Yükleniyor

Ankilozan Spondilit Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Ankilozan Spondilit Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

medical-units-icon

İlgili Tıbbi Birimler

Bel romatizması olarak da bilinen ankilozan spondilit, omurga, bel kemiği ile kalça kemiği arasında kalan sakroiliak eklemleri, bazende omuz gibi diğer eklemlerde sertleşme ve ağrıya neden olan iltihaplı romatizma türüdür. Ankilozan spondilit zamanla kişide duruşun kamburumsu ya da öne eğik bir görüntü ortaya çıkarmasına ve hareket kabiliyetinde azalmaya neden olur Bel, sırt, boyun ve kalçadaki ağrı ile karakterize bir hastalık olan ankilozan spondilit, oluşan bu belirtiler sonrası kişinin hareket etme yeteneğini kısıtlar.

İçindekiler

Ankilozan Spondilit Nedir?

Ankilozan spondilit, hareket etmeye ve eğilmeye yardımcı olan omurgadaki eklemler ve kemiklerin iltihaplanması sonucu zaman içinde omurga yapısını bozarak kambur bir görüntü oluşmasına neden olan bir hastalıktır. Eklem iltihabı ilerlediğinde kireçlenme meydana getirir ve bu durum bel, sırt, boyun ve kalça kemiklerinde ağrıya, ve rahat hareket etme yeteneğinde kısıtlılığa yol açar.

Normal şartlarda omurgadaki eklemler ve bağlar kişinin rahat bir şekilde hareket edip öne doğru eğilmesine yardımcı olur. Ancak ankilozan spondilit söz konusu olduğunda omurganın eklemlerindeki ve dokularındaki iltihaplanma sertliğe neden olarak bu hareket gücünü engeller. Şiddetli vakalarda bu durum, omurların (omurgadaki kemiklerin) kaynaşmasına (birlikte büyümesine) sebebiyet vererek sert ve esnek olmayan bir omurga yapısına yol açar.

Ankilozan spondilit her hastada farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Daha çok genç erkek ve kadınları etkileyen bu hastalıkta hastalık seyri ve şiddeti de kişiden kişiye farklılık göstermektedir. İlaç ve fizik tedavi uygulamalarıyla tedavi edilmesi amaçlanan ankilozan spondilit, nadiren de olsa ameliyat yöntemini içerir.

Ankilozan Spondilit Neden Olur?

Ankilozan spondilitin kesin olarak nedeni bilinmese de bir romatizma türü olan ankilozan sppondilit oluşmasına sebep olan durumun HLA-B27 geninin olduğu değerlendirilir. HLA-B27 genine sahip olan kişilerde ankilozan spondilit gelişme riski daha yüksektir. Ancak HLA-B27 geni olan her kişide bu hastalık görülmeyebilir. Yapılan çalışmalar ayrıca crohn hastalığı, ülseratif kolit veya sedef hastalığı olan kişilerde de ankilozan spondilit görülme ihtimalini ortaya koymuştur.

Ankilozan Spondilit Belirtileri Nelerdir?

Ankilozan spondilit hastalığının en belirgin semptomları leğen kemiği, bel ve özellikle sırt bölgesinde meydana gelen şiddetli ağrıdır. Bu ağrı kişiyi geceleri uykusundan uyandırabileceği gibi sabah saatlerinde de şiddetlenebilir. Ağrıyla birlikte eklemlerde sertlik, kambur duruş, nefes alırken zorluk, yorgunluk ve iştah kaybı da ankilozan spondilitin yaygın belirtileridir.

Ankilozan spondilit belirtilerinden olan ağrı meydana geldiğinde öne eğilme, çorap giyme gibi basit hareketlerde bile zorlanmalar yaşanır. Hasta hareket ettikçe ise omurgadaki ağrı ve tutukluk azalmakta, rahatlamaktadır. Bu tutukluğun yarım saatten uzun sürmesi de yine ankilozan spondilit hastalığının bulgularından biridir.

