Şizofreni, düşüncede, gerçeklikli bağlantının kesilmesi sonucu algıda ve davranışta bozulmaların yaşandığı, gördükleri, duydukları ve yaşadıkları ile ilgili gerçek ve hayal ayrımının yapılamadığı zihinsel bir hastalıktır. Şizofreni olan kişiler seslerin ya da yaşananların gerçek ve hayal ayrımına varamaz. Sanrılar, halüsinasyonlar, konuşma ve duyguyu ifade etme zorluk yaşama şizofreni belirtileri arasında yer alır. İlaç ile tedavi edilebilen bu hastalığın tekrarlamaması için genellikle ömür boyu tedavi yöntemlerinden yararlanılması gerekiyor.
Şizofren Nedir?
Şizofreni, var olmayan şeyleri görme veya duyma şeklinde halüsinasyonları ve paranoyak düşünceleri içeren ruh hastalığıdır. Paranoya, halüsinasyon, korku ve panik gibi durumlar şizofreni belirtileri arasında yer alır. Şizofreni hastalarında şiddete eğilimi bulunmamaktadır. Bu yüzden toplum içerisinde yaşamlarına devam edebilirler ancak kronikleşen psikiyatrik bir rahatsızlık olan şizofreni, günlük yaşamda zorluk yaşanmasına neden olur. Genellikle yavaş yavaş ortaya çıkan bu ruhsal hastalıkta erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır.
Hastalık öncesi prodrom dediğimiz dönemde silik belirtiler göstererek sinsice başlayabildiği gibi ani olarak da ortaya çıkabilir. Hastalık öncesi belirtiler sıklıkla içine kapanma, arkadaşlarından ve aktivitelerden uzaklaşma, konuşmada azalma, eksantrik uğraşılar gibi olabilir.
Şizofreni Belirtileri Nelerdir?
Anormal davranışlar, odaklamada zorluk çekme, abartılı hareketlerde bulunma, söylenenleri dinlememe gibi durumlar şizofreni belirtileridir. Şizofreni belirtileri her hastada farklı şekilde ortaya çıkabilir. Şizofreninin alevlendiği dönemde sanrılar, halüsinasyonlar veya düzensiz konuşma görülen şizofreni hastalarında en sık izlenen belirti kişinin hasta olduğunu düşünmemesi ve iç görüsünün olmamasıdır. Şizofreni belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterse de genel olarak üç ana kategoriye ayrılır;
- Psikotik belirtiler
- Negatif belirtiler
- Bilişsel belirtiler
Psikotik Belirtiler
Kişinin dünyayı algılama, düşünme ve hareket etme deneyimlerine bağlı olarak oluşan şizofreni belirtileridir. Psikotik belirtileri olan kişiler olduğu durumdaki gerçeklik duygusunu kaybederek dünyayı farklı şekilde deneyimleyebilir. Bazı şizofreni hastalarında bu belirtiler gidip gelir. Psikotik belirtiler şu durumları içerir:
Halüsinasyonlar (varsanı): Gerçekte olmayan şeylerin görülmesinden kaynaklı olarak ortaya çıkan bu belirtide şizofreni hastası sesler duyabilir. Sesler duyan kişiler, aileleri veya arkadaşları bir sorunu fark etmeden önce uzun süre bu seslerle yaşayabilir. Duyma, koklama, tatma ve hissetme duygularında değişiklikler gözlemlenir.
Sanrılar (hezeyan): Sanrı yaşayan kişiler etrafındaki kişilere mantıksız görülen tepkiler verebilir. Şizofreni belirtisi olarak ortaya çıkan sanrılarda kişiler kendilerinin tehlikede olduğunu düşünerek onlara zarar verilmeye çalışıldığına inanır.
Düşünce bozukluğu: Bir kişi mantıklı olmayan ya da alışılmadık düşünme biçimlerine sahip olduğunda şizofreni olarak tanımlanabilir. Düşünce bozukluğu belirti olarak ortaya çıkar ve kişinin konuşmasını, düşüncelerini etkiler. Bazı durumlarda kişi bir anda konuşmayı bırakır ve farklı konuya atlar. Hiçbir anlam ifade etmeye sözcükler kullanılması da düşünce bozukluğunun göstergesidir.
