PET/CT çok büyük bir oranda kanserin tanı ve evrelemesinde kullanılmaktadır.
Bölüm Hakkında
Memorial Şişli Hastanesi Meme Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi, kanserin tanı ve tedavisinde birden çok bilim dalının bir araya gelmesi ile oluşturulan konsey yaklaşımından hareketle, memenin iyi huylu hastalıkları ve meme kanserlerinin tedavisini de multidisipliner bir bakış açısıyla gerçekleştirmektedir. Meme kanseri tedavi stratejisi; bireye ve tümöre özgü tedavi standardı, hastanın sosyal yaşama adaptasyonu ve konforunun da içinde bulunduğu bir bütün olarak düşünülmelidir. Merkezde; “tüm hastalar için ortak bir tedavi yöntemi” modeli terk edilerek, “bireye özgü tedaviler” modeli benimseyen, bu sayede daha etkin uygulamalar ile hastaların tedavi başarısı ve yaşam standartlarını artıran seçenekler sunulmaktadır.
Meme Hastalıkları Tanı ve Tedavi Merkezi’ndeki bilimsel ve teknolojik uygulamalar;
MEME KANSERİNDE CERRAHİ
- Meme koruyucu cerrahi
- Mastektomi
- Koltuk altı lenf bezi/bezlerine yönelik girişimler
- Deri koruyucu mastektomi
- Onkoplastik cerrahiler
MEME ONKOPLASTİK CERRAHİ
- Meme Rekonstrüksiyonu -Yeniden Meme Oluşturma Ameliyatları
- Slikon Protezlerle Yapılan Meme Rekonstrüksiyonu
- Otolog (Kişinin Kendi Dokusu) ile Yapılan Meme Rekonstrüksiyonu
- Ameliyat Sonrası Dönemde Hasta Takibi
TIBBİ ONKOLOJİ
- Meme muayenesi ve takipleri
- Ameliyat öncesi tümörün küçültülmesine yönelik kemoterapi tedavisi ve ameliyat sonrası koruyucu kemoterapi uygulamaları
- Hedefe yönelik (akıllı) ilaç tedavileri
- Remisyondaki meme hastalarının takibi
- Meme kanserinde hormon tedavisi
GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ
Memenin iyi huylu hastalıklarında girişimsel tedavi uygulamaları
- Vakum biyopsi sistemi
- MR Guide biyopsi
NÜKLEER TIP
- Lenfosintigrafi ile sentinal lenf nodu işaretlemesi
Sağlıklı meme dokusu; yağ, bağ dokusu (destek doku), salgı bezleri, lob adı verilen 15-20 bölüm ve bunun daha küçük bölümleri olan lobüllerden oluşmaktadır. Lob ve lobüller, meme ucunda sonlanan, kanal adı verilen ince tüplerle birbirine bağlanır. Bu yapıların yoğunluğu her kadında farklı olduğundan memelerin büyüklüğü, şekli ve hissi de değişkenlik gösterir. Normal bir meme yapısı tanımı yapmak, kadının meme dokusunda yaşamı boyunca değişiklikler olacağı için mümkün değildir. Meme yapısını; yaş, adet dönemleri, gebelik, bebek emzirme, doğum kontrol hapları ve menopoz meme yapısını etkiler. Meme dokusunda her dönemde ortaya çıkan bu farklılıklarının kolayca anlaşılabilmesi için bir kadının meme yapısını çok iyi tanıması, oluşabilecek değişiklikleri en başta fark etmesi bakımından önemlidir.
Meme kanseri nedir?
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Ülkemizde yaklaşık her 12 kadından biri yaşam boyunca meme kanserine yakalanmaktadır. Meme kanseri yaşın ilerlemesi ile görülme oranı artmaktadır. Bu nedenle 40 yaşından sonra meme kanserinin erken tanısı için yıllık mamografi, doktor muayenesi ve aylık kendi kendini muayene yöntemlerini uygulamak gerekir. Bu yöntemlerle meme kanserini erken yakalamak mümkün olacaktır. Erken tanı konulmuş meme kanseri tamamen tedavi edilebilen bir hastalıktır. Meme kanseri, meme parankimini oluşturan süt yapan hücreler veya süt kanallarını oluşturan hücrelerin amaçsız ve kontrolsüz olarak çoğalmasıdır. Hücrelerin çoğalması ve büyümesi için uzun zaman geçmesi gerekir. Çoğalan hücreler lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılabilirler. Amaç, meme kanserinin kan ve lenf yoluyla yayılmadan önce meme içinden küçük bir kitle iken tanı konmasıdır. Bu aşamadan tanı konan hastalarda tedavi tamamen mümkündür.
