Vücutta endokrin bezlerin kontrolünde olan iç salgılar 'hormon' olarak ifade edilir. Biyokimyasal olarak hormonlar, hücreler arası etkileşimi sağlayan kimyasal moleküller olmasıyla da dikkat çeker. Ayrıca bilinen bu kimyasal mesajcılar, kandan dokulara giderek spesifik tanıyıcı merkezlere (reseptörlere) bağlanır. Bu nedenle vücuttaki hormonlar az ya da çok salgılandığında ciddi sağlık problemleri oluşabilir. Bazı sağlık sorunlarına ilaç tedavisi ile çözüm bulunurken diğer durumlarda hastalığı yavaşlatıcı önlemler alınabilir.
Hormon Nedir?
Hormonlar, salgı bezlerinden salgılanan ve organlar üzerine etki eden kimyasal maddelerdir. Bu iç salgıları kontrol eden endokrin bezler bazı organlarda yer alır. Bu organlar arasında tiroid, böbrek üstü bezi, yumurtalık, testis, hipotalamus, hipofiz, paratiroid ya da pankreas vardır. Diğer bir taraftan vücudun iç ve dış etkilere karşı verdiği tepkiye göre salgı düzeyi düşebilir ya da artabilir. Fizyolojik sonuçları ile vücutta homeastasiyi sağlayan bu moleküller, yapısal olarak üç farklı sınıftan oluşabilir. Bu anlamda steroidler, amino asit türevleri, eikozanoidler olmak üzere yapısal farklılıklar gösterebilir. Vücudun beyin, eklem, kalp ve cilt gibi tüm bölümlerine komut veren bu özel moleküller hayati fonksiyonların devamlılığını da sağlar. Bu sayede vücudun herhangi bir bölümümün çalışma süresini, aktivite göstereceği zamanı ve görevini koordine eder.
Hormonlar Ne İşe Yarar?
Hormonlar, vücutta dokular ve organlar arasındaki iletişimi sağlayan kimyasal mesajcılar olarak tanımlanır. Endokrin bezler tarafından üretilir ve kan dolaşımı yoluyla hedef hücrelere taşınır. Hormonlar, vücudun çeşitli işlevlerini düzenler ve sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar. İşte hormonların temel işlevlerinden bazıları:
Stres cevabı oluşması
Hormonlar ve görevleri arasında stresi dengeleme ve stresle mücadeleyi artırma gibi fonksiyonlar yer alabilir. Bu görevli iç salgılar ise adrenalin ve kortizoldür.
Büyüme ve gelişmeyi koordine etmesi
Özellikle çocukların ergenlik çağında vücut gelişimini, boy uzamasını, beyin fonksiyonların artışını üstlenen kimyasal moleküllerdir. Ayrıca yetişkinlerde de bu madde aktiftir, vücudun gelişiminde birincil oynar.
Kan şekerinin dengelenmesi
Pankreastan salınan glukagon ve insülin maddeleri kan şekeri düzeyini ayarlar. Bu doğrultuda insülin, kan şekerini düşürürken glukagon, karbonhidrat depolarının parçalanmasını sağlayarak kan şekerinin yükselmesini destekler.
Vücut sıvılarının düzenlenmesi
Vücutta su ve tuz düzeyini dengeleyen aldosteron ve ADH iç salgısı, kan basıncının da kontrol altına alınmasını sağlar.
Metabolik faaliyetlerin kontrolü
Başta tiroid fonksiyonları olmak üzere metabolizma hızını belirleyen ve vücutta enerji ihtiyacını karşılayan potansiyelleri vardır.
Kemik hacminin korunması ve yapıya katılan minarellerin dengelenmesi
Kalsitonin ve parathormon olmak üzere bu iki salgı, vücutta kan ve kemik düzeyinde kalsiyum mineralinin dengesini sağlar.
Üreme fonksiyonların dengesi
Eşey hormonları, üreme işlevini ve cinsel faaliyetleri, erkek ya da kadın için düzenler. Bu anlamda kadın için progesteron ve östrojen, erkek için testosteron görev alır.
Vücuttaki bütün hormonlar farklı fonksiyonlar gösterse de birbiriyle büyük bir uyum içinde çalışır, bu sayede vücudun dengesi korunur.
Hormon Çeşitleri Nelerdir?
Hormonların özellikleri içerdiği elementlere ya da molekül yapısına göre belirlenir. Bu doğrultuda hormon çeşitleri aşağıdaki gibi sınıflandırabilir:
Amino asitten türevli
Bu türevden oluşan salgıların başında böbrek üstü bezinden salınan noradrenalin ya da adrenalin gelir. Bu iç salgılar, katekolamin olarak bilinirken stresin kontrolünde etkili olur. Ayrıca tiroid bezinden salgılanan TSH'da amino asit türevlidir.
Vitamin D türevli
Yiyeceklerden D2 formunda alınan vitamin, güneş ışınlarının etkisiyle ciltte iç salgı işlevlerini gösterecek D3 formuna dönüşür. Bu özelliği, fosfor ve kalsiyum metabolizmasını yöneterek kemiğin güçlenmesini destekler.
Steroid türevli
Eşey salgılar ve kortizol molekülün yapısı, yağ yapıda kolestrol molekülünden oluşur. Örnek verilecek olunursa progesteron, östrojen, testosteron, aldosteron ya da kortizol bu grupta yer alır.
Yağ türevli
Lipit ya da yağ özellikli bileşikler arasında ise lökotrienler ve prostaglandinler dikkat çeker. Kanın yoğunlaşması, düz kasların kasılıp-gevşeme mekanizmaları ya da savunma sisteminde yabancı maddelere tepki verme gibi önemli biyokimyasal görevleri vardır.
