Sinir krizi, kan şekeri düşmesi, sara yani epilepsi atağı gibi nedenlerle ortaya çıkabilen bayılmalar, ani ve tekrarlı olduğunda vücudun kalp damar sağlığı ile ilgili bir sinyali olabiliyor. Senkop; aniden meydana gelen, bilinç kaybıyla başlayan, kişinin yere yığılmasına neden olan, kısa süre içinde yine ani ve tam bilinç toparlanması ile sonuçlanan ve birçok hastalıktan kaynaklanabilen bayılmalar olarak tanımlanıyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Güçlü Dönmez, senkop ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Stresten ya da yorgunluktan bayıldım deyip geçmeyin
Bayılmaların genellikle sıradan bir durum gibi algılandığı söylenebilir. Bu algının oluşmasında, çevrede şahit olunan ya da filmlerde görülen bayılma sahnelerinde yaşananlar etkili olmaktadır. Genelde film sahnelerinde sokakta bayılmış olan kişiyle bir doktorun ilgilediği ve nabzına baktıktan sonra “önemli bir şeyi yok, yorgunluktandır, biraz dinlensin geçer” şeklinde yorum yaptığı görülür. Oysaki gerçek hayatta bayılmalar için bu kadar kolay bir şekilde tanı konulması mümkün değildir.
Bayılmanın nedeni iyi araştırılmalı
Özellikle epilepsi bayılmaları ya da kan şekerinde aşırı düşüş, yükselme gibi özellikli durumlara bağlı bilinç kayıpları “senkop” tanımının dışında yer almaktadır. Bayılan bir kişinin, hekime başvurması halinde mutlaka bu iki durumun dışlanması gerekir. Genellikle organik bir kalp hastalığı bulunamayan kişileri rahatlatmak için bu bayılmaların kendisini öldürmeyeceği telkininde bulunulsa da; sık bayılma yaşayan kişiler için bu telkin asla rahatlatıcı olmayacaktır. Kişi her zaman rahatsızlığının nedenini bilmek ister.
Bayılma şikayeti ile doktora başvura kişinin, özgeçmiş hatta soy geçmişinden yola çıkarak muayene, EKG, EKO, ritm holter tetkikleri ile bayılmanın nedenleri şekillenir. Bazen anjiyo ya da ritim bozukluğu tanısı için gerçekleştirilen elektrofizyolojik çalışmalar da yapılabilmektedir. Damar tıkanıklığı, kalp kapağı bozuklukları, ritim bozuklukları (kalp pili, kalp içi şok cihazı takılmasını gerektiren), kalp kası hastalıkları, karotis hipersensitivitesi (şah damarının dışarıdan maruz kaldığı basılara nabız düşüklüğü ile cevap vermesi), boyun damarlarında tıkanıklık, kalp içi kitlelere kadar bayılmanın sebebi bulununcaya kadar araştırmalar devam etmektedir.
Eğik masa testi ile doğru tanı
Bayılma konusunda tanı konulması için “tilt table test” yani “eğik masa testi” en önemli yardımcıdır. Tilt table testi, merkezi sinir sistemimizde yer alan kan basıncı ve kalp atışlarının üzerinde kontrol gücüne sahip merkezdeki artı veya eksi kuvvetlerin arasındaki dengesizliği ortaya çıkarmaktadır. Bu dengesizlik, kesinlikle ölümcül olmayan bir durum olmakla birlikte tekrar edebilecek ve basit önlemlerle engellenebilecek bir durum söz konusu olduğunun ispatlanması açısından önemlidir. Her şeyden önemlisi kişinin önemsenmeyen bayılmalarının, basit bir psikolojik sorun gibi algılanmamasını sağlayacaktır.
Merkezi sinir sisteminin dengesizliği; tilt table testi (eğik masa testi) ile ortaya konulabilmektedir. Eğik masa testinde; kişi güvenli, yatak şeklinde bir platforma sabitlenir. 10 dakika yatar konumda kalınmasının ardından 60-70 derece açı ile ayakları üstünde dikeye yakın pozisyona getirilir ve bir süre tutulur. Eğer nabız ya da tansiyonda anlamlı bir değişiklik olmuyorsa, dilaltı nitrogliserin uygulanması ile damarlar genişletilir, bacaklarda kan göllenmesi oluşur ve vücudun olduğundan daha uzun süre ayakta kaldığını algılaması sağlanır. Bir süre daha bu açıda kalındıktan sonra ve vücudun tepkisi gözlenir. Bu test sonucunda kan basıncında ciddi düşme, nabızda ani azalma ya da tansiyon ve nabızda birlikte düşme izlenebilmektedir. Bu şekilde bayılmanın sebebi dolaşım sistemini kontrol eden merkezdeki aşırı duyarlılık ya da dengesizlik midir belirlenmektedir.
Vücudun cevabına göre tedavi planlanıyor
Tilt table testi ile kişinin bayılmasının nedeni ortaya konulmakta, hayatı tehdit eden bir durum olup olmadığı belirlenmekte ve basit önlemlerle bayılmasının engellenebileceği net bir şekilde söylenebilmektedir. Vücudun tilt table testine verdiği cevaba göre tedavi planı da şekillenmektedir. Bazen sadece su ve tuz tüketiminin arttırılması ile bazen de ilaç tedavisi ya da özel hareket egzersizleri ile bayılma ataklarının engellenebilmesi mümkün olabilmektedir.
Güncelleme Tarihi : 17 Nisan 2023
Yayınlanma Tarihi: 19 Mart 2015