Yükleniyor

Cinsel sorunlar ile ilgili bilinmesi gerekenler

Cinsel sorunlar ile ilgili bilinmesi gerekenler

Halk arasında cinsellik ve seks ile ilgili yanlış bilinenler, günlük yaşamda ve ilişkilerde pek çok probleme neden olabiliyor. Cinsel sorunlar genellikle eğitim eksikliği ve toplumdaki yanlış yargılar nedeniyle ortaya çıkıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psi. Burcu Durak, “Cinsellik nedir?” “ Seks nedir?”, “Cinsel sorunlar neden yaşanır ve tedavi yaklaşımları nasıl olmalıdır?” gibi cinsellik konusundaki sık sorulan soruları yanıtladı.

İçindekiler

Cinsellik nedir?

“Cinsellik, biyolojik, psikolojik, sosyal, kültürel, geleneksel, ahlaki, dini, politik ve ekonomik boyutları olan karmaşık bir bütündür.”

Cinsellik hakkında bilinmesi gerekenler

  • Cinsellik, yaşamın sağlıklı ve doğal bir parçasıdır. İnsan cinselliği sadece üreme amacı taşımaz, cinsellik haz amacıyla yaşanır. Bu bağlamda içerisinde cinsel arzular ve fanteziler yaşanması normal ve sürecin parçasıdır.
  • Cinsellik tüm insanlara özgüdür.
  • Cinsellik fiziksel, duygusal, zihinsel olduğu kadar toplumsal, sosyal ve entelektüel öğeleri de barındırır.
  • Her insanın cinsel yönelimine uygun davranışta bulunma ve yaşama hakkı vardır.
  • Cinsel yaşam zorlama, baskı ve sömürüden uzak olmalıdır.
  • Cinsel ilişkilerde karşılıklı sevgi, paylaşım ve birbirine özen gösterme egemen olmalıdır. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayanan cinsellik daha doyurucu ve sağlıklıdır.
  • Cinselliği yaşamaya erken yaşta başlamak bir takım riskleri beraberinde getirir. Cinsel davranış sorumluluk ve öz denetim gerektirir. Gençlerin cinsel konulara merakı olması son derece normaldir. Gençlerden cinsel yaşamları karşısında sorumluluk bekleniyorsa onlara bu konuda gerekli ve doğru bilgilerin verilmesi gerekmektedir. Gerektiğinde hizmet alabilecekleri kuruluşların bilgisi gençlere verilmeli ve bilgilendirilmelidirler.
  • Çocukların cinsellikle ilgili bilgileri anne babalarıyla ya da güvendikleri kimselerle paylaşmaları yararlı olur. Cinselliğin doğal olduğu utanılacak bir şey olmadığı bilgisi onlarla paylaşılmalıdır.
  • Çocuklar cinsiyeti gözetilmeden sevilmeli ve bakılmalıdır.

Cinsel sorunlar niçin yaşanır ve nedenleri nelerdir?

Dünyanın farklı bölgeleri ülkeleri ve kültürlerinde yapılan araştırmalar cinsel sorunların genel olarak sık rastlandığını ortaya koymaktadır. Kültürel ve toplumsal etkenlerle ortaya çıkan bazı farklılıklar da vardır. Muhafazakar toplumlarda seksin, cinselliğin yasaklanması, formel bir cinsel eğitimin olmaması, cinselliğin bir tabu olarak algılanması ve bekaretin önemsenmesi gibi etkenler kadınlarda vajinismus ve cinsel istek bozukluklarının yaşanmasına yol açmaktadır. Erkeklerde ise cinsel istek ve boşlama bozukluklarının cinsel liberalizmin egemen olduğu toplumlara göre daha yüksek oranlarda rastlanmasına sebep olmaktadır. Cinsel eğitim ve deneyimin yetersiz olduğu toplumlarda; erkeklerde erken boşalma, kadınlarda ise orgazm güçlüklerinin diğer kesimlere oranla daha sık rastlandığı gözlenmektedir.

Cinsel sorunların nedenleri nelerdir?

