Yükleniyor

Kronik Lenfositik Lösemi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kronik Lenfositik Lösemi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

medical-units-icon

İlgili Tıbbi Birimler

Yorgunluk, halsizlik, lenf bezlerinde şişlik, ateş, kemik ağrısı, karaciğer ve dalakta büyüme gibi belirtilerle ortaya çıkabilen Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) bir kan kanseri türüdür. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) çok yavaş seyirli bir hastalık olduğu için birçok hasta yaşamları boyunca hiçbir belirti göstermeden hayatlarını sürdürebilir. Kronik Lenfositik Lösemi tedavisinde kemoterapi, hedef tedaviler, akıllı ilaçlar ve kök hücre nakli gibi seçenekler bulunmaktadır. Memorial Ataşehir Hastanesi Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hakan İsmail Sarı, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hakkında bilgi verdi.

İçindekiler

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) nedir?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) kan kanseri türlerinden biri olan ve genellikle lenfosit adı verilen beyaz kan hücrelerinin aşırı üretimiyle karakterize, yavaş ve sinsi seyirli bir hastalıktır.  Bu hücreler kemik iliğinde üretilir ve kan dolaşımında taşınarak vücudun çeşitli bölgelerinde bulunan lenf bezleri, dalak, karaciğer ve kemik iliği gibi organlara yerleşirler. Kronik lenfositik lösemi (KLL), lenfositlerin olgunlaşmamış formu olan lenfoblastların aşırı üretiminden kaynaklanan akut lenfoblastik lösemi (ALL) ile karıştırılmamalıdır.

Kronik Lenfositik Lösemi nedenleri nelerdir?

Kronik Lenfositik Lösemi'nin (KLL) kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri olduğu düşünülmektedir.

Kronik Lenfositik Lösemi'nin (KLL) risk faktörleri genel olarak şu şekilde sıralanabilir.

  • Yaş: Kronik Lenfositik Lösemi'nin (KLL) en yaygın risk faktörü yaşlılık olmakla birlikte genç yaşlarda da yaşanabilmektedir.
  • Erkek cinsiyet: Kronik Lenfositik Lösemi'nin (KLL) kadınlara oranla erkeklerde daha fazla ortaya çıkmaktadır.  
  • Genetik faktörler: Bazı genetik faktörlerin Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) gelişiminde rol oynayabileceği düşünülmektedir. Kronik lenfositik lösemideki genetik değişiklikler ve mutasyonların çoğunluğu sonradan kazanılan genetik mutasyonlar olup, ırsi geçiş gösterdiğine dair kanıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, ebeveynlerinde kronik lenfositik lösemi olan kişilerde ileri yaşlarda kronik lenfositik lösemi gelişim riskinde artış bulunduğu bilinmektedir.
  • Bağışıklık sistemi: Kronik Lenfositik Lösemi'nin (KLL) nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte bazı araştırmalar, Kronik Lenfositik Lösemi'nin bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık olduğunu ve lenfositlerin anormal bir şekilde çoğalmasına neden olan bir dizi genetik değişiklikten kaynaklandığını öne sürmektedir. Bu genetik değişikliklerin bazıları, lenfositlerin kontrolsüz çoğalmasına ve kan dolaşımındaki diğer hücreleri etkilemesine neden olan bir dizi proteinin üretimindeki bozukluklarla ilgilidir.
  • Çevresel faktörler: Yine, bazı çalışmalar çevresel faktörlerin Kronik Lenfositik Lösemi riskini artırabileceğini öne sürmektedir. Örneğin, sürekli maruz kalınan bazı kimyasalların Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) riskini artırabileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, çevresel faktörlerin Kronik Lenfositik Lösemi (KLL)  gelişimindeki rolü hala tartışmalıdır ve daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

Kronik Lenfositik Lösemi Belirtileri Nelerdir?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) belirtileri, genellikle hastalığın erken evrelerinde fark edilmez ve zamanla yavaş yavaş ortaya çıkar. Ayrıca, her hastanın belirtileri farklı olabilir ve bazı hastalar hiçbir belirti göstermeyebilir. Ancak, Kronik Lenfositik Lösemi’nin (KLL) yaygın belirtileri şunlardır:

