ve sonrasında kullanılan bazı ila&ccedil;lar da sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesine sebep olabilir.&nbsp;</li> <li>Ani kilo kaybı genellikle <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/anoreksiya-nervoza-hastaligi-nedir">anoreksiyada</a> kendini g&ouml;sterir. V&uuml;cut kilo kaybettiğinde yeterli besini alamadığı i&ccedil;in sa&ccedil;lar d&ouml;k&uuml;lmeye başlar.</li> <li>Kadınlarda aşırı sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi menopoza bağlı olabilir. Menopoz sırasında da v&uuml;cutta bazı hormonal değişiklikler meydana gelir. Bu değişiklikler de telogen effluvium&rsquo;a neden olabilir.&nbsp;&nbsp;</li> <li>Tiroit bezini etkileyen durumların yanı sıra bazı <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/otoimmun-hastaliklar-nelerdir">otoimm&uuml;n hastalıkları</a> da sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesine sebep olabilir. Bunlar arasında en bilineni alopesi areata&#39;dır. Otoimm&uuml;n hastalığı olarak bilinen bu hastalık t&uuml;r&uuml;nde direkt sa&ccedil; k&ouml;k&uuml; zarar g&ouml;r&uuml;r. Kafa derisinde d&ouml;k&uuml;lme meydana gelebileceği gibi v&uuml;cudun herhangi bir yerinde de yoğun t&uuml;y kaybı g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</li> <li>Traksiyon alopesi olarak bilinen sıkı sa&ccedil; modelleri ve postiş kullanımı, erkek tipi kellik olarak bilinen ve hem kadınlarda hem de erkeklerde sık g&ouml;r&uuml;len androgenetik alopesi&#39;nin de<strong>&nbsp;</strong>telogen effluvium&rsquo;e sebep olabildiği s&ouml;ylenir.&nbsp;</li> <li>Metal ile uzun s&uuml;reli temaslarda metal toksitesinden kaynaklı sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmeleri g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;&nbsp;</li> </ul> <h2><strong>Telogen Effluvium Belirtileri&nbsp;Nelerdir?</strong></h2> <p>Telogen effluvium belirtileri, kişide normalin dışında sa&ccedil; kaybı olarak kendini g&ouml;sterir. Tararken ve yıkarken ele gelen sa&ccedil; miktarı artmaya başlar. Sa&ccedil; derisinde ve sa&ccedil;ta g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;l&uuml;r incelme fark edilir. Sa&ccedil;lar kurur ve her tarandığında tarağa gelen sa&ccedil; miktarı artar. Yastıkta, banyoda her ge&ccedil;en g&uuml;n artarak &ccedil;oğalan sa&ccedil;lar sa&ccedil; kaybının habercisidir. Bununla birlikte sa&ccedil; derisi sağlıklı g&ouml;r&uuml;n&uuml;mdedir. Sa&ccedil; diplerinde kaşıntı ve yanma, ağrı veya pullanma g&ouml;r&uuml;lmez. Telogen effluvium teşhisi ise olduk&ccedil;a kolaydır. Sa&ccedil; derisindeki kıllara yapılacak &ccedil;ekme testi ve yapılacak kan testi ile hastalık teşhisi konabilir. Sonrasında ise hastalığın altında yatan ger&ccedil;ek neden araştırılarak ona y&ouml;nelik tedavi uygulanır.&nbsp;&nbsp;</p> <h2><strong>Telogen Effluvium Tedavisi&nbsp;Nasıl Olur?</strong></h2> <p>Telogen eflluvium tedavisine başlayabilmek i&ccedil;in &ouml;ncelikle altında yatan nedeni bulmak &ouml;nemlidir. Sebep bulunduktan ve tedavi edildikten sonra ise sa&ccedil; d&ouml;ng&uuml;s&uuml;n&uuml;n normale d&ouml;nmesi beklenir.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Nedene bağlı olarak tedavi şekilleri aşağıdaki gibidir:</p> <ul> <li>Nedeni <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/stres-nedir-nasil-yonetilir">stres</a> ise stresi y&ouml;netmeyi &ouml;ğrenmeye yardımcı olacak profesyonel destek almak.&nbsp;</li> <li>Altında yatan sebep yetersiz beslenme ise beslenme eksikliklerini gidermeye yardımcı olacak bir diyeti doktor kontrol&uuml;nde uygulamak. Et, yumurta, balık, baklagil, tahıl &uuml;r&uuml;nleri ve fındık gibi protein a&ccedil;ısından zengin besinleri diyete dahil ederek yeterli protein almak.&nbsp;</li> <li>Demir a&ccedil;ısından zengin gıdalar t&uuml;ketmek. Demir eksikliği ve Telogen effluvium arasında bir bağlantı olduğu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;r. Kırmızı et, koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye ve mercimek gibi baklagilleri t&uuml;keterek sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesinin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;meye yardımcı olabilmek de m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.&nbsp;</li> <li>Sa&ccedil; bakımı sırasında sa&ccedil; fazla ısıya maruz kaldıysa bu maruziyeti ortadan kaldırmak.&nbsp;</li> </ul> <p>Uygun tedavi uygulandığı takdirde sa&ccedil;ların 3-4 ay i&ccedil;inde tekrar uzamaya başladığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Kafa derisinde yanma ve ağrı olması durumunda ise vakit kaybetmeden&nbsp;<a href="https://www.memorial.com.tr/tibbi-birimlerimiz/deri-ve-zuhrevi-hastaliklar" target="_self">dermatoloji</a>&nbsp;b&ouml;l&uuml;mden randevu almanızda fayda var. Bazı durumlarda ise d&ouml;k&uuml;lme hızı yavaşlar ancak tamamen ortadan kalkmaz. &Ouml;rneklere bakıldığında telogen effluvium durumunda hastalarda kellik belirtileri g&ouml;r&uuml;nse de sa&ccedil; kaybının %50&rsquo;yi ge&ccedil;mediği s&ouml;ylenebilir.&nbsp;&nbsp;</p> <h2><strong>Telogen Effluvium Hakkında Sık Sorulan Sorular&nbsp;</strong></h2> <h3><strong>Telogen effluviumdan sonra sa&ccedil;lar uzar mı?&nbsp;</strong></h3> <p>Sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi &ccedil;evre, hormonel değişiklikler, hastalık, beslenme gibi farklı sebeplere bağlı olarak ortaya &ccedil;ıkar. Telogen effluvium genellikle ge&ccedil;ici bir s&uuml;re&ccedil; olsa da 6 aya kadar uzayabilir. Sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesine sebep olan nedenler ortadan kalktıktan sonra sa&ccedil;lar yeniden uzamaya başlar.&nbsp;&nbsp;</p> <p>Genellikle v&uuml;cudunuz fiziksel veya duygusal olarak stresli bir şey yaşadıktan birka&ccedil; ay sonra ger&ccedil;ekleşir. Ayrıca ani hormonsal değişikliklerden de kaynaklanabilir. Telogen effluvium nedeniyle sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi genellikle ge&ccedil;icidir ve artık stresiniz olmadığında sa&ccedil;larınız&nbsp;genellikle tedavi olmadan tekrar uzar.&nbsp;</p> <h3><strong>Telogen effluvium i&ccedil;in hangi doktora gidilir?&nbsp;</strong></h3> <p>Telogen Effluvium i&ccedil;in ilk gidilecek doktor dermatoloji uzmanıdır. Sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesine neyin sebep olduğu &ccedil;eşitli testlerle tespit edilir. Bu testler arasında hastanın herhangi bir strese maruz kalıp kalmadığını &ouml;ğrenmek i&ccedil;in hayat hikayesi dinlenir. Fiziksel muayene ve sa&ccedil; &ccedil;ekme testi yapılır. T&uuml;m bunlara ek olarak yapılan kan tahlilinde ise d&ouml;k&uuml;lmenin sebebinin herhangi bir patolojik durum olup olmadığı incelenir. T&uuml;m veriler toplandıktan sonra ise tanı konularak tedavi y&ouml;ntemi tespit edilir.&nbsp;&nbsp;</p>

Tüm Hastalık İçerikleri

Teknolojiler

Cilt Analizinde Yeni Bir Teknoloji: Observ 320 Cilt Analizi

<p>Cildimiz; yaşın ilerlemesi, cilt bakımına yeterli &ouml;zenin g&ouml;sterilmemesi, g&uuml;neş ışınlarına maruziyet ve bazen de genetik sebeplerle sağlıklı ve gen&ccedil; g&ouml;r&uuml;n&uuml;m&uuml; kaybedebiliyor. Ciltte lekelenme, a&ccedil;ık g&ouml;zenekler, kızarıklık, matlaşma ve elastikiyet kaybı gibi estetik a&ccedil;ıdan rahatsız edici sonu&ccedil;lar g&ouml;r&uuml;lebiliyor. Cilt tipinizin uzmanlar tarafından analiz edilmesi, ciltteki sorunların objektif olarak saptanabilmesi cilt analiz cihazları &ouml;ne &ccedil;ıkıyor ve ileri teknolojilerle cildin doğru değerlendirmesinin yapılması gerekiyor. Memorial Bah&ccedil;elievler Hastanesi Dermatoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;&#39;nden Do&ccedil;. Dr. Asude Kara Polat, Uzm. Dr. Didem Kazan ve Uzm. Dr. Selma Salman,&nbsp;Observ 320 Cilt Analiz teknolojisi hakkında bilgiler verdi.</p> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizi Teknolojisi Nedir?</strong></h2> <p>Observ 320 cilt analizi Dermatoloji b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde kullanılan bir cilt tanıma teknolojisidir. Cildin ihtiya&ccedil;larını kolay ve anlaşılabilir haliyle g&ouml;sterebilen bu analiz ile cilt y&uuml;zeyinin daha derin katmanlarının dahi incelenmesi fırsatı sunulmaktadır. Y&uuml;z&uuml;n cihaza konumlandırılmasının ardından cilt y&uuml;zeyine patenti LED ışık ve filtrelerle aydınlatma sağlayarak cildin en dıştan i&ccedil;e doğru en net şekilde değerlendirme imkanı sağlamaktadır.</p> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizinin Kullanım Alanları Nelerdir?</strong></h2> <p>Observ 320 cilt analizi; cilt tipine uygun bakım rutini oluşturmadan &ouml;nce cilt tipini belirlemede, rozasea, akne, melasma gibi dermatolojik hastalıkların hem medikal hem de kozmetik tedavileri &ouml;ncesi ve izleminde tedavini yanıtını değerlendirmede ve botoks, mezoterapi, dolgu uygulamaları gibi kozmetik işlemlerin başarısını değerlendirmede kullanılmaktadır.</p> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizinin Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <p>Observ 320 cilt analizi teknolojisi, cilt y&uuml;zeyine aydınlatma sağlayarak cildin en derin katmanlarını dahi derinlemesine g&ouml;rme imkanı sunmaktadır. Avantajları aşağıdaki gibi sıralanabilir;</p> <ul> <li><strong>Cilt tipinin değerlendirilmesi</strong></li> </ul> <p>Cilt tipi kuru-karma-yağlı olarak 3&rsquo;e ayrılır. Cilt tipinin belirlenmesi ile hastalara g&uuml;nl&uuml;k cilt bakımı rutini oluşturmaları i&ccedil;in yardımcı olacak &uuml;r&uuml;nler &ouml;nerilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cilt kalitesi ve y&uuml;zey d&uuml;zensizliklerinin değerlendirilmesi </strong></li> </ul> <p>A&ccedil;ık g&ouml;zenekler, ton eşitsizliği, ince ve derin &ccedil;izgilerin tespiti ile hastalara &ouml;nerilecek kozmetik &uuml;r&uuml;n ya da kozmetik işlemlere karar verilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cilt lekelerinin tedavisi</strong></li> </ul> <p>Ciltteki &ccedil;il, g&uuml;neş lekesi gibi g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;nen veya derinin alt tabakalarına uzanan g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;lmeyen hormonal lekeler (melasma) cilt analiz cihazıyla tespit edilebilmektedir. Tespit sonrasında hastaya uygun medikal ya da kozmetik tedaviler &ouml;nerilebilmektedir. Bu tedavilerin başarısı, Observ 320 Cilt Analiz teknolojisi ile takip edilebilmekte ve gerekli durumlarda ek tedaviler uygulanabilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cildin damar ağ yapısı değerlendirilmesi</strong></li> </ul> <p>Kuperoz ya da rosacea adı verilen cilt hastalıkları toplumda sık g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. Bu hastalarda cilt altı kılcal damarlarda normalin &uuml;st&uuml;nde genişleme olabilmekte ve bu durum y&uuml;zde kızarık bir g&ouml;r&uuml;nt&uuml;ye sebebiyet verebilmektedir. Observ 320 Cilt Analiz cihazı ile deri altı damar ağı yapısının adeta fotoğrafını &ccedil;ekilmektedir. Bu sayede başlangı&ccedil; aşamasında saptanan bu hastalıkları &ouml;nlemeye y&ouml;nelik &ouml;nerilerde bulunulabilmekte veya ilerlemiş hastalık durumunda ise tedaviye y&ouml;n verilebilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cil sıkılığı: (g&ouml;zaltı torbaları, g&uuml;lme &ccedil;izgileri)</strong></li> </ul> <p>Cildin gerekli ihtiyacı karşılanmadığı durumlarda Observ 320 Cilt Analiz cihazı ile gelişebilecek cilt sorunlarının tespiti kolaylıkla sağlanabilmektedir.</p> <ul> <li><strong>Cilde uygulanan uzun d&ouml;nemli tedavilerde cildin gelişimi değerlendirilebilmektedir.</strong></li> </ul> <h2><strong>Observ 320 Cilt Analizi Teknolojisi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Observ 320 Cilt Analizi uygulaması sırasında acı veya ağrı hissedilir mi?</strong></h3> <p>Observ 320 Cilt Analizi uygulaması sırasında acı veya ağrı hissedilmez, olduk&ccedil;a konforlu bir uygulamadır. Kişi cihazın ışık almayan siyah kutu şeklinde başlık kısmına başını yerleştirir, bilgisayarlı fotoğraf sistemimiz cildin fotoğraflarını &ccedil;eker. B&ouml;ylece konforlu bir uygulama ger&ccedil;ekleştirilir.</p> <h3><strong>Cilt hastalıklarının takibinde kullanılması ne gibi avantajlar sağlar?</strong></h3> <p>Cilt analiz cihazı sayesinde verilen medikal tedavinin ya da estetik uygulamanın hastanın bir &ouml;nceki gelişine g&ouml;re ciltte ne gibi faydalar sağladığı, ne derece başarılı olduğu objektif olarak g&ouml;r&uuml;lebilir. Gerekirse mevcut tedavi değiştirilebilir ya da tedaviye eklemeler yapılabilir.</p> <h3><strong>Cilt analizi hastaya ne gibi imkanlar sunar?</strong></h3> <p>Hasta, cildindeki fark ettiği sorunların yanında &ccedil;ıplak g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;lmeyen sorunları da g&ouml;rm&uuml;ş olur. Doktoruyla birlikte cilt tipine uygun bir cilt bakımı rutini geliştirebilir. Ayrıca ciltteki sorunların tedavisi i&ccedil;in yine doktoruyla birlikte bir tedavi planı oluşturabilir.</p>

Rezum (İyi Huylu Prostat Büyümesi İçin Su Buharı Tedavisi)