Meme kanserinin nedeni henüz tam olarak belli değildir. Ancak meme kanseri için risk oluşturabilecek bazı faktörler bilinmektedir.
- Meme kanserinde en büyük risk faktörü kadın olmaktır. Kadın cinsiyeti 100 kat artmış riski ifade eder. Bir kadının hayat boyu meme kanserine yakalanma riski 8’de 1 olmasına rağmen, bu riskin büyük bölümü yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkar.
- Menopozdaki kadınlarda risk daha da yüksektir. Çünkü östrojenin vücuttaki etkisi devam etmektedir ve genetik canlılık da sürmektedir.
- İlk adetin 12 yaşından önce görülmesi ve 55 yaşından sonra menopoza girme de yani östrojen hormonuna maruz kalınan sürede artış olması, meme kanseri gelişme riskini artırmaktadır.
- Anne ve kız kardeş gibi birinci derece akrabasında meme kanseri olanlar
- Hiç doğum yapmamış olanlar
- Hiç emzirmemiş olanlar
- 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmış olanlar
- 50 yaşın üzerinde olanlar
- Erken ilk adet(12 yaşından önce), geç menopoz (50 yaşın üstü)
- Şişman ve aşırı alkol kullanan kadınlar
- Daha önce bir memesinde meme kanseri olanların diğer memesinde
- Meme kanseri (BRCA) geni taşıyanlar
- İlk doğum öncesi uzun süre doğum kontrol hapı kullanılması
- Göğüs bölgesine radyoterapi yapılması da meme kanseri riskini artırmaktadır. En büyük risk 15 yaşından önce tedavi görmüş olanlardadır. Çünkü 40 yaşına geldiklerinde meme kanserine yakalanma riski %35’e çıkmaktadır.
- Her gün 1-2 kadeh alkol tüketiminin meme kanserinin artışına etkisi bulunmaktadır.
- Yağ içeriği yüksek yiyeceklerin uzun süreli tüketimi de meme kanseri riskini artırmaktadır.
Memesinden hiçbir şikayeti veya kitlesi olmayan kadınlarda olası bir meme kanserini erken dönemde tanı koymak için kullanılan yöntemler, “TARAMA YÖNTEMLERİ” olarak adlandırılmaktadır. Bu genellikle 40 yaşından sonra başlamalıdır. Ancak kadınların 30 yaşından itibaren bilinçlenip aylık kendi kendine meme muayenesi ile memelerini kontrol etmeleri uygun olacaktır. Tarama yöntemleri 3 şekilde yapılmaktadır.
-
- 1. Yıllık Mamografi:
Memesinden hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda 40 yaşından sonra yıllık mamografi çekilmesi, meme kanserinin ele gelen büyüklüğe ulaşmadan tespit edilmesini sağlar. Ailesinde meme kanseri olanlarda ise ilk mamografi, 32 yaşından itibaren yapılmalıdır. “Herediter” meme kanserinde ise bu kontroller 26 yaşında başlamalıdır. Mamografi özel tip X ışınları ile çekilir. Meme iki plastik plak arasında sıkıştırılır. Meme içinde iyi ve kötü huylu kitleler, şüpheli mikrokalsifikasyonlar hakkında bilgi verir.
-
- 2. Her ay kendi kendini muayene
Kadınların düzenli olarak her ay kendi kendini muayene etmesi kolay bir yöntemdir. Bu kontrol, genellikle adetin bitiminden itibaren 4-5 gün sonra yapılmalıdır. Menopoza girenler, rahim veya yumurtalık ameliyatı olan kadınların periyodik olarak, ayda bir kez aynı günlere denk getirecek şekilde meme muayenesini yapmaları gerekmektedir. Kendi kendine meme muayenesinde, belden üst taraftaki giysileri çıkarıp ayna karşısında, duş yaparken ve sırt üstü yatarken memeler kontrol edilir. Bu şekilde, her ay kendi meme muayenesini yapan kadınlar kendi meme içindeki dokuları tanıyarak bunun dışında oluşan farklılıkları anında fark edebilir.
-
- 3. Yıllık doktor muayenesi
40 yaşından sonra yılda bir kez memesinde hiçbir şikayeti olmayan kadınların doktora başvurarak muayene olması gerekmektedir.
