Varis, genellikle tansiyon yüksekliğine bağlı olarak, baldır ve uyluğun iç kısmında, damar yumakları şeklinde oluşuyor toplardamarların genişlemesi, uzaması, kıvrılması ve ciltte görünür hale gelmesidir. Variste damarlardaki artan kan basıncı toplardamardaki kapakçığın yetmezliğine neden olur, bu durum bacaklarda şişme, genişleme ve boğumlu damarlara neden olur. Yaş, genetik faktör, hamilelik, obezite, hareketsizlik veya uzun süre ayakta kalmakta damarlarda varis oluşumunu tetikler. Bilinenin aksine genellikle iyi huylu bir durum olan varis, bazı vakalarda kan pıhtılaşmasına yol açabilir ancak varis çorabı giyerek veya egzersiz yaparak varisin önüne geçmek mümkündür.
- Varis Nedir?
- Varis Neden Olur?
- Varise Yol Açan Faktörler Nelerdir?
- Varis Belirtileri Nelerdir?
- Varis Çeşitleri Nelerdir?
- Varis Tanısı Nasıl Konulur?
- Varis Tedavisi Nasıl Yapılır?
- Varis Çorabının Varis Tedavisine Etkisi
- Varis Tedavisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?
- Varisten Korunmak İçin Nelere Dikkat Edilmeli?
- Varis Hakkında Sık Sorulan Sorular
Varis Nedir?
Varis, bacaklarda bulunan toplardamarın kalıcı olarak genişlemesi, bükülmesi ve ağrılı hale gelmesidir. Derinin hemen altında yer alan toplardamarların şişmesi ve bükümlü hale gelmesi olarak tanımlanan varis, damarlardaki kan basıncının artması sonucu meydana gelir. İlgili damarlara kan akışı engellendiğinde, damardaki kanın tek yönde hareket etmesini sağlayan kapakçıklar olması gerektiği gibi çalışamaz da basıncın artmasına neden olur. Masa başında uzun süre çalışma, çok fazla ayakta durma ve hareketsizlik varis için risk faktörüdür.
Damardaki kan basıncı arttıkça damarların duvarları zayıflar. Damar genişledikçe, yavaşlayan kan damarda birikir ve birikerek damarın şişmesine, bükülmesine ve kıvrılmasına neden olarak mavi veya morumsu damarlar olarak bilinen varise neden olur.
Varisli damarlar, tek başına damarlar olabileceği gibi, aslında çoğu zaman toplardamar sisteminin yetersizliğinin (venöz yetersizlik) bir belirtisidir. Daha çok bacaklarda görülen varis, vücudun herhangi bir yerinde de meydana gelebilir. Acı veren veya kaşıntılı bir şekilde ortaya çıkabilen varisli damarları çevreleyen örümcek damarları, cildinizin yüzeyine yakın görünen daha küçük kırmızı veya mor çizgilerdir.
Üç sınıfta toplanan varis, bacaklarda sadece yüzeyde estetik görünüm anlamında rahatsızlık veren örümcek görünümlü kılcal damarlar (telenjiektaziler), venöz yetmezliğin yani toplardamar yetmezliğinin önemli bir belirtisi olan daha geniş, kabarık damarlar (pakeler) ve bunların her ikisinin bir arada bulunduğu daha da şiddetli vakalardır.
Estetik olarak her ne kadar kötü ve rahatsız edici olsalar da varisli damarlar çoğu genellikle iyi huyludur ve herhangi bir tehlike barındırmaz. Ancak bazı durumlarda şiddetli varisli damarlar kan pıhtılaşması gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Varisli damar semptomlarının çoğu evde uygulanacak egzersiz hareketleri ve varis çorabıyla hafifletilebilir. Bazı varis vakalarında ise enjeksiyon, lazer tedavisi veya ameliyata başvurulabilir.
Varis Neden Olur?
Latince "varix" (kıvrım yapmış toplardamar) kelimesinden türetilen varis, toplardamarların organik bir sebep olmadan genişlemesi, uzaması ve kıvrımlı hal almasıdır. Varis oluşumuna sebep olan yaygın nedenler, yaş, genetik faktör, hamilelik, uzun süre ayakta kalma, obezite ve hormon tedavileri gibi damarlardaki kan kasıncının artıran durumlardır. Damardaki kan basıncı arttıkça zayıflayan duvarlar damarın büyümesine yol açar ve şişmiş şekilde kıvrımlı morumsu varis damarları ortaya çıkar.
Varis nedenleri şunlardır:
- Yaş
- Cinsiyet (Kadınlarda daha sık)
- Genetik faktör
- Hamilelik
- Uzun süre hareketsizlik
- Sürekli ayakta durmak
- Obezite
- Sigara tüketimi
- Dar kıyafetler giymek
- Hormon tedavileri
- Doğum kontrol hapları
- Kabızlık
Yaş
İleri yaşa bağlı olarak yaşlı bireylerin damarlarındaki kan akışı zayıflar ve kan istediği gibi bir akış gerçekleştirmez. Bu durum da yaşlı kişilerde varis görülme riskini artırır.