<p>Rezum, iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi tedavisinde prostatın b&uuml;y&uuml;yen kısmını k&uuml;&ccedil;&uuml;ltmek i&ccedil;in su buharı enerjisinin kullanıldığı bir y&ouml;ntemdir. Rezum tedavi y&ouml;ntemi ile &uuml;retra-dış idrar yolundan girilerek (endoskopik yaklaşım) prostat g&ouml;zlenir. Radyofrekans jenerat&ouml;r&uuml; yoluyla oluşan enerji, v&uuml;cut dışında suyu ısıtmak ve buhara d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmek i&ccedil;in kullanılır. V&uuml;cut dışında oluşturulan su buharı, prostat b&uuml;y&uuml;mesine neden olan prostat dokusunu k&uuml;&ccedil;&uuml;ltmek i&ccedil;in bir iğne aracılığıyla prostat dokusuna iletilir. İşlem yaklaşık 10 ila 30 dakika arasında s&uuml;rer ve g&uuml;n&uuml;birlik olarak ger&ccedil;ekleştirilebilir. Memorial Şişli Hastanesi &Uuml;roloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nden Do&ccedil;. Dr. Fatih Yanaral, iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesinde kullanılan su buharı tedavi y&ouml;ntemi Rezum hakkında bilgi verdi.</p> <h2><strong>İyi Huylu Prostat B&uuml;y&uuml;mesi ve Rezum Nedir?</strong></h2> <p><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/iyi-huylu-prostat-buyumesine-dikkat">İyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi</a>, prostat bezinin boyutunun b&uuml;y&uuml;mesiyle erkeklerde yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len &uuml;rolojik bir hastalıktır. Erkeklerde ileri yaşlarda yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi 50&#39;li yaşlardaki erkeklerin %40&#39;ını, 90 yaş ve &uuml;zerindeki erkeklerin ise %90&#39;ını etkilemektedir. Hastalarının b&uuml;y&uuml;k bir kısmında prostat b&uuml;y&uuml;mesi mesane &ccedil;ıkış tıkanıklığına neden olarak idrar yolu şikayetlerine yol a&ccedil;maktadır. İdrar şikayetleri arttık&ccedil;a hastanın yaşam kaliteleri de d&uuml;şer. Prostat b&uuml;y&uuml;mesi tedavisinde hayat tarzı değişiklikleri, ila&ccedil; tedavileri ve ameliyat tedavileri vardır. İlk basamak tedavi olan ila&ccedil; tedavileri zamanla etkisini kaybedebilir veya hasta devamlı ila&ccedil; kullanmak istemeyebilir. Bu durumdaki hastaların iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi tedavisinde ameliyat se&ccedil;enekleri g&uuml;ndeme gelir. İyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;meleri tedavisinde g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde trans&uuml;retral rezeksiyon (TURP), lazer ameliyatları (Thulep, Holep) ve Rezum tercih edilmektedir. Klasik y&ouml;ntem olan TURP&#39;nin kendine has yan etkileri bulunmaktadır. Bu yan etkiler arasında retrograd ejak&uuml;lasyon (meninin geri ka&ccedil;ması), transf&uuml;zyon gerektiren kanama sayılabilir. Ayrıca, genel veya spinal anestezi kullanımını gerektirir ve hastanın ortalama 2 g&uuml;n hastanede kalış s&uuml;resi vardır. Bu durumu iyileştirmek i&ccedil;in TURP&#39;ye alternatif cerrahi stratejiler sağlamak amacıyla &ccedil;eşitli minimal invaziv prosed&uuml;rler geliştirilmiştir. Bunlar arasında, 2015 yılında Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İla&ccedil; Dairesi (US FDA) onayı aldıktan sonra artan bir ilgi g&ouml;ren yeni bir ablatif prosed&uuml;r olan Rezum sistemi bulunmaktadır.</p> <h2><strong>Rezum Tedavi Y&ouml;nteminin Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <ul> <li>Rezum, lokal anestezi altında uygulanabilir (Anestezi riski y&uuml;ksek hastalara uygulanabilir)</li> <li>Rezum, hastanın kan sulandırıcı ila&ccedil;ları kesilmeden uygulanabilir (Kalp hastalığı olanlarda g&uuml;venlidir)</li> <li>Rezum, hastanın hızlı ve etkili bir tedavi almasını sağlar</li> <li>Rezum ile genişlemiş merkezi b&ouml;lgeler ve/veya orta loblar tedavi edilebilmektedir</li> <li>Rezum, iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;meleri i&ccedil;in klinik olarak kanıtlanmış, g&uuml;venli ve etkili bir tedavi y&ouml;ntemidir</li> <li>Rezum ile tedavi edilen hastada cinsel işlev kaybı ve idrar fonksiyon kaybı minimum d&uuml;zeyde olur</li> <li>Rezum tedavisi g&ouml;ren hasta normal aktivitelere hızlı d&ouml;n&uuml;ş yaparak aynı g&uuml;n hastaneden taburcu olabilmektedir.</li> </ul> <h2><strong>Rezum Tedavisini Kimler Se&ccedil;ebilir?</strong></h2> <ul> <li>Prostat ila&ccedil;larını bırakmayı veya almamayı tercih eden iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;mesi olan hastalar</li> <li>Diğer minimal invaziv (kapalı y&ouml;ntemler) veya cerrahi prostat prosed&uuml;rlerini istemeyen hastalar</li> <li>Şikayetlerinden ameliyatı se&ccedil;ecek kadar rahatsız olmadıklarını belirten hastalar</li> </ul> <h2><strong>Rezum Tedavisi Hangi Hastalara Uygulanabilir?</strong></h2> <ul> <li>İyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; &ge;30 cm3 ve &le;80 cm3 olan hastalara Rezum tedavi y&ouml;ntemi uygulanabilir.</li> <li>Santral b&ouml;lge ve/veya orta lob hiperplazisi olan prostatın tedavisinde uygulanabilir</li> </ul> <h2><strong>Rezum Tedavisi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Rezum tedavisi y&ouml;ntemi i&ccedil;in kimler iyi bir aday değildir?</strong></h3> <p>Rezum tedavisi, &uuml;riner implantı olan veya penil protezi olan hastalarda ve iyi huylu prostat b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; 80 gram &uuml;st&uuml;nde olan hastalara uygulanmamalıdır.</p> <h3><strong>Rezum tedavisi ile klasik TURP ve prostat lazer ameliyatları arasındaki fark nedir?</strong></h3> <p>TURP ve lazer ameliyatlarında, prostatın bir kısmını &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in elektrik akımı veya lazer enerjisi kullanılmaktadır. İyileşmeler genellikle Rezum tedavisi gibi ofis tabanlı bir tedaviden daha iyidir. Ancak ameliyatların genellikle daha fazla riski vardır. Bu işlemler ameliyathanede genel veya spinal anestezi altında uygulanmaktadır. Rezum tedavisi ise lokal anestezi altında, kan sulandırıcı ila&ccedil;lar kesilmeden de uygulanabilir.</p>

İntraoperatif Mr

<p>Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi alanın da en ileri teknolojilerden olan İntraoperatif MR, beyin, omurilik, hipofiz t&uuml;m&ouml;rleri, glial t&uuml;m&ouml;rler ve derin yerleşimli t&uuml;m beyin dokularının değerlendirilmesinde olduk&ccedil;a &ouml;nemli bir yere sahiptir. Hastanın ameliyatı sırasında detaylı MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; alma şansı tanıyan bu y&ouml;ntem; hekime t&uuml;m&ouml;r&uuml;n temizlenmesi s&uuml;recinde &ccedil;ok etkili bir yol g&ouml;sterici olup t&uuml;m&ouml;r kalıntısını &ouml;nlemekte, genellikle ikinci bir ameliyata gerek duyulmamasını sağlamaktadır. Memorial Ataşehir Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi B&ouml;l&uuml;m&uuml;&rsquo;nden Prof. Dr. Zafer Orkun Toktaş, beyin ve omurilik ameliyatlarında İntraoperatif MR&rsquo;ın avantajları hakkında bilgi verdi.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR Nedir?</strong></h2> <p>D&uuml;nyada sayılı merkezde bulunan ve &ldquo;Ameliyathane MR&rsquo;ı&rdquo; olarak da bilinen İntraoperatif MR(IOMR), beyin ve omurilik t&uuml;m&ouml;r ameliyatlarında b&uuml;y&uuml;k fark yaratan bir g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme y&ouml;ntemidir. IOMR, hastanın yaşam beklentisini / konforunu b&uuml;y&uuml;k oranda iyileştirmenin yanı sıra, beyin cerrahlarının işlerini de olduk&ccedil;a kolaylaştırmaktadır. IOMR sayesinde ameliyat sırasındaki gidişatı değerlendirilir, kritik dokular korunur ve t&uuml;m&ouml;r kalıntıları g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lenebilir. T&uuml;m&ouml;r tedavisinde yaşam s&uuml;resini belirgin d&uuml;zeyde olumlu etkiler ve b&uuml;y&uuml;k fark yaratır.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR Nasıl Uygulanır?</strong></h2> <p>Hastanın tanısının konulması ve cerrahi sonrası takip s&uuml;re&ccedil;lerinde klasik MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;lemesi mutlak başvurulan bir y&ouml;ntemdir. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde ise ameliyat sırasında ihtiyaca g&ouml;re MR g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme yapılabiliyor olması; ameliyat sonrasındaki bir aksaklığın &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebilmekte, cerrahi sırasında yol g&ouml;sterici olması kolaylık sağlamaktadır. Ameliyat anında hasta MR cihazına alınarak cerrahi sahada her t&uuml;rl&uuml; bilgiye ulaşılır. MR hazırlığı sırasında cerrahi yapılan alana steril &ouml;zel &ouml;rt&uuml; yerleştirilmekte ve alan ge&ccedil;ici dikiş ile kapatılmaktadır T&uuml;m ekipmanların MR uyumlu olması en b&uuml;y&uuml;k kriterdir. Anestezi altında ve tam monitorize olarak &ccedil;ekilen MR yaklaşık 30 dakika s&uuml;rmektedir.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR&rsquo;ın Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <p>Beyin ameliyatlarında t&uuml;m&ouml;r&uuml;n yerini milimetrik olarak tespit etmek olduk&ccedil;a hassas bir &ccedil;alışma gerektirmektedir. İntraoperatif MR sayesinde t&uuml;m&ouml;r&uuml;n &ccedil;evre dokularla ilişkisi net olarak tespiti sağlanabilmekte, g&ouml;zden ka&ccedil;abilecek t&uuml;m&ouml;r kalıntısı, sinir ağları g&ouml;r&uuml;lmekte ve b&ouml;ylelikle yanılma payı ortadan kalkmaktadır. Ge&ccedil;mişte cerrahi anında g&ouml;r&uuml;nt&uuml; alınamaması nedeniyle hastalarda kalıntı t&uuml;m&ouml;rler g&ouml;r&uuml;lebilirdi ve ikinci bir cerrahi gerekliliği ortaya &ccedil;ıkabilmekteydi. &nbsp;Bu durum yaşam s&uuml;resini olumsuz etkilemekteydi. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde ise IOMR teknolojisi sayesinde ikinci bir ameliyat gerekliliği ortadan kaldırılmış oldu. Omurga veya beyin ameliyatında gerekli durumlarda g&ouml;r&uuml;nt&uuml; alma imk&acirc;nı hekim a&ccedil;ısından b&uuml;y&uuml;k avantaj sağlamaktadır. Hastalar i&ccedil;in de kalıntı t&uuml;m&ouml;r ya da ikinci bir ameliyat gereği ortadan kalkmaktadır. İntraoperatif MR&rsquo;ın bir diğer avantajı da; parlak sinyal veren ş&uuml;pheli b&ouml;lgelerin t&uuml;m&ouml;r i&ccedil;erip i&ccedil;ermediğini MR Spektroskopi yaparak ayırt etme ayrıcalığı sunmasıdır. Bu durumda gereksiz bir alanın cerrahi ile &ccedil;ıkarılmasını &ouml;nlemektedir.</p> <h2><strong>İntraoperatif MR Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Beyin ve sinir cerrahisinde IOMR sıklıkla kullanıldığı t&uuml;m&ouml;rler nelerdir?</strong></h3> <p>İntraoperatif MR<strong>, h</strong>emen hemen t&uuml;m vakalarda katkı sağlayabilmekle birlikte, &ouml;zellikle; beyin t&uuml;m&ouml;rleri, hipofiz adenomu, omurilik t&uuml;m&ouml;rleri ve beyin damar ameliyatları i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k katkı sağlar.​​​​​</p> <h3><strong>IOMR hastaya sağladığı&nbsp;kazan&ccedil;lar nelerdir?</strong></h3> <p>Cerrahi sonrası t&uuml;m&ouml;r kalıntısı bulunmaması ve damar ameliyatlarında sağlıklı damarların cerrahi bitmeden kontrol&uuml;, IOMR&#39;ın hastaya sağladığı kazan&ccedil;lar arasındadır.</p> <h3><strong>Neden Beyin ve Sinir Cerrahisinde en ileri teknolojiler arasında yer alıyor?</strong></h3> <p>IOMR teknolojisi &ouml;nemli altyapı hazırlığı ve yatırım gerektirmektedir. Bu nedenle sadece gelişmiş ve ileri donanıma sahip beyin cerrahisi kliniklerinde bulunmaktadır.</p> <h3><strong>Cerrah hasta arasında IOMR yeri neresidir?</strong></h3> <p>Bu teknolojinin varlığı, hasta a&ccedil;ısından tercih sebebidir. &Ouml;zellikle t&uuml;m&ouml;r olgularında hem hastanın hem de doktorun hedefi tek cerrahide tam t&uuml;m&ouml;r temizliğidir. IOMR bunu sağlamaktadır.</p> <h3><strong>IOMR ile ameliyatlar daha kolay mı?</strong></h3> <p>Beyin -omurilik ameliyatlarında cerrahın anatomi ve mikrocerrahi bilgisi ne kadar yetkin olsa da, bazen doku i&ccedil;inde sınırları tespit etmek veya derin hassas yapıları tespit etmek zorlaşır. Bu aşamada IOMR devreye girerek t&uuml;m&ouml;r &ccedil;ıkarımı ile doku koruma arasındaki hassas dengeyi m&uuml;kemmel hale getirir.</p>

HIFU (Ameliyatsız Yüz ve Cilt Gençleştirme)