  1. Yorgunluk ve halsizlik: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL)  hastaları sıklıkla yorgun hissederler ve normal aktiviteleri yapmakta zorlanırlar.
  2. Lenf bezlerinde şişlik: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL), lenf bezlerinin anormal bir şekilde büyümesine neden olur. Bu nedenle, hastalar genellikle boyun, koltuk altı veya kasık bölgesinde büyümüş lenf bezleri fark edebilirler. Ancak lenf bezlerinde yaşana her büyüme lösemi belirtisi anlamına gelmemektedir.
  3. Ateş: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları sıklıkla ateşlenirler ve tekrarlayan enfeksiyonlar yaşayabilirler. Bu nedenli sık yaşanan enfeksiyon ve ateş durumunda zaman kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.
  4. Terleme: Özellikle şiddetli ve sürekli gece terlemeleri, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarında sıkça görülen bir belirtidir.
  5. Kiloda ani değişiklikler: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarında özellikle kilo kaybı gözlenebilir. Patolojik düzeydeki kilo kaybı son 6 ay içinde normal vücut ağırlığının %10’undan daha fazla kayıp olması şeklinde tanımlanabilir. Kiloda yaşanan ani değişikliklerin Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) belirtisi bakımından değerlendirilmesi önemlidir. 
  6. Kemik ağrısı: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları, özellikle hastalığın ileri evrelerinde kemik ağrısı yaşayabilirler. Yaşanan kemik ağrılarının Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) belirtisi bakımından incelenmesi hayati önem taşıyabilir.
  7. Karaciğer ve dalak büyümesi: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarında, karaciğer ve dalak büyümesi gibi belirtiler sıkça görülür.

Kronik Lenfositik Lösemi hastaları sıklıkla diğer hastalıklara benzeyen belirtiler gösterir. Bu nedenle, herhangi bir belirti fark eden hastaların, en kısa sürede bir doktora başvurması önerilir.

Kronik Lenfositik Lösemi Tanısı Nasıl Konulur?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tanısı konulması için birkaç adım gereklidir.

  • Doktor muayenesi: İlk olarak, doktorunuz sizin tıbbi geçmişinizi ve aile öykünüzü inceleyecektir. Daha sonra, fizik muayene yaparak, büyümüş lenf bezlerinin ve dalak / karaciğer büyüklüğünün olup olmadığını kontrol edecektir.
  • Kan testi ve radyolojik görüntüleme: Doktorunuz, kan testleri, kemik iliği biyopsisi ve görüntüleme testleri gibi çeşitli testler de isteyebilir. Bu testler, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tanısı koymak için kullanılabilir. Örneğin, kan testleri lenfosit sayısını ölçmek için yapılır ve normalden daha yüksek bir sayı varsa, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) olma ihtimali artar. Görüntüleme testleri, hastalığın yayılmış olup olmadığını ve lenf nodlarının büyüklüğünü belirlemek için yapılabilir.
  • Periferik yayma: Kan sayımında lenfosit yüksekliği olan hastalarda ilk yapılacak tetkik periferik kan yayması adı verilen kan hücrelerinin mikroskopik incelemesidir. Periferik yaymada olgun lenfositler ile bu lenfositlerin yayma sırasında ezilmesi ile görülen basket hücreleri görülür. Bu görüntü kronik lenfositik lösemi için spesifik bir bulgu değildir. İndolan lenfoma olarak ifade edilen yavaş seyirli lenfomaların kemik iliği tutulumunda da benzer bir görüntü izlenebilir.
  • Akış stometri testi: Kesin tanı için akış sitometrisi adı verilen kanda artış gösteren lenfositlerin yüzey antijenlerinin yani bir çeşit kimlik belirteçlerinin tanımlanmasına dayanan testin yapılması gerekir. Akış sitometri tetkikindeki bulgular net olarak kronik lenfositik lösemi hastalığını işaret ediyor ve hasta başlangıç aşamasında olduğu için tedavi planlanmayacak ise tanı için kemik iliği biyopsi yapılmasına gerek olmayabilir.
  • Kemik iliği biyopsisi: Tedavi planı yapılacak her hastaya kemik iliği biyopsi yapılmalı ve hem tanı, hem hastalığın risk grubunun belirlenmesi hem de tedavi için gerekli olan genetik testler mutlaka gönderilmelidir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL)  tanısı konulduktan sonra, doktorunuz hastalığın hangi evrede olduğunu belirleyecektir. Bu, tedavi planının belirlenmesinde önemlidir. Kronik Lenfositik Lösemi’nin (KLL) erken evrelerinde sıklıkla belirti olmadığından, hastalığa çoğunlukla tesadüfen tanı konur. Doktorunuz, bu test sonuçlarına dayanarak Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) teşhisi koyabilir ve tedavi planını belirleyebilir.

