Derealizasyon, bireylerin çevrelerinden olan olaylardan veya insanlardan kopuk hissettiği zihinsel bir durum olarak ifade edilebilir. Duyarsızlaşma olarak da tanımlanan bu rahatsızlık, çevrenizde bulunan insan ve nesnelerin gerçek dışı görünmesini sağlar. Etrafınızda olan olaylardan kopuk, uzak ve bulanık hissetmeniz demektir. Gerçeklik duygusunun kaybı ya da algının bozulması demek olan bu psikolojik rahatsızlık, kişinin kendi bedenine ve zihinsel süreçlerine yabancılaşmasıdır.
Derealizasyon Nedir?
Derealizasyon, kişinin gerçek dünyanın dışına çıkıp kendi benliğinden ve çevresinden uzaklaştığı ve koptuğu dissosiyatif bir bozukluktur. Bu bozukluk aynı zamanda duyarsızlaşma şeklinde de ifade edilir.
Hem kendisinden hem de çevresinden kopan birey, çevresindeki insan ve nesneleri gerçek dışı algılar. Bu algı bozukluğu, kişinin gerçek dünyadan uzaklaşmasına neden olur. Bazı bireylerde uzun süre devam eden derealizasyon bozukluğu, bazı kişilerde ise geçici bir süreç olarak yaşanabilir.
Zaman zaman geçici bir deneyim olarak yaşanabilirken bazı insanlarda sürekli bir hal alabilen derealizasyon bozukluğu, bireylerin sosyal ve duygusal yaşamlarını olumsuz bir şekilde etkileyerek kendilerini izole ve çevrelerine karşı duyarsız hissetmelerine sebebiyet verir.
İnsan ruhunun bir hali olarak açıklanan bu hastalığa sahip kişiler, günlük olayları dahi farklı açılardan görüp yaşarlar. Derealizasyon bozukluğu, duygusal ve psikolojik etkilerle birlikte uyuşukluk ve baş dönmesi gibi fiziksel etkilere de sahiptir.
Depersonalizasyon ve Derealizasyon Farkı Nedir?
Derealizasyon, kişinin çevresindeki gerçeklik algısından kopma hissi iken depersonalizasyon ise bireylerin kendisini dışarıdan gözlemci gibi izlemesi olarak ifade edilebilir. Bireyler, düşünce ve davranışları üzerinde kontrolsüz hisseder. Bu hastalığı yaşayan kişiler ise, çevrelerindeki dünyayı gerçek dışı ve rüyada gibi izler.
Disosyatif bozukluk çeşitleri arasında yer alan bu hastalıkların kronikleşme olasılığı bulunur. Bireylere takıntılı düşüncelere sahip olup bunlara kendi kendilerine yanıt verme eğiliminde olabilir. Bazen bu durumu yaşayan kişilerde de depersonalizasyon rahatsızlığı da ortaya çıkabilir.
Derealizasyon Nedenleri Nelerdir?
Derealizasyon, genellikle şiddetli stres veya travma gibi birbirinden farklı psikolojik koşullara bağlı olarak meydana gelebilir. Genetik olabileceği gibi çocukluk deneyimleri, anksiyete bozuklukları, ilaç ve madde kullanımı gibi durumlar da bu hastalığı yaratabilir. Sıklıkla genç yaşta görülebilen bu hastalık, günlük yaşamın yoğun stresinden dolayı ortaya çıkabilir. Kişinin kendini gerçek dışı hissetmesine neden olur.
Derealizasyon bozukluğunun sebepleri arasında;
- Fiziksel ya da cinsel istismar,
- Beyindeki serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmiterlerin dengesizliği,
- Aile içi şiddet,
- Akıl hastalığı olan ebeveynler ya da aile üyeleri,
- Travma sonrası stres bozukluğu,
- Sevilen birinin ani kaybı,
- Uyuşturucu maddeler ya da psikoaktif ilaç kullanımı olabilir.
Derealizasyon Belirtileri Nelerdir?
Derealizasyon belirtileri, kişinin durumuna ve hastalığın şiddetine göre farklılık gösterebilir. Kendine yabancılaşma hissi, gerçeklik duygusunun bozulması, zamanın durması, hızlanması ve yavaşlaması sorunları, vücutta karıncalanma ve duyusal kesinlikte azalma gibi durumlar derealizasyon belirtileridir.
Genellikle strese bağlı ortaya çıkan derealizasyon, yoğun stres dönemlerinde ve yaşanan herhangi bir travma sonrasında kısa ya da uzun vadeli ataklar şeklinde görülebilir. Aynı zamanda derealizasyon depresyon, panik atak veya kaygı bozukluğu gibi farklı psikolojik sorunları da beraberinde getiren bir hastalıktır.
Derealizasyon bozukluğu genel olarak şu belirtileri içerir:
- Zaman algısında sorunlar yaşamak
- Kendi bedeninden kopuş hissi
- Kendine ve çevresine zarar verme düşüncesi
- İnsanlar ile çevre ve dünya arasında duvar olduğu hissi
- Çevresindeki insan ve nesneleri puslu, bulanık, karikatürize ve yapay gibi görmek ya da deneyimlemek
- Sesleri bozuk yumuşak ya da aşırı yüksek duymak
- Bireylerin kontrolünü kaybetme hissi
- Duygusal olarak uyuşukluk
- Üzgün ve endişeli ruh hali
Derealizasyon Kimlerde Görülür?