<p>HIFU (Y&uuml;ksek Yoğunluklu Odaklı Ultrason) bir cilt gen&ccedil;leşme y&ouml;ntemidir ve cilt sıkılaştırma, kırışıklık azaltma ve y&uuml;z germe gibi estetik ama&ccedil;larla kullanılır. HIFU, y&uuml;ksek yoğunluklu odaklı ultrason dalgalarını cilt altındaki hedef dokulara odaklar. Bu dalgalar cilt y&uuml;zeyinden ge&ccedil;erken cildi olumsuz etkilemeden, cilt altındaki dokularda termal (ısı) etki oluşturur. Bu ısınma, kolajen &uuml;retimini artırarak ciltte sıkılaşmayı ve gen&ccedil;leşmeyi teşvik eder. Memorial Wellness Dermatoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml; Uzmanları, HIFU (Y&uuml;ksek Yoğunluklu Odaklı Ultrason) teknolojisi ile y&uuml;z germe hakkında bilgi verdi.</p> <h2><strong>HIFU (Y&uuml;ksek Yoğunluklu Odaklı Ultrason) Nedir?&nbsp; &nbsp;</strong></h2> <p>HIFU a&ccedil;ılımı&nbsp;<strong>H</strong>igh&nbsp;<strong>I</strong>ntensity&nbsp;<strong>F</strong>ocused&nbsp;<strong>U</strong>ltrasound şeklindedir ve baş harflerinden oluşur. Ultrason enerjisi ile uygulanan HIFU, dermatoloji alanında cilt sıkılaştırma ve y&uuml;z germede kullanılan bir tedavi şekli olarak bilinmektedir. Bu y&ouml;ntemde cildin en alt tabakasına inilerek bu b&ouml;lgeye odaklanmış ses dalgaları yayılır, bu da ciltte toparlanma ve sıkılaşma sağlar. Ayrıca cildin &uuml;st ve orta seviyelerine kolajen ve elastin sentezini harekete ge&ccedil;irerek, ciltte gen&ccedil;leşme etkisi g&ouml;stermesine yardımcı olur.</p> <h2><strong>HIFU ile Y&uuml;z ve Cilt Gen&ccedil;leştirme Tedavisi Nasıl Etki Eder?</strong></h2> <p>Y&uuml;ksek yoğunluklu odaklanmış ultrason yani HIFU y&ouml;nteminde, hedef b&ouml;lgedeki molek&uuml;llerin titreşimini artırarak, ses dalgası ile dokulara odaklanılmaktadır. Bu işlemle birlikte ısı enerjisi ortaya &ccedil;ıkmaktadır. Bu b&ouml;lgelerde ısı etkisi ile oluşan doku hasarı v&uuml;cut tarafından yara dokusu olarak algılanarak yeni kolajen &uuml;retimi ger&ccedil;ekleşir. Bu y&ouml;ntem yeni&nbsp;<a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kolajen-nedir">kolajen</a>&nbsp;oluşumu ile ciltte sıkılaşma sağlayarak cildin toparlanmasına yardımcı olmaktadır.</p> <h2><strong>HIFU ile Y&uuml;z Ve Cilt Gen&ccedil;leştirmenin Avantajları Nelerdir?</strong></h2> <ul> <li>HIFU işlemi cilt y&uuml;zeyine herhangi bir kesik veya dikiş gerektirmez. Bu nedenle iyileşme s&uuml;reci hızlıdır ve cerrahi riskleri yoktur. Ayrıca, işlem sonrası iz veya yara oluşması beklenmez.</li> <li>HIFU işlemi genellikle tek seanstır. Etkisi kısa s&uuml;rede fark edilmeye başlanabilir. Ciltteki sıkılaşma ve gen&ccedil;leşme s&uuml;reci fazla kolajen &uuml;retimine dayanır ve bu s&uuml;re&ccedil; zaman i&ccedil;inde iyileşir.</li> <li>HIFU işlemi sırasında hafif rahatsızlık hissi veya ciltte ge&ccedil;ici kızarıklık olabilir, ancak bunlar genellikle hafif ve ge&ccedil;icidir. Ciddi komplikasyon oluşumu beklenmemektedir.</li> <li>HIFU, ciltteki kolajen &uuml;retimini artırarak uzun s&uuml;reli sonu&ccedil;lar sağlar. Sonu&ccedil;lar kişinin yaşam tarzına ve cilt tipine bağlı olarak değişebilir, etkisi genellikle 1- 1.5 yıl s&uuml;rebilir.</li> <li>HIFU, y&uuml;z, boyun, &ccedil;ene hattı, kaşlar, dekolte b&ouml;lgesi ve v&uuml;cudun diğer b&ouml;lgeleri gibi farklı cilt b&ouml;lgelerine uygulanabilir.</li> <li>HIFU tedavisi, kişinin ihtiya&ccedil;larına ve cilt durumuna g&ouml;re &ouml;zelleştirilebilir. Derinlik ve odak noktaları ayarlanabilir, b&ouml;ylece işlem kişiselleştirilebilir.</li> <li>HIFU işlemi sonrası genellikle kişiler g&uuml;nl&uuml;k aktivitelerine hemen d&ouml;nebilirler. Bu, iş veya g&uuml;nl&uuml;k yaşamı aksatma ihtiyacını azaltır.</li> </ul> <h2><strong>HIFU Yaptırdıktan Sonra Nelere Dikkat Edilir?</strong></h2> <p>HIFU işlemi yaptıranlar, tedaviden sonra yan etkileri ve oluşabilecek komplikasyonları &ouml;nlemek i&ccedil;in tedbirler almaları gerekmektedir.</p> <ul> <li>Cilt tedavisinden sonra cildi yoğun g&uuml;neş ışığına ya da maruz bırakmamak &ouml;nemlidir. Bunun sebebi ise g&uuml;neş yanığı ve cilt hasarı olasılığını azaltmaya yardımcı olmaktır.</li> <li>Tedaviden sonra işlem uygulanan b&ouml;lgeyi kaşımamak cilt hasarı riskini ortadan kaldırabilir.</li> <li>Su, v&uuml;cutta kolajen &uuml;retim hızını artırarak iyileşmenize destek sağlayacağı i&ccedil;in HIFU işlemi sonrası su t&uuml;ketmek yararınıza olacaktır.</li> </ul> <h2><strong>HIFU Ne Kadar S&uuml;re Sonra Etkisini G&ouml;sterir?</strong></h2> <p>HIFU işlemi tek seanslık bir uygulamadır. İşlem sonrasında v&uuml;cut kolajen &uuml;rettiği i&ccedil;in etkisi 2-3 ay i&ccedil;erisinde g&ouml;r&uuml;lebilir. V&uuml;cudun kolajen &uuml;retimine bağlı olarak bu s&uuml;re değişiklik g&ouml;sterebilmektedir. HIFU işleminin ortalama etkisi 1-1,5 yıl s&uuml;rmektedir.</p> <ul> </ul> <h2><strong>HIFU Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <p>&nbsp;</p> <h3><strong>HIFU ger&ccedil;ekten işe yarıyor mu?</strong></h3> <p>HIFU<strong>&nbsp;</strong>cildi sıkılaştırmak i&ccedil;in invaziv olmayan bir işlem olarak kabul edilmektedir. Kesi ve yara izi yoktur. Dinlenme ya da iyileşme s&uuml;resi verilmemektedir. HIFU yaşlanma i&ccedil;in kesin &ccedil;&ouml;z&uuml;m değildir. Hafif ve orta derecede cilt gevşekliği yaşayanların tercih ettiği bir işlemdir.</p> <h3><strong>HIFU işlemi ile hangi şikayetler giderilir?</strong></h3> <p>HIFU işlemi, kırışıklık azaltma, boyunda sarkan cildi sıkılaştırma, g&ouml;z kapakları, yanak ve kaşları kaldırma, &ccedil;ene hattını d&uuml;zeltme gibi şikayetlerin giderilmesinde kullanılabilmektedir.</p> <h3><strong>HIFU tedavisi kimlere yapılır?</strong></h3> <p>HIFU işlemi, herkes i&ccedil;in uygun olmayabilir. &Ouml;zellikle 30 yaşından b&uuml;y&uuml;k, hafif ve orta derecede cilt gevşekliği sorunu yaşayan,&nbsp;cerrahi bir işlem olmaksızın genel bir sıkılaşma ve toparlanma isteyen ve gıdı b&ouml;lgesinde bir miktar yağın giderilmesini isteyen kişilere uygulanmaktadır.</p> <h3><strong>HIFU ile y&uuml;z ve cilt gen&ccedil;leştirme kimlere uygulanamaz?</strong></h3> <p>Ciddi cilt sarkması g&ouml;r&uuml;len yaşlılarda bu işlem tercih edilmemektedir. Bu noktada ameliyat gerekebilir. HIFU, &ouml;zellikle hedef b&ouml;lgelerde enfeksiyon bulunan, kistik akneye sahip ve tedavi alanında metalik implantları olan kişilere &ouml;nerilmemektedir.</p> <h3><strong>HIFU ile y&uuml;z germe işleminin yan etkileri nelerdir?</strong></h3> <p>HIFU (y&uuml;ksek yoğunluklu odaklanmış ultrason) işleminin yan etkileri bulunabilir. Bu yan etkilerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:</p> <ul> <li>HIFU y&uuml;z germe işlemi ciltte hafif bir karıncalanma hissi ve sıcaklık yaratabilir.</li> <li>İşlemin uygulandığı b&ouml;lge, tedaviden sonra kırmızı ve lekeli g&ouml;r&uuml;nebilir. Bunun sebebi yapılan işlemin cildi ısıtmasına bağlanabilir. Ağrı ise ge&ccedil;icidir ve zamanla kaybolabilir.</li> <li>Hastanın işleme verdiği reaksiyona bağlı olarak ciltte şişmeler meydana gelebilir.</li> <li>HIFU işlemi sırasında yayılan ultrason dalgaları, derin katmanları hedeflediği i&ccedil;in karıncalanma ve uyuşukluğa sebep olabilir. Bu uyuşukluk hissi g&ouml;zle ve dudaklarda yoğun bir şekilde hissedilebilmektedir.</li> </ul> <h3><strong>HIFU ağrılı bir işlem midir?</strong></h3> <p>HIFU y&uuml;z germe uygulaması, anestezi etkili uyuşturucu kremlerden yararlanılarak uygulanan bir işlemdir.</p> <h3><strong>HIFU işlemi ne kadar s&uuml;rer?</strong></h3> <p>HIFU uygulamasının uzunluğu, tedavi edilen b&ouml;lgeye g&ouml;re değişebilmektedir. Yaklaşık 60-90 dakika arasında değişebilir.</p> <h3><strong>HIFU işlemi ka&ccedil; ayda bir yapılır?</strong></h3> <p>HIFU y&uuml;z germe işlemi tek seans olarak uygulanmaktadır. Yağlı ciltler i&ccedil;in bu işlem 2 seans olarak geliştirilebilmektedir. 3 ay i&ccedil;erisinde etkisi g&ouml;r&uuml;lmeye başlanıp sonu&ccedil; alınmaktadır.</p>

Tüm Teknoloji İçerikleri

Tanı ve Testler

Amniyosentez

<p>Amniyosentez, rahim i&ccedil;erisinde bebeği &ccedil;evreleyen sıvı olan amniyotik sıvıdan test ve tedavi ama&ccedil;lı sıvı alınma işlemidir. Bebekte down sendromu ve spina bifida gibi genetik bozukluk sorunu olup olmadığını anlamak i&ccedil;in gebeliğin 16. ve 24. haftaları arasında uygulanır. Lokal anestezi y&ouml;nteminden yararlanarak ultrason eşliğinde ince bir iğneyle anne karnına girilir ve sıvı &ouml;rneği alınır. Amniyosentez sonrasında ise hafif kramplar yaşanabilir fakat ciddi komplikasyon oluşma olasılığı olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r.</p> <h2><strong>Amniyosentez Nedir?</strong></h2> <p>Amniyosentez, doğum &ouml;ncesi gebelik d&ouml;neminde annenin karnından amniyotik sıvının alınmasını i&ccedil;eren, bebeğin genetik bozukluğu olup olmadığını ortaya &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in uygulanan bir test t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Gebeliğin genellikle 15. ile 20. haftaları arasında uygulanan bu test sayesinde bebeğin genetik ve kromozomal sağlık durumunu değerlendirilebilir. Gebelik sırasında fet&uuml;s amniyotik kesenin i&ccedil;inde b&uuml;y&uuml;meye başlar. Amniyotik sıvı, amniyotik kesenin i&ccedil;indeki fet&uuml;s&uuml; &ccedil;evreleyen ve koruyan bir yapıya sahiptir. Amniyosentez sırasında, doktor fet&uuml;s&uuml; &ccedil;evreleyen keseden az miktarda amniyotik sıvıyı &ccedil;ıkarmak i&ccedil;in ince bir iğne kullanır. Alınan bu sıvı &ouml;rneği daha sonra bir laboratuvarda test edilir.</p> <h2><strong>Amniyosentez Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Amniyosentez testi, bebeğin doğmadan &ouml;nce anne karnında kromozomal, genetik bozuklukları veya doğuştan gelen engelleri olup olmadığını tespit etmek i&ccedil;in uygulanır. &Ouml;zellikle y&uuml;ksek risk grubundaki gebelere bu test &ouml;nerilebilir. Erken teşhis i&ccedil;in de &ouml;nemli olan amniyosentez testi sonrasında bebekte şu tespitler yapılabilir:</p> <ul> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/down-sendromu">Down sendromu</a></li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/tay-sachs-hastaligi">Tay-Sachs hastalığı</a></li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/spina-bifida-nedir">Spina bifida</a></li> <li>Anensefali</li> <li>Fetal akciğer gelişimi</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/kan-uyusmazligi-nedir-neden-olur">Rh hastalığı</a></li> <li>Trizomi 18 veya Trizomi 13</li> <li>N&ouml;ral t&uuml;p defektlerinin belirlenmesi</li> <li>Kistik fibrozis</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/orak-hucreli-anemi">Orak h&uuml;cre anemisi</a></li> </ul> <p>Amniyosentez, genellikle ileri yaş gebeliğinde, risk fakt&ouml;rleri bulunan hamileliklerde belirli anormallikleri tespit etmek i&ccedil;in uygulanan bir testtir. Bu gibi durumlar g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde anne adaylarına &ouml;nerilebilir.</p> <h2><strong>Amniyosentez Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Amniyonsentez, doktor tarafından uygulanan lokal anestezi i&ccedil;eren bir test t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Genellikle 15. ve 20. gebelik haftaları arasında uygulanan amniyosentez işleminde hem bebeğin hem de annenin sağlığına dikkat edilir. Ultrason eşliğinde ger&ccedil;ekleştirilerek şu aşamalar uygulanır:</p> <ul> <li>Doktor, <a href="https://www.memorial.com.tr/tani-ve-testler/ultrason-nedir-hangi-hastaliklarda-kullanilir">ultrason</a> sayesinde bebeğin pozisyonunu ve alınacak amniyotik sıvının miktarını belirler.</li> <li>Steril bir ortamda anne adayının karın b&ouml;lgesi antiseptik sol&uuml;syon ile temizlenir ve enfeksiyon riski azaltılır.</li> <li>İnce ve uzun bir iğne yardımıyla annenin karnından rahime doğru girilir.</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/amniyon-sivisi-nedir">Amniyotik sıvıdan</a> yaklaşık 15-20 mililitre kadar bir &ouml;rnek alınır.</li> <li>Alınan amniyotik sıvı, gerekli genetik analiz ve diğer testlerin yapılması i&ccedil;in laboratuvara g&ouml;nderilir.</li> <li>İşlemden sonrasında ise anne adayının bir s&uuml;re dinlenmesi istenebilir. Kısa s&uuml;reli de olsa hafif kramplar veya rahatsızlık hissi oluşabilir.</li> </ul> <h2><strong>Amniyosentez Hangi Durumlarda Gereklidir?</strong></h2> <p>Amniyosentez, &ouml;zellikle hamilelik esnasında bebeğin genetik kontrollerinin yapılması amacıyla ger&ccedil;ekleştirilir. İleri yaş annelikte, ailede genetik hastalık &ouml;yk&uuml;s&uuml; olduğunda ya da ultrasonda anormal bulgular tespit edildiğinde amniyosentez uygulanması istenebilir. Amniyosentez şu durumlarda uygulanır:</p> <ul> <li>35 yaş ve &uuml;zerindeki anne adayları</li> <li>Hamilelikte yapılan ilk trimester tarama testleri veya ikili/&uuml;&ccedil;l&uuml; tarama testlerinde pozitif sonu&ccedil; &ccedil;ıkması</li> <li>Ailede kalıtsal bir genetik hastalık varsa</li> <li>Daha &ouml;nce kromozomal bozukluk ile sonu&ccedil;lanan bir gebelik yaşanması</li> <li>Hamilelik sırasında yapılan detaylı ultrason taramaları, bebekte bazı yapısal veya gelişimsel anormallikler g&ouml;r&uuml;lmesi</li> <li>Rh negatif kan grubuna sahip bir annenin olması</li> <li>Fetal enfeksiyon ş&uuml;phesi durumunda</li> <li>Erken doğum riski taşıyan gebeliklerde</li> </ul> <h2><strong>Amniyosentez Riskleri Nelerdir?</strong></h2> <p>Amniyosentez, hamilelik esnasında bebeğin genetik ve sağlık durumu hakkında bilgi sağlayan bir test t&uuml;r&uuml;d&uuml;r fakat&nbsp; her tıbbi işlem gibi risk taşıma olasılığı bulunur. Genel olarak g&uuml;venli kabul edilen amniyosentez sonrasında enfeksiyon riski, kramp ve ağrı gibi durumlar ortaya &ccedil;ıkabilir. Amniyosentez riskleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Amniyosentez sonrası &ccedil;ok az da olsa d&uuml;ş&uuml;k riski bulunur.</li> <li>Amniyosentez sonrasında annenin vajinasından amniyotik sıvı sızıntısı ortaya &ccedil;ıkabilir. Bu durum bebeğin gelişimini etkilemez.</li> <li>Amniyosentez sırasında rahim i&ccedil;ine iğne girişi, enfeksiyon riskini artırabilir. Nadir de olsa annede karın ağrısı, ateş ve rahatsızlık hissi g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li> <li>Amniyosentez işleminden sonra anne adayında hafif kramplar veya rahimde ağrı hissedebilir.</li> <li>Amniyosentez sırasında kullanılan ince iğne, nadiren de olsa bebeğe temas edebilir.</li> <li>Amniyosentez sırasında anne kanına bebeğin kan h&uuml;creleri karışabilir ve bu durum Rh uyuşmazlığına neden olabilir.</li> <li>Nadir de olsa amniyosentez işlemi sonrası amniyotik sıvı kaybı nedeniyle bebeğin gelişimi etkilenebilir.</li> <li>Amniyosentez, erken doğum riskini az da olsa artırabilir.</li> </ul> <p>Amniyosentez genel olarak g&uuml;venli bir işlem olarak kabul edilir. Bu işlem esnasında ciddi komplikasyonlar nadirdir. İşlem uygulanmadan &ouml;nce doktordan riskler ve faydalar hakkında detaylı konuşmak gerekebilir.</p> <h2><strong>Amniyosentez Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Amniyosentezde d&uuml;ş&uuml;k riski var mı?</strong></h3> <p>Amniyosentezde d&uuml;ş&uuml;k riski bulunur fakat bu risk olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r. Genellikle %0,1 ila %0,3 arasında değişir.</p> <h3><strong>Amniyosentez ne kadar s&uuml;rer?</strong></h3> <p>Amniyosentez testi i&ccedil;in yapılan işlem ortalama olarak 20-30 dakika s&uuml;rebilir. Amniyotik sıvı alınma s&uuml;resi ise 2-3 dakika kadar s&uuml;rer.</p> <h3><strong>Amniyosentez ağrılı mı?</strong></h3> <p>Amniyosentez ağrılı bir işlem değildir fakat kişide hafif bir batma ve karın b&ouml;lgesinde baskı hissi olabilir. İşlem sonrasında ise anne adayında hafif kramplar yaşanabilir.</p> <h3><strong>Amniyosentez testinden sonra normal aktivitelerime d&ouml;nebilir miyim?</strong></h3> <p>Amniyosentez testi sonrasında hafif kramplar ortaya &ccedil;ıkabilir fakat bu durum ge&ccedil;icidir. Genellikle birka&ccedil; saat dinlendikten sonra normal aktivitelere d&ouml;n&uuml;lebilir. Doktorun bu konudaki tavsiyesi &ouml;nemlidir.</p> <h3><strong>Amniyosentez ka&ccedil;ıncı haftada yapılır?</strong></h3> <p>Amniyosentez genellikle 15. ile 20. gebelik haftaları arasında uygulanan bir test şeklidir.</p> <h3><strong>Amniyosentez tehlikeli midir?</strong></h3> <p>Amniyosentez işlemi g&uuml;venli olarak kabul edilen bir durumdur. İşlem sonrasında nadir de olsa enfeksiyon ve amniyotik sıvı ka&ccedil;ağı gibi riskleri olabilir.</p> <h3><strong>Amniyosentezin bebeğe zararı var mı?</strong></h3> <p>Amniyosentez işleminin bebeğe zarar vermez. Doktor tarafından uygulanması b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem taşır.</p>

