Yaz ayları ile artan sıcaklıklar nedeniyle serinlemek için ev, işyeri ve araçlarda kullanılan klimalar, yarar yerine zarar getirebiliyor.
Yükleniyor
Yaz ayları ile artan sıcaklıklar nedeniyle serinlemek için ev, işyeri ve araçlarda kullanılan klimalar, yarar yerine zarar getirebiliyor.
Memorial Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Alerji Bölümü’nden Uz. Dr. Füsun Soysal, dikkatsiz ve yanlış kullanıldığında zararlı etkileri kaçınılmaz olan klimaların yol açtığı hastalıklar hakkında bilgi verdi.
Klimalar; gribal enfeksiyonlar, bazı viral üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, kas ağrıları, kas tutulması, yüz felci ve klimalardaki bakterilerin yol açtığı zatürreye neden olur. Özellikle çocuklar, yaşlılar, üst ve alt solunum yolu ile ilgili kronik sinüzit ve bronşiti olanlar klima kullanımında tehlike altındadır. Klimaların direkt olarak kişinin üzerine soğuk hava üflemesi, yüzdeki sinir kılıfı üzerine etki ederek, ödem ve yüz felci oluşturabilir. Klimaların üflediği soğuk hava ve ortama yaydığı tozlar, özellikle alerjik bünyeli kişilerin şikayetlerini ve krizlerini tetikleyerek, astım krizlerinin ortaya çıkmasına ve şiddetli kuru öksürüklerin oluşmasına yol açabilir. Bu nedenle alerjik bünyesi olan kişilerin, ani ısı değişikliklerinden kaçınmaları gerekir.
Klimalar yolu ile bulaşan hastalıkların en önemlisi, Legionella pnömonisi olarak adlandırılan zatürredir. Bu hastalık ilk kez, 1976 yılında Pensilvanya lejyonerlerinin yaptıkları bir toplantıda, salonda bulunan kişilerde görülmüş ve bunun havalandırma sisteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Hastalığın tanınması ile birlikte bu zatürre tipinin alışılagelmiş zatürre belirtilerini göstermediği fark edilmiştir. Hastalığa neden olan ise klima sistemindeki bir bakteridir. Bu bakteri klimaların filtre sistemlerinde uygun nem ve ısıda üremekte buradan da ortam havasına dağılmaktadır. Hastalık, insandan insana bulaşmamaktadır. ,
Klimatize işyerleri ve büyük otellerde çalışanlar ve havalandırma işçileri riskli gruplardır. Bakteriyi alan kişinin vücut direnci de çok önemlidir. Bebek, çocuk ve yaşlılar, şeker hastaları, alkolikler, kortizon tedavisi alanlar, kemoterapi görenler, böbrek yetersizliği ve kronik akciğer hastalığı bulunanlarda hastalığın oluşumu daha yüksek orandadır. En yaygın, kolaylaştırıcı faktör ise sigara içimidir.
Hastalarda tipik zatürreden farklı olarak, akciğere ve solunum sistemine ait şikayetler ön planda değildir. İlk 24-48 saat içinde halsizlik, kırgınlık, yaygın kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı ve huzursuzluk vardır. Daha sonra ateş ve ilk iki günde yoğun olmak üzere kuru öksürük görülür. Bulantı, kusma, karın ağrısı gibi sindirim sistemi bulguları ortaya çıkabilir. Hastaların yüzde 20’sinde, sinir sistemi bulguları, ajitasyon, konsantrasyon bozuklukları hatta koma hali görülebilir.
Hastanın muayenesi ve akciğer grafisinde, hastalığın kesin tanısı konulamayabilir. Grafide, akciğerin alt kısımlarında iltihaplı alanlar görülebilir. Akciğer zarında sıvı birikimi olabilir. Hastalık genellikle tek taraflıdır. Bilgisayarlı akciğer tomografisi ile daha detaylı inceleme yapılması gerekebilir. Bazı laboratuvar testleri de tanı için yararlı olabilir.
Hastalığın tedavisinde 15-21 gün süreyle, hastalık yapıcı bakterilere yönelik antibiyotikler kullanılır. Uygun antibiyotiğin uygun dozda ve sürede kullanımı ile hastalık tamamen iyileşmektedir. Ateş, öksürük, halsizlik şikayeti olan kişiler, bu bulguları basit bir gribal enfeksiyon gibi değerlendirmek yerine zatürre başlangıcı olabileceğini düşünerek göğüs hastalıkları uzmanından yardım almalıdır.
Klimaların bakımı ve temizliğinin her yıl ciddi ve düzenli olarak yapılması çok önemlidir. Bakteri filtresi kullanılmalıdır. 25 derecelik sıcaklık en uygun ısı derecesidir. Ortamın aşırı soğutulmamasına dikkat edilmelidir. Klimaların üflediği havaya direkt maruz kalmamaya özen gösterilmelidir.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 17 Nisan 2023
Yayınlanma Tarihi: 30 Nisan 2009
Detaylı bilgi için iletişime geçin.