Cinsiyet
Erkeklere nazaran kadınlarda daha sık varis görülmesinin nedeni hormonlarda meydana gelen değişimlerdir. Özellikle hamilelik ve sonrasında artışa geçen hormonlar varis oluşumuna yol açar.
Genetik faktör
Ailesinde varis sorunuyla karşılaşan ebeveyniniz varsa sizde de varis görülme riski fazladır. Genetik, varis oluşumunda önemli bir rol oynar.
Hamilelik
Hamilelik sürecinde kadınların damarlarındaki kan akışında ciddi oranda bir artış söz konusudur. Bu artışa bağlı olarak damarlarda basınç artar. Tüm bu hareketlilik varis oluşumunu hızlandırır.
Uzun süre hareketsiz kalmak
Uzun süre ayakta hareketsiz kalmaya bağlı olarak toplardamarlardaki kapaçıklarda yetersizlik oluşur ve bu kişilerde varis daha yaygın bir şekilde görülür.
Sürekli ayakta durmak
Uzun süre ayakta durmak veya oturmak bacaklardaki kan dolaşımını azaltarak bacaklarda varisli damar oluşumuna neden olabilir.
Obezite
Aşırı kilolu obez kişilerin damarlarında daha çok baskı oluşur. Bu baskı sonucunda da varisli damarlar meydana gelebilir.
Sigara tüketimi
Sigaranın içindeki temel kimyasal olan olan nikotin, kan damarlarının daha da daralmasına neden olur ve bunun sonucunda varis daha yaygın hale gelir.
Dar kıyafetler giymek
Dar kıyafetler giyildiği takdirde kanın bacaklara doğru akışı engellenir. Bu engelleme ise bacaklarda kan birikmesine yol açarak ağrı, şişlik ve varisli damarlara yol açabilir.
Varise Yol Açan Faktörler Nelerdir?
Kapakçık yetersizliği ve toplardamarda tansiyon yüksekliği varise zemin hazırlayan önemli faktörlerdir. Toplardamarlarda her 10-15 santimetrede bir kapakçık bulunmaktadır. Bu kapakçıklar kavuşamazsa kan geriye kaçar. Sonuç olarak kapakçıkta veya kapakçığın duvarında oluşan hasar kapakçık hareketlerini bozar ve varise neden olur. Uzun süre ayakta hareketsiz kalmaya bağlı olarak ortaya çıkan toplardamarlarda tansiyon yüksekliği de ayaklarda yanma, dolgunluk, ağrı ve şişmeye yol açarak varis oluşumunu hızlandırmaktadır.
Varis, kadınlarda, erkeklere göre 4 kat fazla görülür. Kadınlardaki en önemli nedenlerin başında hamilelik gelmektedir. Çalışan annelerin de iş yaşamında uzun süre masa başında oturması ve ayakta kalma zorunluluğu, toplardamarları güçsüz bırakarak, varis oluşumuna yol açar. Varis %90 oranında ailesel yatkınlıktan kaynaklanır. Anne karnında organlar gelişip büyürken, tamamen hastalık kodları hücrelere yazılmakta ve biyolojik saat gelince de hastalık kendini göstermektedir. Bazı faktörler, biyolojik saati erkene çeker ve bazen de tamamlayarak, hastalığın oluşmasına zemin hazırlar.
Varis, yerçekimi ve durgunluk hastalığıdır. Hareket etmek yerçekimini yenen ve onu kısa bir süre için de yok hale getiren yaşam belirtisidir. Varis, yerçekimine bağlı olarak kanın, ayak ve baldırlarda durgunlaşarak, damarları genişletmesiyle oluşur. Yer çekimi oldukça varisin gerçekleşmesi kaçınılmazdır ancak haraketli bir yaşam şekli benimsemek, bunu geciktirir ve öteler. Yaşanılan bölge özellikle de sıcak iklimler, dinlenmeye zaman ayrılmayan hareketsiz yaşam, sürekli ayakta durmayı gerektiren meslekler (kuaför, fırıncı, bankacı, cerrah, hemşire), giyim şekilleri (dar ve sıkı kıyafetler) aşırı kilo alımı (özellikle göbek çevresinin genişliği) ve sigara tüketimi (sigara atardamarları büzen, toplardamarları zayıflatan bir etkiye sahiptir) varis oluşumunu hızlandıran faktörlerdir. Sandalyede oturmak sıradan bir davranış gibi görülse de kan, toplardamarlardan ayaklara ve kalbe doğru önce yatay, sonra dikey, sonra yatay ve tekrar dikey olarak döner. Kıvrılma ve katlanmalar da eklendiğinde fizyolojiyi zorlayan bir geometrik kan akışı ortaya çıkar. Yalnızca sandalyede uzun vakitler geçirilmesi bile varis hastalığını %75 artırmaktadır.