CA 19-9 Testi

<p>CA 19-9, kolon, pankreas, mide veya safra kanalındaki v&uuml;cuttaki kansere yanıt olarak kanser h&uuml;creleri veya normal h&uuml;creler tarafından k&ouml;t&uuml; huylu durumlarda &uuml;retilen antijendir. Bazı kanser h&uuml;crelerinin y&uuml;zeyinde bulunan bir protein olan CA19-9 t&uuml;m&ouml;r belirteci olarak da adlandırılabilir. Ancak her CA 19-9 y&uuml;ksekliği kanser anlamına gelmez. Kanser dışında safra kesesi taşları, pankreatit, siroz ve kolesistit gibi kanserli olmayan durumlar da CA 19-9 y&uuml;ksekliğine neden olabilir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Nedir?</strong></h2> <p>CA 19-9, hem kanser h&uuml;creleri hem de normal h&uuml;creler tarafından kan dolaşımına salınan bir karbonhidrat antijeni ve aynı zamanda t&uuml;m&ouml;r belirtecidir.</p> <p>Kanda &ccedil;ok fazla CA 19-9 antijeni olması <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/pankreas-kanseri-ve-tedavisi">pankreas kanseri</a> veya diğer kanser t&uuml;rleri gibi sağlık sorunlarının bir g&ouml;stergesi olabilir. Kanserin dışında kandaki CA 19-9 miktarı, kanser tedavisine hastanın v&uuml;cudunun nasıl tepki verdiğini veya kanserin n&uuml;ksedip n&uuml;ksetmeme durumunu takip etmeye yardımcı olmak i&ccedil;in de kullanılabilir. Bu sebeple bir t&uuml;m&ouml;r belirteci olarak değerlendirilir.</p> <p>CA 19-9 proteini, pankreas, safra sistemindeki kanal h&uuml;creleri ile birlikte mide, kolon, uterus ve t&uuml;k&uuml;r&uuml;k bezlerindeki epitel h&uuml;creler tarafından &uuml;retilir. CA 19-9&rsquo;un temel etkisi pankreas kanal adenokarsinomunda olsa da ayrıca &ccedil;ok &ccedil;eşitli iyi ve k&ouml;t&uuml; huylu, gastrointestinal ve gastrointestinal dışı hastalıklar i&ccedil;in de fikir verir ve bir g&ouml;sterge sunar. Genellikle pankreas kanserinin tanı ve tedavisinde dikkate alınan CA 19-9 değerleri kanser dışı durumlar i&ccedil;in de değerlendirme imkanı tanır.</p> <p>Kanser dışında CA 19-9 y&uuml;ksekliğine neden olabilecek iyi huylu durumlar arasında pankreatit, pankreas kistleri, diabetes mellitus (DM), karaciğer fibrozu, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/siroz-hastaligi-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">siroz</a>, iyi huylu kolestatik hastalıklar ve diğer &uuml;rolojik, pulmoner ve jinekolojik hastalıklar yer alır.</p> <h2><strong>CA 19-9 Testi Nedir?</strong></h2> <p>CA 19-9 testi, kanda bulunan CA 19-9 (kanser antijeni 19-9) adı verilen bir proteinin miktarını &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in uygulanan bir testtir. CA 19-9 testi ile birlikte kanserli veya kanserli olmayan sağlık sorunlarının tanısı konulabilir veya kanser tedavisinin son durumuna bakılabilir.</p> <p>Sağlıklı bireylerin kanında az miktarda CA 19-9 proteini bulunabilir. Y&uuml;ksek CA 19-9 seviyeleri ise genellikle pankreas kanseri belirtisidir. Ancak kanser olarak ifade edilmesi i&ccedil;in de sonucun değer aralıklarının &uuml;st&uuml;nde olması gerekir. Bu y&uuml;zden y&uuml;ksek CA 19-9 seviyeleri her zaman kanser g&ouml;stergesi değildir. Aynı zamanda kanser olmayan bazı hastalıkların belirtisi de sayılabilir. <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/safra-kesesi-tasi-nedir-belirtileri-nelerdir">Safra kesesi taşları</a>, siroz, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/akut-pankreatit-nedir">pankreatit</a> ve diabetes mellitus gibi durumlar y&uuml;ksek CA 19-9 seviyelerine sebebiyet verebilir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Ka&ccedil; Olmalı?</strong></h2> <p>Test sonucunda CA 19-9 değerinin olması gereken referans aralığı 0-37 U/mL değeridir. 37&rsquo;den fazla &ccedil;ıkan CA 19-9 değeri y&uuml;ksek kabul edilir ve birtakım hastalıklar i&ccedil;in daha detaylı tetkikler istenir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Y&uuml;ksekliği Ne Anlama Gelir?</strong></h2> <p>CA 19-9 gibi olan bir&ccedil;ok t&uuml;m&ouml;r belirteci, v&uuml;cutta meydana gelen kansere yanıt olarak kanser h&uuml;creleri veya normal h&uuml;creler tarafından &uuml;retilen maddelerdir. Sağlıklı kişilerin kanında az miktarda CA 19-9 bulunsa da y&uuml;ksek CA 19-9 seviyeleri pankreas kanserinin bir g&ouml;stergesi sayılabilir. Ancak her y&uuml;ksek değer kanser anlamını taşımaz.</p> <p><strong>CA 19-9 y&uuml;ksekliğine neden olabilecek fakt&ouml;rler ş&ouml;yledir:</strong></p> <ul> <li>Pankreas kanseri</li> <li>Pankreatit</li> <li>Safra kesesi taşları</li> <li>Safra ve solunum yolları iltihabı</li> <li>Siroz</li> <li>Diyabetes mellitus</li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/kistik-fibrozis-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir">Kistik fibrozis</a></li> <li><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/safra-kesesi-iltihabi-nedir">Kolesistit</a></li> </ul> <p>CA 19-9 y&uuml;ksekliğinde &ccedil;ıkan her y&uuml;ksek değer pankreas kanseri anlamı taşımaz. Bu sebeple kişi test sonucunda y&uuml;ksek değerle karşılaşırsa, &lsquo;Kansere yakalandım&rsquo; d&uuml;ş&uuml;ncesine kesin olarak girmemelidir. CA 19-9 sonucuyla beraber kanserin kesin tanısı i&ccedil;in doktor tarafından farklı testler de istenebilir. T&uuml;m sonu&ccedil;ların birleşmesiyle tanı teyit edilebilir.</p> <h2><strong>CA 19-9 D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Ne Anlama Gelir?</strong></h2> <p>CA 19-9 d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; aslında CA 19-9 değerinin kabul edilen referans aralığında olması anlamına gelir. Sağlıklı insanların kanında az da olsa CA 19-9 proteini bulunur. Bu değerler referans aralığında kaldığı s&uuml;rece bir sorun teşkil etmez.</p> <h2><strong>CA 19-9 Testi Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>CA 19-9 testi de rutin kan testi gibi prosed&uuml;rleri i&ccedil;erir. Kişinin kolundaki damardan iğne yoluyla kan alınır ve alınan kan test t&uuml;p&uuml;ne koyulur. Elde edilen &ouml;rnek incelenmek &uuml;zere laboratuvara g&ouml;nderilir ve sonu&ccedil;ların &ccedil;ıkması beklenir.</p> <h2><strong>CA 19-9 Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>CA 19-9 ne demek?</strong></h3> <p>CA 19-9 bir karbonhidrat antijenidir ve sağlıklı insanların kanında az da olsa bulunur. &Ccedil;ok y&uuml;ksek değerler ise birtakım hastalıklara işaret edebilir. Bunun belirlenmesi i&ccedil;in de CA 19-9 testi yapılır.</p> <h3><strong>CA 19-9 ne zaman tehlikelidir?</strong></h3> <p>37 U/mL&rsquo;nin &uuml;st&uuml;ndeki CA 19-9 değeri y&uuml;ksek kabul edilir ancak bu y&uuml;kseklik v&uuml;cuttaki inflamasyona da işaret edebilir. &Ouml;zellikle 1000 ve &uuml;zeri değerler kanser ş&uuml;phesi taşır ve daha detaylı incelemeye gerek duyulur.</p> <h3><strong>CA 19-9 nasıl d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;r?</strong></h3> <p>CA 19-9 değerini d&uuml;ş&uuml;rmek ve normal seviyelere getirmek i&ccedil;in y&uuml;ksekliğe neden olan fakt&ouml;r&uuml; analiz etmek gerekir. Y&uuml;ksekliğe neden olan durum pankreas kanseri ise <a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/kemoterapi">kemoterapi</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/radyoterapi-nedir-nasil-uygulanir-yan-etkileri-nelerdir">radyoterapi</a> ve &ccedil;eşitli kanser tedavileri uygulanarak kanserli h&uuml;creleri yok etmek gerekir. Kanser v&uuml;cudu terk ettiğinde CA 19-9 seviyeleri de normale d&ouml;nm&uuml;ş olur.</p>

