Yunanca da gevşemez anlamına gelen ‘’Akalazya’’ yemek borusunun alt ucundaki kasları gevşeyememesi ile karakterize bir hastalık olarak tanımlanıyor. Akalazya hastalığı yaklaşık her 100 bin ile 200 bin kişide bir görülen nadir bir rahatsızlık olarak biliniyor. Yutulan gıdalar yemek borusunda yukarıdan aşağı doğru oluşan yemek borusu kasılmaları (peristaltik hareketler) ile ilerletilir. Akalazya görülen bireylerde yemek borusunun alt ucu gevşeyemediği için içindeki gıdaların mideye geçirilmesi oldukça zorlaşır. Bu akalazya belirtileri bireylerde şikayet olarak çıkıyor. Memorial Dicle Hastanesi Çocuk Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Taner Kamacı, akalazya ve merak edilenleri hakkında bilgi paylaştı.
Akalazya (yutma güçlüğü) nedir?
Akalazya, yeme ve içme esnasında tüketilen gıdalarında yutulmasını zorlaştıran sindirim sistemi hastalıklarından biridir. Sağlıklı bir insanın besin tüketimi esnasında yemek borusunun kasları yiyecekleri mideye doğru sıkıştıracak şekilde kasılmaktadır. Gerçekleşen bu olay sayesinde yemek borusunun ucundaki bir kas halkası yemeği mideye geçini sağlamaktadır. Bu şekilde sağlıklı bir beslenme süreci gerçekleşmektedir. Ancak akalazya rahatsızlığı bulunan bireylerde süreç bu şekilde ilerlemediğinde besin geçişi ve sıvı geçişi zor gerçekleşmektedir. Bir nedene bağlı görülen ya da doğumsal anomali olarak yemek borusunda yer alan sinirlerin hasar görmesi akalazya hastalığına neden olabilmektedir. Yemek borusu zamanla felç olmuş gibi davranır ve genişlemektedir. Son olarak yemek borusu yiyecekleri mideye itme yeteneğini kaybeder. Yiyecekler daha sonra yemek borusunda toplanır, bazen fermente olur ve acı tadı olan ağıza geri döner.
Akalazya nedenleri nelerdir?
Sindirim sistemi rahatsızlıklarından biri olan akalazya, en sık 20 ila 40 yaşları arasında kendini belli etmektedir. Farklı yaş guruplarında da ortaya çıkabilen bu rahatsızlığın %5 i çocuk yaş gurubunda görülmektedir. Akalazya hastalığının kesin nedeni bilinmemekle birlikte yemek borusunun alt ucundaki kas tabakasında ganglion (sinir) hücrelerinin azalmış olması suçlanmaktadır. Bu duruma sebep olarak da;
- Genetik
- Enfeksiyöz
- toksik ve otoimmün nedenler gösterilmektedir.
Akalazya (yutma güçlüğü) belirtileri nelerdir?
Akalazya hastalığının saptanmış olduğu bireylerde sağlık kuruluşlarına en sık başvurmalarına neden olan belirtiler şunları içerir;
- En önemli şikayetlerden biri yutma güçlüğüdür.
- Gıdaların yemek borusunda takılması,
- Beslendikten kısa bir süre sonra kusma,
- Göğüs ağrısı ve beslenme güçlüğüne bağlı olarak ortaya çıkan kilo kaybı ve gelişme geriliğidir.
- Öksürük ve sık akciğer enfeksiyonu geçirme görülebilen diğer bulgulardır.
- Yemek borusunda yabancı cisim kalması şikayeti ile de sık polikliniklere başvururlar.
Yemek borusunda kalması olası olmayan bir yabancı cisim yemek borusunda kalmışsa o zaman akalazya akla gelmelidir.
Akalazya (yutma güçlüğü) hastalığının tanısı nasıl konulur?
Akalazya hastalığının tanısında altın standart tanı yöntemi Özofageal Manometri çalışmasıdır. Akalazya tanısı için ayrıca Özefagografi (ilaçlı yemek borusu filmi) ve endoskopiden de yararlanılmaktadır. Özefagografide yemek borusunun üst ucunun geniş olduğu, aşağıya doğru indikçe daraldığı görülmektedir. Buna ‘’kuş gagası bulgusu’’ denmektedir. Endoksopide de yemek borusunun aşağı indikçe daraldığı ve alt tarafta mantara bağlı yemek borusu iltihaplanması (fungal özefajit) görülür. Altın standart tanı yöntemi olan manometri çalışması ile de alt özefagus sfinkter basıncının yüksek olduğu ve yutkunmakla yemek borusunun alt ucunda gevşeme olmadığı veya çok az gevşeme olduğunun görülmesi ile akalazya tanısı konulmaktadır.
Akalazya (yutma güçlüğü) tedavisi nasıldır?