Cinsel sorunların nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

Cinsel eğitimsizlik ve bilgisizlik

Okul çağında başlayan bir cinsel eğitimin olmaması formel cinsel bilgi kaynaklarının ( okul, öğretmen, uzmanlar, kitaplar vb) yeterli ölçüde kullanılmaması gibi sebeplerle cinsellik alanında ciddi bir bilgi eksikliği görülmektedir. Yeterli ve doğru bilginin olmaması sağlık açısından hiçbir sorunu olmayan kadınların ve erkeklerin cinsel yaşamlarında sorun yaşamasına sebep olmaktadır.

Cinsel yaşamda yanlış inanışlar

Geçmiş kuşaklardan günümüze aktarılan cinsellikle ilgili yanlış ve kalıp düşünceler yargılar günümüzde de toplumsal ve kültürel olarak etkilerini göstermektedir. Cinsellikle ilgili inanışların birçoğu abartılı, yanlı ve yanlıştır. Bu yanlış inançlar günlük basında, pornografik yayınlarda, esprilerde sergilenir. Özelliklede cinsel yaşam ve haz sadece erkekler içindir ve kadınlar cinsel yaşamın tüketim yanlarından ibarettir gibi yanlış ve taraflı bir algı vardır. Erkeklerle de ilgili olarak her zaman her yerde herkesle seks yapmakla görevlendiren duygularını ortaya koymayan bir seks makinası olarak gören inanışlar kadınlara olduğu kadar erkeklere de zarar vermektedir.

Kadınlarda ve erkeklerde görülen cinsel işlev bozukluklar nelerdir?

Cinsel işlev bozukluğunun evrensel olarak kabul gören bir tanımı yoktur. Masters ve Johnson, cinsel işlev bozukluğunu insan cinsel yanıt döngüsünde tatminkar cinsel uyarılma ve/veya doyuma (orgazm) ulaşmada yetmezliğe yol açabilecek herhangi bir aksama olarak tanımlarlar.

Cinsel işlev bozuklukları çok sık rastlanan sorunlardır. Yapılan çalışmalar, kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın, en az her üç kişiden birinin yaşamlarının herhangi bir dönemlerinde en az bir cinsel işlev bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır.

Vajinismus

Vajinismus, ülkemizde, cinsel tedavi merkezlerine başvuran kadınlarda en sık rastlanan sorundur. Ülkemizde, Batılı ülkelerde bildirilen oranlardan çok daha fazla görülmektedir.

Cinsel eğitimsizliğin, cinsellikle ilgili tutucu değer yargılarının, cinsel mitlerin yaygınlığının, kadınların kendi cinsel organlarını tanımamalarının, bekaret kavramına verilen aşırı önemin, toplumumuzda kadınlarda cinsel deneyimin aşamalı gelişmeyip doğrudan cinsel birleşme ile başlamasının, genel cinsellik anlayışımızdaki tabuların bunda rolü olduğu söylenebilir.

Vajinismusun herhangi bir ilaç ya da operasyonla tedavisi mümkün değildir. Cinsel terapi ile bu sorun, ortalama 2-4 ay sürede ve 6-10 seansta % 90'ı aşan bir tedavi başarı oranı ile tedavi edilebilmektedir. Vajinismus, en kolay tedavi edilebilen cinsel işlev bozukluğudur. 

Kadınlarda ve erkeklerde görülen diğer cinsel işlev bozuklukları şunlardır:

Cinsel istek azlığı

Genel olarak, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Hatta ülkemizde, kadınlar arasında en sık görülen cinsel işlev bozukluğu "cinsel istek azlığı”dır.

Cinsel isteksizliğin tedavisi bireyin durumuna ve psikolojisine göre önemli değişiklikler gösterir. Çok yönlü bir yaklaşım zorunludur. Hekimin cinsellikle ilgili temel bazı bilgileri vermesi, bireyin ve partnerinin cinsel mitlerini düzeltmesi ya da yalnızca kullandığı ilacı deriştirmesi bile, kimi olgularda "ortada bir sorun olmadığının anlaşılması" ya da kimi olgularda "sorunun kolayca çözülmesi" için yeterli olabilmektedir.

Cinsel tiksinti bozukluğu

Cinsel ilişki kurmaktan sürekli ve aşırı biçimde tiksinti duyma ve bu nedenle cinsellikten tümüyle kaçınmaktır. Cinsel istek azlığına ve diğer cinsel işlev bozukluklarına göre daha nadir olarak görülür.