Denver Testi

<p>Denver testi, 0-6 yaş arası &ccedil;ocuklarda gelişimsel eksiklikleri belirlemek i&ccedil;in tasarlanmış bir tarama aracı ve gelişim testidir. Denver testi ile &ccedil;ocuğun gelişimini yakından takip etmek ve onun sağlıklı bir birey olarak yetişmesi ama&ccedil;lanır. Bu doğrultuda Denver testi, &ccedil;ocukların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimini değerlendirmek i&ccedil;in kullanılan basit ve etkili bir y&ouml;ntemdir.</p> <h2><strong>Denver Testi Nedir?</strong></h2> <p>Denver testi &ccedil;ocukların gelişiminde uygulanan ve 1960&#39;larda Dr. William K. Frankenburg ve Dr. Robert J. Dodds tarafından geliştirilen bir gelişim testidir. Analizin i&ccedil;eriği 1996&#39;da g&uuml;ncellenerek Denver 2 testi olarak yayınlanmıştır.</p> <p>Bununla birlikte 116 maddelik bir i&ccedil;eriğe sahip olan analiz 4 farklı b&ouml;l&uuml;mden oluşur. Genel olarak analizde &ccedil;ocukların yaşına g&ouml;re gelişimsel &ouml;zelliği yeterli d&uuml;zeyde mi diye bakılarak değerlendirilir. Bunun yanında sağlıklı &ccedil;ocuklar hakkında da bilgi sahibi olunmasını sağlayan analiz T&uuml;rkiye&#39;de ilk kez 1980&#39;lerde uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca T&uuml;rkiye&#39;de 1990&#39;da analizin i&ccedil;eriğinde yenilenmeye gidilmiştir. Son zamanlarda &ccedil;ocukların beyin ve beden gelişimlerinde geriliğin artması bu tarz analizlere duyulan ihtiyacı da artırmıştır. Analizin envanterleri arasında hikaye dinlenme ve g&ouml;zlem y&ouml;ntemleri de bulunur.</p> <h2><strong>Denver Testi Ka&ccedil; Yaşlarında Yaptırılmalı?</strong></h2> <p>Denver testi 0-6 yaş aralığında uygulanır. Bu şekilde &ccedil;ocuğun gelişimi ile ilgili tarama analizi yapılır. Bu doğrultuda Denver testinde &ccedil;ocukların yaşına g&ouml;re konuşma ya da dil gelişim d&uuml;zeyleri, ince ve kaba motor becerileri, sosyal yetenekleri ya da kişisel yetenekler hakkında &ouml;ng&ouml;r&uuml; oluşturulur.</p> <h2><strong>Denver Testi Nasıl Uygulanır?</strong></h2> <p>Aile tarafından gelişim problemlerinden ş&uuml;phe duyulan &ccedil;ocuklar i&ccedil;in Denver gelişim testi yapılabilir. Bu anlamda &ccedil;ocukların gelişimsel davranışlarını tespit etmek i&ccedil;in uzman eşliğinde Denver testi soruları y&ouml;nlendirilir. Analize başlamadan &ouml;nce ebeveynlerden &ccedil;ocuklarını anlatmaları istenir. Anne-babaya sorulan soruların cevapları ile &ccedil;ocuğun etkinlikleri yapma şekli karşılaştırılarak bir değerlendirme &ccedil;ıkarılır. Bu test sırasında &ccedil;ocuğun davranışlarındaki değişimler aşağıdaki gibi incelenebilir:</p> <ul> <li>&Ccedil;ocuğun &ouml;ncelikle kendini tanıtması talep edilir ve sosyal ortamda kendisini ifade edebilmesine bakılır. B&ouml;ylece yaşına g&ouml;re dil gelişim d&uuml;zeyi analizine ge&ccedil;ilerek her iki konu arasında ilişki kurulur.</li> <li>Devamında motor becerilerinin d&uuml;zeyini belirlemek i&ccedil;in bazı eylemleri yapması &ccedil;ocuktan istenir. Bu eylemler arasında motor beriler i&ccedil;in farklı se&ccedil;enekler bulunur. Bunlar, y&uuml;r&uuml;me ya da kıyafetlerini giyme giyme gibi se&ccedil;enekler olabileceği gibi makas tutma ya da kalem kullanma da olabilir.</li> <li>Bu tip bir uygulama ile ince ve kaba motor aktivite durumu tespit edilir.</li> <li>En son aşamada sonu&ccedil;lar ele alınırken &ccedil;ocuğun stresli olup olmaması ya da ailenin tutumu dikkate alınır. Diğer testlerin aksine Denver testi anne, &ccedil;ocuk ve moderat&ouml;r varlığında ger&ccedil;ekleştirilir. Anne ve &ccedil;ocuğa y&ouml;nelik soruların derlendiği analiz ortalama olarak 15 dakika s&uuml;rmektedir. Denver test soruları dışında 5 tane &#39;Test davranışı&#39; maddesi uyarınca moderat&ouml;r&uuml;n cevaplaması gereken sorular da vardır ve bu sayede moderat&ouml;r &ccedil;ocuğun becerileri hakkında g&ouml;zlemini ifade eder.</li> <li>Testin sonucunda &ccedil;ocuğun yaşıtlarına g&ouml;re gelişimi ve becerileri hakkında bilgi sahibi olunur. Bu alanda bir problem varsa belirlenir ve alanında uzman kişilere &ccedil;ocuğun y&ouml;nlendirilmesi yapılır. Bunun yanında tek analizde kesin bir veri elde etmek &ccedil;oğu zaman m&uuml;mk&uuml;n olmayabilir, bu sebeple analizin belirli periyotlarla uygulanması sağlanabilir.</li> </ul> <h2><strong>Denver Testinin İ&ccedil;eriği Nedir?</strong></h2> <p>Denver testi tablo şeklinde ve tek sayfada toplanmış bir analizdir. Bu analizin i&ccedil;eriğinde yıllara ve aylara g&ouml;re becerilerin &ouml;ne &ccedil;ıkmasını sağlayan sorular bulunur. &Ccedil;ocuğun yaşı neyse ona denk gelecek şekilde sorular tablodan &ccedil;izilir, koordinatları belirlenen &ccedil;izelgede ebeveynlere de sorulacak sorular tespit edilir. Tabloda genel olarak a&ccedil;ık renkten koyu renge doğru aşamalar halinde sorular yer alır ve &ccedil;izilen &ccedil;izgiye denk gelecek koyu tonda soruların &ccedil;ocuk tarafından yapılabiliyor olması değerlendirilir. Eğer, &ccedil;ocuk bu alanda &ccedil;izginin solunda bulunan &uuml;&ccedil; adet soruyu cevaplayamıyorsa o kısım devam edilmez. Uygulama sırasında s&ouml;zel cevaplar değerlendirilir. Hem cevapları hem de davranışları moderat&ouml;r tarafından anlık kaydedilir.</p> <p>Diğer bir taraftan &ccedil;ocuğun nesnel belirti vermeden ve ş&uuml;phe uyandıran gelişimsel problemlerin keşfinde destekleyici bir analizdir. Dikkat edilmesi gereken bir nokta ise analizin bir zeka testi olmaması, sadece gelişimi hakkında bilgi vermesidir. Bununla birlikte &ccedil;ocuğun gelecekte sahip olacağı IQ seviyesini, zihinsel kapasitesini ya da uyumsal becerisini &ouml;ng&ouml;rmek i&ccedil;in kullanılamaz. Bu anlamda disleksi (konuşma bozukluğu), &ouml;ğrenme problemleri, duygusal ya da psikolojik sorunlar gibi konularda veri vermek i&ccedil;in herhangi bir alt yapısı mevcut değildir. Bu tarz hastalıklar doktorun fiziki muayenesinde değerlendirilebilir, bu bağlamda Denver testi tanısal bir kimlik taşımamaktadır. Son olarak bu analizin ilgilendiği 4 alt b&ouml;l&uuml;m bulunmaktadır. Bu doğrultuda 4 alt b&ouml;l&uuml;m i&ccedil;eriği aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:</p> <ul> <li><strong>Kişisel ve sosyal becerileri:</strong> Burada &ccedil;ocuğun etrafıyla iletişim kurması, tek başına kişisel gereksinimlerinin giderilmesine bakılır.</li> <li><strong>İnce motor yetenekleri:</strong> Eliyle eşyaları tutabilme ve kavrayabilme, problemleri &ccedil;&ouml;zebilme ve el-g&ouml;z koordinasyonunu y&ouml;netebilme gibi motor yetenekleri değerlendirilir.</li> <li><strong>Kaba motor yetenekleri:</strong> Genel anlamda hareket kapasitesi, el-ayak t&uuml;m v&uuml;cudun koordinasyonu, koşma, y&uuml;r&uuml;me, zıplama ya da oturma gibi eylemlerin değerlendirilmesini ifade eder.</li> <li><strong>Dil ve konuşma becerileri:</strong> Konuşma şekli, s&ouml;yleneni anlama durumu, anlatım sırasında kendini ifade edebilmesi gibi etkenleri i&ccedil;erir.</li> </ul> <p>T&uuml;m bu bilgilerle birlikte uzman eşliğinde yapılan bu analiz, &ccedil;ocuk &uuml;zerinde klinik olarak tespit edilmeyen gelişim sorunlarını belirlemede bir ara&ccedil; vazifesi g&ouml;r&uuml;r. Ayrıca &ouml;zel eğitimli &ccedil;ocuklarda d&ouml;nem d&ouml;nem aldıkları eğitimin etkisini g&ouml;rmek i&ccedil;in de kullanılabilir. &Ouml;zellikle anaokulu ve kreş d&ouml;neminde &ccedil;ocukların eğitim kurumuna başlarken uygulanabilir. Bu d&ouml;nemde &ccedil;ocuğun yaşına g&ouml;re geliştirdikleri yetenekleri tespit edilerek hangi seviyeden başlaması gerektiği &ouml;ng&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</p> <h2><strong>Denver Testi Sonu&ccedil;ları Nasıl Okunmalı?</strong></h2> <p>Bu analizde sorulan sorulara verilen cevaplar ge&ccedil;er, kalır, reddeder ya da olanak dışı olarak değerlendirilir. 3 yaş Denver i&ccedil;in bazı &ouml;rnek sorular i&ccedil;in şu şekilde bir liste yapılır:</p> <ul> <li><strong>Kişisel ya da sosyal yeteneklerine y&ouml;nelik sorular:</strong> Adını-soyadını s&ouml;yleyebilir mi, yemeğini tek başına yiyebilir mi gibi sorular ebeveynlere y&ouml;nlendirilebilir.</li> <li><strong>Motor becerilerine y&ouml;nelik sorular:</strong> Belirlenen bir mesafeye atlaması, şekilleri belli eşyaları &uuml;st &uuml;ste dizerek kule yapabilmesi, tek ayak &uuml;zerinde durması gibi aktivitelerin yapması talep edilir.</li> <li><strong>Dil gelişimine y&ouml;nelik sorular:</strong> C&uuml;mleleri tamamlayabiliyor mu, belirli g&ouml;rseller g&ouml;sterildiğinde s&ouml;yleyebiliyor mu gibi sorular sorulabilir.</li> </ul> <p>Analizin değerlendirme aşamasında ise aşağıdaki basamaklar incelenebilir:</p> <ul> <li>Yaşın işaretlendiği &ccedil;izgiyi &ccedil;ocuk cevaplarıyla tamamen sağda konumlandırdı ise yaşıtlarına g&ouml;re ileride sonucu &ccedil;ıkabilir.</li> <li>Yaş &ccedil;izgisine denk gelen maddelerin %25 ile %75 arasında ge&ccedil;miş, reddetmiş ya da kalmış ise normal olarak değerlendirilir.&nbsp;</li> <li>Yaş &ccedil;izgisinde &ccedil;ocuk %75 ile %90&#39;ını reddetmiş ya da bu sorulardan kalmışsa uyarı işareti &ccedil;alar.</li> <li>Yaş &ccedil;izgisinin solunda yer alan maddelerin hepsinden &ccedil;ocuk kalmış ya da reddetmişse analiz sonucu gecikme sonucunu verir.</li> <li>Ek olarak ebeveynlerin maddelere baktığında &ccedil;ocuğun cevaplamasının m&uuml;mk&uuml;n olmadığını s&ouml;ylerse soru &#39;olanak dışı&#39; olarak kutulanır.</li> </ul> <p>Testin sonucunda ikiden fazla gecikme bulunuyorsa anormal olarak değerlendirilir. Ayrıca 1 gecikme ve ikiden fazla uyarı cevabı varsa ş&uuml;pheli olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bunun yanında analizde gecikme cevabı yoksa ve maksimum 1 uyarı varsa &ccedil;ocuk normal olarak kabul edilir.</p> <h3><strong>Denver Testi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h3> <h3><strong>Denver testi g&uuml;venilir mi?</strong></h3> <p>Uzmanlar tarafından ge&ccedil;erli ve g&uuml;venli bir gelişim testi olmasıyla sık&ccedil;a başvurulan bir analizdir.</p> <h3><strong>Gelişim testinde neler yapılır?</strong></h3> <p>&Ccedil;ocuğa ve ebeveynlere 4 başlık altında sorular y&ouml;nlendirilerek verilen cevaplara g&ouml;re gelişimsel bir problem olup olmadığına bakılır.</p>

CA 15-3 Testi

<p>CA 15-3 testi, &ouml;zellikle ileri meme kanseri tedavisi olan kadınlarda tedavinin etkisini değerlendirmek veya n&uuml;kseden meme kanserlerini izlemek i&ccedil;in faydalanılan bir t&uuml;m&ouml;r belirtecidir. Meme kanseri olan veya n&uuml;kseden kişilerde CA 15-3&rsquo;&uuml;n kandaki değerleri y&uuml;ksektir. Ayrıca y&uuml;ksek CA 15-3 seviyeleri yumurtalık, akciğer ve prostat kanserleri ile birlikte iyi huylu meme veya yumurtalık hastalığı, endometriozis, pelvik inflamatuar hastalık ve hepatit gibi kanserli olmayan durumlarla da ilişkilidir. Bunların yanı sıra gebelik ve emzirme de kandaki CA 15-3 seviyelerini y&uuml;kseltebilir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Nedir?</strong></h2> <p>CA 15-3 (Carcinoma Antigen 15-3), kanser antijeni olup, meme h&uuml;creleri tarafından &uuml;retilen bir proteindir. Meme kanserli hastalarda en yaygın kullanılan biyokimyasal serum belirtecidir. Meme kanserlerinde kana salgılanan bu proteinin seviyeleri y&uuml;kselir.</p> <p>V&uuml;cudun diğer b&ouml;lgelerine sı&ccedil;ramış meme kanseri olan &ccedil;oğu kadında (<a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/metastaz-nedir">metastaz</a>) CA15-3 seviyeleri normal referans aralığının &uuml;st&uuml;nde ve y&uuml;ksektir. Ancak t&uuml;m meme kanseri tipleri CA 15-3 seviyelerinin y&uuml;kselmesine neden olmaz &ccedil;&uuml;nk&uuml; bazı kanser h&uuml;creleri antijeni aşırı olarak &uuml;retmez.</p> <p>Meme kanserinin dışında yumurtalık, akciğer ve prostat kanseri de CA 15-3 değerinin y&uuml;kselmesine yol a&ccedil;abilir. Bu değerlerin belirlenmesi i&ccedil;in ise CA 15-3 testi yapılır.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Nedir?</strong></h2> <p>Bir t&uuml;m&ouml;r belirteci olan CA 15-3 testi, &ouml;zellikle meme kanserinde y&uuml;kselen kandaki CA 15-3 kanser antijeninin değerini &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in uygulanan bir testtir. Meme kanseri tedavisine hastanın verdiği yanıtı ve hastalığın tekrar n&uuml;ksedip n&uuml;ksetmediğini takip etmek i&ccedil;in kullanılır.</p> <p>CA 15-3, v&uuml;cudun savunma sistemini uyaran bir protein maddesidir. Bazı kanser h&uuml;creleri CA 15-3 antijenini kana salgılar CA 15-3 testi ise başta meme kanseri olmak &uuml;zere belirli kanser t&uuml;rlerini izlemek i&ccedil;in uygulanır. <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/meme-kanseri-belirtileri-tanisi-ve-tedavi-yontemleri">Meme kanserinin</a> tedavi s&uuml;reci ve tedaviden sonra tekrar n&uuml;kseden meme kanseri, kana CA 15-3 proteini salgılama olasılığı en y&uuml;ksek kanser olarak değerlendirilir.</p> <p>V&uuml;cudun diğer b&ouml;lgelerine yayılmış veya diğer adıyla metastaz yapmış meme kanseri teşhisi konduysa, CA 15-3 testi ile birlikte hormon resept&ouml;r testi ve HER2 durum testi gibi diğer testler de birlikte uygulanabilir.</p> <p>CA 15-3 testi sadece meme kanserinin tedavi s&uuml;recinde ve n&uuml;ksetmiş vakalarda yapılır. Erken evre meme kanserinde CA 15-3 &ouml;l&ccedil;&uuml;m&uuml; yapılmaz &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu proteinin d&uuml;zeyleri bu evrede nadir olarak normalden daha y&uuml;ksek değerler verir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Neden Yapılır?</strong></h2> <p>CA 15-3 testi (Carcinoma Antigen 15-3), meme kanseri tedavisinin nasıl sonu&ccedil; verdiğini kontrol etmek, tedaviyi y&ouml;netmek veya tedaviden sonra n&uuml;kseden kanser olup olmadığını tespit etmek amacıyla uygulanır. Bu sebeple test yalnızca tedavi s&uuml;recinde veya n&uuml;kseden vakalarda uygulanır. Kanserin varlığını belirlemek i&ccedil;in yapılmaz.</p> <p>Meme kanserinin dışında <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/yumurtalik-kanseri">yumurtalık</a>, akciğer ve <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/prostat-kanseri-belirtileri-ve-tedavisi">prostat kanserinin</a> tedavi s&uuml;reciyle birlikte tekrarladığı durumlarda da CA 15-3 değerlerine bakılabilir. Hastalık dışında <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/hamilelik-belirtileri-nelerdir-hamilelik-belirtileri-ne-zaman-baslar">gebelik d&ouml;nemi</a> ve emzirme s&uuml;reci de CA 15-3 değerlerinin kontrol edilebildiği d&ouml;nemlerdir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Referans Aralığı Ka&ccedil; Olmalıdır?</strong></h2> <p>Kandaki CA 15-3 değerinin sağlıklı kabul edilen referans aralığı mililitre başına 30 &uuml;nite (U/ml) veya 30&rsquo;un altındaki değerlerdir. &Ouml;zellikle meme kanseri tedavisinin başarılı ilerlemediği veya n&uuml;kseden meme kanserlerinde CA 15-3 değerleri y&uuml;kselebilir. Farklı kanser t&uuml;rleri veya durumlar da kandaki değerlerin y&uuml;kselmesine yol a&ccedil;abilir.</p> <h2><strong>CA 15-3 Y&uuml;ksekliği Ne Anlama Gelir?</strong></h2> <p>CA 15-3 y&uuml;ksekliği, kandaki CA 15-3 değerinin 30 U/ml&rsquo;nin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;ıkmasıdır. Bu y&uuml;kseklik meme kanseri tedavisinin başarılı ilerlemediği veya n&uuml;ksettiğinin &ouml;nemli bir işareti kabul edilir.</p> <p>Meme kanserinin yanı sıra yumurtalık, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/akciger-kanseri">akciğer</a>, prostat ve <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/pankreas-kanseri-ve-tedavisi">pankreas kanserleri</a> de CA 15-3 değerlerini y&uuml;kseltebilir ancak bu değerler meme kanserindeki y&uuml;kseklik seviyesinde değildir.</p> <p>Kanserlerin dışında <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/endometriozis-nedir">endometriozis</a>, pelvik inflamatuar hastalık, bazı karaciğer hastalıkları, hamilelik ve emzirme s&uuml;reci de kandaki değerlerin y&uuml;kselmesine sebebiyet verebilir. Ancak bu değerler zamanla artmanın aksine azalma eğilimi g&ouml;sterir ve ciddi sonu&ccedil;lar doğurmaz.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Normal Sonu&ccedil;ları</strong></h2> <p>Yapılan CA 15-3 testi sonucundan &ccedil;ıkan 30 U/ml veya altındaki değerler s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;in normal kabul edilir. Bu değerler kişinin kanser tedavisine olumlu yanıt verdiğini ve hastalığın n&uuml;ksetmediğini g&ouml;sterir. Ancak bilinmesi gereken &ouml;nemli nokta; test sonucunun referans aralıklarda &ccedil;ıkması kanserin yok olduğu anlamını taşımaz.</p> <h2><strong>CA 15-3 Testi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>CA 15-3 ne demek?</strong></h3> <p>CA 15-3, karsinoma antijeni 15-3 anlamına gelir ve başta meme kanseri olmak &uuml;zere yumurtalık, akciğer ve prostat gibi bir&ccedil;ok kanser t&uuml;r&uuml; i&ccedil;in bir t&uuml;m&ouml;r belirtecidir.</p> <h3><strong>CA 15-3 neyi g&ouml;sterir?</strong></h3> <p>CA 15-3 değerleri meme kanserinin tedavi s&uuml;recindeki son durumu ve hastalığın n&uuml;ksedip n&uuml;ksetmemesini g&ouml;sterir. Bir kanser antijeni ve t&uuml;m&ouml;r belirtecidir.</p> <h3><strong>CA 15-3 en fazla ka&ccedil; olmalı?</strong></h3> <p>Kandaki CA 15-3 değerleri mililitre başına en fazla 30 U/ml olmalıdır.</p> <h3><strong>CA 15-3 kanser dışında neden y&uuml;kselir?</strong></h3> <p>Meme kanseri, yumurtalık, akciğer ve prostat kanserinin dışında<strong> </strong>iyi huylu meme veya yumurtalık hastalığı, endometriozis, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/pelvik-inflamatuar-hastalik">pelvik inflamatuar hastalık</a> ve hepatit gibi durumlar kandaki CA 15-3 değerinin y&uuml;kselmesine yol a&ccedil;abilir.</p>