Akalazya tedavisinde zaman içinde ilaçlar, botilinum toksini(botox) uygulaması, dilatasyon ve ameliyat tedavileri uygulanmıştır. İlaç tedavilerinin yan etkilerinin çok olması, botox uygulamasının da 4 ila 6 ayda bir tekrarlanmasının gerekmesi nedeniyle günümüzde çok tercih edilen tedavi yöntemleri değildir. Akalazya tedavisinde en sık uygulanan yöntemler arasında yemek borusunun dar olan alt kısmının endoskopik olarak genişletilmesi (balon dilatasyonu) ve cerrahidir. Endoskopik dilatasyonun başarı şansı ameliyata göre daha az olmakla birlikte daha kısa sürmesi, ameliyat yarasının olmaması, erkenden kişinin normal hayatına geri dönmesi gibi avantajları nedeniyle sıklıkla ilk tercih edilen tedavi yöntemidir. Yalnızca 9- 10 yaşından küçük çocuk hastalarda sıklıkla ilk tercih ameliyat olmaktadır. Bunun yanında ameliyat kadar efektif bir tedavi olmadığından dilatasyon tedavisinin birçok kez tekrarlanması gerekebilmektedir. Yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmış olan ‘’Heller Özofagokardiomyotomi’’ ameliyatı farklı modifikasyonlarla günümüzde hala en etkili tedavi seçeneğidir. Bu ameliyat karından ve göğüsten, açık veya laparoskopik olarak yapılabilmektedir. Ameliyatta yemek borusunun gevşemeyen alt ucundaki kaslar aralanarak alt özefagus (yemek borusu) basıncı düşürülür. Bu şekilde yutma güçlüğü düzeltilmiş olur. Bu ameliyatlardan sonra sık olarak gastroözefageal reflü hastalığı(mide reflüsü)(GÖRH) görüldüğünden birçok cerrah akalazya ameliyatına anti-reflü ameliyatını da eklemektedir. Ameliyatın başarı şansı %85-90 ın üzerinde tespit edilmiştir. Hastalar genellikle kapalı ameliyatlardan sonra ortalama 3-4 günde ,açık ameliyatlardan sonra da 6-7 günde taburcu olmaktadır.
Akalazya (yutma güçlüğü) hakkında sıkça sorulan sorular
Akalazya bitkisel tedavisi var mıdır?
Şifa sağlayacağı düşünülen bazı bitkisel ürünler akalazya tedavisinde kişiler tarafından bolca tüketilmektedir. Ancak akalazya hastalığının etkili ve ispatlanmış bir bitkisel tedavisi yoktur.
Akalazya (yutma güçlüğü) ilaç tedavisi var mı?
Akalazya hastalığında şikayetlerin hafifletilmesi için bazı ilaç tedavileri uygulanabilmektedir. Ancak hiçbir ilaç tedavisi hastalık şikayetlerine tam olarak etki etmemektedir.
Akalazya (yutma güçlüğü) hastalığında botox tedavisinin yeri nedir?
Kasların kasılmasını engelleme özeliği taşıyan botox işlemi akalazya hastalığının tedavisinde uygulanabilmektedir. Ancak botox enjeksiyonunun etkisi kısa sürdüğünden kalıcı çözüm sağlamamakta ve sürekli tekrarlanma ihtiyacı doğmaktadır. Bu tekrarlamalar nedeniyle de yemek borusunun alt kısmında bazı fibrotik dokuların gelişmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle öncelikli olarak tercih edilen bir yöntem değildir.
Yutma güçlüğüne akalazyadan başka hangi hastalıklar neden olmaktadır?
Yemek borusundaki ülserler, yemek borusu ve mide birleşimindeki tümörler ve reflü hastalığı da yutma güçlüğüne neden olabilmektedir.
Yemek borusu hastalıkları nelerdir?
Boyunda, göğüs içi yemek borusunda ve alt uç mide girişinde yemek borusu tümörleri, yemek borusunda oluşan divertiküller adı verilen kesecikler, boyunda zenker divertikülü, yemek borusu ortasında midtorasik, alt uçta epifrenik, dev herniler, midenin 1/3’ünden daha fazlasının göğüs boşluğu içinde olduğu durumlar, akalazya ve hareket bozuklukları, özofagus spazmı, yemek borusu darlıkları ve yanıkları, yemek borusu yırtıkları, trakeoözofajiyal fistül gibi çok çeşitli hastalıklar görülebilmektedir.
Akalazya hastalığı (yutma güçlüğü) tedavisi sonrası beslenmede nelere dikkat edilmelidir?
Akalazya hastalığında POEM tedavisi sonrası hastanın hastanede yatış süresi içerisinde sıvı ve yumuşak gıdalarla beslenmesi gerekmektedir. 2-3 gün yatış sonrası hastalar taburcu edilmektedir. Hastaneden çıktıktan sonra 2 hafta içerisinde sıvı ve yumuşak gıdalarla beslenmeye devam edilmelidir. 2 haftadan sonra normal beslenme düzenine tamamen dönülebilmektedir. Ancak hayat boyu reflüye sebep olabilecek gıdalardan kaçınılması, az az, sık sık öğünler tercih edilmesi önerilmektedir. Bunun yanında tam olarak çiğnemeden besinler yutulmamalıdır.
Güncelleme Tarihi : 2 Kasım 2023
Yayınlanma Tarihi: 3 Nisan 2020