İlköğretime başlayacak çocuklar için okullar 1 hafta erken açıldı. Amaç okul yaşantısı ile ilk kez tanışacak olan minik öğrencilerin uyum problemlerini ortadan kaldırmak ve yeni hayatlarına yumuşak bir geçiş yapmak. Bu dönem çocuğun ileriki yıllardaki başarısını olumlu ya da olumsuz, doğrudan etkileyebileceği için uzmanlar tarafından oldukça hassas bir süreç olarak tanımlanıyor. Memorial Şişli Hastanesi’nden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzmanları, çocukların okula kolay uyum sağlaması anne babalara tavsiyelerde bulundu.
Bir çocuğun büyümesinde en önemli olay ev dışında yeni bir ortamda yalnız var olabilmesidir. Yuvaya, anaokuluna, ilkokula başlamak bu yüzden çok hassas bir süreçtir. Bu dönemde yaşanan sorunlar kendine güven duygusuna, topluma uyuma, okul başarısına, ilerideki yeni okul ve ortamlara alışmaya, evlenip, yeni işe başlamaya hatta kendi çocuğunun evden ayrılma süreçlerine etki eder.
İlk zil ders çalınca…
Okul bahçesinde annenin elini bıraktığı an, zil sesi ile velilerin okul dışına yönlendirilmesi en can alıcı anmış gibi görünse de çocuğun o güne nasıl geldiği, okul hakkındaki bilgisi, beklentisi, endişeleri önemlidir. Hatta anne-babanın kendi ayrılık anıları, korkuları, çocuk için endişeleri bu sürecin bilinçaltı zorlukları olabilir. Yine okulun şekli, okulla ilgili bilinmeyenler, öğretmen ve çalışanlarının tutumu, kaygısı olan diğer çocuk ve annelerin varlığı, servis arabasındaki değişiklik, öğretmenin hastalanması ve annesini görememe gibi ufak şanssızlıklar çocuğu etkileyebilir.
Teneffüslerde çocuğunuzun yanına gitmeyin
Bazen de çocuğun çok korunaklı büyütülmesi, tüm işlerinin- yemek, tuvalet, giyinme, bir işe başlamasının yönlendirilmesi- anne yardımı ile yapılması çocuğun okulda yalnız, çaresiz, sudan çıkmış balık gibi hissetmesine yol açacaktır. Annenin fazla tembih yapması, çocuktan ayrılma anını aşırı uzatması, tekrara tekrar sarılıp durduk yerde “korkma ben yanındayım” deyip, ihtiyaç olmasa da teneffüslerde hemen çocuğun yanına gidip ağzına yemek tıkıp, terini silmesi, yazılarını kontrol etmesi çocuk-öğretmen ilişkisinin gelişimini geciktirecektir.
Çocuğun okuldan korkması doğaldır
Mükemmeliyetçi ve çok başarılı çocuklar sıradan oldukları duygusunu veya kendisinden daha becerikli çocukların varlığı karşısında, öğretmenin ilgisini yeterli bulmayıp ciddi hayal kırıklığı yaşayabilir. Tersine el becerisi iyi gelişmemiş, konuşması- kendini ifadesi yeterli gelişmemiş çocuklar arkadaşları ve öğretmen tarafından alay edilip dışlanmaktan korkabilir. Evinde istediği saatte televizyon seyredip, elektronik oyunlar oynayan, rahat oturup kalkmaya alışmış aşırı ehlikeyif çocuklar okulu sıkıcı ve zorlayıcı bulacaktır. Ya da kural ve ortamın çok daha çocuksu olduğu yuvaya alışan çocuk okulu soğuk ve ürkütücü bulabilir, minderlerde rahat oyun oynama beklentisi içine girecektir.
Yine çocuğun ruhsal yapısı: endişeli, utangaç karakterinin olması, aşırı anne bağımlılığının çözülememesi, ev içinde anne- baba arası sorunlar olması, yeni kardeş doğumu, taşınmalar, sevilen birinin ölmesi, yakın zamanda yaşanmış kaza, hırsızlık, hastalık gibi korkutucu yaşantıların olması okula alışma dönemini olumsuz etkileyecektir.
