“Travma” kelimesi, sözlük anlamı olarak ‘Bir doku veya organdaki yapıyı, biçimi bozan ve dıştan mekanik bir tepki sonucu oluşan yara’ şeklinde tanımlanmakta olup, tıpta fiziksel ve ruhsal travmalar olarak iki farklı anlamda karşımıza çıkmaktadır.
- Travmayla Oluşan Ruhsal Bozukluklar
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Nedir?
- Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu Ne Kadar Yaygındır?
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu Önlenebilir mi?
- Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Tedavisi Nedir?
Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayını DSM-V’de ise travma, gerçek bir ölüm veya ölüm tehdidi, ciddi yaralanma veya cinsel şiddete maruziyet şeklinde tanımlanmıştır. Travma sonrası stres bozukluğu uzman yardımı alınarak çözülebilecek, ciddiye alınması gereken bir durumdur. Memorial Bahçelievler Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Arzu Beyribey, travma sonrası stres bozukluğu ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Travmayla Oluşan Ruhsal Bozukluklar
Travma sonucunda bireyler, şahsi, toplumsal ve biyolojik etkenlerle, travmanın tipine, şiddetine, yaşanma şekli ve farklı bazı etkenlere bağlı olarak çeşitli tepkiler vermektedirler. Bunlar, doğrudan travma ile ilişkilendirilen; travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), uyum bozuklukları ile dolaylı olarak travma ile ilişkilendirilen; depresyon, dissosiyatif bozukluk, borderline kişilik bozukluğu, konversiyon bozukluğu, somatizasyon bozukluğu, yeme bozuklukları ve anksiyete bozuklukları ile psikotik bozukluklardır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Travma sonrası stres bozukluğu, doğa ya da insan kaynaklı yaşanan zorlayıcı olayların tetiklediği zihinsel bir sağlık problemi olup; buna deprem, sel ve büyük yangınlar gibi doğal afetler ya da savaşlar, işkenceler, taciz veya tecavüzler, ölümcül hastalıklar, kazalar veya cinayet gibi travmatik olaylar neden olabilmektedir.
Bu kişiler, olay sonrasında sosyal yaşamlarına uyum sağlamakta zorluklar yaşayabilmekte, başlarına gelen bu durumu zihinlerinde ya da bilinç dışında tekrar tekrar hissedebilmektedir. Ya da bazen, yaşadıkları olayı hatırlamamaya çalışmakta, kaçınma davranışı sergilemektedirler.
Travma sonrası stres bozukluğu kişinin iş ve sosyal yaşamına ve hayatının birçok alanına olumsuz yansıyabilmektedir.
Bireyin bu durum karşısında, hayatında tekrar kontrol duygusunu kazanmasına yardımcı olacak şekilde psikoterapi tedavisi uygulanabilmekte, gerek duyulduğunda farmakolojik destek te (ilaç tedavisi) eklenebilmektedir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Nedir?
19. yüzyılda şiddetli biçimde yaşanan travmanın psikolojik ve psikofizyolojik etkileri giderek daha çok ilgi çekmeye başlamıştır. TSSB, kişinin aşırı travmatik bir stresörle karşılaşması neticesinde, olayların kişiye sıkıntı verecek şekilde yeniden yaşantılanması, bireyin kaçınma davranışı sergilemesi, duygulanımda zaman zaman küntlük ile birlikte, otonomik, disforik ve bilişsel bulguların değişik derecelerde baş göstermesi ile ortaya çıkan bir ruhsal bozukluktur.
Travmatik olay yaşayan kişinin olaydan sonra üzülmesi uyumakta, yemek yemekte ya da keyif alınan şeyleri yapmakta bir süreliğine sorun yaşanmasına yol açabilmektedir. Bu semptomların birkaç aydan uzun sürmesi durumunda, kişinin yaşamı olumsuz etkilenebilmektedir. Bu tür durumdaki hastaların profesyonel yardım alması önerilmektedir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
Travma sonrası stres bozukluğuna nedeni insani veya doğa kaynaklı olabilir. İnsanların başına gelen bu tür tehlikeli olaylar yaşamı tehdit edici, şok edici veya çok korkutucu olabilir. Kişilerde travma sonrası stres bozukluğuna şunlar neden olabilmektedir:
- Şiddetli seller, depremler veya tsunamiler gibi doğal afetler
- Ciddi trafik kazaları
- Yangın
- Savaş
- Terör saldırıları
- Fiziksel istismarlar (işkence gibi)
- Cinsel saldırı veya tecavüz
- Ölümcül hastalıklar
- Cinayetler
- Sevilen birinin ani ölümü ya da kaybı
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Ne Kadar Yaygındır?
Toplumdaki olaylar insanların en az yarısının travmatik bir olay yaşamasına neden olabilmektedir. Araştırmalar erkeklerin %10'u ve kadınların %20'sinin travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını ortaya koymaktadır. Kadınlar, çocukluk döneminde erkeklerden daha sık ihmal veya istismar yaşamaktadır. Ayrıca cinsel saldırı ve aile içi şiddete daha sık maruz kalmaktadır. Bu durumda bir uzmandan yardım alınması büyük önem taşımaktadır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri, yaşanan olaydan sonraki ilk bir ay içinde de yıllar sonra da ortaya çıkmayabilir. Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri, kişinin sosyal veya iş durumlarında ve ilişkilerde önemli sorunlara neden olur. Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri kişiden kişiye göre farklılıklar gösterir.
