Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Günümüzde erken tanı ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde hastaların çok önemli bir bölümü sağlığına kavuşmakta ve yaşamını sorunsuz devam ettirmektedir. Meme kanseri, kanser tanı programları içinde değerlendirilebilen bir tür olduğu için kadınların her ay kendi kendine meme muayenesi ile doktorunun önerdiği yaştan itibaren ultrasonografi ve mamografi yaptırması erken tanıya olanak sağlar.
Memorial Dicle Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Gül Apaydın, meme kanseri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Meme kanser riskinizi azaltabilirsiniz
Meme kanseri riskini en aza indirmek için hastalığa neden olan değiştirilebilir risk faktörlerinin ortadan kaldırılması gerekir. Hormonlu gıdalardan ve özellikle yağlı yiyeceklerden uzak durmak, ilk doğumu 25 yaşından önce yapmak ve emzirmeye özen göstermek, alkol ve sigara kullanmamak meme kanseri riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son dönemlerde soya izoflavanlarının östrojene benzer etkileri meme kanseri ile ilişkili olabileceği deneysel çalışmalarda ortaya koyulmuştur. Ayrıca A, C, E vitaminleri ile beta karotenin, likopenin ve antioksidanların yetersiz olması meme kanseri riskini artırabilir. Ayrıca bu kanser türünde genetik yatkınlık da çok önemli bir faktördür. Özellikle annesi ve kız kardeşi meme kanserine yakalanmış olan kişiler risk grubunda olduklarını bilerek, düzenli doktor kontrolünde olmalı ve takibi ihmal etmemelidir.
Erken dönemde yakalanan meme kanseri tamamen tedavi edilebiliyor
Günümüzde meme kanseri vakaları artmakla birlikte tedavideki önemli gelişmeler de yaşam süresini artırmaktadır. Erken dönemde teşhis edilen meme kanseri vakaları, günümüzde tamamen tedavi edilebilmekte ve hasta kanserden kurtulmaktadır. Kanser tanısı konulan hastalar; sosyal yaşamdan kopmamaları, morallerini yüksek tutmaları ve tedavi sürecinde yaşanabilecek sıkıntıları en aza indirecek önlemler açısından bilgilendirilmelidir. Hastaların günlük yaşamlarına devam etmelerini sağlamak, tedavi sürecinin olumlu sonuçlanması için oldukça önemlidir.
Sadece kanserli dokular çıkarılıyor
Meme kanseri tanısı konulan hastalarda bir takım teşhis yöntemleri yapılarak, hastalığın başka organlara da metastaz durumu yani yayılıp yayılmadığı araştırılır. Böyle bir durum yoksa ve kanser memede sınırlıysa cerrahi tedavi planlanır. Bazı özellikli durumlarda ameliyat öncesi neoadjuvant tedavisi yapılması gerekebilir. Her meme kanserinde memenin tümünü almaya gerek yoktur. Tümörün bulunduğu bölgeye, yerleşim şekline ve türüne göre meme koruyucu cerrahiler ön plana çıkmaktadır. Bu tedavide memenin tümü değil sadece tümörlü alan alınmaktadır. Multidisipliner yaklaşım ile cerrahi sonrası kemoradyoterapi nüks oranını oldukça azaltmaktadır. Total mastektomi yapılsa bile rekonstrüktif cerrahi ile hastaya yeni bir meme yapılması mümkündür.
B vitamini meme kanseri riskini azaltıyor
Güçlü bir bağışıklık sistemi tüm hastalıklarda olduğu gibi meme kanserinden korunmada da etkili bir faktördür. Her gün düzenli olarak lif ve probiyotik maya içeren gıdaların yanı sıra süt, yoğurt gibi gıdaların da alınması hem sağlığın korunması hem de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ile kanser riskini azaltan önemli faktörlerdir. Son yıllarda bazı merkezlerde yapılan çalışmalar, B vitamininin meme kanseri riskini belirli oranda azalttığını göstermektedir. Bir başka çalışmada B vitamini eksikliği olan ve meme kanseri teşhisi konulan hastalarda, metastaz riskinin B vitamini düzeyi normal olanlara göre daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Balık, yumurta sarısı, süt ve süt ürünleri, tereyağı B vitamininden zengin olan besinlerdir. Ayrıca düzenli yaşam ve sağlıklı beslenmeye ek olarak günde 1-2 saat yapılan egzersizin meme kanserini azalttığı görülmüştür.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 11 Mayıs 2022
Yayınlanma Tarihi: 4 Nisan 2017