Hareket bozukluğu: Bir kişi anormal vücut hareketleri sergilediği durumda şizofreni belirtisi olarak tanımlanabilir. Hareket bozukluğu olan kişiler belirli hareketleri defalarca tekrarlayabilirler.
Negatif belirtiler
Günlük aktivitelere olan ilginin azalması, motivasyon kaybı, sosyal ortamdan çekilme, duyguları yansıtmada zorluk ya da normal işlevselliğin dışında yer alma gibi durumlara şizofrenin negatif belirtileridir. Bunun yanında negatif belirtiler şunları içerir:
- Günlük aktiviteleri planlamada ve bunlara bağlı kalmada zorluk yaşama
- Günlük yaşamda zevk almada zorluk yaşama
- Donuk bir sesle konuşma
- Sınırlı yüz ifadesi gösterme
- Sosyal etkileşimden kaçınma
- Enerjinin çok düşük olması
- Pasif faaliyetlerde çok fazla zaman harcama
Bu semptomlar bazı durumlarda depresyon veya diğer akıl hastalıklarının semptomlarıyla karıştırılabilmektedir.
Bilişsel belirtiler
Bilişsel belirtiler, uzun süreli konsantrasyon bozukluğu ve hafıza sorunlarını içerir. Bu belirtiler konuşmaları takip etmeyi, yeni şeyler öğrenmeyi veya randevuları hatırlamayı zorlaştırabilir. Şizofreninin bilişsel belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Karar vermek için anlama ve kavrama sorun yaşama
- Bilgiyi öğrendikten hemen sonra kullanmakta zorluk çekme
- Odaklanma veya dikkat etmede zorluk yaşama
Özetle aşağıdaki belirtilere sahip olan bir kişi için şizofreni tanısı konabilir:
- Halüsinasyon görme
- Gerçek dışı inançlara yönelik sanrılar
- Motivasyon eksikliği
- Yavaş hareket etme
- Uyku düzeninin bozulması
- Düzensiz düşünce ve konuşmalarda bulunma
- Sosyal olarak kendini izole etme
- Işık ve gürültüye karşı tepki ve hassasiyet
- Kişisel hijyen eksikliği
- Beden dili ve duygudurumda değişiklikler
- Sosyal aktivitelere karşı ilgi kaybı
Şizofreni Neden Olur?
Şizofreni, birçok faktörden etkilenerek bilişsel kaynaklı meydana gelen bozukluklardan, genetik yapıdan ve enfeksiyon hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkar. Şizofreni çok nedenli bir rahatsızlık olarak düşünülebilir. Şizofreninin bazı genetik faktörlerle ilişkili olduğu gösterilmiştir. Özellikle bazı ailelerde şizofreni hastaları yoğunlaşmaktadır. Bunun yanı sıra çevresel nedenler, annenin gebeliği sırasında geçirdiği bazı enfeksiyon hastalıkları gibi faktörler şizofreninin sebepleri arasında yer almaktadır. Bununla birlikte beyin yapısı ve gelişimi ile bağlantılı olduğuna dair çeşitli teoriler öne sürülmektedir.
Şizofreni Çeşitleri Nelerdir?
Güncel sınıflandırma sistemine göre şizofreninin alt tipleri kaldırılmıştır. Bununla birlikte eski sınıflandırma sistemine göre şizofreni türleri şunlardır.
Paranoid şizofreni
Sanrıların ve halüsinasyonların ön planda olduğu bilişsel bozulma ile içe çekilme gibi negatif belirtilerin daha arka planda kaldığı ve işlevselliğin görece korunabildiği tiptir.
Dezorganize (hebefrenik) şizofreni
Konuşmanın, davranışların ve duyguların organizasyonunun bozulduğu, anlamsız gülmeler ve yüz ifadelerinin olabildiği, günlük yaşam etkinliklerinin ve öz bakım becerilerinin ileri derecede bozulabildiği, organize olmayan bölük pörçük sanrı ya da varsayımların olduğu tiptir.
Katatonik şizofreni
Motor hareketlerde azalma, aşırı negativizm, konuşmama, tam tersine aşırı motor etkinlik, karşıdakinin söylediklerini ve hareketlerini tekrarlama, kaslarda katılık, hareket ettirmeye karşı direnç gibi hareket sistemi ile bağlantılı belirtilerle kendini gösteren tiptir.
Farklılaşmamış şizofreni
Yukarıda sayılan üç tipin özelliklerini bir arada gösterebilen tiptir.
