Yükleniyor

Miller Fisher Sendromu Nedir? Miller Fisher Sendromu Belirtileri ve Tedavisi

Miller Fisher Sendromu Nedir? Miller Fisher Sendromu Belirtileri ve Tedavisi

Miller Fisher sendromu, Guillain-Barre hastalığının alt grubunda yer alan otoimmün bir hastalıktır. Aynı zamanda sinir hastalığı olarak bilinen Miller Fisher sendromu hızlı ilerleyen bir rahatsızlık olarak dikkat çeker. Ayrıca bu rahatsızlık gerek yetişkinlerde gerekse çocuklarda ortaya çıkabilir. Bu süreçte hastalığa zemin hazırlayan faktörler arasında da mikrobiyal enfeksiyonlar vardır. Böylece virütik ya da bakteriyel bir enfeksiyondan hemen sonra ya da 1 aya kadar kişide rahatsızlık gözlemlenebilir. Bu rahatsızlığın tedavisi oldukça spesifiktir ve çok az hastada nörolojik hasarlar kalabilir. Yaşamı tehdit etmeyen ve nadir olan bu nörolojik hastalıkta çoğu zaman tedaviye gerek duyulmadan 6 ay zarfında iyileşme gözlemlenebilir.

İçindekiler

Miller Fisher Sendromu Nedir?

Miller Fisher sendromu, bağışıklık sisteminin sinirlere saldırdığı ve hızlı belirtiler gösterdiği nörolojik bir rahatsızlıktır. Nadir görülen bu rahatsızlık bağışıklık sistemi hastalıkları arasında yer alırken yılda milyonda 1 ya da 2 kişide gözlemlenir. 1956'da keşfedilen Guillain-Barre sendromunun (GBS) bir çeşidi olarak görülmesi tedavi takvimini de sınırlar. Bu anlamda hastalarda denge sorunlarıyla beraber yüz ve göz kaslarında güçsüzlükler dikkat çekicidir. 

Miller Fisher Sendromu Nedenleri Nelerdir?

Miller Fisher sendromunun tıbbi olarak altında yatan nedenlerin kesin bir şekilde belirlenemediği bir gerçektir. Bu rahatsızlık çoğunlukla bir enfeksiyonel hastalık sonrasında gün yüzüne çıkabilir. Bu süreçte hastalığın ciddi belirtilerinden önceki süreçte gastrointestinal ya da solunum enfeksiyonun görülmesi tipiktir. Bunun yanında vücudun enfeksiyona karşı bağışıklık cevabını yüksek düzeyli oluşturarak sinir dokularına saldırması hastalığı tanımlar. Tüm bu bilgilerle birlikte hastalığın iki temel nedeni olduğu bilinirken aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Kontrolsüz bağışıklık cevabına neden olan enfeksiyonlar

Hastalıkla ilişkilendirilen patojen türleri arasında sitomegalovirüs, grip, haemophilus ya da campylobacter jejuni yer alabilir. Bu zararlı mikroorganizmalar göz kaslarında etkili olan ve periferik nöronları hedefleyen bölgede kontrolsüz bir bağışıklık cevabı oluştururlar.

Kalıtsal durumlar

Bu rahatsızlıkla ilgili spesifik bir gen bölgesi tespit edilememiş olup bazı bireylerde genetik yatkınlık olabileceği öne sürülür. Genetik bağlantının güçlenmesi için bilimsel çalışmaların sayısının artırılması önemlidir.

Miller Fisher Sendromu Tanısı Nasıl Konur?