Genel olarak ankilozan spondilit hastalığı şu belirtilerle ortaya çıkar:

  • Bel, sırt, boyun ve kalça eklemlerinde şiddetli ağrı
  • Özellikle geceleri şiddeti artan ağrılar
  • Sabahları eklemlerde sertlik ve tutukluk
  • Kambur bir duruş
  • Ağrı ve sertliğe bağlı hareket kısıtlılığı
  • Nefes alma zorluğu ve baş dönmesi
  • Yorgunluk
  • İştah ve kilo kaybı
  • Karın ağrısı, kramp ve ishal
  • Deri döküntüleri
  • Görüş açısında azalma, kızarıklık veya ışık hassasiyeti

Bel, sırt, boyun ve kalça eklemlerinde şiddetli ağrı

Omurga ve kalça kemiğindeki sakroiliak ekleminin iltihaplanmasıyla ortaya çıkan ankilozan spondilit hastalığı bu iltihap sonucundan eklemlerde ağrı meydana getirir.

Özellikle geceleri şiddeti artan ağrılar

Hareketsiz kalmak, ankilozan spondilit belirtilerinin daha da şiddetli yaşanmasına neden olabilir. Bu yüzden dinlenme ve hareketsizlik edilmeyen özellikle geceleri uykudayken ankilozan spondilit semptomları kötüleşir.

Sabahları eklemlerde sertlik ve tutukluk

Uzun saatler hareketsiz kalındıktan sonra özellikle sırt, bel, ve kalçalarda sabah saatlerinde ağrı meydana gelir. Bu durum ankilozan spondilitin yaygın belirtisi olarak kabul edilir.

Kambur bir duruş

Ankilozan spondilit, omurganın daha az esnek olması sonucu tıbbi olarak kifoz adı verilen omurganın öne doğru eğriliğine, kamburluğa neden olabilir.

Hareket kabiliyetinin azalması

Omurga ve eklemlerde meydana gelen ağrı sonrası kişi istediği rahatlık ve esneklikte hareket edemez. Bu durum da günlük hayatın akışı içinde hareket kısıtlılığı oluşturur.

Nefes alma zorluğu

Vücudun üst kısmı ve omurga öne doğru eğildiği için kişinin göğüs duvarı sertleşir ve nefes almada zorluk yaşanabilir. Diğer yandan şiddetli ankilozan spondilit ayrıca akciğerlerde yara izine (pulmoner fibrozis) ve akciğer enfeksiyonu riskinin artmasına da sebebiyet verebilir.

Yorgunluk

Ankilozan spondilit, iltihap kaynaklı bir hastalık olduğu için grip yorgunluğuna benzer bir yorgunluğun yaşanmasına sebep olabilir.

Hla-B27 Testi Nedir?

HLA-B27, 3 aydan uzun süren, sabahları daha yoğun olan bel-sırt ya da kalça ağrısı olan kişilerde ankilozan spondilit yatkınlığını değerlendirmek için faydalanılan genetik bir testtir. Bu genin pozitif olduğu kişilerde ankilozan spondilit gelişme riskinin daha yüksek olduğu bilinmektedir. HLA-B27 geninin pozitif olduğu ankilozan spondilitli hastalarda eklem dışı tutulumların da daha fazla geliştiği bilinmektedir. Bu geni taşıyan hastalarda üveit denilen göz iltihaplanması ya da bağırsak iltihaplanması daha ilerleyici ve tekrarlayıcı özellik gösterebilmektedir.

HLA-B27 genini taşıyan hastalarda hastalık aktivitesinin daha yoğun olabileceği veya hastalığa bağlı erken kamburlaşma gibi komplikasyonların daha sık görülebileceği bildirilmiştir. Ankilozan spondilitli hastalarının %20-30’unda HLA-B27 geni negatif saptanabilmektedir. Çoğunlukla bu hastalarda hastalık daha yavaş ve hafif ilerlemekte ve daha az eklem dışı tutulum gözlenmektedir.

Ankilozan Spondilit Nasıl Teşhis Edilir?