Varis oluşumuna yol açabilen faktörler özetle şu şekildedir:
- Varis olanların % 90’ında aile öyküsü bulunmaktadır. Yaş ilerledikçe belli bir biyolojik dönemde varisler ortaya çıkmaktadır.
- Varisler erkeklere oranla kadınlarda 4 kat daha fazla görülmektedir. Erkekler tedavi konusunda doktora başvurmada geç kalırken, kadınlarda görselliği bozduğu için erken teşhis ve tedavi oranı daha yüksektir.
- Uzun süre yüksek topuklu ayakkabı giyen kadınlarda baldır kasları çalışmadığından varis ortaya çıkar. Yani bacak adalelerinin zayıflaması önemli bir faktördür.
- Hamilelik döneminde hareketsizlik ve aşırı kilo kadınlarda varise neden olmaktadır. Özellikle çalışan anne adaylarının uzun süre oturması ya da uzun süre ayakta kalması varisin oluşmasında etkilidir.
- Kronik kabızlık, sigara, doğum kontrol hapları ve hormon tedavisinin varislere neden olduğu düşünülmektedir.
- Aşırı sıkı pantolon ve/veya çorap giymek de varise neden olabilmektedir.
- Obezite de varislere yol açan faktörler arasındadır.
- Yaz dönemindeki sıcak hava varise yol açabilen faktörler arasında yer alır.
Varis Belirtileri Nelerdir?
Bacak damarlarında daha önce görülmeyen mavi veya morumsu şişlikler, damar çevresinde kaşıntı, bacaklarda ağrı, ayaklarda yanma, bacaklarda ağırlık hissi ve özellikle geceleri artan bacak krampları yaygın varis belirtileridir.
Genel olarak varis belirtileri şunları içerir:
- Bacaklarda rahatsızlık, ağırlık ve ağrı hissi
- Bacak damarlarında mavi veya morumsu şişlikler
- Özellikle bileklerde başlayıp gün sonunda yukarı çıkan bacaklarda şişlik
- Yine ayak bileklerinde pigmentasyon denilen kalıcı mor renk değişiklikleri
- Damar çevresinde kaşıntı, ağrı ve yanma hissi
- Özellikle geceleri artan bacak krampları
- Daha ileri varislerde bacaklarda yaralar
- Damarlarda ani kanamalar
Varis kimlerde görülür?
Varis hemen herkeste görülebilir. Tamamen normal bir toplulukta detaylı tüm vücut taraması yapıldığında farklı yerlerde ve derecelerde küçük de olsa varis görülme oranı %70-75'e kadar çıkabilir.
Ancak klinik olarak varisler;
- Kadınlarda,
- Hamilelik sonrası artan hormon seviyelerinde,
- Hareketsiz yaşam tarzı ile birlikte,
- Ailesinde varis olanlarda,
- Uzun süre hareketsiz ve ayakta kalınan mesleklerde, (hostes, öğretmen, berber, cerrah gibi)
- Ve son zamanlarda aslında yine hareketsiz uzun oturulan işlerde (bilgisayar başında saatler geçiren bankacı, muhasebeci gibi) çalışanlarda da daha çok görülür.
Varis Çeşitleri Nelerdir?
Varisler primer veya sekonder olabilir. Primer varislerin nedenleri hakkında çeşitli teoriler olmasına rağmen esas nedenler, kesin olarak belli değildir. Günümüzde en çok kabul gören teori kalıtımsal ven duvarındaki zayıflık ve venlerdeki kapakçık yetmezliği, venöz hipertansiyondur.
Sekonder veya edinsel variköziteler, venöz kapakçıkların travma, derin ven trombozu veya enflamasyon gibi nedenlere bağlı hasar alması sonucu meydana gelir. Bir ekstremitede kıvrım yapmış belirgin variköz oluşumlarının yanında daha küçük çaplı telenjiektazik, retiküler tarzda oluşumlar da bulunabilir. Bu oluşumlar elle hissedilemeyen, ciltte yüzeyel yerleşim gösteren, 1 milimetre veya daha küçük çaplı mavi veya kırmızı çizgisel renk değişiklikleri olarak görülürler.
Bölgesel olarak yıldız şekilli veya örümcek ağına benzer yaygın çizgisel oluşumlar olup tüm bacağı sarabilirler. Hastadan hastaya değişmekle birlikte bir ekstremitede bu oluşumlar, birlikte veya ayrı ayrı yerleşim gösterebilirler.
Varis çeşitleri genelde iki tür olarak sınıflanabilir.
- Bacakların yüzeyel toplardamarlarının yetersizliği nedeniyle gelişen varislerde yüzeyel damarlar kalınlaşıp cilt altından cilde doğru kalın, kıvrımlı ve kabarık damarlar oluştururlar. Bu tip varisler derin damar sistemini de zamanla bozabileceğinden belli bir seviyeden sonra müdahale gerektirirler. Bacak sağlığı için risk oluşturabilirler.