Memede ele gelen kitlelerin %90’ı kanser değildir. Genç yaşlarda fibroadenom veya kist denen kanser olmayan kitleler çok görülür. Orta ve ileri yaşlarda fibrokistik değişiklikler ele kitle olarak gelebilir. Kitlelerin ağrılı veya ağrısız olması bunun kanser olduğu anlamına gelmez. Ancak meme de ele gelen farklı bir yapı veya kitlenin ne olduğunun mutlaka aydınlatılması gerekmektedir. Ağrısız olması bunun önemli olmadığını göstermez. Meme de kitle fark edildiğinde mutlaka doktora başvurmak gerekir.
Kendi kendine meme muayenesi nedir?
20 Yaşın Üzerinde Her Kadın Ayda Bir Kez Kendini Muayene Etmelidir
Memelerin muayenesi için en uygun zaman; adet gören kadınlarda adet bitiminden sonraki 2. veya 3’üncü gündür. Çünkü bu günler; adet döneminden kaynaklanan hormonal etkiyle memelerde oluşan şişme ve hassasiyetin en az olduğu günlerdir. Dolayısı ile memelerdeki hassasiyet ve şişmenin en az olduğu bu dönemde hem muayene daha rahat yapılabilmekte hem de olası lezyonların fark edilmesi daha kolay olmaktadır. Menopoza girmiş kadınlar ya da herhangi bir nedenle (gebelik, emzirme vs) adet görmeyen kadınlar ise ayın belirli bir gününü (her ayın 3. veya 5. günü gibi) bu muayene için tercih edebilirler.
Kendi kendine meme muayenesi üç safhada yapılır.
1. Ayna Karşısında Gözle Yapılan Muayene
- İyi aydınlatılmış bir odada, ayna karşısında ayakta durulur ve memeler aşağıda tarif edildiği şekilde gözlemlenir.
- Kollar yan taraflarda olacak şekilde memeler aynadan gözlenir.
- Kollar yukarı doğru kaldırılarak eller başın arkasına konur ve başa doğru bastırılarak göğüs kaslarının kasılması sağlanır ve memeler gözlenir.
- Her iki el kalçalara bastırılır, omuzlar ve dirsekler öne doğru alınarak memeler gözle incelenir.
2. Ayakta Dururken Elle Yapılan Muayene
Gözle yapılan muayeneden sonra yapılır. Bu muayene banyoda duş altında da yapılabilir. Duş sırasında parmaklar ıslak ve sabunlu cilt üzerinde daha rahat hareket ettiği için muayene daha kolay olur. Sağ meme sol elle ve sol meme sağ elle muayene edilir. Sol kol yukarı kaldırılır ve sağ elin 2, 3 ve 4. parmaklarının iç yüzleri ile sol meme üzerinde daireler çizecek şekilde dikkatli ve yavaş olarak muayene edilir, ayrıca sol koltuk altı kontrol edilir. Daha sonra meme başı nazik bir şekilde sıkılarak akıntı olup olmadığı araştırılır. Sol meme ve sol koltuk altı muayenesi bittikten sonra aynı şekilde sağ meme ve sağ koltuk altı muayene edilir.
3. Sırtüstü Yatarken Elle Yapılan Muayene
Sırt üstü yatılır ve önce sol meme muayene edilecekse, sol omuz altına küçük bir yastık konarak sol kol başın arkasına doğru kaldırılır. Böylece meme göğüs duvarı üzerinde yayılır ve daha kolay muayene olanağı sağlanmış olur. Daha sonra sağ el parmaklarının iç yüzleri ile daireler çizilerek sol meme muayene edilir. Ayrıca sol koltuk altı bölge de mutlaka muayene edilmelidir. Sol meme muayenesi bittikten sonra aynı şekilde hareket edilerek sağ meme muayene edilir.
Araştırılması Gereken Özellik Ve Değişiklikler
- Memenin genel boyutunda veya şeklinde değişiklik oluşması
- Memelerin dış hatlarında değişiklik.
