Türkiye’de organ nakli bekleyen hastaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Organ nakli ile ilgili en önemli sorun ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeter sayıda organ bulamamaktır Son 10 yılda ülkemizde organ nakli sayısı ve kalitesi giderek artmaktadır. Ancak kadavra organ bağışı Batılı ülkelerle karşılaştırıldığında çok gerilerde gözükmektedir Dünya standartlarındaki organ nakil merkezlerimiz ve Türk doktorların deneyimi sayesinde nakil olmak için yurt dışına gitme dönemi sona erdi. Aksine yabancı hastalar ülkemize gelerek organ nakli oluyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Genel Cerrahi ve Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat organ naklindeki bu gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Organ bağışı 10 kat artmalı
Organ bağışını arttırmak için sivil toplum örgütlerinin yanı sıra devletin de önemli sosyal projelerle ele alması gerektiği ciddi bir konudur. Ülkemizde canlıdan canlıya nakiller daha çok yapılmaktadır. Organ bağışının az olması bunun en önemli nedenidir. Batılı ülkelerle aynı seviyeye gelmek için Türkiye’de bir yılda 2000 - 3000 arasında kadavra donör bağışının olması gerekmektedir. Bu rakam maalesef 300 - 400 ile sınırlıdır. Yani günümüz şartlarında 10 kat daha fazla bağışa ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Türkiye’de canlıdan nakiller Avrupa’dan daha fazla
Ülkemizde Avrupa ülkelerinde organ vericilerinin yüzde 80’i kadavra, yüzde 20’si canlı kaynaklıyken, Türkiye'de tam tersine organ vericilerinin yüzde 75‘i canlı, yüzde 25’si kadavra kaynaklıdır. Öyle ki canlı vericili karaciğer naklinde Türkiye çok başarılı sonuçlara ulaşmıştır. Son yıllarda yapılan organizasyonlar ile ülkemizde kadavra verici bulma oranı az da olsa artmış gözükmektedir. Ancak kadavradan nakillerin artması için hastaların beyin ölümünün gerçekleştiği merkezlere önemli görevler düşmekte, halkımızın da bu konuda duyarlı davranması gerekmektedir. Organ nakil koordinatörlerine bu konuda çok büyük sorumluluklar düşmektedir.
Kalite güveni arttırır
Sağlık sisteminin her kademesinde çok iyi hizmet vermemiz gerekiyor. Kaliteli hizmet ile güven de kazanılacaktır. Hekim- hasta ilişkilerindeki güven, organ bağışında özel bir yere sahiptir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuya açıklık getirmesi ile “organ nakli dinen caiz midir” sorusu da artık çok sık sorulmuyor. Kimi zaman da aileler sosyal baskı hissedebiliyor. Hayatını kaybeden kişinin “organlarını sattınız” gibi bir yaklaşım nedeni ile insanlar çevrelerinden çekinip bağış yapmıyorlar. Bunlar yanlış ve dayanağı olmayan düşüncelerdir. Bağışlar ile birçok insanın hayatının kurtulabileceğinin unutulmaması gerekir. İnsanların nakil konusunda bilinçlenmesi ve bağışların artması ile yapılan karaciğer ya da böbrek nakilleri ile sağlıklarına kavuşan insanların sayılarının da aratacağına inanıyoruz. Örneğin; Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi olarak son 7 ayda 40 karaciğer, 30 böbrek nakli gerçekleştirdik. Karaciğer nakillerinin 6’sı kadavradan 34’ü canlıdan, böbrek nakillerinin ise 3’ü kadavradan 27’si canlı vericiden idi. Her ne kadar yaşam sürvileri 1 yıldan önce değerlendirilmese de mevcut zaman diliminde karaciğerde başarı oranımız %94, böbrekte ise %97’dir. İstanbul Anadolu yakasının ilk canlı vericili karaciğer nakli Memorial Ataşehir Hastanesi’nde ekibimiz tarafından gerçekleştirildi. Halen İstanbul Anadolu yakasında en çok karaciğer nakli yapan merkezi konumdayız. Bu önemli başarı sadece bizim ekibimizin değil tüm Memorial Ataşehir Hastanesi doktor, hemşire ve personeli yanı sıra yönetim kadrosunun verdiği inanılmaz destek sayesinde ortaya konmuştur.
Karaciğer yetmezliğinin en etkin tedavisi nakildir
Kronik karaciğer yetmezliğinde Hepatit B, Hepatit C ve alkol önemli nedenler arasında sıralanır. Kronik Hepatit B’li hastaların %15’inde ileri evrelerde tümör ya da yetmezlik gelişebilir. Karaciğer yetmezliği ülkemizde de en çok Hepatit B’ye bağlı olarak gelişir. Batı toplumlarında ise alkole bağlı gelişen karaciğer yetmezlikleri daha çok görülmektedir. Karaciğer yetmezliğinin son evresinde olan hastalar için nakil sayesinde uzun ve kaliteli bir yaşam sağlanır.
Kansız karaciğer nakli riskleri azaltıyor
Karaciğer nakli son derece teknik bir ameliyat olup, çok iyi bir anestezi takibi ve yoğun bakım desteği gerektirir. Nakillerde hastanın organ fonksiyonları ve kanama parametreleri çok yakından takip edilmelidir. Metabolizmayı olumsuz etkileyen faktörlerden kaçınılmalıdır. Aşırı kan kullanımı bunlardan biridir. Gerçekte karaciğer nakli kan kullanımının çok olduğu bir ameliyat olarak bilinir. Hastanın önceden kan ihtiyacı olmadığı durumda bizim mütevazi hasta serimizde ortalama kan kullanma oranı oldukça düşüktür (2,1 ünite/hasta)Ne kadar çok kan kullanılırsa hastanın ameliyat ve ameliyat sonrası metabolik dengeleri o kadar çok bozulur. Her kan alımı kişi için bir travmadır. Tabi ki karaciğer naklinde çok kan kullanılması gereken durumlar da olabilmektedir.
