İnsanların yaşam süresinin uzaması ile birlikte omurgada ortaya çıkan sorunlar daha fazla görülüyor. Omurga sağlığını yakından ilgilendiren osteoporoz yani kemik erimesi yaşanan sorunların birinci nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Osteoporoz sorunu yaşayan kişilerde en çok görülen sağlık sorunlarından birini de omurga kırıkları oluşturuyor. Kifoplasti ve Vertebroplasti, vertebra çökme kırığı olarak da bilinen omurga kırıklarında uygulanan tedavi yöntemleri arasında yer alıyor. Halk arasında omurga çimentosu ya da omurga dolgusu olarak bilinen Kifoplasti / Vertebroplasti tedavisinden sonra hastaların büyük bir çoğunluğu ağrılarından kurtularak normal yaşantılarını sürdürebiliyor.
Memorial Ataşehir Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Zafer Toktaş, omurga kırıklarında kullanılan Kifoplasti / Vertebroplasti tedavileri hakkında bilgi verdi.
Kifoplasti / Vertebroplasti nedir?
Kifoplasti ve Vertebroplasti uygulama bakımından birbirine benzer tedavi yöntemleridir. Vertebroplasti yönteminde; kırık omur kemiğinin içine özel bir enjeksiyon yardımıyla dolgu maddesi enjekte edilmektedir. Halk arasında omurga çimentosu ya da omurga dolgusu olarak bilinen Vertebroplasti işlemi ameliyathane şartlarında gerçekleştirilmektedir. Kifoplasti tedavi yöntemi de Vertebroplasti yöntemiyle neredeyse aynı şekilde yapılmaktadır. Ancak Kifoplasti tedavisinde kırık kemiğin içine dolgu maddesi enjekte edilmeden önce kemik iç hacmini artırmak için özel bir balon yerleştirilip şişirilmektedir. Kemiğin içindeki hacim artırıldıktan sonra balon çıkartılarak Vertebroplasti işleminde olduğu gibi özel iğne ile kemiğin içine dolgu maddesi enjekte edilmektedir.
Kifoplasti / Vertebroplasti hangi hastalara yapılmaktadır?
Her omurga kırığına Kifoplasti ve Vertebroplasti yapılması gerekmemektedir.
Kifoplasti ve Vertebroplasti yapılması gereken durumlar şöyle sıralanmaktadır:
- Kifoplasti veya Vertebroplasti tedavilerinin en gerekli olduğu durumların başında 8-12 hafta arasında iyileşmeyen kırıklar gelmektedir. Özellikle osteoporoz olan hastalarda kemikte yeterince vitamin ve mineral bulunmadığı için kemik kaynamaları gecikebilmektedir. Omurlarda yaşanan kırıklarda kol ve bacaklardaki gibi alçılama yöntemi uygulanamadığı için bu hastalarda Kifoplasti ve Vertebroplasti tedavisi ön plana çıkmaktadır.
- Hastanın omurgasındaki kırığın omurga yüksekliğinin yüzde 30 dan fazlasını kaybetmesine neden olduğu durumlarda Kifoplasti veya Vertebroplasti uygulanabilmektedir.
- Kırık sonrası radyolojik görüntülemelerde omurganın 30 dereceden fazla eğilmesi önemlidir. Bu durumda Kifoplasti ve Vertebroplasti tedavisi tercih edilebilir.
- Kırık omur kemiğinin bulunduğu bölge de Kifoplasti veya Vertebroplasti tedavileri için önemlidir. Bu bakımdan sırtla bel bileşkesi bölgesinde yaşana kırıklar dikkate alınması gereken bir noktadır. Sırt ve bel bölgesinin birleştiği alan bağlaç noktası olduğu için burada yaşanan kırık olmayan sorunlar bile önemli problemler yaratabilmektedir. Bu nedenle sırt ve bel bölgesinin birleştiği noktada yaşanılan kırıklarda Kifoplasti veya Vertebroplasti tedavileri uygulanabilmektedir.
- Omurga tümörlerine bağlı omurga yüksekliğinde azalma olduğu durumlarda da Kifoplasti / Vertebroplasti tedavileri uygulanabilmektedir.
Kifoplasti yönteminin avantajları nelerdir?