Rezidüel şizofreni
Daha önce şizofreni belirtilerini yoğun bir şekilde göstermiş, ancak sonrasında düzelmesine karşı içe çekilme, konuşma azlığı ya da çok detaylı olmayan sanrı ve varsayımlarla kendini gösteren bir tip olarak sınıflanabilir. Şizorfeni hastalığı, diğer bir sınıflandırma sistemine göre Tip 1 ve Tip 2 diye ayrılır. Tip 1 diye ifade edilen durumda daha çok pozitif semptomlar adını verdiğimiz hezeyan ve halüsinasyonlar gözlenir. Tip 2 de ise negatif belirti denilen içe çekilme, konuşmada azalma, öz bakımda azalma gibi negatif belirtilerin baskın olduğu görülür. Genel olarak Tip 2 şizofreninin seyri daha kötü, Tip1’in tedavi yanıtı ise daha iyi olmaktadır.
Şizofreni Tanısı Nasıl Konulur?
Şizofreni hastalığında temel teşhis muayene ile konulur. Belirtilerin varlığı ve bu belirtilerin 6 aydan uzun sürmesi teşhis için önemli işaretler olmaktadır. Belirtiler sadece şizofreniye özgü olmadığı için öncelikle epilepsi, bulaşıcı hastalıklar gibi genel tıbbi duruma bağlı olarak gözlenen hastalıklar olan diğer organik patolojilerden ve psikotik depresyon, bipolar bozukluk ve diğer psikotik belirtili psikiyatrik rahatsızlıklardan da muayene ile ayırıcı tanısının yapılması gerekmektedir. Tanıda kullanılan özgün bir görüntüleme ve laboratuvar yöntemi olmamasına karşın ayırıcı tanı için kan tahlili, beyin görüntüleme ve EEG gibi tanı yöntemleri de kullanılabilir. Kesin tanı koyduran bir psikometrik test bulunmamakla beraber hastalara ayırıcı tanı sürecinde birçok psikolojik test yapılabilmektedir.
Şizofreni Tedavisi Nasıl Uygulanır?
Şizofreni hastalığının tedavisinde ilaç tedavisi esastır. Verilen ilaç tedavisinin uzun süreli olarak kullanılması gerekmektedir. İlaç tedavisinde anti psikotik adı verilen ilaçlar kullanılmaktadır. İlaç uyumu kötü olan, tanısında şüpheler bulunan ya da kendine ve çevresine zarar verme ihtimali olan hastalar hastaneye yatırılarak tedavi edilmektedir. Tedavi uyumu olmayan hastalarda ağızdan verilen tedavilerden ziyade, uzun etkili diye adlandırılan kas içi enjeksiyon yöntemiyle uygulanan ilaç tedavileri tercih edilmektedir. Yan etkilere göre bazen farklı ilaçların ya da dirençli hastalarda farklı gruplardan ilaçların kullanımı da gündeme gelebilmektedir. Hastanın tedaviyi kabul etmediği veya ayırt etme gücü olmadığı özel durumlarda ise vasilerinin yönlendirmesi ya da bazen de mahkeme kararlarıyla bu hastaların tedavileri gerçekleştirilebilmektedir.
İlaç tedavisinin yanı sıra psikotorepi, aile terapisi, diğer toplum ruh sağlığı merkezlerinde uygulanan yöntemlerde tedaviye uyumu artırmak, işlevsellikteki kayıpları düzeltmek ve rehabilite etmek amacı ile gerçekleştirilebilmektedir. Bununla birlikte bazı tedaviye dirençli hastalarda, aciliyeti olan hastalarda ve katatonik hastalarda EKT (Şok tedavisi) uygulanabilmektedir.
Şizofreni Hakkında Sık Sorulan Sorular
Şizofreni nedir?
Şizofreni, kişilerin gerçekle bağı koptuğu, var olmayan kişileri görüp gerçek dışı seslerin işitildiği, başkalarının kendisine zarar vereceği düşüncesiyle yoğun bir paranoyaya sahip olunduğu bir hastalıktır.
Şizofren ne demek?
Şizofreni, kişinin gerçek ile olan bağının kopmasına yol açan ciddi bir akıl hastalığıdır. Şizofren olan kişi gerçek ile gerçek dışı unsurlar arasında ayrım yapamaz hale gelir. Bu durum kişinin düşünme, hareket etme, duygularını ifade etme, gerçekliği algılama ve başkalarıyla ilişki kurma şeklini olumsuz etkiler.