Protein ya da peptit türevli
Amino asitlerin bir araya gelmesi ile peptit ya da daha büyük moleküllü protein yapıları oluşabilir. Bu özelliğe sahip iç salgılar ise pankreas, hipotalamus, hipofiz, paratiroid gibi organlardan üretilir. Oksitosin, insülin, GH, glukagon, prolaktin gibi salgılar da bu gruba girer.
Hormonlar ve Görevleri Nelerdir?
Hormonların görevleri etki ettiği mekanizmaya ve düzenlediği fonksiyonlara göre değişiklik gösterebilir. Ayrıca hormon görevleri geniş bir kapsamda ele alındığında farklı organları etkilemesi ile dikkat çeker. Özellikle hormonların yapısı gereği bazı görevleri üstlenen bu iç salgıların yararları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Büyüme Hormonu (GH)
Hipofiz bezi kontrolünde olan bu salgı hücrelerin çoğalması, yenilenmesi ve fiziksel olarak büyümesi için rol oynar. Büyümenin dikkat çektiği kas ve eklem sisteminde kritik görevi vardır.
Tiroid fonksiyonları için T3, T4 ve TSH
Metabolik reaksiyonları koordinesi etmesi ile dikkat çeker. Bu kapsamda kişinin bağırsak sağlığını, kilo kontrolünü, enerji üretimini, vücut ısının dengesini, öğrenme becerisini, büyüme ve gelişmesini doğrudan etkiler.
İnsülin ve glukagon
Birbirine zıt çalışan bu salgılardan kan düzeyinde glukoz yükseldiğinde düşmesi için vücut insülin salgısını artırır. Diğer bir yandan kanda glukoz düzeyi azaldığına vücut glukagon salgılayarak dengeyi korumaya çalışır.
Progesteron ve östrojen
Kadınlarda salgılanan bu düzenleyici moleküller, üreme sistemini doğrudan etkiler. Östrojen, kadının regl dönemini düzenleyerek hamilelik durumunu koordine etmeyi destekler. Aynı zamanda kemik örgüsünün seyrelmesini önleyen bir iç salgıdır. Progesteron ise gebelik döngüsünde bebeğin rahim ile uyumlanmasında doğrudan etkilidir.
Oksitosin
Beyindeki hormonlar ve görevleri incelendiğinde oksitosin ilk akla gelen kimyasal mesajcılardandır. Kişinin sosyal davranışlarını düzenleyen bu molekül, sosyal ilişkiler ya da örüntüler kurmasını destekler. Ek olarak doğum zamanında annenin kas kasılmalarını tetikler, bu sayede normal doğum sürecinde destekleyici olur. Ayrıca anne ile bebek arasında biyolojik bir bağlanma oluşmasını sağlamasıyla emzirme döneminin düzenli geçmesine yardımcı olur.
Noradrenalin ya da adrenalin
Stres anında salgı düzeyi artan bu mesajcılar 'savaş ya da kaç' komutunu beyne verir. Vücutta bu komutla kan basıncı artar, kalp ritmi yükselir, vücudu acil bir durumda olduğuna inandırır.
Testosteron
Testislerden salınan bu kimyasal, erkekler üzerinde etkilidir. Bu anlamda erkeklerin üreme işlevinden olan sperm üretimini ya da cinsel isteği kontrol etmesi ile öne çıkar. İlave olarak kasın büyümesi ve alyuvarların sentezini tetikler.
Hormonlar ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Steroid hormonlar nelerdir?
Hormon yapıları moleküler yapılarına göre farklılık gösterir. Bu anlamda kimyasal formüllerine göre amino asit, steroid, lipit, protein ya da vitamin yapılı olabilir. Bu doğrultuda steroid maddesi, bir yağ asidi türevi olan kolesterolden türevlenir. Üreme hormonları, aldosteron ve kortizol bu grupta yer alır.
Vücuttaki su ve mineral dengesini hangi hormon sağlar?
Böbrek üstü bezinden salınan antidiüretik hormon (ADH) ya da vasopressin olarak bilinen kimyasal mesajcı su dengesini kontrol eder. Bu sayede sodyum ve su dengesini kurarak vücudun ödem tutmasını önler. Böbrek fonksiyonlarında sorun yaşandığında bu kimyasal mesajcı yeterince üretilemeyebilir ve hayati fonksiyonlar riske girebilir.
Kadınlarda hormonal bozuklukların belirtileri nelerdir?
Östrojen ve progesteron eksikliğinde kısa dönemli kıllanma, saç dökülmesi, regl döngüsünün bozulması, halsizlik, baş ağrısı vücut ısısının düşmesi ya da yükselmesi gibi belirtiler gözlemlenebilir. Uzun dönemli salgının bozulmasında ise kemik erimesi ya da kısırlık görülebilir. Bu durumlar kişide ortaya çıktığında kadın doğum uzmanına muayene olması, tanı koyulması için önemlidir.
Hormon bozuklukları aşırı kıllanma yapar mı?
Üremeyi ilgilendiren ve kadın açısından önemli olan hormonlar, östrojen ve progesterondur. Bu doğrultuda üreme fonksiyonları bozulduğunda ve östrojen eksikliğinde kadınlarda kıllanma görülebilir. Kadınlarda bunun bir diğer nedeni ise östrojen düşüşü ile beraber testosteron yüksekliğidir. Sakal oluşumu, vücutta kıllanma ya da saç dökülmesi tipik semptomlardır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 13 Aralık 2024
Yayınlanma Tarihi: 13 Aralık 2024