Tüm Tanı ve Test İçerikleri

Tedavi Yöntemleri

Vitrektomi

<p>Vitrektomi, g&ouml;z i&ccedil;erisinde yer alan vitreus sıvısının &ccedil;ıkarılmasını i&ccedil;eren g&ouml;z ameliyatıdır. G&ouml;z&uuml;n ortasından bulunan vitreus, g&ouml;z&uuml;n şeklini korumakla g&ouml;revli şeffaf bir yapıdır. Bulanıklaşan bu sıvının &ccedil;ıkarılması ve retinada onarım yapılması i&ccedil;in kişiye vitrektomi uygulaması yapılabilir. Mikro cerrahi operasyon olarak uygulanan vitrektomi ameliyatından lokal anestezi kullanılır. V&uuml;cut tekrardan vitreus &uuml;retinceye kadar vitreus sıvısı, berrak sıvı ile değiştirilir. Vitrektomi ameliyatı, kişinin durumuna bağlı olarak bir ya da birka&ccedil; saat arasında s&uuml;rebilir.</p> <h2><strong>Vitrektomi Nedir?</strong></h2> <p>Vitrektomi, g&ouml;z&uuml;n retinası ve vitreusdaki sorunları tedavi etmek i&ccedil;in g&ouml;z i&ccedil;erisinde yer alan vitreus adlı jel benzeri maddenin ameliyatla alındığı bir cerrahi prosed&uuml;rd&uuml;r. G&ouml;z k&uuml;resinin merkezini dolduran jel benzeri madde vitreus olarak bilinir. Vitreusun bulanıklaşması, retinanın zarar g&ouml;rmesi ve ila&ccedil;lara bağlı olarak vitreusun bozulması sonucunda bu ameliyattan yararlanılır. Vitrektomi ameliyatı esnasından vitreusun tamamen &ccedil;ıkarılması sağlanır. Retinada onarımlar da bu ameliyat i&ccedil;erisinde yapılabilir. G&ouml;zden &ccedil;ıkarılan vitreus yerine cerrah, steril tuzlu su, silikon yağı ya da g&ouml;z kabarcığı yerleştirir. B&ouml;ylelikle g&ouml;z şeklinin korunması sağlanır.</p> <h2><strong>Vitrektomi &Ccedil;eşitleri Nelerdir?</strong></h2> <p>G&ouml;z&uuml;n hastalık bulunduğu kısma bağlı olarak vitrektomi &ccedil;eşidi de farklılık g&ouml;sterebilir. Pars plana vitrektomi, anterior vitrektomi, minimal invaziv vitrektomi, total vitrektomi ve parsiyel vitrektomi olarak beş &ccedil;eşitte incelenebilir.</p> <p>Vitrektomi &ccedil;eşitleri ş&ouml;yle a&ccedil;ıklanabilir:</p> <h3><strong>Pars Plana Vitrektomi (PPV)</strong></h3> <p>Pars plana vitrektomi, en yaygın kullanılan vitrektomi t&uuml;rleri arasındadır. Bu teknikte uygulanırken g&ouml;zde bulunan ve pars plana adı verilen b&ouml;lgeden &ccedil;ok k&uuml;&ccedil;&uuml;k kesilerle vitreusa ulaşılır. Ulaşılan bu alandan vitreus &ccedil;ıkarılır. Retina dekolmanı, makula deliği, <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/retinopati-nedir">diyabetik retinopati</a> ve vitreus kanaması gibi bir&ccedil;ok retina hastalığında bu ameliyat &ccedil;eşidinden yararlanılır.</p> <h3><strong>Anterior vitrektomi</strong></h3> <p>Anterior vitrektomi, uygulanırken g&ouml;z&uuml;n &ouml;n kısmında yer alan vitreus jelinin &ccedil;ıkarılması sağlanır. &Ouml;zellikle katarakt ameliyatları sırasında ya da sonrasında, vitreusun &ouml;n kısmında kanama veya hasar oluştuğunda bu ameliyat t&uuml;r&uuml;nden yararlanılır. G&ouml;z&uuml;n &ouml;n kısmında bulunan komplikasyonları tedavi ederek ve g&ouml;r&uuml;ş kalitesinin artmasını sağlar.</p> <h3><strong>Minimal invaziv vitrektomi (MIVS)</strong></h3> <p>Minimal invaziv vitrektomi, standart olan pars plana vitrektomiye g&ouml;re daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k kesilerle yapılan bir işlem olarak bilinir. Bu y&ouml;ntem i&ccedil;erisinde daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k aletler kullanılarak g&ouml;zde minimum hasarla tedavi planlanır. İyileşme s&uuml;resi daha kısa olarak bilinir. Bu vitrektomi t&uuml;r&uuml;nde retinayla ilgili daha hafif sorunlar veya hassas m&uuml;dahaleler tercih edilebilir.</p> <h3><strong>Total vitrektomi</strong></h3> <p>Total vitrektomi ise g&ouml;zdeki vitreusun tamamen &ccedil;ıkarılmasını i&ccedil;erir. &Ouml;zellikle g&ouml;z i&ccedil;erisindeki enfeksiyon gibi durumlarda t&uuml;m vitreus dokusunun alınması gerekebilir.</p> <h3><strong>Parsiyel vitrektomi</strong></h3> <p>Parsiyel vitrektomi işleminde ise vitreusun yalnızca belirli bir kısmının &ccedil;ıkarılır. Sınırlı b&ouml;lgelerde yapılan k&uuml;&ccedil;&uuml;k m&uuml;dahalelerde veya vitreusun yalnızca sorunlu olan b&ouml;l&uuml;m&uuml; alınır.</p> <h2><strong>Vitrektomi Ameliyatı Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Vitrektomi ameliyatı, retinanın zarar g&ouml;rmesi, makula deliğinden meydana gelen yırtılması, diyabetik retinopati ve vitreus kanaması gibi durumlarda yapılabilir. Bunların yanında bir&ccedil;ok farklı g&ouml;z rahatsızlığının tedavisinde de vitrektomiden yararlanılır.</p> <p>Vitrektomi ameliyatının yapılma nedenleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Retina dekolmanı</strong></h3> <p>G&ouml;z&uuml;n arka b&ouml;l&uuml;m&uuml;nde bulunan ve kişinin g&ouml;rme işlevinde &ouml;nemli bir role sahip olan doku, retina olarak bilinir. Dekolman ise retinanın g&ouml;z duvarından ayrılmasıyla g&ouml;r&uuml;len bir durumdur. Bu durum yaşandığından vitrektomi ameliyatı ile vitreus &ccedil;ıkarılır ve retina yerine sabitlenebilir.</p> <h3><strong>Diyabetik retinopati</strong></h3> <p>Diyabetik retinopati, &ouml;zellikle diyabet hastalarının g&ouml;zlerinde k&uuml;&ccedil;&uuml;k kan damarlarının zarar g&ouml;rmesiyle meydana gelir. Retina &uuml;zerinde kanamalar, g&ouml;rme kaybı ve sıvı birikimi gibi belirtilerle kendini g&ouml;sterir. Vitrektomi, bu kanamaların temizlenmesi ve retinanın tedavi edilmesi i&ccedil;in yapılabilir.</p> <h3><strong>Makula deliği</strong></h3> <p>Merkezi g&ouml;rme alanını etkileyen makula, retinanın bir b&ouml;lgesidir. Makul deliği ise bu alanda bir yırtılma ya da boşluk g&ouml;r&uuml;lmesi durumudur. Vitrektomi ameliyatı ile makul deliği onarılır ve g&ouml;rme kaybı &ouml;nlenebilir.</p> <h3><strong>Vitreus kanaması</strong></h3> <p>G&ouml;zde bulunan vitreusun i&ccedil;erisinde kanama oluştuğu durumda g&ouml;rme kalitesi d&uuml;şerek ve g&ouml;rme kaybı yaşanabilir. Vitrektomi ameliyatı ile bu kanama temizlenir ve g&ouml;z&uuml;n arka kısmında bulunan yapılar net bir şekilde g&ouml;rmeye g&ouml;rmek i&ccedil;in iyileştirilir.</p> <h3><strong>G&ouml;z travmaları</strong></h3> <p>G&ouml;z yaralanmaları ve travmaları sonucundan vitreus dokusunun i&ccedil;inde yabancı cisimler veya hasar g&ouml;ren b&ouml;lgeler oluşabilir. Bu durumda, vitrektomi ameliyatı yapılarak g&ouml;zdeki yabancı maddeler &ccedil;ıkarılır ve g&ouml;z sağlığının korunması ama&ccedil;lanır.</p> <h3><strong>Epiretinal membran</strong></h3> <p>Epiretinal membran, ince doku tabakası olarak retina y&uuml;zeyinde bulunur. Bu membran, retinada buruşmalar şeklinden kendini g&ouml;sterebilir ve zaman i&ccedil;erisinde g&ouml;rme kaybına neden olabilir. Vitrektomi ameliyatı ile epiretinal membranı kaldırılarak g&ouml;rme sağlığının iyileştirilmesi sağlanır.</p> <h2><strong>Vitrektomi Ameliyatı Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?</strong></h2> <p>Vitrektomi ameliyatında g&ouml;z&uuml;n i&ccedil;indeki vitreus dikkatli şekilde g&ouml;ze zarar vermeyecek şekilde alınır. İşlem esnasında &ouml;zel mikrocerrahi aletlerden yararlanılır. Vitreus yerine tuzlu su veya gaz ile doldurulur. Bu sayede g&ouml;z i&ccedil;indeki basın&ccedil; korunarak tedavi edilir. Vitrektomi sonrasında g&ouml;zde hafif bir ağrı, kızarıklık veya bulanık g&ouml;rme gibi belirtiler oluşabilir.</p> <p>Vitrektomi sonrası dikkat edilmesi gerekenler ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Doktorun &ouml;nerisiyle g&ouml;z damlaları kullanılabilir</li> <li>G&ouml;zde oluşabilecek enfeksiyon riskine karşı hijyen kuralları &ouml;nemlidir</li> <li>Ağır bir eşya kaldırmaktan ve baş aşağı doğru eğilmekten ka&ccedil;ınılması gerekir</li> <li>Şiddetli ağrı, bulanık g&ouml;rme veya ani g&ouml;rme kaybı gibi belirtiler durumunda derhal doktora başvurulmalı &ouml;nerilir</li> </ul> <h2><strong>Vitrektomi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Vitrektomi ameliyatı riskli mi?</strong></h3> <p>Vitrektomi ameliyatı, her cerrahi m&uuml;dahalede olduğu gibi bazı riskler taşıyabilir. Kanama, enfeksiyon, katarakt oluşumunun yanında g&ouml;z i&ccedil;indeki basın&ccedil;ta değişiklikler ve komplikasyonlar oluşabilir. Alanında uzman doktorlar tarafından yapıldığı durumda bu risk azalmaktadır.</p> <h3><strong>Vitrektomi ameliyatı sonrası g&ouml;rme ne zaman olur?</strong></h3> <p>Vitrektomi ameliyatı sonrasında g&ouml;rme, ameliyatın t&uuml;r&uuml;ne ve g&ouml;z&uuml;n durumuna g&ouml;re değişiklik g&ouml;sterebilir. &Ccedil;oğu kişide g&ouml;rme, ilk birka&ccedil; hafta i&ccedil;inde iyileşmeye başlayarak a&ccedil;ılır. Tam iyileşme s&uuml;resi ise ortalama 3 ila 6 ay s&uuml;rebilir.</p> <h3><strong>Vitrektomi tekrar yapılır mı?</strong></h3> <p>Vitrektomi ameliyatı bazı durumlarda tekrar yapılabilen bir ameliyat t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. &Ouml;zellikle retina dekolmanı veya diyabetik retinopati gibi tekrarlayan g&ouml;z hastalıklarında vitrektomi yapılabilir.</p>