Kronik Lenfositik Lösemi Evrelemesi Nasıl Yapılır?

Hastalığın evresi, kanserin ne kadar ilerlediğini ve yayıldığını belirlemek için kullanılan bir sistemdir. RAI evreleme sistemi, bu evrelendirme için yaygın olarak kullanılan bir sistemdir.

RAI evreleme sistemi, Kronik Lenfositik Lösemi’nin (KLL) 0-4 arasında beş aşamasını tanımlar.

Evre 0, kanserin çok erken bir aşamasını belirtirken, evre 4, kanserin ileri bir aşamasını ifade eder. RAI evreleme sistemi, lenfosit sayısının yanı sıra kanda veya kemik iliğindeki diğer belirtiler ve semptomlar da dahil olmak üzere bir dizi faktörü dikkate alır.

RAI sınıflandırmasına göre:

  • Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) Evre 0: Sadece kanda mutlak lenfosit artışı ( >5000/mm3)
  • Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) Evre 1: Mutlak lenfositozla birlikte lenf bezelerinde büyüme
  • Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) Evre 2: Dalakta büyümenin eklenmesi
  • Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) Evre 3: Kansızlık gelişmesi (Hb <11 g/dl)
  • Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) Evre 4: Trombositlerde azalma olması (< 100.000 /mm3)

Evre 0 düşük risk, evre 1-2 orta, evre 3-4 ise riskli olarak kabul edilmektedir.

Bu evreleme sistemi, hastalığın ne kadar ciddi olduğunu ve tedavi için ne kadar agresif bir yaklaşımın gerektiğini belirlemeye yardımcı olur. Doktorunuz size Kronik Lenfositik Lösemi’nin (KLL) hangi evresinde olduğunu söyleyecektir ve tedavi seçeneklerini tartışacaktır.

Kronik Lenfositik Lösemi Tedavisi

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisi her hasta için gerekli olmayabilir. Bazı hastalar, hastalığın ilerlemesi ve belirtileri olmadığı sürece takip edilebilir.  Bununla birlikte, hastalığın belirtileri ortaya çıktığında veya ilerlemesi durumunda, tedavi önemlidir.

Kronik lenfositik lösemi tedavisi verilecek hastalar için tedavi kriterleri şu şekilde sıralanabilir:

  1. Lenfosit sayısı ikiye katlanma zamanının çok kısa olması
  2. İleri evre Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) olması
  3. Hastalık ilerlemesine bağlı kansızlık (Hgb < 11 g/dL) gelişmesi (Diğer kansızlık nedenleri dışlanmalıdır)
  4. Hastalık ilerlemesine bağlı trombosit sayısının düşmesi (PLT < 100 bin/mm3 olmalı ve trombosit düşüklüğünün olası diğer nedenleri dışlanmalıdır)
  5. Dalağın çok büyümesi
  6. Lenf nodlarının çok aşırı büyümesi
  7. Sık ve tekrarlayan enfeksiyonlar
  8. B semptomları adı verilen ateş, gece terlemesi ve kilo kaybı durumunun olması

Bu kriterler olmayan hastalara bekle-gör stratejisi uygulanarak sadece izlem yapılabilir.

