Efsanelerde, “ölümün ilacı” olduğu söylenen adaçayı ile Kızılderililerin “her derde deva” olarak kullandığı ekinezya, geleneksel tıbbın olmazsa olmaz bitkileri arasında yer alıyor. Yoğun bir kullanım alanı olan adaçayı ve ekinezya, bağışıklığı güçlendirerek başta faranjit, soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve grip gibi birçok kış hastalığına iyi geliyor. İki bitkinin beraber kullanılması durumunda hastalıklar üzerinde daha yoğun iyileştirme etkisi gösterdiğini belirten Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Ceyda Nur Çakın, adaçayı ve ekinezyanın faydaları konusunda bilgi verdi:
Vitamin ve mineral deposu
Adaçayı K, C, E, A ve bazı B grubu vitaminler içermektedir. Ayrıca içeriğinde potasyum, kalsiyum, demir, manganez, çinko, magnezyum, bakır mineralleri, az miktarda kalori, protein, yağ ve lif bulunmaktadır. Adaçayının faydaları polifenol, rosmanirik, kafeik, klorojenik gibi içerdiği bileşiklerden kaynaklanmaktadır. Ekinezya bitkisinin ise çiçekleri, gövdesi, yaprakları ve kökleri kullanılabilmektedir. İçeriğindeki A, B2, C ve E vitaminlerinin yanı sıra çeşitli mineraller bakımından da zengin olan ekinezya, özellikle içerdiği polisakkaritler nedeniyle bağışıklık sistemi üzerinde çok güçlü etkilere sahip olmaktadır.
Viral enfeksiyon ve iltihaplanmayı önler
Adaçayının Akdeniz bölgesine özgü “Salvia Officinalis” türü ile ekinezyanın üç türü, kış aylarının gelmesi ile birlikte toplumun büyük bir kısmını etkisi altına alan kış hastalıklarının önlenmesi ya da hastalık semptomlarının azaltılması için kullanılmaktadır. Aynı zamanda bakteriyel ve viral enfeksiyonlar ile iltihaplanmanın önlenmesinde etkili pek çok yararlı bileşik içermektedir.
Bakterilerle savaşıp çoğalmalarını engeller
Adaçayı rosmarik, karnosik ve kafeik asit gibi doğal bileşikler içermesi sayesinde güçlü antioksidan ve antibakteriyel etki göstermektedir. Antioksidan etkisi ile vücutta gerçekleşen metabolik aktiviteler sonucu oluşan ve hücre hasarına yol açan serbest radikaller ile savaşarak, bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. İçeriğindeki terpen ve terpenoid adı verilen uçucu bileşenler sayesinde ise pek çok bakteri ile savaşırken, birçok ilaca karşı direnç gösteren bakterilerin de çoğalmasını önlemektedir.
Boğaz ağrısı ve yutkunma güçlüğünü yatıştırır
Anti-inflamatuar etkiye sahip olan adaçayı ile ekinezya, geniz akıntısıyla seyreden boğaz ağrısına ve akut farenjite iyi gelmektedir. Ayrıca beyaz adaçayı yaprağının, boğaz ağrısının şiddetlendiği ve yutkunmanın güçleştiği durumlarda rahatlatıcı özelliği bulunmaktadır. Ayrıca bu bitkiler sadece balgam söktürücü olarak değil, vücutta toksin atıcı faaliyet de göstermektedir.
Bronşite iyi geliyor
Adaçayı ve ekinezyayı birlikte kullanmak, soğuk algınlığı ve boğaz ağrısında daha etkili olmaktadır. Üst solunum yolu enfeksiyonları ve bronşitte iyileştirme etkisi olan ekinezya, aynı zamanda bağışıklık sistemini de harekete geçirmektedir.
Ağız yaraları için gargara yapılabilir
Ekinezya ve adaçayı içeren boğaz spreylerinin klorheksidin ve lidokain içeren spreyler kadar etkili olduğu da bilinmektedir. Günümüzde pek çok ülkede ekinezya ve adaçayı içeren preperat, şurup ve spreyler sıklıkla kullanılmaktadır. Boğaz ağrısı veya ağız yaraları için adaçayı ve ekinezya ile gargara da yapılabilmektedir.
Tüketirken dikkatli olunmalı!
Adaçayı ve ekinezyanın kullanımı konusunda şu noktalara dikkat edilmelidir:
- Adaçayı ve ekinezya çayının gün içerisindeki toplam tüketimi iki kupayı geçmemelidir.
- Sıcak çaya eklenen balda “Hidroksimetil furfural” adı verilen zararlı bir bileşik oluştuğu için özellikle boğaz ağrısını gidermek amacıyla adaçayı ve ekinezya bal ile birlikte tüketilmemelidir.
- Adaçayı, kasılmalara ve sütün azalmasına sebep olduğu için hamileler ve emziren kadınlar tarafından kullanılmamalıdır.
- Her iki bitçi çayı da Antidiyabetik, insülin, kan sulandırıcı, immün sistem baskılayıcı, antikonvulsan ve antidepresan ilaçlarla birlikte tüketilmemelidir.
- Pek çok bitki çayı gibi ekinezya ve adaçayı da güvenli kaynaklardan temin edilmelidir. Açıkta satılan bitki çaylarına farklı türde bitkiler karışabilirken; toz, tarım ilacı, ağır metal gibi maddeler de içerebilir. Özellikle aflatoksin adı verilen ve açıkta satılan çaylarda oluşabilen zehirli bileşik, karaciğer kanseri oluşumuna neden olabilmektedir.
Güncelleme Tarihi : 10 Mart 2021
Yayınlanma Tarihi: 3 Şubat 2020