Hipovolemik şok, hızlı ve acil bir müdahale gerektiren tıbbi bir problemdir. Vücudun aniden kan ve sıvı kaybetmesi nedeniyle meydana gelen hipovolemik şok ciddi yaralanmalar sonucunda oluşabilir. Kan ve sıvı kaybından dolayı organların işlevini yerine getirmesine yarayan oksijen ve besin maddelerinin alımı engellenir. Geç müdahale edildiğinde ise organ yetmezliği gibi sağlığı tehdit eden durumlara yol açabilir.
Hipovolemik Şok Nedir?
Hipovolemik şok, vücutta ciddi miktarda sıvı ve kan kaybı yaşanması sonucunda kalbin vücuda çalışması için ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlayamamasıdır. Vücuttaki kan hacminin büyük bir kısmının kaybedilmiş olmasıyla oluşan hipovolemik şok, nabzın zayıflaması, hızlı soluma ya da bilinç kaybı gibi belirtilerle görülebilir. Bu durum yaşandığından hızla müdahale edilmesi gerekir.
Kan, vücut ısısının dengelenmesini sağlayarak kan pıhtıları oluşturur ve oksijeni vücuda taşımaya yarar. Kan hacmi azaldığı durumda ise organlara yeterli oksijen gitmediğinden işlevleri azalmaya başlar. Bir travma sonucunda kan damarı patladığında ya da yaralanma oluştuğunda kan kaybı meydana gelir. Bu da hipovolemik şok durumuna zemin hazırlar.
Hipovolemik Şok Belirtileri Nelerdir?
Hipovolemik şok belirtileri, kişinin nabzının zayıflaması, cildin soğuması, bilinç kaybı ya da dudakta morarma şeklinde görülebilir. Hipovolemik şok belirtileri şöyle sıralanır:
- Nabzın zayıflaması
- Yüzeysel ve hızlı soluma
- Vücut ısısının düşmesi ve ciltte soğukluk
- Baş dönmesi
- Endişe ve huzursuzluk hissi
- Susuzluk
- Dudakta morarma
- Bilinç kaybı
- Bayılma hissi
- Düşük tansiyon
Hipovolemik Şok Evreleri Nelerdir?
Hipovolemik şok, vücuttaki tüm organlara oksijen gitme durumunu sınırlar bu da ölümcül olabilecek organ yetmezliğine neden olabilir. Vücut oksijeni karşılamak için beyin ve kalbin ihtiyacına öncelik verilir. Bu nedenle kollar ve bacaklarda üşüme meydana gelebilir. Vücutta bulunan kan vücut ağırlığının yüzde 7’ini kapsar. Kan ve sıvı kaybı sonucunda oluşan hipovolemik şokta şu aşamalar görülür:
Aşama 1
Vücuttaki kanın %15'ini kaybedildiği durumda kan basıncı ve kalp atış hızı hala normal olabilir.
Aşama 2
Vücuttaki kanın %15 ila %30'u kaybedildiği durumda ise kalp atış hızı artmaya başlar ve daha hızlı nefes alınır.
Aşama 3
Kanın %30 ila %40'ını kaybedildiği durumda ise kan basıncı çok düşer. Kalp atış hızı artar ve nefes hızlanır. İdrar üretimi azalır.
Aşama 4
Vücuttaki kanın %40'ından fazlası kaybedildiği durumda kan basıncı düşük ve kalp atış hızı yüksek olur.
Hipovolemik Şok Neden Olur?
Hipovolemik şokun en yaygın nedenleri arasında büyük bir kan damarı patlaması veya ciddi şekilde yaralanma, ektopik gebelik yer alır. Kanamaya bağlı olarak oluşan durumlar ise hemorajik şok olarak tanımlanır. Ayrıca aşırı terleme, ishal, kusma, pankreatit ve yanıklar nedeniyle de hipovolemik şok meydana gelir. Hipovolemik şoka neden olan kanama türleri şöyle sıralanabilir:
Hipovolemik Şok Nasıl Teşhis Edilir?
Uzman doktor hipovolemik şokun teşhisi için fiziki muayenenin ardından testler isteyebilir. Tam kan sayımı testinin yanından şu yöntemlerle hipovolemik şok teşhisi konulur:
Hipovolemik Şok Nasıl Tedavi Edilir?
Hipovolemik şok hızlı müdahale edilmesi gereken durumlar arasında yer alır. Ambulans ya da hastanede ilk aşamada serum fizyolojik verildikten sonra gerektiği durumda kişiye kan verilir. Bunun yanında kan basıncının dengelenmesi için gerekli ilaçlar da verilebilir. Kanamanın durdurulması için altında yatan sorunu belirleyerek tedavinin buna göre yapılması beklenir. Kaza ya da yaralanma olması durumunda ameliyata ihtiyaç duyulabilir.
Hipovolemik Şok Hakkında Sık Sorulan Sorular
Hipovolemik şok durumunda ne yapılır?
Hipovolemik şok müdahalesinde ilk adım havanın akciğer içine ve dışına hareketini sağlamaktır. Şok dış kanama nedeniyle meydana geliyorsa kanama durdurulmaya çalışır. Eğer hipovolemik şok, kusma ve ishale bağlı oluşuyorsa bunu önleyici ilaçlar verilmelidir.
Hipovolemik şok ne zaman olur?
Hipovolemik şok durumunda kanamanın hızı önemli olur. Kan kaybı vücutta yüzde 33’lük bir oranda kaybedildiğinde şoka neden olabilir.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Yayınlanma Tarihi: 4 Ocak 2024