- Daha çok hormonal sistemin etkisiyle, genetik ve yapısal etkilerle ortaya çıkan ve artan ince yüzeyel varislere ise “Telenjiektazi” veya Örümcek görünümlü (Spider veins)” varisler de denebilir. Bunlar daha çok estetik anlamda sıkıntı yaratırlar. Yani görüntüsü rahatsız eder. Bacak sağlığı veya genel sağlık açısından ciddi bir tehdit oluşturmazlar.
Varis riskini artıran durumlar nelerdir?
Kalıtım, yani aileden genetik geçiş varis için belki de en önemli risk faktörüdür. Ailede varis varsa kişide de olma ihtimali %45 ile %90 arasındadır. Varis kadınlarda erkeklere oranla 4 kat fazla görülmektedir. Hamilelik ve obezite, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri de varis hastalığına yatkınlığı artırmaktadır. Dolayısıyla bunlar bir araya toplandığında hamilelik geçirmiş olan kadınlarda, ailede de varis hikayesi varsa risk belirgin derecede artmaktadır. Geçirilen her bir hamilelik, hem hormonal etkileri hem de her seferinde vücuda getirdiği ciddi yükler ile birlikte riski daha da yükseltir.
Diğer bir risk faktörü de uzun sürelerle hareketsiz ayakta veya oturarak çalışmaktır. Günde 4 saatten fazla ayakta kalanlarda varis gelişme riski 2,7 kat artmaktadır. Geçmişte varis; öğretmenler, hostesler, diş hekimleri ve cerrahlar gibi belli meslek grupları ile özdeşleşirdi. Bu tip mesleklerde uzun saatler boyunca hareket etmeden ayakta durulduğu için durum böyleydi. Ancak ofis ortamlarında saatlerce bilgisayar başında geçirilen modern çalışma ortamı artık hemen herkesi riskli hale getirmiştir. Tüm riskler kadınlarda daha belirgin gibi görünürken, modern ofis ortamında hareketsiz yaşayan, spor alışkanlıkları olmayan erkekler de risk altındadır. Genetik geçişin erkekler için de geçerli olduğunu da unutmamak gerekir.
Epidemiyolojik çalışmalarda varis patofizyolojisinde rol oynayan birçok etken öne sürülmüştür. Bu çalışmalarda aile öyküsü (kalıtım), riskli yaşam tarzı ve sigara kullanımı, venöz yetmezlik tespit edilen hastalarda daha yüksek oranlarda saptandığı için önde gelen risk faktörleri olarak gösterilmiştir. Aile öyküsünün pozitif olduğu hastalarda, varis görülme riski 4.4 kat daha fazladır. Uzun süre ayakta kalmak ya da uzun süre oturarak iş yapmak bir risk faktörü olduğu gibi, günde 4 saatten fazla ayakta kalanlarda yüksek grade venöz yetmezlik gelişme riskini 2.7 kat artırır.
- Uzun süre ayakta durmak
- Hamilelik
- Şişmanlık
- Oturarak çalışmak
- Hareketsizlik
- Yaşlılık
- İlaç kullanımı (Doğum kontrol hapları, menopoz döneminde kullanılan hormon replasman tedavileri)
Varis Tanısı Nasıl Konulur?
Varis teşhisi için hekim tarafından yapılan klinik muayene ilk aşamada en önemlisidir. Muayenede hekim, hasta şikayetlerinin hastanın görünen varislerinin şiddeti ile bağlantılı olabileceğini düşünüyorsa “Doppler Ultrasonografi (USG)” yapılmasını isteyecektir. Bu tetkik vücuda herhangi bir ilaç verilmeden, enjeksiyon vs yapılmadan uygulanan bir tetkiktir. Bacağa bir jel sürülerek ses ötesi dalgalar veren bir ultrason probunun bacağın üzerinde yumuşakça gezdirilmesi ile yapılır. Burada da önemli olan, bu tetkikin tecrübeli bir hekim tarafından sabırla, zaman ayırarak ve özellikle sonradan hastayı ayağa da kaldırarak, ölçümlerin tam yapılmasıdır.
Varis, toplardamarların içerisindeki kapakçıkların tam ve düzgün çalışmaması olduğundan, bu kapakların çalışmasının hasta ayakta iken de değerlendirilmesi çok önemlidir. Varis kliniği hakkında yeterli deneyimi olmayan kişilerce ideal şartlarda yapılmamış bir “Doppler Ultrasonografi” sonucu tek başına çok yanıltıcı olabileceği gibi gereksiz bir ameliyata da sebep olabilir.
Varis Tedavisi Nasıl Yapılır?
Varis tedavisinde ciltte sadece örümcek şeklinde varisler (telenjiektaziler) var ve doppler’de iç kısımdaki ana damarlarda ciddi bir kaçak yoksa bu sadece estetik bir sorundur. Bu damarlara deri üzerinden lazer uygulamaları yapılabilir.