Hasta hikayesi her hastalıkta olduğu gibi ankilozan spondilitte de önem taşımaktadır. Genetik geçişli bir hastalık olduğu için hastanın aile hikayesi de büyük öneme sahiptir. Fizik muayenede ise bu hastalığın başladığı sakroiliyak eklemler üzerine uygulanan bası manevraları ile eklemlerin hassasiyeti belirlenmektedir. Eğer kamburluk ve eğilme varsa bunların dereceleri ölçülerek belirlenmektedir. Bu bulgular ankilozan spondilit teşhisi için önemlidir.

Hastalığın tanısı için bir takım kan değerlerine de bakılmaktadır. Kandaki iltihap değerini gösteren CRP ve eritrosit sedimentasyon hızı yapılan testler arasında yer almaktadır. Bu iltihap belirteçleri ankilozan spondilitte genelde yüksektir ancak hastaların önemli bir kesiminde normal olabileceği de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle tüm hastalarda tanı amaçlı radyolojik görüntüleme tekniklerine başvurulmaktadır.

Ankilozan spondilit tanısının en doğru şekilde konmasını sağlayan görüntüleme tekniği ise MR’dır. Sakroiliyak grafi ile net tanı konulamayan hastalarda veya takipte hastalık aktivitesinin ya da tedavi yanıtının belirlenmesi planlanan hastalarda MR incelemesine gerek duyulmaktadır. MR ile kemik iliğinin içindeki ödem ve eklem içindeki iltihap erken aşamalarda bile gösterebilmektedir. Bu da günümüzde erken tanı koymada kolaylık sağlamaktadır.

Ankilozan Spondilit Tedavisi Nasıl Yapılır?

Ankilozan spondilit ömür boyu devam eden kalıcı bir hastalıktır. Bu hastalığı tamamen iyileştiren bir tedavi yoktur, sadece semptomları hafifletmeye yönelik tedavi uygulanabilmektedir. Atak dönemlerinde eklemlerde oluşan iltihaplanma için ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Ayrıca ağrı kesici, iltihap kurutucu özellikte olan kortizon içermeyen ilaçlarda tedavisinin bir parçasıdır. Bu ilaçlar düzenli olarak kullanıldıklarında fayda göstermiyor ve kişinin kanda bakılan iltihap göstergeleri düşmüyorsa biyolojik ilaçlar reçete edilir.

Ankilozan spondilit için TNF grubu ilaçlar da kullanılmaktadır. Bu biyolojik ilaçlar normal ilaç tedavilerine cevap vermeyen hastalarda kullanılmaktadır. İltihaplı romatizma hastalıkları içinde egzersizin en gerekli olduğu hastalık ankilozan spondilittir. Tedavinin yarısını ilaçlar oluştururken diğer yarısını egzersiz oluşturmaktadır. Omurgayı, bel, sırt, boyun ve göğüs kaslarını güçlendiren egzersizler yapılmalıdır. Çok ilerlemiş ve eğilmenin belli bir derecenin üzerinde olduğu, hastanın yaşam konforunun çok azaldığı tablolarda ise cerrahi yöntemlere başvurulabilmektedir.

Ankilozan Spondilit Hakkında Sık Sorulan Sorular

Ankilozan spondilit tedavi edilmezse ne olur?

Erken tanı ve teşhisin çok önemli olduğu ankilozan spondilit tedavisi ömür boyu olan ve düzenli takip gerektiren bir hastalıktır. İyi tedavi olmayan ve ilerleyen vakalar öne doğru eğilme, bükülme ve kamburlukla sonuçlanabilmektedir. Oyuncu Suna Pekuysal ve Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ilerlemiş ankilozan spondilit hastalığına sahip tanınmış kişiler arasında yer almaktadır.

Ankilozan spondilit düzelir mi?

Ankilozan spondilit hastalığı için ağrı kesici, birtakım ilaçlar ve egzersiz önerilir ve hastalığın semptomlarının hafifletilmesi ve iyileştirilmesi amaçlanır. Ancak daha şiddetli vakalarda cerrahi müdahale de düşünülebilir.