- Memelerden birinde büyüme, küçülme veya büzülme
- Memelerde gözle görülebilen şişlik
- Meme cildinde renk değişikliği ve meme cildi damarlarında genişleme
- Meme cildinde çöküntü
- Meme cildinde yara
- Meme cildinde küçük şişler
- Meme cildinde portakal kabuğu görünümü
- Meme başında genişleme, düzleşme, çökme, kabuklanma, çatlak, renk değişikliği, yara, yön değiştirme
- Meme başında akıntı
- Koltuk altında gözle görülebilen şişlik
- Memede ele gelen şişlik, sertlik
- Koltuk altında elle hissedilebilen şişlik veya sertlik
Meme kanseri şüphesi genellikle bir şişlik hissedilmesiyle (hasta ya da doktor tarafından) ya da mamografide anormal bir alanın fark edilmesiyle başlar. Çoğunlukla bu şişlikler ve şüpheli alanlar kanserli değildir. Ancak bundan emin olmanın tek yolu tanısal mamografi, ultrason görüntüleme ve hatta ek bilgi sağlayabilecek olan biyopsi uygulaması gibi takip testlerini yaptırmaktan geçer.
Eğer görüntülemede bir alan şüpheli görünüyorsa, biyopsi uygulanır. Anormal alandan alınan hücre veya doku, patoloji uzmanı tarafından incelenir. Daha sonra patoloji uzmanı, biyopsiyi gerçekleştiren doktora, içinde bulgularının yer aldığı bir rapor gönderir.
Patoloji raporu olarak bilinen bu raporda, meme dokusunun görünüşüne, hücresel karakterine ve hücrelerin normal ya da anormal mi olduğuna dair bilgiler yer alır. Patoloji raporu, hem hasta hem de sağlık merkezi ekibi açısından hayati önem taşır – tedaviye ilişkin kararlar, bu raporda yer alan bilgilere dayandırılarak alınır.
Kanserli olmayan meme durumları çok yaygındır. Biyopsi uygulanan ve mikroskopla incelenen çoğu meme değişikliği, benign sonuçlar vermektedir. Benign meme durumları hayati tehdit oluşturan durumlar olmamasına rağmen, rahatsız edici belirtilere neden olabilir ve bazen, gelecekte meme kanserine yakalanma riskinin daha yüksek olması ile ilişkilendirilir. Bu bulgular, temel sağlık hizmeti sağlayıcınız tarafından idare edilmelidir.
Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrol edilemez şekilde büyümesi sonucu ortaya çıkar. Memedeki kanserli tümörlerin büyüme hızı genellikle daha yavaştır. Bazı durumlarda, şişliğin farkına varıldığında, tümör aslında son 10 yıldır büyüyor olabilir.
İn Situ Karsinom
İn situ karsinom kanser değildir. Lobüller veya süt kanalı içindeki, kendini çevreleyen dokuya veya ötesine yayılma belirtisi göstermeyen, anormal hücre büyümesi anlamına gelir. Bu anormal hücreler, ortaya çıktıkları yerde kalır (“in situ” Latince “yerinde” anlamına gelir). İn situkarsinomun iki ana kategorisi vardır: İn situ duktal karsinom ve in situ lobüler karsinom.
İnvaziv Meme Kanseri
İnvaziv meme kanserinde, lobüllerin veya kanalların içinde bulunan anormal hücreler, kendilerini çevreleyen dokuya yayılım gösterir. Bu açıklama, hastalığın mutlaka meme dışında bir yerde bulunduğu anlamına gelmiyor. İnvaziv meme kanserinin en tedavi edilebilir olduğu zaman genellikle, tümörün nispeten daha küçük olduğu ve henüz lenf nodlarına yayılmadığı en erken aşamasıdır. İleri evre daha ciddidir ve tümör çok büyükse veya diğer organlara yayılmışsa (metastaz yapmışsa), başarılı tedavi şansı azalmaktadır.
Meme Kanseri Evreleri
Meme kanseri teşhisi doğrulandıktan sonra kanser belirli evrelerle sınıflanır. Kanserin evresi, uygun tedaviyi ve tedavinin hastalığı yok edip ömrü uzatmada ne kadar etkili olabileceğini belirler. Meme kanserinin erken teşhisi çok önemlidir. Teşhis sırasındaki evre ne kadar erkense, prognozu o kadar iyi olur.