Tedavi gereken Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarında kullanılan bazı tedavi yöntemleri şunlardır:

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) kemoterapi tedavisi: İlaçlar, kanser hücrelerini öldürmek için kullanılır. Kemoterapi genellikle damardan veya ağız yoluyla alınır. Kronik lenfositik lösemi tedavisinde halen kullanılmakla birlikte yerini yavaş yavaş hedef tedaviler ve akıllı ilaçlara bırakmaktadır.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hedef tedaviler ve akıllı ilaçlar: Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisinde son yıllarda yapılan gelişmeler sayesinde hastaların tedaviye verdiği yanıt oranı artmıştır. Yanıtların artmasında monoklonal antikorlar, Bruton Kinaz İnhibitörleri ve Bcl-2 İnhibitörleri gibi hedef tedaviler ve akıllı ilaçların rolü büyüktür.

Monoklonal antikorlar, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan protein yapısındaki ilaçlardır. Bu ilaçlar, kanser hücrelerinin belirli hedeflerine saldıran laboratuvar ortamında üretilen antikorlardır. Bu antikorlar, kanser hücrelerinin büyümesini engeller veya öldürür. Monoklonal antikorlar, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisinde de kullanılır.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisinde kullanılan monoklonal antikorlar, kanser hücrelerini hedefleyen ve öldüren proteinlerdir. Bu antikorlar, kanser hücrelerinde bulunan spesifik hedefleri tanıyarak, hücrelerin büyümesini durdurur veya öldürür. Bu hedefler arasında CD20, CD52 ve CD19 gibi proteinler bulunur.

CD20 proteinine karşı geliştirilen monoklonal antikorlar, kanser hücrelerinde bulunan CD20 proteinine bağlanarak hücre ölümüne yol açar. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisinde en sık kullanılan monoklonal antikorlardır. İlaçların kullanımı sırasında, bazı yan etkiler görülebilir. Bunlar arasında ateş, üşüme, bulantı, kusma, baş ağrısı ve kas ağrısı gibi belirtiler yer alabilir.

Bruton Kinaz İnhibitörleri, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisinde son yıllarda kullanılan etkili bir ilaç grubudur. Bu ilaçlar, B hücrelerinin normal işlevini engelleyen Bruton kinaz adlı bir enzimi hedef alır. B hücreleri, vücudun enfeksiyonlara karşı savunmasında önemli bir rol oynar. Ancak, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarında, bu hücreler normalden daha fazla üretilir ve bu da hastalığın ilerlemesine yol açar.

Bruton Kinaz İnhibitörleri, Bruton kinaz enzimini hedef alarak, B hücreleri adı verilen lenfositlerin üretimini engeller ve kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatır. İlaçların kullanımı sırasında ishal, baş ağrısı, yorgunluk ve ciltte döküntü gibi yan etkiler görülebilir.

Bcl-2 İnhibitörleri, KLL tedavisinde kullanılan diğer bir ilaç grubudur. Bu ilaçlar, kanser hücrelerinin hayatta kalmasına yardımcı olan Bcl-2 adlı bir protein hedef alır. Normalde, bu protein hücre ölümünü engeller ve kanser hücrelerinin ölümünü önler. Ancak, Bcl-2 İnhibitörleri bu proteinin işlevini engeller ve kanser hücrelerinin ölümünü tetikler. İlaçların kullanımı sırasında, bazı yan etkiler görülebilir. Bunlar arasında kırmızı kan hücrelerinin azalması, ateş, yorgunluk, ödem ve ishal gibi belirtiler yer alabilir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) kök hücre nakli: Otolog ve allojenik kök hücre nakli olmak üzere iki tip nakil bulunmaktadır. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisinde allojenik kök hücre nakli bazı durumlarda önerilebilir.

Vericinin kanındaki kök hücrelerinin alınarak hastaya yüksek dozda kemoterapi ve / veya radyoterapi uygulanması arkasından vericiden alınan bu kök hücrelerin hastaya verildiği bir işlemdir.

Kronik lenfositik lösemide kök hücre nakli, çoğunlukla ileri evre Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) veya tedaviye dirençli hastalarda düşünülebilir.

Kök hücre nakli öncesinde, hastanın sağlık durumu, yaş ve diğer faktörler göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılır. Nakil öncesi ve sonrası dönemlerde hastanın enfeksiyonlara karşı direncini artırmak için koruyucu ilaçlar verilir ve bu konuda bazı önlemler alınır.