Kifoplasti yönteminde dolgu maddesi enjekte edilmeden önce kemiğin içine özel bir balon gönderilerek burada şişirilmektedir. Balonun kemik içinde şişirilmesi çöken omur kemiğinde daha fazla yükseklik kazanılmasını sağlamaktadır. Kemiğin içinde balon şişirilmesiyle kemik içerisinde bulunan kırık kemik parçaları ve kemik tozları kemik duvarına itilmektedir. Böylece daha fazla dolgu yapacak alan elde edilmektedir
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı nasıl yapılır?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatındaki temel mantık kırık ve çökmüş kemiğin içine özel bir enjektörle dolgu maddesi enjekte etmektir.
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı genel olarak şu şekilde yapılmaktadır;
- Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı, ameliyathane ortamında steril koşullar altında gerçekleştirilmektedir.
- Lokal ya da genel anestezi altında işlem yapılabilmektedir. Hasta uyumu yeterliyse lokal anestezi tercih edilmektedir.
- Kırık omurun bulunduğu bölgede minimal invaziv cerrahi yöntemle küçük bir kesi yapılmaktadır. Bu kesi enjektörün ucunun girebileceği büyüklüktedir.
- Omurdaki kırığın durumuna göre hasta ameliyathane masasına yüz üstü ya da yan yatırılmaktadır.
- Skopi denilen röntgen desteğiyle hastanın kırık kemiğin içine iğne gönderilir. İğne kemiğe ulaşırken sinir dokusundan uzak bir bölgeden kemiğin içine iletilir. Bu işlem sırasında sinirlerde bir hasar oluşmaması için skopi kullanılmaktadır.
- İğnenin doğru yerleşimi röntgenle kesinleştirilirken hasta ile konuşarak ağrı kontrolü de yapılmaktadır.
- Bütün şartlar oluştuktan sonra özel bir enjektörle kemiğin içine dolgu maddesi gönderilir.
Dolgu maddesinin gönderilmesi sırasında tedavi yöntemi isimlendirilir. Kifoplasti ve Vertebroplasti tedavisinde uygulanan işlemler bu aşamaya kadar aynıdır.
Vertebroplasti tedavisinde kemiğe yerleştirilen iğneden kemiğin içine doğrudan dolgu maddesi gönderilir. Kemik çimentosu da denilen dolgu maddesi yaklaşık 3-5 gram civarındadır ve çok çabuk katılaşma özelliğine sahiptir. Kırık kemiğin içine enjekte edilen dolgu maddesinin katılaşması yaklaşık olarak 20-25 dakika sürmektedir. Vertebroplasti yönteminde dolgu maddesinin enjektörle gönderilmesi ile işlem tamamlanmaktadır.
Kifoplasti yönteminde ise kemiğin içine dolgu yapılmadan önce daha geniş iğneye geçilip kırık kemiğin içine özel bir baloncuk gönderilmektedir. Balon Kifoplasti de denilen bu yöntemde kemik iç hacmi artırıldıktan sonra balon söndürülerek dışarı çıkartılır ve aynı Vertebroplasti işleminde olduğu gibi kemiğin içine dolgu maddesi enjekte edilir.
Sadece kemik çimentosu denilen dolgu maddesinin enjekte edilmesiyle de kemikte yükseklik kazanımı sağlanabilmektedir. Vertebroplasti yöntemiyle kemikte kazanılan yükseklik yüzde 4-7 iken Kifoplasti yöntemiyle bu oran yüzde 10’a kadar çıkabilmektedir.
KİFOPLASTİ VE VERTEBROPLASTİ AMELİYATI HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatından sonra hastanede ne kadar kalınır?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatından sonra aynı gün iyileşme sağlanmaktadır. Hastalar ameliyattan yaklaşık 2 saat sonra ayağa kalkabilmektedir. Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarında hastalarda kanama olmamaktadır. Aynı gün hastalar evlerine taburcu edilmektedir.
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatları ne kadar sürmektedir?
Vertebroplasti ameliyatının süresi yaklaşık olarak 20 dakikadır. Kifoplasti yönteminde ek olarak balon uygulaması yapıldığı için bu süre 30 dakika olabilmektedir.
Omurga kırığının belirtileri nelerdir?
Omurga kırıkları farklı şekillerde yaşanabilmektedir. Şiddetli travmalar sonrası yaşanabildiği gibi özellikle ileri yaşlarda osteoporoz yani kemik erimesine bağlı omurga kırıkları da görülmektedir. Her iki şekilde de yaşanan kırıklar şiddetli ağrı ile birlikte hastayı kamburluğa itebilen sonuçlar doğurabilmektedir.