Miller Fisher sendromu tanısı, hastalığın ortaya çıkma zamanına göre değişiklik gösterebilir. Bu anlamda enfeksiyonun hemen sonrası fiziksel semptomlar görülmeye başlayabilir. Diğer bir taraftan geçirilen enfeksiyondan 1-2 ay sonrasında da hastalık belirtileri gözlemlenebilir. Buradan hareketle hastalığın tanısının koyulabilmesi için bazı fiziksel semptomların görülmesi gerekir. Aynı zamanda nadir olan nörolojik hastalık olduğu için belirli semptomlar görülmeyebilir ve tanı aşamasında zorluk çekilebilir. Tüm bu bilgiler ışığında Miller Fisher sendromunun tanı aşamasında aşağıdaki yöntemlerden yararlanılabilir:

  • Çok yönlü bir klinik muayenesinden geçilmesi oldukça önemlidir. Özellikle hastada ataksi, arefleksi ya da oftalmopleji belirtileri varsa hastalık şüphesi artabilir.
  • Beyin omurilik sıvısında ölçüm yapılması: Lomber delinme ya da spinal tap olarak bilinen beyin omurilik sıvısından örnek alınarak analiz edilmesi tanı aşamasında önemlidir. Bu örnekte beyaz kan hücreleri sayısı normal görünürken protein seviyeleri yüksektir, böylece Guillain-Barré ya da Miller Fisher sendromundan şüphe duyulabilir.
  • Elektromiyografi (EMG): Kasların elektriksel aktivitesini ölçen bu teknik, sinir sinyal iletim hızını da belirlemede rol oynar. Bu yöntem sayesinde hastalığın diğer nöromüsküler problemlerden ayrılması sağlanabilir.
  • Anti-GQ1b antikor ölçümü: Bu ölçüm tam teşhis için gerekirken kişinin kanında anti-GQ1b antikorlarının pozitif olmasına bakılır. 

Miller Fisher Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Miller Fisher sendromu belirtileri göz hareketleri, denge merkezi ve kaslar üzerinde dikkat çekicidir. Bu yönde hastalığın öne çıkan belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Ataksi

Fiziksel hareketlerin kontrolünün kaybedilmesini ifade eden ataksi, hastalığın en temel belirtilerindendir. Bu durum, hastalarda koordinasyon sağlayamama ya da yürürken denge kuramama haliyle ortaya çıkar. Aynı zamanda hastanın yazı yazması, resim yapması ya da düğme iliklemesi gibi motor becerileri kullanacak işlevleri gerçekleştirmesi neredeyse imkansızdır.

Areflesiya

Refleks kaybını ya da yokluğunu ifade eden semptom oldukça ağır seyirli gözlemlenir. Bu doğrultuda alanında uzman sağlık çalışanı tarafından refleks çekici kullanılarak test yapılabilir. Genellikle refleks kaybının vücudun her iki tarafını etkilediği görülür.

Oftalmopleji

Bu hastalar için belirleyici semptomlardan biri de göz sorunlarıdır. Hastalar gözlerini hareket ettirirken güçlük yaşarlar ve beraberinde göz kapağı düşüklüğü ya da çift görme gibi durumlar oluşabilir. Bunun yanında göz kasları felç geçirebilir ve her iki gözü de negatif etkileyecek bir durumla karşılaşılabilir.

Diğer semptomlar

Hastaların yüz kaslarında zayıflama görülebilir. Hatta uyuşukluk, karıncalanma hissi ya da yutma güçlüğü diğer önemli duyusal belirtilerdir. Eğer rahatsızlık Guillain-Barre sendromuna dönüşürse ek semptomlarda görülebilir ve hastalık karmaşık bir hal alabilir.

Miller Fisher Sendromu Tedavisi Nedir? 

Miller Fisher sendromunun kesin bir tedavisi mevcut değildir. Yapılacak destek tedavileri, hastalığın hafifletilmesi ya da iyileşmenin hızlanması adına önemlidir. Bu doğrultuda Miller Fisher sendromu tedavisinde uygulanacak yöntemler aşağıdaki gibi listelenebilir:

Plazmaferez

Plazma değişimi olarak ifade edilen bir tedavi çeşididir. Bu tedavide kişinin kanının alınması, istenmeyen antikorlardan arındırılması ve filtrelenen kanın vücuda tekrar verilmesi aşama aşama takip edilir. Bu yöntem her hastaya uygulanmazken ciddi durumlarda bir seçenek olarak bulunur.

