Yükleniyor
Gülgiller ailesine ait lezzetli bir yaz meyvesi olan böğürtlen, güçlü C vitamini ve antioksidan yapısıyla öne çıkan ve vücut sağlığını koruyan mor renkli bir meyvedir. Böğürtlenin en öne çıkan faydası zengin C vitamini, K vitamini ve magnezyum özelliğidir. Bunun dışında böğürtlen sindirim sistemini destekler, kan şekerini kontrol eder, enflamasyonu azaltır ve kalp hastalıklarını önleyici etkisi bulunur.
Böğürtlen güçlü antioksidan yapısıyla öne çıkan bir meyvedir. Aynı zamanda birçok kırmızı, mor ve mavi besinlerin zengin renklerinden sorumlu olan antosiyaninler içerir. Bununla birlikte besin değeri açısından zengin bir meyve olarak da bilinir.
Bir fincan büyüklüğünde porsiyon böğürtlenin besin değeri şu şekildedir:
Bununla birlikte böğürtlende yer alan vitamin ve mineraller ise şöyledir:
Böğürtlen güçlü antioksidan, C vitamini ve lif içeriğiyle bağışıklığı güçlendirir, sindirimi destekler, kan şekerini düzenler, inflamasyonu azaltır, kalp hastalıklarına karşı koruyucudur, beyin sağlığına iyi gelir ve antikanser bir etki yaratabilir.
Tam bir sağlık dostu olan böğürtlen faydaları şöyle sıralanabilir:
Güçlü C vitamini kaynağı olan böğürtlen soğuk algınlığı ve grip semptomlarını azaltma konusunda etkili bir meyvedir. Böğürtlen aynı zamanda öksürük giderici olarak da kabul edilir.
Lezzetli bir meyvesi olan böğürtlen C vitamini ve antioksidan bakımından güçlü yapıdadır. Bu özelliği sayesinde böğürtlen bağışıklığı güçlendiren meyveler arasında yer alır.
Böğürtlen lif içeren bir meyvedir. Lif, sindirim sistemini destekleyerek kabızlık ve şişkinlik gibi sorunları önleyici etki yaratır.
Böğürtlende yer alan çözünür lifler bağırsaklarda parçalanarak kan dolaşımına girer. Böylelikle kötü kolesterolü (LDL kolesterol) düşürmeye ve kan şekeri seviyelerini kontrol etmeye yardımcı olur.
Böğürtlenin öne çıkan özelliklerinden biri de polifenol adı verilen güçlü antioksidanlarla dolu bir meyve olmasıdır. Antioksidanlar, serbest radikaller adı verilen kararsız molekülleri hücrelere zarar vermeden önce yok ederek vücudun stresle savaşmasına yardımcı olur. Böğürtlenler de antosiyanin adı verilen ve iltihap gidermeye yardımcı olabilecek polifenol bileşiği açısından zengindir.
Böğürtlende yer alan antosiyaninler aynı zamanda kalp damarlarını koruyarak kalp hastalıkları riskini azaltır.
Yapılan çalışmalarda böğürtlende yer alan antosiyaninlerin beyne giden kan akışını artırdığı, hafızayı ve dikkati kontrol eden alanları aktifleştirdiğini ortaya koymuştur.
Böğürtlenin antioksidan yapısı, vücudu hücre hasarına karşı koruyarak kanserli hücrelerin üremesinin engellenmesi konusunda yardımcı olabilir.
Böğürtlen tüketimi aynı zamanda vücuttaki kolajen üretimini destekleyebilir. Kolajen üretiminin desteklenmesi de cildi olası zararlardan korur ve cildin daha taze ve sağlıklı olmasına yardım eder.
Böğürtlende hem K vitamini hem de manganez yer alır. Özellikle K vitamini kemik sağlığı için oldukça faydalıdır ve kemik sağlığının korunması noktasında böğürtlen tüketimi de önem taşır.
Böğürtlen ağız ve diş sağlığı için faydalı olan antibakteriyel, antiviral ve antiinflamatuar özellikler sağlar.
Genellikle tüketimi güvenli bir meyve olan böğürtlene karşı bazı kişilerin vücudunda alerjik reaksiyonlar meydana gelebilir.
Böğürtlen, salisilik asitten üretilen bir kimyasal olan salisilat adı verilen bileşikleri içerir. Bazı insanlar bu bileşiklere karşı hassastır ve salisilat açısından zengin gıdalar tükettikten sonra burun tıkanıklığı, karın ağrısı ve kurdeşen gibi semptomlar geliştirebilir. Bu noktada böğürtlene karşı vücudunuzda bir tepki meydana gelirse doktorunuza danışın.
Böğürtlen sindirim sistemini destekleyerek kabızlık ve şişkinliği önler. Bununla birlikte kalp hastalıkları riskini azaltan böğürtlen vücuttaki inflamasyonu azaltır, kan şekerini düzenler ve beyin sağlığı için de faydalıdır.
Porsiyon aşımına gidilmediği takdirde her gün düzenli olarak böğürtlen tüketilebilir ancak herhangi bir hastalığınız söz konusuysa doktor kontrolünde tüketimi daha sağlıklı olacaktır.
Böğürtlenin bağırsaklara iyi gelmesinin sebebi güçlü lif yapısıdır.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Yayınlanma Tarihi: 5 Haziran 2024
Detaylı bilgi için iletişime geçin.