Ankilozan spondilitte hangi ilaçlar kullanılır?

Tedaviye belirli egzersizin yanında ağrı kesici veya antiinflamatuvar denilen kortizon içermeyen ilaçlarla başlanmaktadır. Bu tedaviler düzenli olarak ve yeterli süre uygulandığında fayda göstermiyor ve kişinin sabah tutukluğu, bel ve sırt ağrıları devam ediyorsa ayrıca kanda bakılan iltihap göstergeleri de azalma göstermiyorsa biyolojik ilaçların kullanımı devreye girebilmektedir. Bu biyolojik ilaçlar normal ilaç tedavilerine cevap vermeyen hastalarda kullanılmaktadırlar.

Ankilozan spondilit hastaları ne yememeli?

Bazı gıdalar ankilozan spondiliti tetikleyebilir ve bu nedenle inflamasyonu önlemek için bazı besinlerden uzak durmak önemlidir. Bunlar arasında yağ, tuz, şeker oranı yüksek gıdalarla birlikte işlenmiş gıdalar, süt ürünleri, alkol, kafein ve yapay tatlandırıcılar bulunur.

İlaç tedavisi tek başına yeterli midir?

Ankilozan spondilitte ilaç tedavisi kadar egzersiz yapmak da önem taşımaktadır. Hareketsiz bir yaşam iltihap birikimine ve kilo alımına neden olmaktadır. Bu hastalıkta omurga çok hassastır ve omurgaya yük binmemesi için kilo kontrolü çok önemlidir. Ankilozan spondilit hastaları; sağlıklı beslenmeli, sigara tüketmemeli ve fazla kilo almamalıdırlar.

Ankilozan spondilitte hangi egzersizler yapılmalıdır?

Bütün vücudu aynı anda çalıştıran yüzme ankilozan spondilit hastaları için çok faydalı bir egzersizdir. Yürüyüş, bisiklete binme, pilates ve yoga gibi sırt ve bel kaslarını güçlendiren egzersizler de çok faydalıdır. Haftanın en az 4 günü yarım saat egzersiz yapılmalıdır. Ancak kas ve iskelet sistemine zarar verecek ağır egzersizlerden kaçınılmalıdır.

Ankilozan spondilit ağrıları, normal bel ağrısından nasıl ayırt edilir?

Hemen herkes hayatının bir döneminde bel ağrısı yaşayabilmektedir. Bel fıtığı, kireçlenme, kas spazmı, bel kayması gibi nedenlere bağlı mekanik bel ağrısıyla, ankilozan spondilit hastalığında yaşanan bel ağrıları birbirinden farklıdır. Mekanik bel ağrıları daha çok hareket halindeyken oluşur ve istirahat edildiğinde düzelir veya azalma gösterir. Ankilozan spondilitte ise ağrılar kişi dinlenirken oluşur, hareket edildiğinde ise hafifler. Gece uykudan uyandıracak şekilde şiddetli ağrılar olabilmektedir. Sabahları ise uzun süren bel tutuklukları yaşanabilmektedir. İltihaplı olmayan diğer bel ağrılarında da tutukluklar yaşanabilir ancak bu tablolarda tutukluk çok daha kısa sürmektedir.

Ankilozan spondilit ile sakroileit arasında nasıl bir ilişki vardır?

Sakroileit, vücutta leğen kemiğini omurgaya bağlayan sakrolliak ismi verilen eklemlerin iltihaplanmasıdır. Ankilozan spondilit de omurgayı etkileyen ve kronik iltihap ile seyreden bir rahatsızlıktır. Sırt, bel, kalça, bacak bölgelerinde ağrılara neden olabilen sakroileit ankilozan spondilitin erken belirtilerinden biri olabilmektedir. Sakroileit durumunda hastaların ankilozan spondilit yönünden değerlendirilmesi çok önemlidir.

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Güncelleme Tarihi : 6 Kasım 2024

Yayınlanma Tarihi: 7 Kasım 2023

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al