Derealizasyon, ortalama 16 ile 25 yaş arasında yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Geç çocukluk ve erken yetişkinlik döneminde başlayarak bazı test ve seanslar sonucunda teşhis edilebilir. Depresyon ve travma gibi çeşitli psikolojik sorunlar ile bağlantılı olabilir. Anksiyete ya da kaygı bozukluğu olan bireylerde ise kronik bir hale dönüşebilir.
Derealizasyon, çocukluklarını aşırı yalnız, ihmal, uyaran eksikliği ya da ebeveynlerin stresli olduğu bir ortamda geçiren kişilerde de görülebilir. Güvensiz, kaygılı, belirsiz, rencide, kavga ve gürültülü ailelerin çocukları da derealizasyon bozukluğunu yaşayabilir. Bu çocuklar, şiddet ve istismar yaşayan insanlar, kendilerini bu ortamdan uzaklaştırarak savunma geliştirebilir. Doğal afet, savaş ve ani ölüm gibi tehlikeler ile karşı karşıya kalanlar da hastalığa eğilimli olabilir.
Derealizasyon Nasıl Tedavi Edilir?
Derealizasyon tanısının alanında uzman doktorlar tarafından konulması gerekir. Öncelikle, fiziksel nedenler araştırılır. Sonrasında ise, EEG ve MRI X-Işını gibi yöntemler ile vücuttaki toksik kimyasallara bakılıp görüntüleme testleri gerçekleştirilir. Uzmanlar psikiyatrik değerlendirme, fiziksel muayene ve tedavi geçmişi incelemesi teşhis yolları ile bireylerin düşünce süreçlerini öğrenir.
Kişilerin algısını daha iyi anlamak için detaylı bir değerlendirme yaparak doğru tedavi yöntemini seçip uygular. Bu hastalığın tedavileri arasında psikoterapi başrol tedavi yöntemidir.
Psikoterapi, duygularınız hakkında konuşmayı beş duyunuzu kullanmayı öğretir. Bireyler, yaşadığı ve hissettiği olumsuz duygular üzerine konuşup nedenlerini anlamanızı sağlar. Böylece, psikoterapi işlevsiz düşünceleri değiştirmenize yardımcı olur. Rahatsızlığa neden olan ve beraberinde ortaya çıkan diğer hastalıkların semptomlarını azaltan ilaçlar kullanılabilir.
Derealizasyon kalıcı bir hastalık mı?
Derealizasyon, risk faktörleri tespit edildikten sonra tedavi edilen bir hastalıktır. Bu durum obsesif kompulsif, anksiyete ve panik atak bozukluğu gibi birçok psikiyatrik hastalık ile bağlantılı olabilir. Belirtilen hastalıklarla ortak etkilere sahip olan bu durum için doğru teşhis oldukça önemlidir. Çocuk ya da yetişkin fark etmeksizin herkeste görülebilir.
Nedenleri tespit edildikten sonra psikoterapi ya da ilaç gibi tedavi yöntemleri mevcuttur. Kendiliğinden geçmeyen bu hastalık, uzun süreli ya da kronik bir sorun haline gelebilir. Uygun tedavi ve terapi teknikleri ile semptomları kontrol altına alınabilir.
Derealizasyon Ne Kadar Sürer?
Derealizasyon bozukluğu, kişiye göre farklılık gösteren bir süreç izler. Kendilerini ifade etmekte zorluk yaşayan kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Günlük aktivitelerini önemli ölçüde kısıtlar. Beş duyunun çalışmasını sağlayan egzersizler yapmak, çevrenizle bağ kurmanızı veya anda kalmanızı sağlar. Nefes terapisi ile savunma mekanizmanızı geliştirebilir ve hastalığı kontrol altına alabilirsiniz.
Bazı kişilerde birkaç dakika bazılarında ise birkaç saat sürer. Şiddetli ataklar, haftalar hatta aylarca dahi devam edebilir. Herkesin yaşayabileceği bu durumun süresi, kişinin geçmişine ya da bağlantılı diğer rahatsızlıkları gibi birçok faktöre göre değişebilir.
Derealizasyon Hakkında Sık Sorulan Sorular
Derealizasyon psikoz bir bozukluk mudur?
Derealizasyon, nörolojik veya psikolojik rahatsızlıklar ile birlikte bazı psikiyatrik hastalıklar yüzünden de ortaya çıkabilir. Disosiyatif bozukluğa dönüşebilen bir hastalıktır.
Derealizasyon ömür boyu sürer mi?
Derealizasyon, kişinin durumuna göre değişebilir. Bazı bireylerde uzun yıllar kalıcı olsa da, doğru tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınabilir. Şiddetli ataklar azaltılarak olumsuz etkileri minimuma indirilir. Günlük yaşamı kısıtlayan bu hastalığın etkileri arasında; baş dönmesi, mide bulantısı ve uyuşukluk ile birlikte bellek sorunları, odaklanma güçlüğü ve iş-okul performansında düşüş de yer alır.
Derealizasyon tedavisinde ilaç kullanılır mı?
Derealizasyon bozukluğu uzun ve şiddetli sürüyorsa, profesyonel yardım almanız gerekir. Konuşma ve nefes terapisi gibi psikoterapi metotlarını kapsayan tedavi süreci, uzmanın uygun gördüğü bir ilaç ile de sürdürülebilir. Anksiyete ve depresyon semptomlarını hafifletmek amacıyla reçete yazılabilir.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 18 Eylül 2024
Yayınlanma Tarihi: 5 Aralık 2023