Meme kanserinin teşhis ve tedavisinde son 20 yıldır çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Erken teşhisin ve memenin çoğunu korumaya olanak sağlayan ameliyat seçeneklerinin artması sayesinde, meme kanserine bağlı bazı sorunlar azalmış ve uzun süre hayatta kalma şansı artmıştır. Meme kanseri tedavisinde hedef, kanseri vücuttan temizlemek ve bir daha geri dönmemesini sağlamaktır. Bunun için ameliyat, radyasyon terapisi ve/veya kemoterapi/hormon terapisi gibi tedavilerin bir araya getirilmesi sağlanmaktadır. Meme kanserinde de her kanser türünde olduğu gibi tedavi hastaya özel olarak yapılmakta ve tedavinin içeriği, hastalığa ait birçok faktöre bağlı olarak oluşturulmaktadır. Meme kanserinde tedavi; hastanın ihtiyaç ve kişisel tercihlerine uygun olan, hastanın beklentilerini karşılayan ve kanser sonrası yaşamını sağlıklı ve kaliteli bir şekilde devam ettirebilmesine olanak tanıyacak şekilde planlanmaktadır.
Cerrahi Onkoloji: Cerrahi, meme kanserli pek çok kadın için tedavi planlarının bir parçası olacaktır. Bugünkü tedavi standardı, meme koruyucu cerrahidir. “Meme koruyucu” tedavide amaç, memenin yalnızca parçası ya da tümör içeren ve tümörün yakın çevresindeki kısım çıkarılarak yapılmaktadır. Koruyucu cerrahi, meme görünümünü eskiye en yakın şekilde bırakmaktadır. Meme cerrahisinde tümörün çok odaklı olarak memenin bir çok alanında yaygın bulunması gibi nedenlere bağlı olarak tercih edilen total mastektomi, memenin tamamen çıkarılması olarak tanımlanır. Geçmişte total mastektomi en tercih edilen cerrahi yöntemdi. Vücudu memede ve göğüs bölgelerindeki kanserden tamamen kurtarmanın en iyi yolu olarak düşünülürdü. Ancak meme kanseri cerrahisinde günümüz yaklaşımları; erken evre meme kanseri tedavisinde radyasyon tedavisiyle birlikte meme koruyucu cerrahinin, uzun dönem hayatta kalmada total mastektomi kadar etkili olduğunu göstermektedir.
Tıbbi Onkoloji: Tıbbi onkoloji uzmanı, vücuttaki kanser hücrelerini zayıflatmak ya da yok etmek için kemoterapi veya hormon gibi ilaçları tedavisi uygulamaktadır. Kemoterapi cerrahiden önce ya da son cerrahiden (silinecek) sonra başlayabilir. ER-pozitif ve/veya PR-pozitif meme kanserli kadınlar, östrojen seviyelerini düşürmek ya da östrojenin etkisini engellemek için çoğunlukla ilaç tedavisi alır. Bu tip bir tedavi genellikle cerrahi, radyasyon ve/veya kemoterapiden sonra verilir. Meme kanserlerinin dörtte biri HER2-pozitiftir ve kemoterapiye ek olarak antikor tedavisi uygulanır.
Radyasyon Onkolojisi: Radyasyon onkolojisi, kanser hücrelerinin öldürülmesi ve tümörlerin küçülmesini sağlamak için yüksek-enerjili elektromanyetik dalgaların kullanılmasıdır. Radyasyon, kanseri tedavi etmek ya da sabit hale getirmek için tek başına ya da diğer tedavilerle (örneğin, kemoterapi ve cerrahi) birlikte kullanılabilir. 33 tedaviden 25’ine günlük dozlarda beş-altı buçuk haftalık bir süre verilir. Bu doz, normal hücrelerin bir sonraki dozdan önce iyileşmesine zaman verirken, kanser hücrelerini parçalayacak ve ya yok edebilecek şekilde hesaplanır.