Kadınlarda orgazm bozukluğu 

Yeterli cinsel uyarıya karşın seks sırasında çoğunlukla ya da her zaman orgazmın yaşanmaması, gecikmesi ya da güçlükle ulaşılabilmesidir. Kadınların yaklaşık üçte biri çeşitli derecelerde orgazm sorunları yaşamaktadır. En önemli psikolojik nedenleri arasında; tutucu değer yargıları, suçluluk duyguları, cinsel travmalar, yetersiz cinsel bilgi ve deneyim, duygusal hazırlığın ya da eşle olan duygusal iletişimin yetersizliği, yetersiz ön sevişme ve cinsel uyarı, eşteki erken boşalma ya da ereksiyon güçlüğü nedeniyle yetersiz cinsel birleşme süresi sayılabilir.

Kadındaki orgazm bozukluğu, yaşamın önceki dönemlerinde yokken sonradan da ortaya çıkabilir. En sık rastlanan nedenleri arasında; eşler arası uyumsuzluk, evlilik içi çatışma, cinsel travma, çeşitli jinekolojik ve sistemik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, alkol ya da uyuşturucu madde kullanımı depresyon diğer psikiyatrik hastalıklar ve menopoz sayılabilir.

Erektil disfonksiyon 

Herhangi bir cinsel etkinlik için yeterli ereksiyonu tekrarlayıcı ya da kalıcı biçimde sağlayamama ya da sürdürememe durumu olarak tanımlanmaktadır. Tanım açısından en önemli olan nokta, ereksiyon sorununun bir ya da birkaç kez ile sınırlı olmaması, erektil disfonksiyon tanısının konabilmesi için bu sorunun tekrarlayıcı veya uzun süreli olması gerekliliğidir. Bu konudaki yaygın mitler nedeniyle, kişiler bir kez bile ereksiyon sağlayamadıklarında paniğe kapılabilmekte ve doktor doktor dolaşabilmektedir. Erektil disfonksiyon en sık başvuru nedeni erkek cinsel işlev bozukluğudur. Erektil disfonksiyon, psikojenik, organik ya da mikst nedenlerden kaynaklanabilir.

Erken boşalma

Erken boşalma, çok az bir cinsel uyarıyla bile kişinin istemesinden daha önce boşalması, diğer bir deyişle boşalmasını denetleyememesi, ya da istediği kadar erteleyememesidir. Tıbbi açıdan bakıldığında, erken boşalma, kişinin boşalma refleksi üzerinde istemli denetiminin bulunmaması, henüz öğrenilememiş olmasıdır. Süre asıl ölçüt olmamakla birlikte, birleşmeden önce boşalma ya da 1-3 dakikalık cinsel birleşme süresi kesin olarak erken boşalmadır.

4 ile 7 dakika arası ise ancak kişinin kendisinin ya da cinsel partnerinin sorun olarak görmesi, doyum sorunları yaşaması durumunda erken boşalma olarak kabul edilmektedir.

Cinsel Fobiler

Cinsel fobiler tek bir sorun olarak ortaya çıkabileceği gibi; cinsel ilgi, istek ve uyarılma bozukluğu ile birlikte de kendini gösterebilir. Bu korkular her türlü fiziksel temastan kaçınma şeklinde ya da sınırlı bir biçimde görülebilir.  Cinsel fobilerin en önemli nedenleri arasında yine bu konudaki eğitimsizlik ve halk arasındaki yanlış inanışlar bulunmaktadır. Bu fobiler cinsel uyarılma ve cinsel doyumu azaltabilmekle birlikte cinsel ilişkiyi mümkün kılmaya dabilir.

Cinsel Doyum Bozuklukları

Cinsel doyum cinselliğin en önemli unsurlarından biridir. Kişinin cinsel yaşamındaki doyuruculuk düzeyi, karşılıklı olarak değişebilmektedir. Bu da yine çiftler için bir problem olabilir.

Hem erkekler de hem de kadınlarda görülebilen tüm bu cinsel sorunları bireyler ya da çiftler ortaya koymaktan kaçınmamalı, uzman yardımı almaktan çekinmemelidir. Sorunun içeriğine göre tanı konulmakta ve tedavi için en doğru yöntem uzman eşliğinde belirlenmektedir. 

Güncelleme Tarihi : 30 Mayıs 2023

Yayınlanma Tarihi: 27 Ağustos 2021

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al