Varis için daha geniş olanlarda köpük skleroterapi uygulaması yapılabilir. Yine poliklinik ortamında yapılan bu uygulamada ince damarları içeriden tahriş edecek şekilde bir ilaç uygulaması çok ince iğneler ile yapılır. Bu damarlar zaman içinde pıhtılaşarak zamanla vücut tarafından ortadan kaldırılır. Ortalama 2 ay gibi bir sürede varisli alanların çoğu ortadan kalkmış olur.
Daha ileri boyuttaki varislerde de safen ven denilen damarların ortadan kaldırılması gerekir. Klasik yöntem damarın hastalıklı bölümünün çıkarılıp alınması (stripping) yöntemidir. Diğer yöntem ise bu damarın yerinde bırakılarak damar içerisinden yapılan müdahale ile yakılarak pıhtılaştırılması veya kapatılmasıdır. Endovenöz yöntemler denen bu yöntemlerde lazer, radyofrekans ve bazen de damar içi tutkal uygulamaları tercih edilebilir. Hangi yöntemin hasta için uygun olduğuna hekim, muayene ve Doppler USG bulgularına göre hasta bazında karar vermektedir. Damarlardaki yetersizliğin yeri, derecesi ve damar çapları tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde çok önemlidir.
İleri derecede varislerde bacakta ödem de olabilir. Bu durumda bazı ilaçlar kullanılabilir. Damarların kan basıncına karşı daha sıkı durmasını sağlayan vazotonik ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar ağrı ve ağırlık hissine faydalı olacağı gibi ödemi de azaltacaklardır.
Özetle varis tedavisi için uygulanabilecek tedavi yöntemleri şunları içerir:
- İlaçlar
- Varis Çorabı (Varis ve kronik venöz yetmezlikte uygulanan yöntemlerin hiç birisi tek başına varis çorabı uygulaması olmadan başarılı olamaz. Bu nedenle varis çorabı uygulamaları venöz yetmezlik tedavisinde altın standart olarak kabul edilebilir. Varis çorapları değişik basınç aralıklarında bulunurlar ve hastanın şikayetlerinin ve hastalığının derecesine göre ihtiyaç duyulan basınç aralıklarında kullanılır.)
- Skleroterapi
- Lazer
- Cerrahi Tedavi
Elevasyon (ayakları yukarı kaldırma)
Yerçekiminin etkisine karşı alınan basit bir önlemdir. Toplardamardaki tansiyonu düşürür. Ayakların kalp seviyesinden yüksek olacak şekilde bir yastıkla desteklenmesi ya da yatağın ayak uç tarafına bir yorgan koyarak yükselti yapmak yararlı olacaktır. Huzursuz ayak sendromu olarak tarif edilen, bir yanda şeker hastalığı, diğer yanda da bel fıtığına işaret eden mekanik nedenlerin yanında varis de bir etkendir. Burada dikkat edilmesi gereken şey, dizin kalp seviyesinde ve ayakların da bu seviyeden daha yukarıda olmasıdır. Bu uygulama, özellikle kalp yetmezliği ve atardamar tansiyon yüksekliği olanlarda sıkıntı oluşturabilir. Öksürük başlaması uyarıcıdır. Kalp yetmezliği olan hastalarda kalbe dönen kan miktarının ani artmasıyla kişi akciğer ödemine girerek solunum sıkıntısı çekebilir, bu nedenle dikkatli olunmalıdır. Tansiyon hastalarında ise ayakları kaldırmanın; özellikle ensede ağrı, dolgunluk ve sertliğe, kan basıncının artmasına yol açtığı bilinmektedir. Dikkat edilmediği takdirde hastada beyin kanaması oluşabilir.
Varis çorabı
Varis tedavisinin en önemli aşamasıdır. Mutlaka yapılması gereken bir uygulama olup tedavinin vazgeçilmezidir. Günlük uygulamada çok faydalıdır, kişiyi rahatlatır. Ayakları dinlendirir, yorgunluğu alır. Varis sorunu olan tüm hastaların varis çorabı giymeyi kabullenmesi önemlidir. Çorabın esas etkisi varislerin genişlemesini engellemesidir. Böylece kanın, genişlemiş damarlarda göllenmesine mani olur.