Böbrek nakli kronik böbrek yetmezliği hastalarının yaşam kalitesini artırıyor
Kronik böbrek yetmezliği kişisel olarak insan hayatı için son derece zor bir yaşam şeklidir. Haftada üç gün 4 -5 saat diyaliz makinesine bağlı kalınması, istenilen her aktivasyonun gerçekleştirilememesi, hastanın dilediği gibi su içip, istediği şekilde beslenememesi ve diyalizin olumsuz etkileri hastanın yaşam kalitesini oldukça düşürmektedir. Ancak başarılı bir böbrek nakli ve hastanın da nakil sonrası yaşam konusunda bilinçlendirilmesi sonrası kişi sosyal yaşamına kaldığı yerden devam edebilmektedir.
Yoğun bakım desteği hayat kurtarır
Nakil operasyonlarında anestezi ve yoğun bakım destekleri çok önemlidir. Örneğin; acil karaciğer yetmezliğine giren bir hastamız tam olarak 20 gün yoğun bakımda başarılı bir şekilde enfeksiyona maruz kalmadan takip edildi ve daha sonra kadavradan nakil ile hasta normal yaşamına geri döndü. . Bu hastanın hayatta kalmasında yoğun bakımın çok önemli payı vardı. Bu, organ naklinde başarıyı etkileyen önemli faktörlerden biridir. Hastaların taburcu edildikten sonraki takipleri de önemlidir. Hastalar özellikle ilk 1 yıl çok yakın bir şekilde takip edilmelidir. Belirli periyotlarda mutlaka kontrollerini yaptırmalıdırlar.
Nakil sonrası enfeksiyonların önlenmesi çok önemli
Organ nakillerinde genellikle hastalar, en çok organ reddi durumunda ve enfeksiyon oluştuğunda kaybedilebilmektedir. Doktorların ve hemşirelerin yer aldığı özel bir enfeksiyon komitesinin denetimi ile hastalar enfeksiyon riskine karşı korunmalıdır.
Nakil sonrası sağlıklı bir yaşam sizi bekliyor
Bir nakil hastası için ilk bir yıl oldukça önemlidir. Nakil sonrası çoğu insan yapmakta olduğu işe geri dönerek günlük yaşantısına devam edebilmektedir. Ancak ameliyat sonrası dönemde dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır. Hastalar naklin gerçekleştiği merkez ile bağlantılarını asla kesmemelidir. Ameliyat sonrası enfeksiyon riskini önlemek için doktorlarının talimatlarına kesinlikle uymalıdır. Organ nakli hastanın iş ve sosyal yaşamına sağlıklı bir şekilde dönebilmesini sağlamaktadır. Örneğin; organ nakli olan bir kadın 2. yıldan sonra hamile kalabilmektedir.
Organ nakli yapabilmek her alanda üst düzeyde hizmet vermek demektir
Bir hastanede organ nakli yapılabilmesi için o merkezin üst düzeyde hizmet veriyor olması gerekmektedir. Çünkü organ nakli sadece ameliyatla ilgili bir işlem değildir. Organ nakli multidisipliner bir çalışmayı gerektirir.
Yanlış inanışlar organ bağışını engelliyor.
Türkiye’de organ bağışının istenilen düzeye ulaşmamasında ve toplumda yeterli duyarlılığın oluşmamasında bilgi eksikliği, önyargılar ve yanlış inanışlar önemli rol oynamaktadır. Organ bağışı ve naklinde doğru zannedilip inanılan yanlışlar ile yıllarca diyalize bağlı kalan ya da organ bağışında bulunmayan birçok insan bulunmaktadır. İnanıyoruz ki; ilerleyen zaman ile bağış sayıları daha iyi rakamlara ulaşacaktır. Türkiye’deki ilk yüz nakli ve beraberindeki el, kol nakil ameliyatları ile birlikte meslektaşlarım ve bilim dünyası adına çok mutlu olduk. Ancak her zaman ilkleri yapmak zor ve risklidir. Bir takım başarısızlıklar olabilir, büyük medikal hatalar olmadığı sürece bu konularda pozitif düşüncenin ülkemiz bilimine katkı sağlayacağını düşünüyorum. Medyada organ nakli ile ilgili yapılan olumlu haberlerin organ bağışını arttırdığı bilinen bir gerçektir. Organ bağışı konusunda yeterli ve doğru bilginin aktarılması çok önemlidir. Sağlık Bakanlığı son yıllarda bu konu üzerinde başarılı çalışmalara imza attı; ancak daha çok gidilecek yolumuz olduğu da bir gerçek. Toplum bilinçlendikçe organ bağışına yaklaşım da daha pozitif hale gelecektir.
2012 organ naklinde denetimlerin yılı olacak
Sağlık Bakanlığı organ nakli konusunda birçok alanda açılımlar yapmış ve ülkemizde bu konuyu belirli bir düzeye getirmiştir. Geçmiş yıllara oranla daha fazla sayıda nakiller yapılmaktadır. Hem daha çok organ bekleyen hastaya nakil yapmak, hem de bunu belirli kalite standartlarında yapmak temel hedef olmalıdır. Sağlık Bakanlığı da bu amaçla tüm nakil merkezlerini denetlemektedir. Hasta kayıt ve takip sistemleri ile tüm hastalar Sağlık Bakanlığınca yakından takip edilmektedir. Bu tür çalışmaların kaliteyi arttıracağına inanıyoruz.
Güncelleme Tarihi : 27 Nisan 2023
Yayınlanma Tarihi: 9 Temmuz 2012