Son 15 yılda organ nakli, kanser cerrahisi ve diğer cerrahi operasyon süreçlerinde yapılan kan transfüzyonu; yani naklinin hastaların iyileşmesine olumsuz etkilere neden olduğu kanıtlanmış bir gerçektir. Özellikle organ nakillerinde hastaların fizyolojisine çok dikkat edilmelidir. Ne kadar çok kan kullanılırsa hastaların metabolizması o kadar bozulur, ameliyat sonrası iyileşme süreci gecikir. Morbidite ve mortalitesi artar. Bu sebeple ameliyatlarda kanama da minimale indirilmelidir. Çünkü her kan alımı hasta için bir travma anlamına gelmektedir. Memorial Bahçelievler Hastanesi Organ Nakli ve Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat kansız karaciğer nakilleri hakkında bilgi verdi.
Yoğun bakımda sadece bir gün kalınıyor
Karaciğer nakillerinde az kan kullanmak hastaların yoğun bakımda 1 ya da en fazla 2 gün kalmasına, kısa sürede taburcu olmasına katkıda bulunmaktadır. Ne kadar az kan kullanılırsa hastada bir komplikasyon oluşma riski o kadar az olur. Özellikle karaciğer yetmezliği durumunda yapılan karaciğer naklinde zaten mevcut olan hemostaz bozukluğu çok daha komplike hale gelebilir. Hastalarda düzeltilmeyen kanama bozukluklarına neden olabilir. Karaciğer nakli merkezimizde gerçekleştirdiğimiz nakillerde kansızlığı (anemi) olan hastalara ameliyatın başlangıç döneminde kan kullanıyoruz.
Karaciğer yetmezliği hastaları kanamaya eğilimlidir
Karaciğer nakli, tüm cerrahi işlemler içerisinde en çok kan kullanılan ameliyatlardandır. En kanlı olarak yapılan operasyonlardan biridir diyebiliriz. Son dönem karaciğer yetmezliği olan hastalarda hemostaz birçok nedenle bozuktur. Bunlar arasında trombosit salgıların düşüklüğü, pıhtılaşma faktör (protrombin) bozukluğunun nedenleri sayılabilir. Bu hastalar küçük cerrahi müdahaleler sırasında bile aşırı kanamalara maruz kalabilirler. Bu hastalara ancak özel tedbirlerle cerrahi işlemler yapılabilir.
Kullanılan kan oranı oldukça düşük
Son bir yıl içerisinde yaptığımız karaciğer nakillerinde 17 hastamıza hiç kan transfüzyonu yapmadık. Geri kalan hastalarımıza da kan kullanma oranımız hasta başına 2.3 ünitedir ki bu hastalar arasında ameliyat öncesi kansızlığı olan hastalar da dahildir. Hastalarımızın ameliyat öncesi MELD skoru (hastalığın derecesini belirleyen oran) ortalama 19’du. Dünya standartlarına baktığımızda böyle bir hasta grubunda ortalama kan kullanımı 5-10 ünitedir.
Az kan kullanmamız tesadüf değil
Burada önemli olan cerrahi teknik ve anestezi monitorizasyondur; yani hastanın ameliyat sırasında cerrahi ekiple anestezi ekibinin uyumlu bir şekilde çalışmasıdır. Ameliyat sırasında istenmeyen sorunların belirlenmesi ve değerlendirilmesi amacıyla hastanın fizyolojik parametrelerinin izlenmesi ve gözlenmesi gerekir. Kullandığımız cerrahi tekniğimiz önemli. Karaciğeri çıkarabilmek için anatomik yapıyı çok iyi kullanıyoruz. Kanayabilecek olan alanlara girmiyoruz. Ameliyatı olabildiğince basit bir hale getirecek teknikleri kullanıyoruz. Az kan kullanıyor olmamız asla bir tesadüf değil; bunu özel tekniğimiz ile sağlıyoruz.
Karaciğer nakli standardize edilmeli
Karaciğer naklinde her aşama çok iyi standardize edilmiş olmalıdır. Ameliyat tekniği her vaka için çok fazla gerekmedikçe farklı farklı uygulanmamalıdır. Biz, hastaya hayati açıdan risk yaratmayan basit teknikler ile organ naklini sağlıyoruz. Normal anatomiye sadık kalmaya çalışıyoruz. Alternatif teknikleri kullanmıyoruz. Bu şekilde karaciğer nakillerimizden sonra tekrar operasyon gerektiren “re- eksplorasyon” denilen oranlarımız da oldukça düşük oluyor. Bugüne kadar toplam 7 hastada re - eksplorasyon uyguladık.
Güncelleme Tarihi : 6 Haziran 2024
Yayınlanma Tarihi: 31 Mayıs 2013