Kronik lenfositik lösemi tedavisinde kök hücre nakli, ciddi yani yaşamsal risk içeren bir tedavi yöntemi olmakla birlikte, hastanın uzun vadeli sağ kalım şansını artırabilir. Ancak, her hastanın durumu farklı olduğundan ve kök hücre nakli gibi ciddi bir tedavinin gerekip gerekmediği ve ne zaman yapılacağı konusunda mutlaka bir uzman doktorla görüşmek gerekmektedir.

Kronik Lenfositik Lösemide (KLL) yaşam süreleri nasıldır?

Kronik Lenfositik Löseminin (KLL) seyri çok yavaş ilerlediği için birçok hasta yaşamları boyunca hiçbir belirti göstermeden hayatlarını sürdürebilir. Bazı hastaların ise zamanla belirtiler göstermeye başlaması nedeniyle tedavi gerekebilir. Tedavinin seçimi hastanın yaşına, sağlık durumuna ve hastalığın ilerlemesine bağlıdır. Yapılan araştırmalar, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisindeki gelişmeler neticesinde ortalama sağ kalım süresinin belirgin uzadığını göstermektedir. Ancak, her hasta farklı olduğu için bu süreler değişebilir. Doktorunuz, hastalığın seyrini ve tedavi seçeneklerini size özgü olarak değerlendirecektir. Unutmayın ki düzenli takip ve doktor ziyaretleri, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ile mücadelede önemli bir rol oynar.

Kronik lenfositik lösemide bitkisel tedavi yapılır mı?

Tıbbi literatüre bakıldığında, bitkisel tedavilerin Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisinde etkili olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığı görülmektedir. Bitkisel ilaçlar, vitaminler, mineraller, çaylar ve diğer doğal ürünlerin kullanımı bazı kişiler tarafından tercih edilebilir, ancak bu tür ürünlerin Kronik Lenfositik Lösemiyi (KLL) tedavi etmek için tek başına ya da diğer ilaçlarla birlikte etkili olabileceğine dair bilimsel bir veri bulunmamaktadır.

Bu konudaki hasta ve hasta yakınlarının genel kanısı, bitkisel tedavilerin yan etkilerinin daha az olacağı veya daha iyi tolere edileceği şeklindedir. Ancak, bitkisel tedavilerin de ciddi yan etkilere neden olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin, bazı bitkisel ilaçlar kanama riskini artırabilir, bazıları da diğer ilaçlarla etkileşime girebilir ve bunların sonucunda istenmeyen yan etkiler ortaya çıkabilir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisi, kanser hücrelerini yok etmek için tasarlanmış çeşitli ilaçları içerebilir. Bu ilaçların yan etkileri olabilir, ancak tedavi altında olmak kanser hücrelerinin yok edilmesi açısından hayati önem taşır. Bu nedenle, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisi için akademik olarak kabul edilen ve bilimsel olarak kanıtlanmış tedavilerin kullanılması önemlidir.

Kronik lenfositik lösemi (KLL) hastalarında beslenme nasıl olmalıdır?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları ne yemeli ne yememeli? Sorusu sıklıkla karşılaşılan sorular arasında yer almaktadır.

Kronik lenfositik lösemi (KLL) hastalarının beslenmesi, sağlıklı bir yaşam sürdürmek ve hastalığın etkilerini azaltmak için son derece önemlidir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları için genel beslenme önerileri şu şekilde sıralanabilir.

Dengeli bir diyet izleyin: Dengeli bir diyet, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besin maddelerini sağlar. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları özellikle tedavi görmedikleri dönemde hijyenik bir şekilde temizlenmiş taze meyve ve sebzeler, tam tahıllar, düşük yağlı proteinler ve sağlıklı yağlar içeren bir diyet uygulamalıdırlar. Kemoterapi ve / veya akıllı ilaç tedavisi gören hastaların beslenme önerileri için kendi hekimi ve sağlık ekibi ile görüşerek eğitim alması önemlidir.

Yeterli su tüketin: Su, vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve genel sağlık için son derece önemlidir. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları, her gün en az 8-10 bardak su içmelidir.