Aynı zamanda damar duvarlarını birbirine yaklaştırarak kapakçıklarda geriye kaçışı engeller. Böylece ayaklarda şişme olmaz, dolaşım bozukluğu ortadan kalkar. Genellikle diz altı varis çorabı önerilmektedir. Çünkü geriye kaçarak göllenen kanın oluşturduğu basınç, her iki ayak bileği iç tarafında daha sıklıkla hissedilir. Diz altı varis çorabı da bunun için idealdir. Ancak kasıklarda bulunan kapakçıkta kaçak varsa, kilotlu olanı tercih edilmelidir. Kilotlu varis çorabı kasık bölgesine bası yaparak hem damarın genişlemesini engellemekte, hem de daha alttaki sağlam kapakçığı destekleyerek onun bozulmasını önlemektedir. Böylece süreci durdurucu özelliğinin yanı sıra aynı zamanda tedavi edicidir. Basınç olarak daha sıklıkla orta basınçlı olanı tercih edilmelidir. Dinlendirici denilen hafif basınçlı olanı, varis başlangıcı düşünülen, varis çorabı kullanmak istemeyen veya yaşlı olup giyme zorluğu yaşayan kişilere önerilmektedir. Yüksek basınçlı olanlar tamamen tedavi edici boyuttadır. Sıklıkla yarası olan hastalarda kullanılmaktadır.
İyi bir varis çorabı, giyilen bacakta asla kıvrıntı oluşturmaz. Bacaları sütun gibi yapar. Eğer kıvrıntı yapıyor yağlı bölgelerde veya en üst kısmındaki lastik bölümü iz bırakacak kadar sıkıyorsa bu varis çorabı fayda değil zarar verir, uygun değildir. Sıkan bölümlerin alt kısmında ödem artarak variköz yapıları çoğaltabilir.
İlaç tedavisi
Burada amaç öncelikle hastanın şikayetlerini azaltmak, yok etmektir. Mevcut ilaçlar da bu anlamda gerekli rahatlamayı sağlamaktadır. İlaçlar, damar düz kaslarını kuvvetlendirici özelliktedir. Aynı zamanda antiinflamatuar, ağrı kesici, ödem giderici özellikleri olanlar vardır. Sonrasında amaç, damar duvarı tonusunu artırarak geriye kaçağı yani reflüyü azaltmaktır. İlaç kullanımı sonrası özellikle kendine dikkat eden hastaların %70 civarında ağrılar, kramplar, dolgunluk, sıcaklık hissi, kaybolur. %30 hastada ise mevcut varislerin bir kısmının sönmesi ile reflü kaybolur. Bu kişilerde zamanla tam iyileşme sağlanarak varislerin büyük kısmının ortadan kalkması mümkündür.
Cerrahi tedavi
Cerrahi tedavi gerektiren varislerde, damarlar ameliyat ile tamamen çıkarılır ve geriye sadece kanamalar kalır. Onlar da zamanla kaybolur. Öncelikle varislerin tedavisinde klasik cerrahi yöntemin uygulanması gerekmektedir. Açık cerrahide asıl sorun tam anlamıyla çözülmektedir. Ancak oluşan varislerin bir kısmı canlı kalmaktadır. Burada ameliyatsız yapılan işlemler akla gelmektedir. Bu işlemler asıl ameliyatı tamamlayıcı nitelikteki işlemlerdir.
Varis Çorabının Varis Tedavisine Etkisi
Varis çorapları hali hazırda varis tedavisinde önemlidir. İç damarlarda yetersizlik olduğunda kanın yukarıya çıkışı zorlandığından aşağıdan yukarıya doğru kanı yönlendirecek şekilde özel örülmüş varis çorapları dolaşıma destek sağlar ve damar üzerinde devam eden yüksek basıncı engelleyerek hastalığın daha da ileri seviyelere çıkmasını engeller.
Varis çorapları hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz, sadece ilerlemesini yavaşlatır veya engeller. Dolayısıyla çoraba uyum önemlidir. Diğer taraftan varis çorapları sıkı çoraplar olduğundan giyilmesi her zaman çok kolay değildir ve bu nedenle hastalar sıklıkla bu tedaviye devam etmek konusunda isteksiz olurlar. Bu nedenle varis çok ileri seviyelere gelmeden, halen müdahale şansı var iken yapılacak müdahaleler sizi ömür boyu çorap kullanımından da koruyabilir.
Atkestanesi, kırmızı üzüm ekstresi gibi ürünler de doktor tarafından uygun görülürse varis için kullanılabilir. Bunlar da daha çok hastalık belirtilerini rahatlatmakta faydalı olabilmekte ancak esas damar yetersizliğinin çözümünde kullanılmamaktadır.
Varis Tedavisinde Kullanılan Yöntemler Nelerdir?
Varisin seviyesine ve tipine göre tedavi seçenekleri değişir. Hafif seviyede varislerde hayat tarzı ile ilgili bazı değişiklikler yaparak ilerlemesini engellemek ilk seçenektir. Özellikle daha fazla hareket edilmesi en önemli faktördür. Yine ilerlemeyi engellemek için bacağa dışarıdan basınç desteği veren sıkı varis çorapları (kompresyon çorapları) kullanılabilir. Bacakta ödem de oluyorsa vazotonik ilaçlar olarak isimlendirilen bir grup ilaç kullanılabilir. Ayrıca atkestanesinden yapılan kapsül ve merhemler de hastanın rahatsızlık hissini azaltmaya yönelik kullanılabilir.