TSSB yaşayan bireylerde, hipokampus ( beynin hafıza merkezi) boyut olarak daha küçük görünerek, bu kısmında meydana gelen değişikliklerin korku ve endişe, hafıza sorunları ve geri dönüşlerle ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Arızalı hipokampus, geri dönüşlerin ve kâbusların düzgün bir şekilde işlenmesini engelleyebilir, böylece ürettikleri kaygının zamanla azalması engellenebilir.
- Travma öncesinde bulunmayan sıkıntı ve huzursuzluk duyguları: Tahammülsüzlük, öfke patlamaları, uyku ve konsantrasyon sorunları, aşırı tetikte olma şeklinde gözlemlenebilmektedir.
- Travmatik olayı yeniden yaşama: Geceleri kâbus olarak ya da gündüz olayı düşünme şeklinde ayrıntıların hatırlanmasıdır. Bu sırada gerçeklik duygusu kaybolabilir. Bir koku, nesne, ses vb. sebebiyle, kaygı ve başka şiddetli duygular oluşabilir.
- Kaçınma: Yaşanan olumsuz deneyimi hatırlatabilecek durumlardan uzak durma isteğidir.
- Duygusal kısıtlılık belirtileri: Eskiden yapılan faaliyetlere ya da diğer insanlara, geleceğe ilişkin ilginin azalmasıdır. Depresyona benzeyen yabancılaşma, uzaklaşma duyguları oluşabilir.
Ayrıca sıkça suçluluk hissi ile bastırılmış öfke söz konusu olabilmektedir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?
Travmatik bir olay yaşayan ya da çevresindeki sevdiklerinin yaşadığına şahit olan kişiler psikoloji uzmanından yardım almalıdır. Alanında yetkin psikoloji/ psikiyatri uzmanı, hasta ile yaptığı sözlü terapiler sonrası tanı koyabilir. Travma sonrası stres bozukluğu teşhisi konulması için belirtilerin bir aydan uzun sürmesi ve kişinin yaşamını etkilemesi gerekir.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Önlenebilir mi?
Travma sonrası stres bozukluğu travmatik bir olaydan sonra kesin önlenebilir diyemeyiz. Ancak bazı araştırmalar, alınacak bazı önlemlerin daha sonra travmaya bağlı stres bozukluğunu önlemeye yardımcı olduğunu göstermiştir. Bu önlemler şunlardır;
- Bir uzman desteği alın
- Duygularınızı yönetebileceğinize inanın
- Travmadan hayata dair dersler çıkartmaya çalışın
- Olayın geçmişte kaldığını kendinize hatırladın
- Olumlu duygulara odaklanın
- Duygularınızı yakın dostlarınızla paylaşın
- Hayatınızdaki önemli insanlarla sürekli iletişim halinde kalın
- Kendinizi bir kurban olarak değil, hayatta kalan biri olarak düşünmeye çalışın
Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Tedavisi Nedir?
Travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerin durumu, tedavi olmaması durumda zamanla kötüleşebilmektedir. Travmatik olay yıllar önce olsa bile, tedavi yardımcı olabilmektedir.
Travma sonrası stres bozukluğunun öncelikli tedavisi travma odaklı terapidir. Ancak bazı hastalarda ilaç ve terapi birleştirilerek tedaviye devam edilir. Burada, olay ve olayın kişi için anlamı incelenir. Uygulanan en etkili terapi yöntemleri şunlardır:
BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi)
Kişinin var olan şemaları ile tehdit edici olay sırasındaki algısını örtüştürme ve travmayla gelişen uyarılma ile kişinin bunu normal düzeyde tutma isteği arasındaki çatışmadan kaynaklanan sorun çözülmeye çalışılır. Travmatik deneyim, bireyin önceden var olan, dünyaya ve kendilik algısına ait mevcut bilişsel şemalarını bozduğundan, kişinin hayata uyumunu bozacak nitelikte yeni şemalar oluşturmuştur.
Burada yöntem olarak, kaygı yatışıncaya kadar travma ile ilgili endişe veren uyaranlarla yüzleştirilme yapılmaktadır. Sonra da bu olumsuz deneyim sonucunda yerleşmiş olan sorunlu bilişsel süreçlerin yerini, daha adaptif bilişsel süreçlerin alması sağlanmaktadır.
Maruz bırakma, genelde bireyin travmayla bağlantılı anılarını gözünde yeniden canlandırarak anlatması veya yazmasının sağlanması şeklinde gerçekleştirilir.
EMDR
İlk olarak 1987 yılında Francine Shapiro adlı bir klinik psikolog tarafından travmatik yaşantıların tedavisinde kullanılan yöntem, olayla ilgili ilk algının ve çarpıtılmış düşüncelerin de depolandığı varsayımıyla, göz hareketleri ve diğer iki yönlü ses ya da dokunma uyaranı eklenerek, bilgi işlemeyi uyarıp, donmuş bilginin duyarsızlaştırılmasını amaçlar. Böylece, olumsuz etki nötrlenerek, olumlu düşünce yeniden konumlanır.
Güncelleme Tarihi : 29 Kasım 2024
Yayınlanma Tarihi: 20 Ocak 2023