A vitamini, C vitamini ve E vitamini içeren doğal gıdalar tüketin: Bu vitaminler, antioksidan özelliklere sahiptir ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olabilir. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları, turunçgiller, brokoli, kırmızı biber, tatlı patates, kavun, havuç, badem, fındık ve avokado gibi A, C ve E vitamini içeren gıdaları özellikle kemoterapi almadıkları ve ilaçsız takip edildikleri dönemde tüketebilirler.

Probiyotikler tüketin: Probiyotikler, vücuttaki yararlı bakterilerin artmasına ve sindirim sistemi sağlığını korumaya yardımcı olur. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları yine ilaçsız takip dönemlerinde yoğurt, kefir, turşu, lahana turşusu gibi probiyotik içeren gıdaları tüketebilirler.

Az tuzlu bir diyet izleyin: Normal sağlıklı dönemde olduğu gibi, tüm Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları, yüksek tuzlu gıdaları tüketmekten kaçınmalıdırlar. Tuz tüketimi sınırlandırılmalıdır, çünkü yüksek tuz tüketimi, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı riskini artırabilir.

Alkol tüketimini sınırlandırın veya tamamen kaçının: Alkol tüketimi, Kronik Lenfositik Lösemi hastalarının bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve sağlıklarını olumsuz etkileyebilir. Sigara ve tütün ürünlerinin de kesinlikle tüketilmemesi gerekir.

Kronik lenfositik lösemi ölümcül müdür?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL), genellikle yavaş ilerleyen bir hastalıktır ve çoğu zaman semptomlar görülmeden uzun yıllar boyunca devam edebilir. Bu nedenle, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları genellikle normal yaşamlarına devam edebilirler. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) genellikle yaşlı insanlarda görülür ve tedavi edilmezse zamanla semptomlar ortaya çıkabilir. Semptomlar arasında lenf düğümlerinde şişlik, halsizlik, ateş, kilo kaybı ve gece terlemeleri yer alır. Ancak, KLL, diğer kanser türlerine göre daha az agresiftir ve tedavi seçenekleri mevcuttur.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisi, hastalığın evresine ve hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre değişir. Bazı hastalar, yıllarca tedavi görmeye gerek duymadan, semptomlarının kontrol altında tutulduğu bir şekilde yaşamlarına devam edebilirler. Diğerleri ise kemoterapi, immünoterapi veya kök hücre nakli gibi tedaviler alabilirler.

Kronik Lenfositik Löseminin (KLL) ölümcüllük oranı, birçok faktöre bağlıdır ve hastalığın ilerlemesi ile artabilir. Ancak, çoğu Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastası normal bir yaşam sürdürür ve birçok kişi, diğer nedenlerden ötürü yaşlılık nedeniyle hayatını kaybeder. Bununla birlikte, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisi, ölümcüllük oranını önemli ölçüde azaltabilir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tamamen iyileşir mi?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarının tamamen iyileşmesi mümkün değildir, ancak tedavi seçenekleri ile hastalık belirli bir süre ortadan kaldırılabilir ve hasta normal yaşamını sürdürebilecek hale gelir.

Ama belirli bir zaman diliminde hastalık tekrarlar. Kronik lenfositik lösemiyi tamamen ortadan kaldıracak tek tedavi yöntemi allojenik kök hücre naklidir. Fakat tedavi sırası ve sonrasında yaşamsal riskin yüksek olması nedeni ile daha çok akıllı ilaç ve hedef tedavilere yanıtsız genç hastalarda uygulanmaktadır. Bu konuda sizi takip eden doktorunuz ve sağlık ekibi ile görüşmeniz ve detaylı bilgi almanız önerilir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ilerler mi?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL), genellikle yavaş ilerleyen bir hastalıktır ve çoğu zaman semptomlar görülmeden uzun yıllar boyunca devam edebilir. Ancak, hastalığın ilerleme hızı, birçok faktöre bağlıdır ve hastalık bazı hastalarda daha hızlı ilerleyebilir.