Şizofreni bir akıl hastalığı mıdır?
Şizofreni hastalığında, hastanın gerçeği değerlendirme, çevrede olan biteni algılama ve davranışları yönlendirme yeteneği, ayırt etme ve karar verme becerileri bozulur. Dolayısıyla şizofreni bir akıl hastalığı olarak değerlendirilebilir.
Şizofreni önlenebilir bir hastalık mıdır?
Şizofreninin önlenebilir olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Bu konu ile ilgili olarak belli risk gruplarında hastalık öncesi belirtilerle erken ilaç başlanması ve bazı psikoterapi yöntemlerinin kullanılması gibi önleyici çalışmalardan bahsedilmektedir.
Şizofrenlik genetik midir?
Şizofreninin genetik geçişi belirgindir. Yapılan çalışmalarda bazı genlerle şizofreni arasında bağlantılar kurulmuştur. Bunun yanı sıra ikiz çocuk çalışmaları ile aile çalışmalarında şizofreninin genetik olarak yakın kişilerde daha sık gözlendiği kanıtlanmıştır. Ama şizofreninin nedeni tamamen genetik faktörlere bağlanamaz.
Şizofreni testi var mıdır?
Şizofreni muayene ile tanısı konulan bir hastalıktır. Direkt şizofreni tanısı için yapılan tanı koydurucu bir laboratuvar testi ya da psikolojik test bulunmamaktadır. Bununla beraber tanı sürecinde birçok psikolojik test, biyokimya tahlilleri ya da görüntüleme çalışmaları yapılabilmektedir.
Halüsinasyon nedir?
Türkçe adıyla varsanı olarak bilinen halüsinasyon, dışarda bir uyaran yokken kişinin belli bir duyumu algılaması durumudur. Şizofreni de sıklıkla işitsel halüsinasyon gözlenir. Kişinin sesinin yankılanması, düşüncelerini kulağı ile duyma, kendisi hakkında konuşan bir ya da daha çok ses duyma, kendisine kötü sözler söyleyen sesler duyma şeklinde olabilir. Bu sesler “Elementer halüsinasyonlar” da denilen boru sesi, korna sesi gibi anlamsız sesler de olabilir. Şizofreni hastalarında diğer halüsinasyon tipleri daha nadir görülür. Ancak vücuda dokunulduğu ya da bir şeylerin üzerinde dolaştığını hissetme, görüntüler, insanlar, şekiller görme ya da koku duyma şeklinde de halüsinasyonlar görülebilir.
Şizofreni hastaları ve yakınları için ne gibi yaşam değişiklikleri yapılmalıdır?
-Şizofrenide tedavinin, ilaç ve diğer yöntemler ile sürdürülmesi esastır. Hastalık ilk atağından sonra düzelse bile tedavilerin ve ilaçların tekrar bir alevlenmeyi engellemek için düzenli kullanılması gerekmektedir. Hastanın ilaç alıp almadığı takip edilmelidir. Ayrıca hangi belirtilerin olduğu, ne ilaç kullandığı, hangisinden fayda gördüğü gibi kayıtları ailenin de tutmasında fayda bulunmaktadır.
- Ailelerin tedavi ihtiyacının farkında olması önemlidir. Hastalar yardıma ve tedaviye ihtiyaçları olmadığını düşünebilir ya da tedaviye direnebilir. Hastanın tedavi ihtiyacının ortaya çıktığını farketmek ve tedaviye yönlendirmek bu açıdan önemlidir. Aileler hastanın kendine ve çevreye zarar verme ihtimalinin arttığı acil durumlarda ne yapabilecekleri ile ilgili (örn: Acile götürme, adli birimler ile iletişime geçme, zorunlu yatış olasılıkları) bilgi sahibi olmalıdır.
-Ev içindeki stresin yoğun olması hastalığın alevlenme riskini artırabilmektedir. Dolayısıyla ev içindeki stresin azaltılması hastalığın gidişatı için önem taşır.