İntravenöz İmmünoglobulin (IVIG)

İlk sırada uygulanan tedavi yöntemidir. IVIG yöntemi, bağışıklık cevabını dengeleyen ve antikorların olduğu bir kan numunesidir. Bu yöntem uygulandığında hastanın belirtilerinin şiddeti ve maruz süresi azaltılabilir. 

Fizyoterapi ve rehabilitasyon desteği

İyileşme sürecinin hızlanması için destekleyici fizik tedavi aşaması kritiktir. Bu sayede kasların güçlenmesi ve koordinasyon yeteneğinin artırılması, kişinin hayat kalitesini yükseltebilir. Özellikle motor becerilerinin güçlenmesi için mesleki terapiler de uygulanabilir.

Hastalığın takip edilmesi

Tedavi takviminin en iyi şekilde belirlenmesi için hastanın durumunun devamlı takip edilmesi gereklidir. Hastaların birçoğu hızlı bir süreçte iyileşebilir, ancak semptomların az da olsa kalıcı bir etki yaratmaması için takip oldukça önemlidir.

Miller Fisher Sendromu ile İlgili Sık Sorulan Sorular

Miller Fisher Sendromu, Guillain-Barré Sendromu ile nasıl ilişkilidir?

Miller Fisher sendromu, Guillain-Barré sendromunun alt bir hastalık grubunda yer alır. Bunun nedeni ise sinir hasarıyla ilişkili hastalıklar olmasıdır. Bu rahatsızlık Guillain-Barré hastalığının alt grubu olmasına rağmen nadiren görülür ve özellikle gözleri ya da kasları etkilemesi ile spesifiktir.

Guillain-Barre sendromu kaç yaş içindir?

Bu rahatsızlık her yaşta görülebilirken 55 yaş sonrasında görülme sıklığı artar. Bu anlamda gençlerde, erişkinlerde ya da ileri yaşlarda bazı faktörlere bağlı ortaya çıkabilir. Hastalığın görülmeye başlamadan önce gastroenterit enfeksiyon ya da üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmesi ise tetikleyici bir unsurdur. Bunun yanında cerrahi operasyonlar, bazı aşı müdahaleleri ya da doğum öyküsü hastalığın görülmeye başlama yaşını etkileyebilir.

Guillain-Barre sendromu genetik mi?

Bu rahatsızlığın genetik mutasyon kaynaklı olup olmaması tam anlamıyla ifade edilemez. Bunun yanında bazı hastaların birinci derece yakınlarında da bu hastalığın görüldüğü bilimsel çalışmalarda mevcuttur. Hastalığın genetik yatkınlığı için daha fazla bir bilimsel çalışmalara ve verilere ihtiyaç duyulur.

MFS geçiren hastalar ne kadar sürede iyileşir?

MFS geçiren kişilerde hastalık şiddeti farklılık gösterdiği için iyileşme süreçleri de değişebilir. Geçirilen enfeksiyona bağlı hastalığın otoimmun cevabı kişide değişkenlik gösterebilir. Ayrıca tedavi uygulandıktan sonra genellikle hastalarda 1 ile 6 ay arasında iyileşme gözlemlenebilir.

Miller fisher sendromu kalıcı hasar bırakır mı?

Bu hastalık gerekli tedaviler uygulandığında çoğu zaman hasar bırakmadan iyileşme gösterebilir. Bazı hastalarda geç teşhisle beraber yanlış tedavi uygulamaları sinir hasarını artırabilir. Bu durumda ise sonradan doğru tedavi gerçekleştirilse dahi bazı kalıcı hasarlar bırakabilir.

MFS'nin diğer nörolojik hastalıklardan farkı nedir?

Diğer nörolojik hastalıklar gibi bu rahatsızlık da beyin ve omuriliği etkileyerek miyelin kılıfı zarara uğratır. Miyelin kılıfı etkileyen hastalıkta spesifik olarak göz, duyu ve kas sistemi negatif etkilenir. 

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Yayınlanma Tarihi: 3 Mart 2025

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al