Dermabrazyon​

<p>Dermabrazyon, cildin p&uuml;r&uuml;zs&uuml;zleşmesinde etkili olan tedavi y&ouml;ntemidir. &Ouml;zellikle travmalar, akne ve ameliyat sonrasında oluşan yara izlerine ve lekelerine uygulanabilir. Dermabrazyon işlemi esnasında &ouml;zel bir cihaz yardımıyla cildin &uuml;st tabakasında soyulma ger&ccedil;ekleştirilir. Cilt y&uuml;zeyine uygulanan mikro d&uuml;zeydeki aşındırma sayesinde cilt kendini yenileyerek daha gen&ccedil; ve p&uuml;r&uuml;zs&uuml;z bir cilde sahip olunabilir. Dermatolog ya da plastik cerrah tarafından uygulaması yapılan dermabrazyon d&uuml;ş&uuml;k riskli olarak kabul edilir. Fakat her cilt tipinde en iyi sonu&ccedil;lar alınmayabilir.</p> <h2><strong>Dermabrazyon​ Nedir?</strong></h2> <p>Dermabrazyon, yara izleri, cilt lekeleri ve yaşlanma belirtilerine uygulanarak cildin &uuml;st tabakasının kontroll&uuml; bir bi&ccedil;imde soyulmasını i&ccedil;eren ve cildin yenilenmesini hedefleyen bir işlemdir. Bu işlem sonrasında cilt p&uuml;r&uuml;zs&uuml;z ve gen&ccedil; bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;me kavuşabilir. Dermabrazyon işlemi esnasında &ouml;zel bir cihaz yardımıyla cildin en &uuml;st tabakası soyulur ve cildin yeni bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;me ulaşması hedeflenir. G&uuml;neş hasarı, kırışıklıklar, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/melazma-nedir">melazma</a>, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/sivilce-nasil-gecer-sivilce-izlerine-ne-iyi-gelir">akne izleri</a> gibi durumlarda bu işlemden yararlanılabilir. Fakat dermabrazyon yaptırmadan &ouml;nce cilde uygun olup olmadığına karar vererek risklerini değerlendirmek gerekir. İşlem sonrasında ise iyileşme s&uuml;recinde g&uuml;neşten korunmak &ouml;nemlidir ve cilt bakımına dikkat edilmesi gerekir.</p> <h2><strong>Dermabrazyon​ Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Dermabrazyon, cilt y&uuml;zeyinde belirgin olarak oluşan kusurların azaltılması ve cilt y&uuml;zeyinin yenilemek amacıyla yapılan bir işlemdir. Dermabrazyon, akneler, kırışıklıklara, <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/gunes-lekesi-nasil-gecer">g&uuml;neş lekelerine</a> ve cilt dokusunu yenilemek i&ccedil;in yapılır. Bunlarından yanından ciltte estetik problemi yaşayan i&ccedil;in de dermokozmetik işlem olarak değerlendirilir.</p> <p>Dermabrazyon işleminin kullanım nedenleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Akne ve yara izlerini azaltmak</strong></h3> <p>Zaman i&ccedil;erisinde derinleşen akne izler, kazalar sonucunda meydana gelen yara izleri, yanıklar ve cerrahi m&uuml;dahaleler sonrasında ciltte kalıcı olarak değişiklikler meydana gelebilir. Dermabrazyon, oluşan bu izleri aşındırarak giderilmesini hedefler. İşlem yapıldıktan sonra ciltte oluşan yenilenme s&uuml;reci sayesinden izler azalır ve cilt g&uuml;zel bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;me kavuşur.</p> <h3><strong>Cildi yenilemek ve p&uuml;r&uuml;zs&uuml;zleştirmek</strong></h3> <p>Cilt y&uuml;zeyinin zaman i&ccedil;erisinde p&uuml;r&uuml;zl&uuml; oluşu ve mat g&ouml;r&uuml;nt&uuml;ye ge&ccedil;mesi nedeniyle dermabrazyon işlemi uygulanabilir. Uygulanan işlem sonrasından cilt daha canlı ve gen&ccedil; bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;me kavuşur. B&ouml;ylelikle cilt y&uuml;zeyine uygulanan makyajla beraber p&uuml;r&uuml;zs&uuml;z bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m elde edilir.</p> <h3><strong>İnce &ccedil;izgilerin ve kırışıklığın giderilmesi</strong></h3> <p>Yaşlanmayla beraber g&ouml;r&uuml;len ve g&ouml;z &ccedil;evresi, alın, dudak kenarından oluşan ince &ccedil;izgilere karşı dermabrazyon uygulanabilir. Y&uuml;zeysel oluşan bu kırışıklıklar cilt y&uuml;zeyinin soyulmasıyla beraber d&uuml;zelme g&ouml;sterir. B&ouml;ylelikle cilt hem sağlıklı hem de gen&ccedil; bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;me kavuşabilir. Dermabrazyon işlemi, &ouml;zellikle kırışıklıkların derinleşmediği erken yaşlanma belirtileri i&ccedil;in etkili olabilmektedir.</p> <h3><strong>G&uuml;neş lekelerini hafifletmek</strong></h3> <p>G&uuml;neşe uzun s&uuml;reler maruz kalmak, ciltteki <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/melanin">melanin</a> &uuml;retiminin artmasına neden olarak koyu lekeler oluşmasına zemin hazırlar. Dermabrazyon işlemi uygulandığından cildin ilk tabakası soyularak oluşan lekelerin a&ccedil;ılmasını sağlar ve cilt tonunu eşitler. Bunların yanından yaşın ilerlemesiyle beraber g&ouml;r&uuml;len yaşlılık lekelerine de dermabrazyon uygulanabilir.</p> <h3><strong>Cilt hasarını azaltmak ve &ccedil;atlak izlerini gidermek </strong></h3> <p>Ciltte aniden gelişen kilo kaybına bağlı oluşan &ccedil;atlaklara dermabrazyon işlemi uygulanabilir. B&ouml;ylelikle g&ouml;r&uuml;len &ccedil;atlar izleri belirgin bir seviyede azaltılır. Bunların yanından cilt travmaları ve y&uuml;zeysel meydana gelen yanıklara karşı da dermabrazyon uygulanabilir.</p> <p>Dermabrazyon işlemi doğru şekilde uygulanıldığında etkili sonu&ccedil;lar verebilir. İşlem &ouml;ncesinde dermatolog ile g&ouml;r&uuml;şme sağlanarak detaylı bir değerlendirme yapılır. Buna y&ouml;nelik olarak da tedavi planı oluşturulabilir.</p> <h2><strong>Dermabrazyon ile Hangi T&uuml;r Rahatsızlıklar Tedavi Edilir?</strong></h2> <p>Dermabrazyon işlemi, ilk olarak akne izleri ve &ccedil;i&ccedil;ek hastalığının yarattığı izlere karşı uygulanmak i&ccedil;in geliştirilen bir y&ouml;ntemdir. Bunların yanında g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde kırışıklıkları ve ince &ccedil;izgileri azaltmak ve g&uuml;neş lekelerinden kurtulmak i&ccedil;in uygulanıyor. Dermabrazyon şu rahatsızlıklar durumunda uygulanabilir:</p> <ul> <li>Yaşlılıkla oluşan kaz ayakları ve ince &ccedil;izgileri</li> <li>Yaşlılık lekeleri</li> <li>Melazma ve koyu cilt lekeleri</li> <li>Sivilce ve akne izleri</li> <li>Kırmızı burun (rinofima)</li> <li>&Ccedil;i&ccedil;ek hastalığı izleri</li> <li>Kaza ve ameliyat sonrasında g&ouml;r&uuml;len izler</li> <li>İyi huylu deri b&uuml;y&uuml;meleri</li> <li>Kanser &ouml;ncesi g&ouml;r&uuml;len cilt lekeleri</li> <li>G&uuml;neş hasarı</li> <li>&Ccedil;atlaklar</li> </ul> <h2><strong>Dermabrazyon​ Nasıl Uygulanır?</strong></h2> <p>Dermabrazyon, uzman dermatolog ya da plastik cerrah tarafından uygulanan bir cilt yenileme işlemi olarak bilinir. Cilt y&uuml;zeyine etki eden bu işlemin amacı cildin aşınmasını sağlayarak yenilenmesidir. Dermabrazyon uygulaması şu aşamalarla yapılır:</p> <ul> <li>İlk olarak, işlem yapılacak olan cilt b&ouml;lgesi temizlenir</li> <li>Ağrının azaltılması i&ccedil;in lokal anestezi uygulanır</li> <li>Dermabrazyon işlemi y&uuml;ksek hızla d&ouml;nen başlıklarıyla cilt y&uuml;zeyindeki &ouml;l&uuml; h&uuml;crelerin soyulmasını sağlar</li> <li>Ciltteki kusurların bulunduğu b&ouml;lge, kontroll&uuml; bir şekilde katman katman soyulur</li> <li>Dermatolog, kişinin ihtiyacına y&ouml;nelik olarak işlem sırasında cildin durumunu izleyip istenen derinliğe ulaştığında cihazı durdurur</li> <li>İşlem sonrasında cilt, yatıştırıcı ve nemlendirici kremler s&uuml;r&uuml;l&uuml;r</li> <li>Dış fakt&ouml;rlere karşı cilde bandaj uygulanabilir</li> <li>İlk birka&ccedil; g&uuml;n boyunca işlem yapılan b&ouml;lgede kızarıklık ve şişlik oluşabilir</li> <li>Cilt, birka&ccedil; g&uuml;n i&ccedil;inde iyileşmeye başladık&ccedil;a kabuklanma ve soyulma g&ouml;zlemlenir</li> <li>Dermabrazyon sonrası g&uuml;neşe karşı daha hassas hale geldiğinden g&uuml;neş kremi kullanılması &ouml;nerilir</li> </ul> <h2><strong>Dermabrazyon Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?</strong></h2> <p>Dermabrazyon işlemi sonrasında iyileşme s&uuml;recinde cilt bakımını yapmak &ouml;nemlidir. Fakat cilt bakımı yaparken &uuml;r&uuml;nleri dikkatli se&ccedil;mek gerekir. &Ouml;zellikle hassas ciltlere uygun olabilecek temizleyiciler ve nemlendiriciler kullanılmalıdır. Bunların yanında kimyasal i&ccedil;erikli &uuml;r&uuml;nler, parf&uuml;ml&uuml; kozmetikler veya asit i&ccedil;eren bakım &uuml;r&uuml;nlerinden ka&ccedil;ınmak gerekir. B&ouml;ylelikle oluşabilecek tahrişin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilir. Dermabrazyon işlemi, doğru bakım ve dikkat şekilde yapıldığında cildin daha gen&ccedil;, p&uuml;r&uuml;zs&uuml;z ve canlı bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m elde edilmesini sağlar.</p> <h2><strong>Dermabrazyon Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Dermabrazyon ka&ccedil; g&uuml;nde iyileşir?</strong></h3> <p>Dermabrazyon iyileşme s&uuml;reci 7-10 g&uuml;n s&uuml;rebilir. Cildin tamamen toparlanması ve sonucun tam olarak g&ouml;r&uuml;lmesi birka&ccedil; hafta ila birka&ccedil; ay zaman alabilir.</p> <h3><strong>Dermabrazyon kalıcı mı?</strong></h3> <p>Dermabrazyon sonucunda kalıcılık kişiden kişiye değişse de uygulanan b&ouml;lgede izler ve lekeler b&uuml;y&uuml;k oranda azalır.</p>

Miringotomi (Kulak Zarı Çizilmesi)

<p>Miringotomi, orta kulaktaki sıvıyı boşaltmak i&ccedil;in kulak zarı diğer adıyla timpanik membrana yapılan cerrahi bir m&uuml;dahaledir. Enfeksiyon tedavi edilmediği durumda zaman i&ccedil;erisinde işitme kaybına neden olabilir. Miringotomi sırasında, kulak zarına k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi atılır. Bu kesi sayesinde orta kulakta biriken sıvı dışarı &ccedil;ıkarılarak ve rahatlama sağlanır. Bazı durumlarda ise kulağın hava almasını sağlamak amacıyla, enfeksiyonların tekrarlanmasını &ouml;nlemek i&ccedil;in kulak zarına bir t&uuml;p yerleştirilir. Miringotomi sonrası iyileşmesi s&uuml;resi yaklaşık d&ouml;rt hafta s&uuml;rebilir.</p> <h2><strong>Miringotomi Nedir?</strong></h2> <p>Miringotomi, enfeksiyona bağlı olarak işitme kaybını &ouml;nlemek amacıyla kulak zarı (timpanik membran) &uuml;zerinde delik a&ccedil;ılması işlemidir. Orta kulaktaki sıvının boşaltılmasını i&ccedil;eren bu işleme kulak zarı &ccedil;izilmesi de denebilir. Kulak burun boğaz uzmanları tarafından ger&ccedil;ekleştirilen miringotomi, bir kulağa veya her ikisine de uygulanabilir. Miringotomi işlemi &ouml;zellikle &ccedil;ocuklarda, &ouml;staki borusu daha dar ve kısa olduğu durumda kulakta sıvı birikimi yaygın olarak g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; zaman yapılabilir. S&uuml;rekli olarak kulak enfeksiyonu ge&ccedil;iren bireylerde, miringotomi enfeksiyon artışının &ouml;nlenmesini sağlar. Bu sayede hem işitme sağlığı korunur hem de enfeksiyonun yol a&ccedil;tığı rahatsızlıklar hafifletilir.</p> <h2><strong>Miringotomi (Kulak Zarı &Ccedil;izilmesi) Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Miringotomi diğer adıyla kulak zarı &ccedil;izilmesi, orta kulakta oluşan sıvı birikimi, enfeksiyon ve &ouml;staki borusu disfonksiyonu durumlarının tedavisi amacıyla uygulanır. İşlem esnasında kulak zarı k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi a&ccedil;ılarak orta kulakta biriken sıvının akması sağlanır. B&ouml;ylelikle kulaktaki basın&ccedil; da dengelenmiş olur. &Ouml;zellikle &ccedil;ocuklarda işitme kaybı, ağrı ve enfeksiyonların g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda miringotomi yapılabilir.</p> <p>Miringotominin yapılma nedenleri ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Orta kulakta sıvı birikimi (ser&ouml;z otit)</strong></h3> <p>Orta kulakta sıvı birikimi, genellikle &ouml;staki borusunun sağlıklı &ccedil;alışmadığı durumlarda g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu biriken sıvı kişinin kulağında rahatsızlığa yol a&ccedil;arak işitme kaybı oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle sıvının boşaltılması gerekir. Miringotomi ile biriken sıvı boşaltılarak hem işitme iyileştirilir hem de oluşan basıncın azaltılması sağlanır.</p> <h3><strong>Kulak enfeksiyonu (otitis media)</strong></h3> <p><a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/orta-kulak-iltihabi-belirtileri-nelerdir-tedavisi-nasil-yapilir-1">Kulak enfeksiyonu</a>, &ouml;zellikle &ccedil;ocuklarda g&ouml;r&uuml;lerek ağrı, işitme kaybı gibi durumlara neden olabilir. Enfeksiyonların s&uuml;rekli olarak tekrarlaması durumunda miringotomi işleminden yararlanarak enfeksiyonun azaltılması sağlanır. B&ouml;ylelikle işitme kaybının &ouml;n&uuml;ne de ge&ccedil;ilmiş olur.</p> <h3><strong>İşitme kaybını &ouml;nlemek</strong></h3> <p>Orta kulakta sıvı birikimi nedeniyle işitme kaybı oluşabilir. Bu durum &ccedil;ocukların dil ve konuşma gelişimini olumsuz etkileyebilir. Miringotomi, sıvıyı temizleyerek işitme kaybını &ouml;nler ve &ouml;zellikle gelişim d&ouml;nemindeki &ccedil;ocuklarda işitme sağlığını korur.</p> <h3><strong>&Ouml;staki borusu disfonksiyonu</strong></h3> <p>Orta kulakla burun boşluğu arasında yer alan &ouml;staki borusu, kulak basıncının dengelenmesine yardımcı olur. &Ouml;staki borusu sağlıklı &ccedil;alışmadığı durumda orta kulakta basın&ccedil; artmasına neden olarak sıvı birikimine neden olur. Miringotomi işlemi basıncın dengelemesine yardımcı olur.</p> <h3><strong>Basın&ccedil; dengesi sağlamak</strong></h3> <p>Pilot ve dalgı&ccedil; gibi mesleklere sahip olan kişiler genellikle basın&ccedil; değişikliklerine maruz kalabilir. Bu da kulakta rahatsızlık hissine ve ağrılara sebebiyet verir. Miringotomi işlemi sayesinde bu t&uuml;r basın&ccedil; dengesizliklerinin &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; sağlanır.</p> <p>Bazı durumlarda, miringotomi işlemi sonrasında kulak zarına k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir <a href="https://www.memorial.com.tr/tedavi-yontemleri/kulak-tupu-uygulamasi-nedir">ventilasyon t&uuml;p&uuml;</a> yerleştirilebilir. Bu t&uuml;p kişinin kulak basıncının dengelenmesinde etkilidir. B&ouml;ylelikle enfeksiyonların &ouml;nlenmesi de sağlanır. T&uuml;p, kulak zarının havalanmasını sağladığı i&ccedil;in uzun s&uuml;reli &ccedil;&ouml;z&uuml;m sunarak ve orta kulakta sıvı birikimini &ouml;nler.</p> <h2><strong>Miringotomi İşlemi Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Miringotomi işlemi, kulak zarına k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi a&ccedil;ılmasıyla yapılan ve orta kulakta biriken sıvının dışarı atılmasını sağlayan bir işlemdir. Bu işlem genellikle kısa s&uuml;rede tamamlanır ve &ccedil;oğu hasta i&ccedil;in minimal rahatsızlık yaratır. İşlem adımları ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Miringotomi işlemi, &ccedil;ocuklarda genel anestezi altında, yetişkinler i&ccedil;in ise lokal anestezi ile yapılır</li> <li>Cerrah, mikroskop yardımıyla kulak zarını detaylı bir şekilde g&ouml;r&uuml;r ve zarın y&uuml;zeyinde k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir kesi a&ccedil;ar</li> <li>Bu kesi genellikle 1-2 milimetre boyutunda olup, sıvının dışarı &ccedil;ıkmasını sağlayacak kadar k&uuml;&ccedil;&uuml;kt&uuml;r</li> <li>A&ccedil;ılan kesi sayesinde orta kulakta birikmiş olan sıvı yavaş&ccedil;a dışarı atılır</li> <li>Bu işlem kulaktaki basıncın azalmasını ve işitme kalitesinin geri kazandırılmasını sağlar</li> <li>Bazı durumlarda aspirasyon cihazından yararlanılarak orta kulaktaki sıvı tamamen temizlenir</li> <li>Gerekli olduğu durumda enfeksiyonların tekrarlamasını ve sıvı birikimini &ouml;nlemek amacıyla kulak zarına k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir ventilasyon t&uuml;p&uuml; yerleştirilebilir.</li> </ul> <p>Kulak zarın yerleştirilen t&uuml;p, kulak zarının hava almasını sağlayarak orta kulak basıncını dengelemede etkilidir. T&uuml;p birka&ccedil; ay sonra kendiliğinden d&uuml;şerek &ccedil;ıkarılabilir. İşlem sonrasında kulak su ve enfeksiyondan korunması gerekir.</p> <h2><strong>Miringotomi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?</strong></h2> <p>Miringotomi işlemi sonrasında kulağın suya karşı korunması gerekir. Bunun yanında kulak hijyenine dikkat etmek de b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem taşır. B&ouml;ylelikle kulakta hızlı bir iyileşme sağlanarak oluşabilecek komplikasyonların da &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilmiş olur. Miringotomi sonrasında dikkat edilmesi gereken durumlar ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Kulaklara su girmemesi i&ccedil;in banyo esnasında kulak tıkacı kullanılmalıdır</li> <li>İşlem sonrası kulak b&ouml;lgesi hijyenine &ouml;zen g&ouml;sterilmelidir ve doktorun &ouml;nerdiği şekilde bakım yapılmalıdır.</li> <li>T&uuml;p&uuml;n durumu ve kulak iyileşmesi i&ccedil;in d&uuml;zenli olarak doktor kontrol&uuml;ne gitmek gerekir.</li> </ul> <h2><strong>Miringotomi Riskleri Nelerdir?</strong></h2> <p>Miringotomi, genel olarak g&uuml;venli bir işlem olarak kabul edilen bir durumdur. Her cerrahi m&uuml;dahalede olduğu gibi bu durumunda bazı riskleri ve olası yan etkileri bulunur. Miringotomi riskleri ş&ouml;yle a&ccedil;ıklanabilir:</p> <ul> <li>Miringotomi sonrasında nadir de olsa enfeksiyon g&ouml;r&uuml;lebilir. Bu da kulak zarına atılan keşiden bakterilerin orta kulağa girmesi nedeniyle gelişir</li> <li>Ventilasyon t&uuml;p&uuml; yerleştirildiği durumda bu t&uuml;p etrafında enfeksiyon oluşma riski bulunur</li> <li>Kulak zarına kesi atılmasına bağlı olarak hafif kanama g&ouml;r&uuml;lebilir</li> <li>Miringotomi sonrasında kesi yerinin tamamen iyileşmemesi nedeniyle kulak zarında kalıcı bir delik oluşması riski vardır</li> <li>Miringotomi işlemi sırasında veya sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle nadiren de olsa işitme kaybı meydana gelebilir</li> <li>Ventilasyon t&uuml;p&uuml; takıldığı durumda t&uuml;p erkenden d&uuml;şebilir veya &ccedil;ok uzun s&uuml;re kulakta kalabilir</li> <li>İşlem sonrasında, ge&ccedil;ici olan kulaktan sıvı akıntısı gelebilir</li> <li>Bazı kişiler işlem sonrasında ge&ccedil;ici olarak <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kulak-cinlamasi-tinnutus-neden-olur-nasil-gecer">kulak &ccedil;ınlaması (tinnitus)</a> yaşayabilir</li> </ul> <h2><strong>Miringotomi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Kulağa neden &ccedil;izik atılır?</strong></h3> <p>Orta kulak i&ccedil;erisinde biriken sıvının dışarı atılması i&ccedil;in kulağa &ccedil;izik atılması gerekebilir. B&ouml;ylelikle sıvı boşaltılarak işitme kaybının &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilir.</p> <h3><strong>Kulak t&uuml;p&uuml; ka&ccedil; kez takılır?</strong></h3> <p>Bazı durumlarda miringotomi işleminde kulağa t&uuml;p takılabilir. Bu t&uuml;pler kısa s&uuml;reli olduğundan 6-9 ay s&uuml;resince kalır. Bu s&uuml;renin sonunda ise t&uuml;pler v&uuml;cutta kendi kendine atılır.</p>