-Şizofreni hastası olan özellikle yeti yitimi ile giden kişiden çalışmak, evdeki işlere katılmak gibi beklentilerin düşürülmesi gerekebilir. Hatta bir kısım hasta günlük işlerinin yönlendirilmesi için sürekli desteğe ve vasiye ihtiyaç duyabilir. Bazı hastaların da öz bakım dahil sürekli yardıma gereksinimi olabilir.
-Genel stresin kişiye özel alevlendirici faktörlerinin ortadan kaldırılması fayda sağlar
- Evde çatışma ortamının azaltılması, tekrarlamaları azaltabilmektedir
- İşlevselliğinde bozulma olan hastaların TRSM gibi hizmet veren kurumlardaki programlara katılarak, sosyalleşmesi sağlanabilir.
Şizofreni hastalarına bakım için yardımcıya ihtiyaç duyulur mu?
Tedaviye iyi cevap veren hastalar normal işlevselliklerini yaşamlarını ilaç tedavilerini aksatmamak şartı ile sürdürebilmektedir. Bununla beraber duruma göre şizofreni, belirgin yeti yitimiyle devam edebilen bir hastalıktır. Hastaların günlük yaşamlarını idame ettirebilmek için sürekli bir desteğe, önemli kararlarını vermek için bir vasiye ihtiyaçları olabilir. Zaman zaman bakıcı ya da yanında sürekli birisinin kalması da gerekebilir. Bunun yanı sıra sosyal desteği az olan hastalar, bakım evlerinde kalabilmektedir.
Şizofren hastalığı kimlerde görülür?
Şizofren hastalığı toplumun % 1’inde görülür. Erkeklerde kadınlara oranla biraz daha fazla izlenir. Şehirleşmiş yerlerde, taşraya göre daha sık gözlenir. Bununla birlikte sonbahar aylarında yaşanan enfeksiyon hastalıklarına bağlı olarak gebe kalanların çocuklarında, ailesinde şizofreni hastası olanlarda, başka beyin bozuklukları olanlarda daha sık şizofreniye rastlanır. Şizofreni tanısı her yaşta konulmak ile beraber ergenlik ile genç erişkinlikte daha sık konulur. Ayrıca kadınlarda 30’lu yaşların ortalarında da yeni tanı konulma sıklığı artar.
Şizofreni hastaları tehlikeli midir?
Şizofreni hastalarının şiddet ve suç oranları toplum genelinden çok da farklı olmamaktadır.
Şizofreni tedavisi ne kadar sürer?
Şizofreni hastalarında tedavi yanıtı genellikle haftalar içinde ortaya çıkarken, atakların tekrarlamaması için ömür boyu, uzun süreli idame tedavileri gerekebilmektedir. Tedavi gören hastaların 3’te 1’i normal bir yaşam sürerken, 3’te 1’i fayda görmelerine rağmen yeti yitimleri yaşamaktadır. Hastaların geri kalan 3’te 1’i ise tedaviye yeterli yanıtı vermemektedir.
Şizofreni hastalığı için hangi bölüme başvurmak gerekir?
Şizofreni hastalığının tanı ve tedavisi için psikiyatri kliniğine başvurulmalıdır.
Şizofreni hastası yakınları nasıl davranmalıdır?
Hasta yakınları hastalığın alevlendiği dönemde tedaviye yönlendirici ama hasta ile çatışmayan bir üslup geliştirmeli ve hastanın sanrıları hakkında onların görüşlerini değiştirmek için tartışmamalıdırlar. Öfkeli hastaların dikkati gerektiğinde başka yönlere çekilmeli ve kendi tedavisini sürdürmeyen hastaların ilaç temini ile ilaç kullanımları konusunda yardımcı olunmalıdır. Bununla birlikte hasta yakınları TRSM ile iletişime geçip, aile destek gruplarına katılabilirler.
Şizofreni hastalığının tekrarlanmaması için neler yapılabilir?
İlaç tedavisinin düzenli olarak uygulanması gerekir.
Şizofreni tedavisinde kullanılan ilaçların etkisi ne kadar sürede ortaya çıkar?
İlaç tedavisinin etkisi, tedaviye başladıktan sonra haftalar içerisinde ortaya çıkar. İlk iki haftada taşkınlıkta rahatlama, 3-6 haftada çevre ile olan ilişkilerde düzelme, sonrasında da sanrılarda azalma kaydedilir.
Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.
Güncelleme Tarihi : 25 Kasım 2024
Yayınlanma Tarihi: 26 Eylül 2023