Son günlerde çevremizdeki pek çok insan yüksek ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ve öksürük şikayetleri yaşıyor. Özellikle çocuklarda yatağa düşüren ve hastanede kalma nedenleri arasında ilk sıralara yükselen bu tablo, influenza A adı verilen bir virüsten kaynaklanıyor. Kış aylarında salgınlara sebep olan influenza enfeksiyonu, genel olarak solunum yoluyla bulaşıyor. Ancak özellikle çocuklar için günlük yaşamda temas edilen yüzeylerin ortak kullanımı risk taşıyor. İnfluenza enfeksiyonu sağlıklı çocuklarda hafif şekilde atlatılabilirken nadiren de olsa ölümcül tablolara yol açabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Çivilibal, influenza ve korunma yolları hakkında bilgi verdi.
Kuluçka süresi 1- 4 gün arasında değişiyor
İnfluenza enfeksiyonu, kişiden kişiye genellikle solunum yoluyla bulaşır; ancak bulaşmada günlük yaşamda temas edilen masa, kapı kulpu, oyuncak gibi yüzeylerin rolü büyüktür. Bu yol, özellikle çocukların enfekte olması açısından önemlidir. Kuluçka süresi 1-4 gündür; nadiren 7 güne kadar uzayabilir. Virüsün yayılması hastalığın başlamasından 24-48 saat sonra doruğa çıkar, sonra yavaş yavaş azalır.
Çocuğun yaşı ne kadar küçükse belirtiler o kadar ağır seyrediyor
İnfluenzanın klasik şekli ateş, baş ağrısı, kas ağrıları (miyalji) ve halsizlikle başlar. Bu ilk belirtileri boğaz ağrısı, öksürük ve burun akıntısı izler. Klinik tablo çocuğun yaşına göre değişir, küçük çocuklarda ateş daha yüksek; iştahsızlık, bulantı-kusma gibi mide-bağırsak yakınmaları daha sık ve ateşli havale geçirme eğilimi daha fazla olabilir. Küçük çocuklarda öksürük haftalarca devam edebilir. Büyük çocuklarda ise hastalık sırasındaki bitkinliğin ve çabuk yorulmanın uzunca bir süre devam ettiği görülmektedir. Kış aylarında çocuklarda odağı belirsiz ateş veya hipotermi ile birlikte ağır hasta görünümü, ateşle birlikte akut solunum yolu enfeksiyonu belirtileri, ateş ve altta yatan kronik akciğer hastalığının alevlenmesi varsa influenzadan şüphelenilmelidir.
Küçük çocukların yarısı her yıl influenza enfeksiyonu geçiriyor
Her yıl okul öncesi ve okul çağındaki çocukların yaklaşık yarısı influenza enfeksiyonu geçirmektedir. Büyük bölümü evinde tedavi edilir, az bir kısmının hastaneye yatırılması gerekir. Yaş ne kadar küçükse hastaneye yatma olasılığı o kadar yüksektir. İki yaşın altındaki çocuklar, kronik hastalığı olanlar (astım, diyabet, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, kan hastalıkları vs.), bağışıklığı baskılanmışlar, aşırı obezler ve bakımevlerinde yaşayanlar; komplikasyonlu (yaşamı tehdit eden) influenza geçirme ihtimali yüksek olan çocuklardır.
Günümüzde influenza için kullanılan antiviral ilaçlar etkilidir. Semptomların süresini ortalama bir gün kısalttıkları, influenzaya yakalanma olasılığını yüzde 70-90 oranında azalttıkları belirlenmiştir. Antiviral ilaçların kullanılmasının yanında; ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar, burun akıntısını ve tıkanıklığını giderici ilaçlar, yatak istirahati, bol sıvı alınması, hasta odasının sık sık havalandırılması grip tedavisinin temel taşlarıdır. İlaç ağız yoluyla kullanılmakta, kapsül ve süspansiyon şeklinde pazarlanmaktadır.
Kimlere influenza aşısı yapılmalıdır?
Dünya Sağlık Örgütü’nün yıllık aşılanmayı önerdiği gruplar şöyle sıralanmaktadır:
- Gebeliğin herhangi bir aşamasındaki hamileler
- 6 ay – 5 yaş arası çocuklar
- 65 yaş ve üzeri yetişkinler
- Kronik sağlık sorunları olanlar
- Sağlık çalışanları
Influenza ve diğer griplerden korunmak için bu önerilere kulak verin
- İnfluenzadan korunmada en etkin yol aşılanmadır.
- Bulaşmayı önlemek için öksürme, aksırma sırasında ağız ve burun mendille kapatılmalı, kâğıt mendil çöpe atılmalıdır.
- Grip olan kişiler başkaları ile yakın temastan kaçınmalı, hastalığın bulaşıcı olduğu dönemde işe ve okula gitmemelidir.
- Grip olanların maske takması (cerrahi maske, standart maske) diğer insanlara bulaşmanın önlenmesine yardımcı olacaktır.
- Hasta kişilerle tokalaştıktan veya solunum salgıları bulaşmış yüzeylerle temastan sonra göz, burun veya ağza dokunmak bulaşmaya neden olabilir. Çevremizdeki sık dokunulan kapı kolları, telefon ahizeleri gibi yüzeylerin sık sık temizlenmesi önerilir.
- Ellerin sık sık su ve sabunla yıkanması hastalıktan korunmaya yardımcı olur.
- Antiviral ilaçlar hastanın şikâyetleri başladıktan sonraki 48 saat içinde hatta ilk 24 saat içinde kullanılırsa etkili olabilmektedir. İlk 48 saatten sonra bu ilaçları kullanmanın hastalığı iyileştirdiğine dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.
- Yatak istirahati, bol sıvı alınması, hastanın odasının sık sık havalandırılması da tedavinin kısa sürede başarıya ulaşmasında etkilidir.
Güncelleme Tarihi : 3 Ağustos 2022
Yayınlanma Tarihi: 31 Ocak 2019