Memorial Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Uz. Dr. Ferhan Kulu , vücudun herhangi bir yerinde siğillere sebep olabilen ve genellikle cinsel yolla bulaşan human papilloma virüsü ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi verdi.
Yükleniyor
Memorial Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü'nden Uz. Dr. Ferhan Kulu , vücudun herhangi bir yerinde siğillere sebep olabilen ve genellikle cinsel yolla bulaşan human papilloma virüsü ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi verdi.
Hastaların yaklaşık yüzde 30’unda siğillere sebep olan human papilloma virüsü, cinsel ilişki sırasında bulaşır. Vücudun herhangi bir yerinde küçüklü büyüklü veya kümeler halinde bulunabilen siğiller, daha çok estetik kaygılar nedeniyle tedavi edilir.
Human papilloma virüsü aslında 100’den fazla virüse verilen ortak isimdir. Bu virüsler, vücudun herhangi bir yerinde siğillere sebep olabilirler. Ancak bunların bir kısmı cinsel yolla bulaşarak condyloma acuminata veya jenital siğil denilen hastalığı oluşturur. Siğiller, bu enfeksiyonun görünebilir belirtileridir. Ancak sadece yüzde 40 olguda ortaya çıkar. Kalan yüzde 60’lık bölümde ise virüsler, deri altında kalır ve herhangi bir belirti vermez. Subklinik adı verilen bu belirtisiz formun kanser oluşumu ile bir bağlantısı olduğu düşünülür.
Hastalık çoğu zaman herhangi bir belirti vermez. Hastaların yaklaşık yüzde 30’unda siğil oluşur. Siğiller kadınlarda vajina, anüs ya da vulvada olabilir. Aynı zamanda kasıklarda, bacaklarda, boyunda, ağızda veya vücudun herhangi bir yerinde de bulunabilirler. Erkeklerde ise siğiller, genellikle penis veya torbalardadır. Siğiller büyüklü küçüklü, tek veya kümelenmiş bir şekilde bulunabilirler. Bazen siğillerden oluşan bu küme, bir karnabahar görüntüsünde olabilir. Genellikle cilt renginde ve ağrısız olan bu siğiller, pembe veya gri renk alabilirler. Çok seyrek olarak kaşıntı, ağrı ve kanama yapabilirler.
Vajinal, anal veya oral seks esnasında cildin cilde teması sonucu bulaşır. Virüs cildin zayıfladığı bir noktadan vücuda girer ve derinin derinliklerine doğru ilerler. Burada aylar hatta yıllar boyunca sessiz kalabilir. HPV tanısı konmuş bir kişide virüs, cinsel hayatın herhangi bir döneminde bulaşmış olabilir. Virüs, HPV enfeksiyonu bulaşmış bir kişi ile ilişkiden 4-6 hafta sonra etkisini gösterir. Siğillerin oluşumu 9 ayı bulabilir. HPV ile enfekte olmuş kadınlarda vulva ve serviks kanseri (rahim ağzı kanseri) riski artar. Ancak sadece birkaç tipi (tip 16,18,31,33,35) kanser ile ilişkilidir. Bu tipler genellikle sessiz (subklinik) seyreden hastalığa sebep olurlar.
HPV için geliştirilmiş herhangi bir özel laboratuvar veya kan testi mevcut değildir ve kültürü yapılamamaktadır. Bu nedenle çoğu zaman gizli kalır. Hastaların ancak yüzde 30’unda oluşan siğiller görülerek tanısı konabilir. Bunun için doktorunuzun kolposkop adı verilen bir mercek kullanması gerekebilir. Ayrıca bu bölgeye asetik asit uygulandığında HPV’li ciltte beyazlaşma olur ve siğiller ortaya çıkar. Rutin olarak yapılan pap-smear testlerinde bulunan normal dışı bir bulgu da HPV için uyarıcı olabilir; ancak pap-smear HPV’ye özgü bir test değildir. Kanser şüphesi olan olgularda biyopsi alınması gerekebilir. HPV-DNA’nın moleküler biyoloji teknikleri ile belirlenmesine dayanan testler yapılabilir. Ama bunlar pahalı yöntemlerdir. Ülkemizde rutin uygulamaya girilmemiştir. Ünitemizde, anormal pap-smearlerde HPV tiplemesi yapılmaktadır.
HPV’nin tedavisi daha çok estetiğe yöneliktir. Çünkü virüsü yok edebilecek bir tedavi yoktur. Lezyonların boyutu, şekilleri, sayısı gibi etkenlere bağlı olarak, çeşitli tedavi seçeneklerinden biri uygulanabilir. Tedavi yöntemine bağlı olmaksızın, dört hastadan birinde siğiller üç ay içerisinde yineleyebilmektedir. Bir kısım hastada ise kendiliğinden iyileşmektedir.
Eşlerden herhangi birisi HPV tedavisi görüyorsa, bu dönemde cinsel ilişkiden kaçınmak uygun olacaktır. İlişki esnasındaki sürtünme iyileşmeyi engelleyebilir. Eşlerden biri tedavi görüyorsa ve diğer eşte siğil yok ise, siğil taşımayan eş için tedaviye gerek yoktur.
Kondom kullanılması kısmen koruyucu olabilir. Çok eşlilikten kaçınılmalıdır. Spermisitlerin etkili olduğu kanıtlanmamıştır. Virüsün girişini engellemek için ciltte oluşabilecek küçük aşınmalardan kaçınmak gereklidir. Özellikle cinsel ilişki esnasında vajen kuru ise zedelenmelere yol açabileceğinden, yeterli ıslaklığı sağlayacak bir nemlendirme maddesi kullanılması önerilir.
Kadınlar, periyodik olarak pap-smear yaptırılmalı ve şüpheli durumlarda HPV tanısı için gereken tetkiklere başvurulmalıdır. Bazı çalışmalar, yeşil lifli sebzelerle alınan yeterli folik asitin (400mg) HPV’den korunma konusunda faydalı olabileceğini göstermiştir.
Araştırmacılar tarafından, HPV enfeksiyonu için yeni bir aşı geliştirilmiştir. 2007’de ülkemizde de uygulanmaya başlaması beklenen "Gardasil" isimli aşı 3 doz halinde ergen genç kızlara ve virüsle enfekte olmuş kadınlara uygulanabilecek. Yapılan araştırmalara göre sonuçlar çok ümit vericidir. Aşı sayesinde, HPV enfeksiyonuna bağlı olarak gelişecek rahim ağzı kanserlerinin gelecekte azalacağına inanılıyor.
Orgazm ve Kadın Orgazmı hakkında bilgi almak için tıklayınız!
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 9 Temmuz 2024
Yayınlanma Tarihi: 30 Nisan 2009
Detaylı bilgi için iletişime geçin.