Fasyotomi

<p>Fasyotomi, basıncı azaltmak i&ccedil;in cildin altında yer alan kasların ve dokuların &ccedil;evrelenmesinde g&ouml;revli olan fasya zarının cerrahi olarak &ccedil;ıkarılması işlemidir. &Ouml;zellikle travmalar, kompartman sendromu veya doku i&ccedil;i basıncın artması durumunda fasyotomi işleminden yararlanılır. Bu işlemdeki ama&ccedil; baskı olan b&ouml;lgeye basıncın azalmasını sağlayarak kan dolaşımını iyileştirmektir. B&ouml;ylelikle sinir fonksiyonlarının korunması sağlanır. Fasyotomi tedavisi yapılmadığı durumda ise kompartman sendromu ilerleyerek kas hasarına ve organ kaybına neden olabilir. Bu nedenle, fasyotomi &ouml;nemli bir m&uuml;dahale olarak kabul edilir.</p> <h2><strong>Fasyotomi Nedir?</strong></h2> <p>Fasyotomi, cildin alt tabakasında yer alan v&uuml;cut i&ccedil;erisindeki kaslar, sinirler ve kan damarlarının &ccedil;evreleyen fasya adlı bağ dokusunun cerrahi m&uuml;dahale ile alınması işlemidir. Kasları sarara sıkıca tutan bir zar olan fasya, travmalar ve bazı durumlar nedeniyle basınca maruz kalabilir. Bu basın&ccedil; nedeniyle kan dolaşımı engellenir ve sinirler zarar g&ouml;rebilir. M&uuml;dahale edilmediği durumda ise kalıcı olarak doku hasarına neden olabilir. Fasyotomi ameliyatı ile tehlikeli olan basın&ccedil; azaltılarak fasya dokusu kesilip alınır. B&ouml;ylelikle trafik kazaları, spor yaralanmaları, kırıklar ya da damar tıkanıklığı gibi durumlarda kan dolaşımının korunması sağlanır.</p> <h2><strong>Fasyotomi Ameliyatı Neden Yapılır?</strong></h2> <p>Fasyotomi ameliyatı, fasya dokusuna bir nedenden dolayı oluşan basıncın kaldırılması, b&ouml;ylelikle kan dolaşımının sağlanarak sinir ve kas fonksiyonlarının korunması amacıyla yapılır. Basıncın artması ve zamanında m&uuml;dahale edilmemesi durumunda <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/kompartman-sendromu-nedir-belirtileri-ve-tedavisi-nelerdir">kompartman sendromu</a> adı verilen ciddi bir sağlık durumuna yol a&ccedil;abilir. Bu durum, tedavi edilmediğinde ise kas dokusunun &ouml;l&uuml;m&uuml;, sinir hasarı ve hatta uzuv kaybı gibi kalıcı sonu&ccedil;lar g&ouml;r&uuml;lebilir.</p> <p>Fasyotomi ameliyatının yapılmasının nedenler ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <h3><strong>Kompartman sendromu</strong></h3> <p>Kompartman sendromu, v&uuml;cuttaki kas gruplarını sarmada g&ouml;revli fasya adı verilen sıkı bağ dokusu i&ccedil;inde basıncın aniden ve aşırı şekilde artması durumu olarak tanımlanır. Fasya esnek bir yapıya sahip olmadığı i&ccedil;in bu basın&ccedil; artışı, kaslara, sinirlere ve damar yapılarına zarar verebilir. Fasyotomi, bu tehlikeli basıncı azaltmak i&ccedil;in uygulanabilir. Kompartman sendromu şu belirtilerle kendini g&ouml;sterebilir:</p> <ul> <li>Kaslarda şiddetli ve s&uuml;rekli ağrı</li> <li>Etkilenen b&ouml;lgede yoğun bir basın&ccedil; ve gerginlik hissi</li> <li>Sinir sıkışması nedeniyle b&ouml;lgede hissizlik, karıncalanma veya yanma</li> <li>Kasları hareket ettirmede zorluk veya kas g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml;</li> <li>Ciltte solukluk ve morarma</li> <li>Sinirler baskı altında kaldığı i&ccedil;in dokunma ve sıcaklık hissinin azalması</li> </ul> <h3><strong>Ciddi travmalar ve yaralanmalar</strong></h3> <p>Trafik kazaları, spor kazaları veya y&uuml;ksekten d&uuml;şme gibi durumlarda oluşan baskının azaltılması i&ccedil;in kişiye fasyotomi uygulanabilir.</p> <h3><strong>Kan akışı bozuklukları</strong></h3> <p>Atardamar tıkanıklığı sonrasında kanın yeniden dolaşıma girmesi (reperf&uuml;zyon) bağlı olarak ani basın&ccedil; artışına yol a&ccedil;abilir. Bu nedenle kişiye fasyotomi uygulanması gerekebilir.</p> <h3><strong>Yanıklar</strong></h3> <p>Deri ve alttaki dokularda sıvı birikmesine bağlı olarak basıncı artması sinir ve damar hasarına sebep olabilir. Fasyotomi ameliyatı ile basıncın azaltılması ama&ccedil;lanır.</p> <h3><strong>Cerrahi veya ortopedik m&uuml;dahaleler sonrası</strong></h3> <p>Ameliyat sırasında veya sonrasında &ouml;dem oluşması durumunda fasiyotomi ameliyat uygulanması gerekebilir.</p> <h2><strong>Fasyotomi Ameliyatı Nasıl Yapılır?</strong></h2> <p>Fasyotomi ameliyatı, kompartman sendromu gibi hastalıkların g&ouml;r&uuml;lmesi durumunda fasya zarının cerrahi olarak kesilip alınmasıyla yapılır. Bu ameliyatın amacı, fasya i&ccedil;erisindeki basıncı azaltarak kan dolaşımını ve sinir fonksiyonlarını korumak olarak bilinir. Fasyotomi, genellikle acil bir m&uuml;dahale olarak kişiye uygulanabilir.</p> <ul> <li>Hastanın durumuna g&ouml;re genellikle genel anestezi veya b&ouml;lgesel anestezi ile uyuşturulur</li> <li>Operasyon yapılacak alan, sterilize edilir. B&ouml;ylelikle enfeksiyona karşı korunmuş olur</li> <li>Cerrah, kas grubunu saran fasya &uuml;zerine bir kesi yapar</li> <li>Kesi, genellikle b&ouml;lgedeki kas yapısına paralel şekilde a&ccedil;ılarak basın&ccedil; rahatlatılır ve dokulara zarar vermekten ka&ccedil;ınılır</li> <li>Fasya kesildikten sonra kas dokusundaki şişlik azalır ve kan dolaşımı yeniden sağlanır</li> <li>Ameliyat sonrasında b&ouml;lge tamamen iyileşene kadar a&ccedil;ık bırakılabilir ya da ge&ccedil;ici olarak pansuman yapılır</li> <li>Hasta d&uuml;zenli olarak <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/enfeksiyon-nedir">enfeksiyon</a>, şişlik veya kanama a&ccedil;ısından takip edilir</li> <li>Eğer yara a&ccedil;ık bırakıldıysa, g&uuml;nl&uuml;k pansuman ve antibiyotik tedavisi uygulanabilir</li> <li>Doku iyileştikten sonra estetik ve fonksiyonel ama&ccedil;la cilt grefti uygulaması yapılır</li> </ul> <p>Ameliyat b&ouml;lgesinde enfeksiyon riski nedeniyle takip edilmesi &ouml;nemlidir. Hastanın iyileşme s&uuml;resi, yaralanmanın ciddiyetine bağlı olarak birka&ccedil; hafta ile birka&ccedil; ay arasında farklılık g&ouml;sterir.</p> <h2><strong>Fasyotomi Ameliyatının Komplikasyonları Nelerdir?</strong></h2> <p>Fasyotomi ameliyatının komplikasyonları, işlem sonrasında oluşabilecek riskleri i&ccedil;erebilir. Bu nedenle iyileşme sonrasında d&uuml;zenli takip gerektirir. Her cerrahi m&uuml;dahalede olduğu gibi, fasyotomi de bazı yan etkiler ve komplikasyonlar oluşabilir. Fasiyotomi ameliyatının olası komplikasyonları ş&ouml;yle sıralanabilir:</p> <ul> <li>Yara a&ccedil;ık bırakıldığı i&ccedil;in bakteri girişi kolaylaşır ve enfeksiyon riski artar. Bu durum antibiyotik tedavisi ve steril pansuman ile &ouml;nlenebilir.</li> <li>Ameliyat sırasında veya sonrasında aşırı kanama g&ouml;r&uuml;lebilir. Kesilen dokularda kan birikmesine bağlı olarak <a href="https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/hematom-nedir-nasil-tedavi-edilir">hematom</a> oluşabilir, bu da ek bir m&uuml;dahale gerektirebilir.</li> <li>Cerrahi işlem sırasında yanlışlıkla sinirlere veya kaslara zarar verme riski bulunur. Bu durum kalıcı his kaybı veya kas g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml;ne sebep olabilir.</li> <li>A&ccedil;ık bırakılan yara, ge&ccedil; kapanabilir veya <a href="https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/keloid-nedir">yara izleri (keloid)</a> oluşabilir.</li> <li>Bazı durumlarda basın&ccedil; tam olarak giderilmediğinden kompartman sendromu tekrarlayabilir</li> <li>Ameliyat sonrası kas dokusunda zayıflama olabilir. &Ouml;zellikle fizik tedavi uygulanmazsa hareket kısıtlılığı g&ouml;r&uuml;lebilir.</li> </ul> <h2><strong>Fasyotomi Hakkında Sık Sorulan Sorular</strong></h2> <h3><strong>Fasyotomi ne demek?</strong></h3> <p>Fasiyotomi, kasları ve diğer dokuları saran fasya dokusunun cerrahi olarak kesilmesi işlemidir. BU işlem kompartman sendromu gibi durumlarda, dokulardaki aşırı basıncı azaltmak ve kan dolaşımını sağlamak amacıyla uygulanır.</p> <h3><strong>Fasyotomi neden a&ccedil;ılır?</strong></h3> <p>Fasiyotomi, kas gruplarını saran fasya i&ccedil;indeki aşırı basıncı azaltmak i&ccedil;in a&ccedil;ılabilir. Kan dolaşımını tekrardan sağlamak, sinir hasarını &ouml;nlemek ve dokuların zarar g&ouml;rmesini engellemek amacıyla fasyotomi işlemi yapılır.</p> <h3><strong>Fasiyotomi kapatma nedir?</strong></h3> <p>Fasiyotomi kapatma, ameliyatla a&ccedil;ılan fasya ve deri kesilerinin iyileşme s&uuml;reci tamamlanması sonrasında cerrahi olarak kapatılması durumudur. Şişlik ve basın&ccedil; azaldıktan sonra yara dikişle kapatılır ya da gerekiyorsa cilt grefti ile kapatma işlemi yapılır.</p>

Tüm Tedavi Yöntemleri
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al