Hastalığın ilerleme hızı;

  • Hastanın yaşına
  • Hastanın genel sağlık durumuna
  • Hastalığın evresine
  • Lenfosit sayısındaki artış hızına
  • Moleküler ve genetik belirteçlere bağlıdır.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarının yaklaşık %30'u yıllarca semptomları kontrol altında tutulduğu ve tedavi almadan normal bir yaşam sürdürdüğü halde, diğer hastalarda semptomlar daha hızlı ilerleyebilir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları, semptomların takibini yapmak için düzenli olarak doktor kontrolüne gitmelidir. Semptomlar arasında yorgunluk, lenf düğümlerinde şişme, gece terlemeleri, kilo kaybı ve sık enfeksiyonlar yer alabilir. Hastalığın ilerleme hızının takibi için de düzenli olarak kan testleri yapılması gerekebilir.

Tedavi, hastalığın ilerlemesini yavaşlatır ve semptomları kontrol altında tutar. Bazı hastalar yıllarca tedavi görmeye gerek duymadan, semptomlarının kontrol altında tutulduğu bir şekilde yaşamlarına devam edebilirken, diğerleri kemoterapi, immünoterapi veya kök hücre nakli gibi tedaviler alabilirler.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisi ne kadar sürer?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) tedavisi, genel olarak hastalığın evresine, semptomlara ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir.

Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan bir ilaç tedavisidir. Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) için kullanılan kemoterapi tedavisi, genellikle 6 aydan daha kısa bir süre sürer. Tedavinin süresi, kullanılan ilaçların türüne ve dozuna bağlıdır.

Hedef tedaviler ve akıllı ilaçlar, genellikle kemoterapi tedavisine ek olarak veya kemoterapiye dirençli hastalar için kullanılır. Immünoterapi tedavisi, kemoterapiye göre daha az yan etkiye sahiptir ve genellikle birkaç yıl veya daha uzun bir süre boyunca verilir.

Kök hücre nakli, uzun bir iyileşme süreci gerektirir ve hastaların birkaç hafta veya daha uzun süre hastanede kalmasını gerektirir.

Tedavinin süresi hakkında daha fazla bilgi edinmek için doktorunuza danışabilirsiniz.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) metastaz yapar mı?

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) dahil tüm hematolojik kanserlerde “metastaz” ifadesinden daha çok “tutulum” ifadesi daha sık kullanılır. Kronik Lenfositik Löseminin (KLL) diğer organlarda metastaz yapma yani diğer organlarda tutulum yapma potansiyeli düşüktür, ancak bazı durumlarda saptanabilir. Metastaz, kanser hücrelerinin orijinal yerinden başka bir bölgeye yayılması anlamına gelir. Bu durumda, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hücreleri genellikle lenfoid dokularda biriktiği için lenfoid dokularda tutulum daha yaygın olabilir.

Kronik Lenfositik Lösemide (KLL) diğer organlarda metastaz yani tutulum belirtileri, tutulum olan organın yerine bağlı olarak değişebilir.

Örneğin, karaciğerde tutulum olursa;

  • Sarılık
  • Karın ağrısı
  • Kilo kaybı ve iştahsızlık gibi semptomlar görülebilir.

Lenf düğümlerinde tutulum olursa;

  • Şişmiş lenf düğümleri
  • Ağrı ve hassasiyet gibi semptomlar görülebilir.

Kronik Lenfositik Löseminin (KLL) metastaz yapma potansiyeli düşük olsa da, hastalığın evresi ve diğer faktörler göz önüne alındığında, metastaz oluşumunun mümkün olduğunu unutmamak önemlidir. Bu nedenle, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastalarının düzenli olarak takip edilmesi, semptomların izlenmesi ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesi için düzenli sağlık kontrollerine gitmeleri gereklidir.

Kronik lenfositik lösemi (KLL) genetik midir?

Kronik Lenfositik Löseminin (KLL) kesin nedeni bilinmemekle birlikte, son yıllarda yapılan araştırmalar bu hastalığın sonradan kazanılan genetik mutasyonlarla ilgili olduğunu göstermektedir.