Özellikle ileri yaşlarda görülen kırıklarda şiddetli travmaların yaşanmasına gerek olmayabilmektedir. Ev tipi kaza denilen yerden her hangi bir şey alırken eğilmekle bile ortaya çıkabilen kırıklar yaşanabilmektedir.
Omurlarda yaşanan kırıklar oluşumuna göre birbirinden farklı şekillerde gelişebilir. Bazen omur kemiği alt ucundan ya da üst ucundan kırılabilir. Tüm kemikte kırıklar da görülebilmektedir.
Omurlarda yaşanan kırıkların belirtileri genel olarak şu şekilde sıralanabilir;
- Kırık olan bölgede ağrı hastalarda en çok yaşana belirtiler arasındadır. Yaşanan ağrı kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle kırık omurun bulunduğu bölgede ağrı hissedilmektedir. Ağrının geçmemesi kırığın iyileşmediğinin de belirtisidir.
- Hastanın zamanla öne doğru kamburlaşması omurgada yaşanan kırık belirtisi olabilmektedir.
- Omurgadaki kırık bölgesinde hörgüç benzeri cilt dışından görülebilen bir çıkıntı oluşması omurga kemiklerinde yaşanan kırıkların ilk belirtileri arasındadır.
Omurga kırıklarında tedavi yöntemleri nelerdir?
Omurga kırıklarında tedavi yöntemleri kırığın durumu, kişinin genel sağlığı ve kırığın bulunduğu bölgeye göre farklılık gösterebilmektedir. Herhangi bir cerrahi ya da Kifoplasti / Vertebroplasti tedavi yöntemlerinden önce korse ya da ilaç tedavileri uygulanabilir. Dışarıdan uygulanabilecek en etkili yöntem korse tedavisidir. Kırık sonrası korse tedavisi ile omurganın hareket kısıtlığı sağlanarak kırığın çabuk iyileşmesi hedeflenir.
Ancak tedavilerde kemik kalitesi önemlidir. Kemiğin; mineral, kalsiyum ve matriks yapısı iyileşme bakımından önceliklidir. Ancak cerrahi dışı yöntemlerle kemik kaynadığı zaman ağrı devam edebilmektedir. Bu gibi durumlarda da kemik çimentosu ya da dolgusu olarak bilinen Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatları uygulanabilir.
Korse tedavisi ile birlikte kemik yapısını güçlendirmek için hastaya ağız yoluyla bir takım ilaçlar verilebilmektedir. Ameliyatsız tedavi yöntemleriyle omurga kırıklarında başarı elde edilemediği durumlarda hastalarda kamburlaşma görülebilmektedir. Bu nedenle hastaların bu tedavi yöntemleri sırasında yakından takip edilmesi önemlidir.
Omurga kırıklarında kimler riskli gruptadır?
- Omurga kırıkları her yaşta görülebilmekle birlikte daha çok osteoporoz yani kemik erimesi olan hastalarda görülmektedir. Bu nedene bağlı olarak omurga çökme kırıkları menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda daha sık yaşanabilmektedir
- Genç hastalarda genellikle şiddetli travmalar sonrasında omurga kırıkları oluşabilmektedir. Uzun süre kortizon ya da hormon tedavisi almış kişiler, kronik karaciğer ya da böbrek yetmezliği olan hastalar osteoporoz bakımından riskli gruptadır. Bu nedende bu hastalarda da omurga kırıkları yaşanabilmektedir.
- Aşırı kilolu, obez kişiler de omurga kırıkları bakımından riskli grupta bulunmaktadır
Kifoplasti ve Vertebroplasti tedavi yöntemlerinde tek seansta kaç kırığa müdahale edilir?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarında tek seansta 3 seviyeye kadar yani 3 omur kırığına müdahale edilmesi tavsiye edilmektedir. Her iki işlemde de kullanılan dolgu maddesi hastalarda nadir de olsa kimyasal reaksiyonlara neden olabilmektedir. Müdahale edilecek kırık kemik sayısı artıkça kullanılan dolgu maddesinin miktarı da artacağı için alerjik reaksiyon riski artabilmektedir. Bu nedende tek seansta çok fazla kemik kırığına uygulamanın yapılması önerilmemektedir. Aynı zamanda uygulamanın yapılacağı kırık kemik sayısının artması işlem süresini de uzatabilmektedir.