Bacaklarda varislerin ortadan kaldırılması yönünde bir girişim yapılacak ise yine farklı seçenekler vardır. Bunlar:
İğne tedavisi (skleroterapi)
Cildin yüzeyine yakın olan ve cilt üzerinde görülebilen kılcal damarlar varislerinin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Ciltte herhangi bir kesi ya da ize yol açmadan, hastaların estetik görünümü korunarak başarılı sonuçlar veren bir uygulamadır. İğne enjeksiyonu ile damar içine verilen ilaç, hastalıklı olan toplardamarın kapanmasını sağlar, varisler bir süre sonra cilt yüzeyinde görülmez olur.
Köpük tedavisi
İki ayrı işlem ile yapılabilen skleroterapi, damar içine ilacın sıvı olarak enjekte edilerek veya kimyasal maddenin hava ile teması sonrası oluşturulan köpüğün toplardamar içine uygulanması ile de gerçekleştirilmektedir. Bu işlem, ‘köpükle varis tedavisi’ olarak adlandırılır. Köpük tedavisi daha geniş damarlarda kullanılabilmektedir. Varisin ameliyat dışı tedavileri arasında günümüzde çok sık kullanılan köpük tedavisi, kılcal damarların yanı sıra orta genişlikte damarlara uygulanmaktadır. İğneler kullanılarak damar içine verilen özel köpürtülmüş ilaçlar, varisli damar iç yüzeyinde yanıklar oluşturur ve bu sayede hastalıklı damarın kapanmasını sağlar.
Radyofrekans tedavisi
Radyofrekans (radyo dalgaları) olarak bilinen yöntemde ise ameliyata gerek kalmadan daha ince varis damarları tedavi edilebilmektedir. İşlemde, damar içine ısı enerjisi verilerek damar iç yüzeyi yakılmakta ve hastalıklı bölgenin kapanması sağlanmaktadır.
Lazer tedavisi
Cilt üzerinden herhangi bir girişimsel işlem ya da kesi gerçekleştirmeden uygulanan lazer teknolojileri de hastaların başarılı ve konforlu bir tedavi süreci geçirmelerini sağladığı için en çok tercih edilen seçenekler arasında yer almaktadır.
Hangi yöntemin hangi hastada uygun olduğu, hastalığın bacağın neresinde hangi seviyede olduğuna ve doktorun tecrübe ve tercihlerine göre değişiklik gösterebilir. Uygun ve seçilmiş hastalarda, cerrahi gerektirmeyen durumlarda uygulanan ameliyatsız varis tedavileri olan; iğne, köpük tedavisi, radyofrekans ve lazer yöntemlerinde başarı oranı %100’e yakındır. Bu işlemlerin gerçekleştirilmesinde; uygun hastanın seçimi, hastanın tercihi ve varis damarının çapı gibi kriterler önemlidir. Hastalar cerrahi dışı varis tedavileri ile konforlu bir iyileşme süreci geçirmekte ve günlük yaşamlarına çabuk adapte olabilmektedir.
Varisten Korunmak İçin Nelere Dikkat Edilmeli?
Genetik olarak varise yatkın olmak, varis hastası olunacağı anlamına gelmemektedir. Yaşam tarzı ve tercihleri burada çok önemlidir. Aşırı kilo alıp vermekten kaçınmak, düzenli yürüyüşler yapmak, bacak kaslarını kuvvetli tutmak, gün içerisinde uzun saatler bilgisayar başında çalışılıyorsa mutlaka 1-2 saatlik aralarla ayağa kalkıp dolaşmak gereklidir. Masa altına yükseklik koyarak bacakları biraz daha yüksekte tutmak önerilmektedir. Kadınlarda da özellikle hamilelik döneminde yine hareketli olmak, aşırı kilo alımından kaçınmak ve özellikle son dönemde varis çorabı ile bacaklara destek olmak önemlidir.
- Varis sorununu önlemek ve hafifletmek için bol bol yürüyüş yapmak önerilir.
- Ayakta uzun saatler boyunca hareket şekilde kalınmamalıdır.
- Günde en az iki litre sıvı tüketilmeli, sigara kullanımından kaçınılmalıdır.
- Bir saatten daha uzun süre oturulmamalıdır.
- Dar pantolonlar, çoraplar ve iç çamaşırları kullanılmamalıdır.
- Uzanırken ayaklarınızın altına yükselti sağlayacak yastık gibi desteklerin koyulması da varisten korunmaya yardımcı olur.
- Uzun süre ayakta kalma veya hareketsiz kalma durumlarında ise ayaklara pompa etkisi sağlayacak egzersizlerin yapılması önemlidir.
- Yüzme, bisiklet vb. sürekliliği olan hareketler tercih edilmeli. Özellikle yaz mevsimindeki aşırı sıcak havalarda güneşte uzun süreli temastan kaçınılmalıdır.
- Varisten korunmak için bacaklar soğuk suyla temas ettirilmelidir zira bacaklara uygulanan soğuk su kanın kalbe dönüşünü hızlandırır.