Bu düşünceler okula uyum sürecini kolaylaştırıyor
“Ben büyüdüm, okula gidecek kadar becerikliyim, bir sürü arkadaşım olacak, öğretmenim annem babam gibi bana bakacak koruyacak, bir sorun olursa öğretmenim çözer, yeni şeyler öğreneceğim, evim yerinde duruyor evime dönünce her şey aynı olacak, asla okulda unutulmam, servisime binerim-hostes ablam beni almadan okuldan ayrılmaz, beni okuldan almaya mutlaka gelecekler, öğretmenin istediği ödevleri yapabilirim, yanlış yapsam da öğretmenim kızmaz bana doğrusunu öğretir, okuldaki tuvaletin yerini, öğretmen odasını biliyorum, sınıfımı kaybetmem, okuldaki tüm yetişkinlere soru sorup yardım isteyebilirim, büyük çocuklar bana zarar vermez, okula kötü niyetli kişiler-hırsızlar giremez, öğretmenim ve ben annemlerin telefonunu biliyorum, benim ihtiyacım olsa mutlaka hemen haber alır gelirler”
“Anne karnım ağrıyor, okula gitmek istemiyorum”
Çocuk ve ailesinde yukarıdaki düşünceler yerine tersi geliştirecek risk ortamları olursa çocuk okula gitmeyi reddeder. Bazen sudan bahaneler söyler veya çeşitli hastalık belirtileri gösterir; ateşi çıkar, karnı-başı ağırır, midesi bulanır. Bu durumda ailenin tutumu çok önemlidir.
Uzman yardımı almanız gerekebilir
Okulun bahçesi, koridoru da olsa okulda durmalıdır. Anneyi görecek şekilde oturmak ama teneffüste arkadaşlarıyla oynama, tanışma ortamı sağlanacak şekilde mesafeli durulmalıdır.15 günden sonra yumuşama olmazsa önce okul rehberliğinden gerekirse bir çocuk psikiyatrisinden yardım alınmalıdır. 1 aya uzamış süreçlerin tedavisi zordur. Çocuk ayrılma anında panik atak benzeri ağlama, nefes alamama, çarpıntı, tuhaf çılgın gibi davranma, okuldan kaçma, yola fırlama, camdan atlayacak gibi çıkmak için çabalama atakları gösterebilir. İştahı gider, uyuyamaz günden güne solup sessizleşme, her şeye ağlama, değişik korkular geliştirme, sürekli aileyi arama, öğretmene yapışma belirtileri gösterir.
Çocuğun gerginliği okul dışına taşıp mutsuz, huzursuz olmasına neden olur. Çocuğun okula gidememesi anne baba arasında sorunlara yol açar. Anne-baba da mutsuz olup, çocukla kalmak zorunda kalır. İş düzenleri, ev yaşamı, düzenleri alt üst olur. Çocuk kendini anlaşılmamış yalnız güçsüz hissederken aile çocuğa ödüller, cezalar, şiddet uygulama gibi bir sürü yöntem uygulamaya başlar.
Öğretmen, aile, okul ve psikiyatrist ortak bir çalışma planı yapmalı
Öncelikle ortam ve tutumlar düzenlenip davranışçı ödevlerle tedavi yapılır. Bu bir hastalık olarak ele alınmalı, gerekirse olay kronikleşmeden ilaç tedavisi başlanmalıdır. İlaçlar çocuğa zarar vermeyecektir. Nihayetinde bu konunun uzmanının bilgi ve deneyimi ile tedavi düzenlenmektedir. Aileler tedaviden korkup, okul reddinin kronikleşmesine sebep olursa başta belirttiğim yansımaları çocuğun tüm hayatına rengini verecektir.
Okul yolu taşlıdır ama bu yolda sağlıklı yürümek hayat yolunda çocuğun bir birey olarak var oluşunu sağlar. Aile de çocukta bu işten gururlu ve mağrur çıkacaktır, önlüklü çocuğun ailesine mahçup ve gülümser bakıp el sallayıp sınıfına koşarak gitmesini izlemek anne- baba içinde gurur veren hüzünlü bir süreçtir, yarın evladını şehir dışına yollarken, askere gönderirken, evlendirirken de benzer duygular yaşanacaktır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 2 Ekim 2023
Yayınlanma Tarihi: 17 Ağustos 2015