Kifoplasti ve Vertebroplasti riskleri nelerdir?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarının riskleri ortaktır. Genel olarak Kifoplasti ve Vertebroplasti tedavilerinin riskleri şu şekilde sıralanabilir;
- Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarında en sık rastlanan risk işlem sırasında kullanılan dolgu maddesinin kemikten sızıntı yapmasıdır. Kırık kemikler deforme olduğu için enjekte edilen dolgu maddesi var olan çatlaklardan dışarı çıkabilmektedir. Ancak bu sızıntıların büyük bir çoğunluğu mikroskobiktir, görüntüleme işlemleriyle ancak belirlenebilir. Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı sırasında yaşanan sızıntının iç organları etkileme ihtimali çok düşük bir ihtimaldir.
- İşlem sırasında sızıntı yaşanması görülebilir ancak bu sızıntıların problem oluşturma ihtimali çok azdır. Yine de nadir de olsa omurilik kanalına sızıntı olduğu durumlarda işlem hemen sonlandırılmalı ve omurilik kanalındaki sızıntı giderilmelidir. İşlem röntgen cihazıyla başından sonuna kadar izlendiği için sızıntı olup olmadığı anında belirlenebilmektedir. Omurilik kanalına sızıntı olduğu durumlarda açık cerrahi gerekebilmektedir.
- Kifoplasti ve Vertebroplasti işlemlerinde kullanılan dolgu maddesi nadir de olsa hastalarda alerjik etkilere yol açabilir. Çarpıntı ve ateş en sık görülen yan etkiler arasındadır. Ancak işlem ameliyathane ortamında gerçekleştirildiği için bu yan etkilere hemen müdahale edilebilmektedir.
- Enfeksiyon bu işlemlerde nadir de olsa görülebilecek riskler arasındadır.
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarında komplikasyon oranlarının minimuma indirilmesi ve işlemin başarısı açısından bu konuda deneyimli ekiplerin ve tam donanımlı hastanelerin tercih edilmesi çok önemlidir.
Kifoplasti ve Vertebroplasti işleminde kaçaklar nasıl önlenebilir?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarında kırık kemiklerin içine polimetilmetakrilat (PMMA) denilen dolgu maddesi enjekte edilmektedir. Dolgu sırasında bu madde yoğun ve elastik bir hale getirilerek enjekte edilmektedir. Bu şekilde kullanılan dolgu maddesinin kaçak yapma riski azaltılmaktadır.
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı fiyatları nedir?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarının fiyatları değişebilmektedir. Ameliyat fiyatları işlemin yapıldığı seviye yani kırık kemik sayısı, işlemin yapıldığı merkezin fiyat politikasına göre farklılık gösterebilmektedir.
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı sonrası ağrı geçer mi?
Kifoplasti ve Vertebroplasti uygulamalarının birincil hedefi yaşanabilecek kamburluğun ve ağrının önüne geçmektedir. Yapılan çalışmalarda hastaların büyük bir çoğunluğunda yaşanan ağrıların tamamen geçtiği belirlenmiştir. Bununla birlikte Kifoplasti ve Vertebroplasti işleminden sonra nadir vakalarda ağrının geçmediği görülebilmektedir. Ayrıca Kifoplasti ve Vertebroplasti işlemlerine rağmen yaşanan kamburluk düzelmediği durumlarda kamburluğu düzeltecek cerrahi yöntemler uygulanmalıdır.
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatlarından sonra hastaların kemik kalitesinin geliştirilmesi önemlidir. Bitkisel tedaviler, belli masajlar ya da fizyoterapilerle kemik kalitesini güçlendirmek kolay değildir. Bunun yerine hastaların doğru beslenmesi, egzersizi hayatlarına dâhil etmesi ve kilo kontrolü önemlidir. Özellikle kemik kalitesini artırmak için osteoporoz konusunda uzman doktorlarla kemik kalitesini artırmak gerekmektedir.
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatı sonrası ağrı yaşanır mı?
Kifoplasti ve Vertebroplasti ameliyatından hastalarda ameliyata bağlı ağrı yaşanmamaktadır.
Güncelleme Tarihi : 21 Aralık 2022
Yayınlanma Tarihi: 31 Ekim 2022
Sağlık kütüphanesi içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlı ve kayıt tarihindeki bilimsel verilerle hazırlanmıştır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, endişeleriniz, teşhis veya tedavi için mutlaka doktorunuza veya sağlık kuruluşuna başvurunuz.