Çocuklarda idrar problemleri konusunda Türkiye’nin en kapsamlı tanı ve tedavi programı olan “Alt Islatma Okulu” Memorial Bahçelievler ve Ataşehir Hastaneleri bünyesinde çalışmalarına devam ediyor. 5 yaşın üzerinde idrar kontrolü problemleri yaşayan çocuklara yönelik verilen 6 haftalık eğitimle, tedavide başarı yüzde 90’ın üzerine çıkıyor. Çocuklarda alt ıslatma ve idrar problemleri ile ilgili ailelerin bilinçli olması ve erken dönemde gerekli önlemlerin alınması için uzman desteği alınması büyük önem taşıyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Pediatri ve Pediatrik Nefroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mahmut Çivilibal ile Memorial Bahçelievler ve Ataşehir Hastaneleri Çocuk Ürolojisi Bölümü’nden Doç. Dr. Selçuk Sılay, Çocuklarda Alt Islatma Okulu’nun çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Alt ıslatma probleminin gece ve gündüz olarak ikiye ayrılmaktadır. Sadece gece alt ıslatma problemi olan çocuklarda genetik yatkınlık söz konusudur. Yapılan çalışmalar hem anne hem baba belli bir yaşa kadar idrar kaçırmışsa, çocuklarında yüzde 80 oranında, her ikisinden biri idrar kaçırma sorunu yaşamışsa, çocuklarında yüzde 40 oranında aynı problemin olduğu görülmektedir. Gündüz işeme problemleri ise çoğunlukla altta yatan hastalıklara bağlıdır. Özellikle idrar kesesinin düzenli çalışmaması ve kontrolünün olmaması, gündüz vakti de bu probleme yol açabilmektedir.
İdrar problemlerine modern çözümler
İdrar kaçırma probleminin altında organik, psikolojik ya da nörolojik birtakım problemler olabilmektedir. Ülkemizde bu problemi yaşayan çocuklara bazı davranış tedavileri yıllardır uygulanmaktadır fakat Memorial Bahçelievler Hastanesi Alt Islatma Okulu’nda konuya her açıdan bakılmakta ve büyük bir hassasiyetle yaklaşılmaktadır. İdrarı tutma, kaçırma, seyrek yapma gibi problemleri olan çocuklara birtakım testleri yapıldıktan sonra anne baba ve çocuğa doğru işeme teorik olarak öğretilmektedir. Ardından da uygulamalı olarak çocuk idrar kontrolünü sağlamayı öğrenmektedir. Uygulama 6 hafta sürmektedir ve bu süre sonrasında, geçmişte çok yoğun ilaç kullanan çocukların artık ilaçları yavaş yavaş kestiği görülmektedir. Okulda sürekli altına kaçıran çocukların zaman içinde tedavinin bitiminden sonra da kuru kaldıkları gözlemlenmektedir. Bu eğitim programının sonrasında çocuklara diploma da verilmektedir.
Her 5 çocuktan birinde görülüyor
Okul çağındaki her 5 çocuktan birinde idrar problemleri yaşanmaktadır. Bu problem gündüz söz konusu ise; sık idrara gitme, aniden idrara sıkışma, yetişemeden idrar kaçırma, kabızlık veya az idrara gitme ve idrar tutma şikayetlerinden ortaya çıkmaktadır. Bunun haricinde bir de gece yaşanan problemler olmaktadırr. Gece idrar kaçırma ve alt ıslatma olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu da 5 yaşındaki her 8 çocuktan birinde görülmekte ve ilerleyen yaşlara kadar sarkabilmektedir. Burada en büyük problem, ailelerin, çocuklarının bu durumları ile ilgili nereye başvuracaklarını bilememesinden kaynaklanmaktadır.
Tedavi yaklaşımı cinsiyete göre değişiyor
Çocuklarda Alt Islatma Okulu'nda işeme problemi olan çocuklara, bu kontrolü nasıl sağlayacakları ve pelvik tabanı kaslarını nasıl kasıp gevşeteceklerini öğretilmektedir. Çocuk ürolojisi, nefrolojisi, fizik tedavi ve bir pedagoji eşliğinde bu sorunlar haftada bir, birer saatlik seanslarla çözümlenmektedir. Okulda, çocuklar ve ailelerine çeşitli öneriler sunulmaktadır. Örneğin, çocukların beslenme şekillerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Bunun yanında su tüketimleri de önemsenmektedir. Gündüz iki saatte bir bu çocukların tuvalet ihtiyaçlarını gidermeleri istenmektedir. Asitli gıdalar ve içeceklerin çok fazla tüketilmemesi önemlidir. Mesaneyi kasan özellikteki bu içecekler idrar yapma alışkanlıklarını da olumsuz etkilemektedir. Çocukların tuvalete oturuş şekilleri de büyük önem taşımaktadır. Klozete oturan çocukların ayaklarının altında bir basamak olması gerekmektedir. Tüm bu noktalara dikkat edilerek, çocuk, aile ve doktor işbirliği ile çocuklar bu sağlık problemlerinden kurtulabilmekte ve sağlıkla büyüyüp gelişmektedir. Çocuklarda alt ıslatma problemleri ve işeme sorunu, her iki cinsiyette de benzer oranlarda görülmekte ve ikisi arasında büyük bir fark bulunmamaktadır. Fakat anatomik yapı farklı olduğundan bazen tedavi yaklaşımları da cinsiyete göre değişebilir.
Güncelleme Tarihi : 13 Ekim 2023
Yayınlanma Tarihi: 30 Aralık 2019