İnsan genomu, yaklaşık 20.000 gen içeren bir moleküler yapıdır ve bu genlerin her biri, hücrelerimizin çalışmasını sağlamak için gerekli olan spesifik bir proteini kodlar. Kronik Lenfositik Lösemide (KLL), lenfosit adı verilen beyaz kan hücrelerinde bazı genlerdeki mutasyonlar sonucu kanserli bir birikim meydana gelir. Bu gen mutasyonları, hücrelerin normal işlevlerini kaybetmelerine ve kontrolsüz bir şekilde çoğalmalarına neden olabilir.

Kronik Lenfositik Lösemide (KLL) görülen gen mutasyonları, genellikle yaşlanma süreci ile birlikte ortaya çıkar ve hücrelerin çoğalması ve bölünmesi sırasında birikir. Bu gen mutasyonları, hücrelerin normal işlevlerini kaybetmelerine ve kontrolden çıkarak kanserli bir hücre birikimine dönüşmelerine neden olabilir.

Kronik lenfositik lösemi, ırsi geçiş ile aktarılmaz. Ancak, bazı ailelerde benzer tipte lösemi hastalarının görülmesi nedeniyle, ailesel bir eğilim olduğu düşünülebilir. Bu durum, aynı ailenin üyelerinin benzer çevresel faktörlere maruz kalma olasılığı ile açıklanabilir

Kronik Lösemi tedavi edilmezse ne olur?

Kronik lenfositik lösemi (KLL), yavaş seyirli bir kan kanseridir. Tedavi edilmediğinde, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) ilerleyebilir ve vücuttaki sağlıklı kan hücrelerini engelleyerek çeşitli sorunlara neden olabilir. Bunlar arasında enfeksiyon riskinde artış, anemi, kanama eğilimi ve diğer sağlık sorunları yer alabilir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL), genellikle çok yavaş ilerleyen bir kanserdir ve bu nedenle erken dönemde tedavi gerektirmeyebilir. Ancak bazı hastalar için, hastalık semptomları belirgin hale gelirse, tedavi gerekli olabilir. Tedavi edilmezse, hastalık ilerleyebilir ve hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.

Hasta ve doktor arasındaki iletişim, tedavinin etkinliği ve hastanın hayatta kalma şansını artırabilir. Bu nedenle, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) teşhisi konulduğunda, hastaların doktorlarıyla düzenli olarak iletişim halinde olmaları ve tedavilerinin ilerlemesini takip etmeleri önemlidir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) lenfomaya döner mi?

Kronik Lenfositik Löseminin (KLL) lenfomaya dönüşme riski düşüktür, ancak bu dönüşüm nadir olarak görülebilir. Kronik lenfositik löseminin agresif bir lenfomaya dönüşümüne “Richter Dönüşümü” adı verilir.

Richter Dönüşümü, kronik lenfositik lösemi (KLL) hastalarında nadiren görülen bir durumdur. Bu durumda, KLL hastalığı daha agresif bir lenfoma türüne dönüşebilir. Richter Dönüşümü'nün en sık rastlanan türü, diffüz büyük B hücreli lenfoma olarak adlandırılır. İkinci sıklıkta Hodgkin Lenfoma’ya dönüşüm de izlenebilir.

Richter Dönüşümü tanısı, lenf bezlerindeki değişikliklerin mikroskopla incelenmesiyle yani biyopsi yapılarak konulur. Ayrıca, pozitron emisyon tomografisi (PET) adı verilen bir görüntüleme testi de kullanılabilir. Bu test, lenf bezlerindeki değişiklikleri daha net gösterir ve doğru biyopsi yerinin belirlenmesine yardımcı olur.

Richter Dönüşümü tanısı konulan hastalarda tedavi seçenekleri mevcuttur. Tedavide kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve kök hücre nakli gibi yöntemler uygulanabilir. Tedavinin etkili olabilmesi için hastalığın erken evrede tespit edilmesi önemlidir.

Richter Dönüşümü, Kronik Lenfositik Lösemi (KLL) hastaları için nadir bir durumdur, ancak bu konuda farkındalık oluşturmak ve hastaların belirtiler hakkında doktorlarına danışmalarını teşvik etmek önemlidir. Hastalık erken evrede tespit edilirse tedavi seçenekleri daha etkili olmaktadır.

Güncelleme Tarihi : 22 Ağustos 2023

Yayınlanma Tarihi: 20 Temmuz 2023

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al