Her 8-10 kadından birinde görülen meme kanseri son yıllarda artış gösteriyor. Dünyada her yıl 1 milyon 600 bin, Ülkemizde ise her yıl 25 -30 bin yeni meme kanser olgusu teşhis edilmektedir. Erken tanı ile tedavi şansı yüksek olan meme kanserinde en önemli kural, kişini kendi meme yapısını tanıması ve riskini bilmesi olarak tanımlanıyor. “1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı”nda Memorial Ataşehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gökhan Kandemir, meme kanseri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Yaş ilerledikçe risk artıyor
Meme kanseri; özellikle kadınlarda görülen, meme hücrelerinin anormal derecede çoğalması ve kontrolsüz büyümesi ile gelişebilen bir kanser türüdür. Yaş ilerledikçe meme kanser riski artmaktadır. Meme kanserinde en önemli risk faktörü kadın olmaktır. Özellikle kadınlık hormonu olarak da bilinen östrojene maruz kalınma sürenin uzun olması meme kanseri riskini artırmaktadır. 12 yaşından önce adet görme, 55 yaşından geç menopoza girme östrojen hormonuna maruz kalma süresini artırmaktadır. Hiç hamile kalmamış kişilerde, emzirmeyenlerde, doğurganlık çağında uzun süre doğum kontrol hapları kullananlarda meme kanseri gelişme riski fazladır. Menopoz sonrası şikayetleri gidermek için uygulanan hormon tedavisinin içinde de östrojen hormonu bulunmaktadır. Bu hormonlar ne kadar uzun süre kullanılırsa risk o kadar artmaktadır. Meme kanseri çoğunlukla 50 yaş ve üzerindeki kadınlarda görülmektedir.
Her 100 meme kanseri vakasından 1’i erkek
Özellikle kadınlarda rastlanan meme kanseri nadir de olsa erkeklerde de kendini gösterebilmektedir. Yaklaşık olarak her 100 meme kanserinin 1’i erkeklerde görülmektedir. Kadınlardaki belirti ve bulgular ile aynı olmakla beraber; bu konunun farkında olunmaması nedeni ile erkeklerde meme kanseri genellikle ileri evrede tanı konulmaktadır.
Fazla kilolar ve hareketsizliğe dikkat!
Meme kanseri %5-10 oranında kalıtsal nedenlere dayanabilmektedir. Ailesinde, birinci dereceden akrabalarında meme kanseri olan kişilerde risk fazladır. Bunun dışında alkol kullanmak, kilo fazlalığı, fiziksel aktivite yetersizliği meme kanser riskini artıran durumlardır. Küçük yaşlarda farklı nedenlerle özellikle göğüs bölümüne radyasyon alınması da meme kanseri gelişme olasılığını artırmaktadır.
Meme kanseri belirtilerini bilmek çok önemli
Meme de veya koltuk altında ele gelen bir kitle, hissedilen bir sertlik; memede şişlik, sıcaklık, kızarıklık, renginde koyulaşma; meme büyüklüğünde veya şeklinde değişiklik; meme başında veya derisinde meydana gelen değişiklikler, meme başında akıntı veya kaşıntı, kırmızı renk yaralar meme kanserine işaret edebilmektedir.
Kendinizi tanıyın riskinizi bilin
Meme kanserinden korunmada ilk adım, kişinin meme yapısını tanıması ve risk faktörlerinin bilincinde olmasıdır. Ailesel bir risk olup olmadığı bilinmelidir. Eğer kişi bu tür bir ailesel risk taşıyorsa, kendi kendine meme muayenesini düzenli yapmalı ve rutin doktor kontrollerini ihmal etmemelidir. Her kadın 20 yaşından sonra kendi kendine muayenesi yapmaya başlamalıdır. Her iki meme kol altı dahil olmak üzere tüm kadranları ile değerlendirilmelidir. Adet gören kadınlar adet bitiminden 5-7 gün sonra; adet görmeyen kadınlar ise ayda bir belirdikleri günde kendi kendine meme muayenesi yapmalıdırlar.
Mamografi erken evrede tanı şansı sağlar
Meme kanseri tedavisinde erken teşhis esastır; çünkü hastalığın erken evrelerinde tedavilerin başarı şansı oldukça yüksektir. Bunun için 20 yaşından sonra 3 yılda bir doktor kontrolü yapılmaya başlanmalıdır. 40 yaşından sonra ise yıllık doktor muayenesi ve yıllık mamografi tetkiki mutlaka yapılmalıdır. Mamografi çekilmesi meme kanserinin erken evrede yakalanmasını sağlar. Yıllık olarak yapılması ile aşırı radyasyona maruz kalınmaz. Mamografi çekimi sırasında memeye uygulanan sıkıştırma işlemi de kanser gelişmesine yol açmamaktadır.
Erken evrede yakalanan tedavide başarı şansı yüksek
Erken dönemde saptanan durumlarda cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Daha ileri aşamalarda ise radyoterapi, kemoterapi gibi diğer tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Erken dönemde çıkarılan tümör dokusunun daha sonra gelişme riski olmakla birlikte çok azdır. Bu tekrarı engellemek adına kemoterapi yardımcı amaçla kullanılmaktadır. Eğer tümör dokusu hormon duyarlı ise hormonoterapi uygulanmaktadır.
Saç kaybı görülmemekte
Kanserin kendisi hiç bir zaman saç kaybına yol açmaz. Tedavide kullanılan ilaçlar ve beyin ışınlaması gereken durumlarda radyoterapi nedeniyle saç dökülmesi görülebilir. Ancak meme kanseri tedavisinde giderek daha çok yaygınlaşan “akıllı ilaçlar” ile artık saç kaybı görülmemektedir.
Akıllı ilaçlar ile yaşam kalitesi artıyor
Son yıllarda kullanılan akıllı ilaçlar ile direkt kanserli hücreler hedef alınmakta, sağlıklı hücrelere etkisi az olduğundan yaşam kalitesi de artmaktadır. Kanser hücrelerini büyüten sinyalleri, değişiklikleri bilmek ve tanımak önemlidir. Bir kanser hücresinin nasıl çoğaldığını ve yayıldığını her geçen gün daha iyi bildiğimiz için günümüzde artık çok daha etkin bir tedavi yapılabilmektedir. Her alanda olduğu gibi kanser tedavisinde de artık bireysel bir tedavi uygulanmaktadır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 14 Nisan 2023
Yayınlanma Tarihi: 2 Ekim 2013