Varis Hakkında Sık Sorulan Sorular
Varis nasıl geçer?
Oluşmuş varisler kendiliğinden kaybolmazlar. Ortadan kalkması isteniyorsa kişinin varis çeşidine uygun tedavi yöntemlerden birisi uygulanacak şekilde müdahale gerektirir. Temel hedef varisin oluşmamasını sağlamak, oluşmuş ise de ilerlemesini engellemek yönünde olmalıdır.
Genç yaşta varis neden olur?
Varis sadece ilerleyen yaşlarda değil genç yaşta da görülebilir. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Ailede varis hikayesi varsa, çok hareketsiz bir yaşam sürülüyor ise, uzun süre ayakta veya oturarak sabit durulan mesleklerde çalışılıyor ise ve hamilelik dönemlerinde genç hastalarda varis oluşma ihtimali yükselir.
Varis ağrısına ne iyi gelir?
Varis aslında çok da ağrı yapmaz. Ancak gün sonuna doğru bacakta ağrı olarak da tarif edilen bir dolgunluk ve rahatsızlık hissi yaratır. En iyi gelen şey bacakların uzatılarak dinlendirilmesi olacaktır. Uzanıldığı zaman toplardamar sisteminde basınç düşeceğinden rahatsızlık da azalacaktır. Hatta bacakların altına hafif bir yükseklik de konulursa daha da iyi olur. Duş alımı sırasında en son aşamada normal duş suyundan biraz daha soğuk bir su ile bacaklar yıkanırsa bu da rahatsızlık hissine iyi gelecektir. Ayrıca vazotonik ilaçlar ve atkestanesi ekstresi ile yapılan kremler de bacaktaki ağrı hissinin giderilmesine yardımcı olur.
Varıs çorabı ne işe yarar?
Varis çorabı, aşağıdan yukarıya doğru kanı yönlendirecek şekilde özel örülmüş olduğu için kan dolaşımına destek sağlar ve bacaklardaki kirli kanın dokular arasında birikip kalmasını önler. Ayrıca varis çorabı damar üzerinde devam eden yüksek basıncını engelleyerek hastalığın daha da ileri seviyelere çıkmasını engeller.
Varis için hangi doktora gdilir?
Varis için Kalp Damar Cerrahisi ve Girişimsel Radyoloji doktorlarından randevu alabilirsiniz.
Zayıflayınca varis geçer mi?
Varise neden olan durumların arasında obezite de yer alır. Sağlıklı beslenip kilo vererek, varisli damarların iyileşmesine katkı sağlamak mümkündür.
Varis en çok hangi yaş grubunda görülür?
En fazla hangi yaş grubunda görülür? Variköz venler önemli bir sağlık problemidir. Erişkinlerdeki sıklığı değişik coğrafi varyasyonlar göstermekle beraber yaşla giderek artar. Bacak varisleri, muayenehane pratiğinde en sık karşılaşılan damar hastalığıdır. Yetişkin nüfusun yüzde 15-20’ sini etkiler. Kadınlarda erkeklere oranla 2-4 kat daha fazla görülürken ailesel geçiş oranı yüzde 50’ den fazladır. Alt ekstremitenin venöz hastalıkları erişkinlerin yaklaşık yüzde 17’sini etkilemektedir. Variköz venlerin etiolojisinde gebelik, obezite, postür bozuklukları, konstipasyon gibi çeşitli hipotezler ileri sürülmüştür.
Varis sülükle tedavi edilir mi?
Varis nedeniyle meydana gelen şişmeler nedeniyle sülük tedavisi uygulanması, varisin ortaya çıkma nedeni ortadan kaldırmayacağı için yanlış bir uygulamadır.
Varis kaynaklı şikayetler nelerdir?
Hastaların en yaygın semptomları bacaklarının görüntüsünün bozulması ve uzun süre ayakta durunca ortaya çıkan bacak ağrısı ve bacaklarda ağırlaşma hissidir. Semptomlar anatomik defektin derecesiyle ilişkili olmayabilir. Bazen hasta variköz damarı zedeleyebilir. Bu durumda belirgin bir kanama görülebilir. Bacak varislerinin bir komplikasyonu yüzeyel tromboflebittir; ciddi bir ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açabilir. Uzun süreli bacak varislerinde kronik ayak bileği şişliği, staz dermatiti ve bacak ülserleri gelişebilir. Uzun süre ayakta durma veya obezite (şişmanlık) tüm bacak varislerinin daha semptomatik hale gelmesine neden olurlar.
- Ağrı
- Kaşıntı
- Ayak bileğinde şişme
- Gece krampları
- Yüzeyel tromboflebitler
- Venöz ayak bileği cilt değişiklikleri (pigmentasyon, egzama, lipodermatoskleroz ve açık yara)
- Kanama
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 23 Ekim 2024
Yayınlanma Tarihi: 25 Ocak 2024