Plastik &Rekonstrüktif Cerrahi: Meme kanseri ameliyatlarında günümüzde, hasta tıbbi açıdan uygunsa ve risk faktörü yoksa meme koruyucu cerrahi uygulanmaktadır. Hastanın memesinin alınması durumunda ise ikinci yıldan sonra bazı risk faktörleri ortadan kalktığında yeni meme yapılabilmektedir. Çünkü meme kanseri nedeniyle memenin kaybedilmemesi ya da daha sonra yeniden bir memeye sahip olunması hastayı psikolojik açıdan rahatlatarak, sosyal yaşama adaptasyonunu daha kolay sağlamasına yardımcı olmakta ve tedavi başarısını artırmaktadır. Son yıllarda, memesi alınmak zorunda olan hastalara deri koruyucu mastektomi ve hemen ardından da rekonstrüksiyon yapılmaktadır. Tıbbi olarak genç hastalarda meme korunması yaşlı hastalarda ise memenin alınması gibi bir görüş kesinlikle doğru değildir. Meme, her yaşta kadın için önemli bir objedir. Yaşlı hastaların memesi alınacak diye bir kural ya da böyle bir anlayış yoktur. Uygunsa tümörünün evresi, şekli, biçimi ve yaygınlığına bakılarak 70-80 yaşındaki bir kadının memesi de korunabilir. Hastanın memesinin alınmasını istememesi ve meme koruyucu cerrahiyi tercih etmesi gereklidir. Bu hastanın en temel hakkı ve tercihidir. Bu durumda doktorun öncelikli olarak meme koruyucu cerrahiyi düşünmesi gerekir. Kanserin bir bölgede olması gerekir. Memedeki tümörün de çok büyük olmaması, meme büyüklüğü ile kanserin orantısının bulunması gerekir. Kanser büyük meme küçükse memenin tümü alınmalıdır. Koltuk altı metastazları meme koruyucu cerrahi yapılmasını engellemez. Meme içinde yaygın tümörleri bulunan, memenin birçok noktasında aynı anda başlamış kanseri olan hastalarda meme koruyucu cerrahiler yapmak mümkün değildir. Bu durumda memenin mutlaka alınması gerekir. Hastanın mamografisinde yaygın ve kötü kireçlenmeleri varsa meme kanserinin birçok odakta başlamasına neden olacağı düşünülüyorsa, bu hastaların memesinin alınması planlanmalıdır. Daha önce göğüs duvarına radyoterapi yapılan hastalarda, meme koruyucu ameliyat sonrası yeniden radyoterapi yapılması gerektiği için, bu hastalara mastektomi uygulanmalıdır.
Lenfödem Terapisi: Özel eğitimli fizyoterapistimiz lenfödemin size ne olduğunu, onu nelerin tetikleyebildiğini ve belirtilerini engellemenin ya da kontrol etmenin yollarını anlamanızda size yardımcı olabilir. Lenfödem uzmanlarına/fizyoterapistlere lenfödemle ilgili herhangi bir konuyu görüşmek üzere randevuyla ulaşılabilirsiniz.
Beslenme Hizmetleri: Beslenme, meme kanseri tedavisi sırasında ve sonrasında tedavinizde önemli bir rol oynar. Kanser hastaları için diyet ve beslenme hakkındaki tavsiyeler, sağlıklı beslenme için verilen genel önerilerden farklı olabilir. Bu yeni öneriler yaygın inanışın aksine olabildiği için, çoğu hastaya şaşırtıcı gelebilir.
- Özellikle A ve C vitamininden zengin taze meyve ve sebze tüketimi,
- Sigaradan uzak durma,
- Fazla kilo almama,
- Alkollü içki kullanmamayla meme kanserinden korunmak mümkün olabilmektedir.
Memorial Ataşehir Meme Merkezi (MAMEM), meme hastalıklarının tanı ve tedavisinin modern yöntemlere göre yapıldığı kapsamlı bir merkezdir. Bu merkeze başvuran hastalar, meme hastalıkları konusunda uzman olan hekimler tarafından değerlendirilmektedir. Her hastaya özgü tanı ve tedavi planı hızlı bir şekilde yapılmaktadır.
MAMEM’de Verilen Hizmetler
Tanı Hizmetleri
- Dijital Mamografi
- Meme Ultrasonu
- Meme Manyetik Rezonans İncelemesi (MR)
- İnce ve Kalın İğne Meme Biyopsisi
Uygulanan Tedavi Prosedürleri
- Meme Koruyucu Cerrahi
- Mastektomi
- ROLL (Radyonüklid rehberliğinde okült lezyon lokalizasyonu)
- Sentinel Lenf Nodu Biyopsisi
- Meme Rekonstrüksiyonu
- Meme Kanseri Sistemik Tedavisi (Kemoterapi, hormonoterapi, hedefe yönelik tedaviler
Destek Hizmetleri
- Meme Sağlığı Bilgilendirme ve Kanserden Korunma Destek Hizmetleri
- Psikososyal ve Beslenme Destek Hizmetleri
Hastalıklar
Bölüm Uzmanları
Anlaşmalı Kurumlar
Hastanelerimizin anlaşmalı olduğu özel sigorta şirketleri, tamamlayıcı sigortalar, diğer kurum ve şirket anlaşmalarını aşağıda bulabilirsiniz.
Sonuç bulunamadı.