15 yıllık İngilizce öğretmeni 37 yaşındaki Eser Belül, Şubat 2015’te birden hızla zayıflamaya ve kendini giderek yorgun hissetmeye başladı. Ancak minyon bir yapıya sahip olduğu için kaybettiği kiloların farkında varamadı. Yoğun çalışma temposu nedeniyle bu şikayetlere aldırmayan Belül, altıncı hissi çok kuvvetli olan bir arkadaşının gördüğü rüyadan etkilenerek doktora gitmeye karar verdi. Arkadaşı rüyasında meme kanseri olduğunu öğreniyordu ve bunu ertesi gün bunu genç kadına anlatınca, Belül’ün hayatı değişti. Bir anda doktora gitmeye ve test yaptırmaya karar verdi. Kendi kendine meme muayenesi yaptığı için, vücudundaki bezelerin farkındaydı. Ultrasona yönlendirildi ve şüpheli bir kitle olduğu söylendi. Tüm bunlar yaşanırken İstanbul’daydı ve biyopsi sonucunda meme kanseri tanısı aldı. Arkadaşının rüyası sayesinde harekete geçmiş ve kanseri erken evrede yakalanmıştı.
Hastalığı yüzünden baba evine döndü
Meme kanseri olduğunu öğrenince 2004 yılından beri yaşadığı ve çok sevdiği İstanbul’dan ayrılarak, Antalya’ya yani memleketine yerleşmeye karar verdi. Tedavisini burada devam ettirecekti. İstanbul’da gerçekleştirilen başarılı bir ameliyat ve uygulanan meme koruyucu cerrahi sonrası artık ek tedaviler için Antalya’ya ailesinin yanına geldi. Bir ay içinde yaşamı değişen Eser Belül her hastanın kaygılarını yaşamaya başladığını ve tedavi süreci öncesinde can sıkıcı senaryolar ile karşı karşıya kaldığını şöyle anlattı: “Hastalığımı öğrendiğimde ilk tepkim, ne gerekiyorsa yapmam gerektiğine yoğunlaşmaktı. Kendimi bunun üzerine kurguladım. Evet, bir hastalık korkusu yaşarım ancak benim için en büyük korku kimlerin eline düşeceğim endişesiydi. Bu süreçte güvenebileceğim bir doktora kendimi teslim etmek benim için çok önemliydi. Orada olduğunu bildiğim ve onu bir seze olarak değerlendirdiğim 3 santimetrelik tümörüm alınmıştı ve beni uzun bir süreç bekliyordu. İstanbul’u çok seviyordum ancak içimde hep Antalya’ya dönmek arzusu vardı. Böylece sevdiğim her şeyden geriye dönüp bakmayarak, ayrıldım İstanbul’dan.”
Annesi ile birlikte tıraş makinesiyle saçlarını kesti
Eser Belül, Memorial Antalya Onkoloji Merkezi’nde tedaviye başladı. Uzun araştırmalardan sonra ulaştığı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan’ın tedavi programı ile 8 kür kemoterapi aldı. Tedavi sürecinde morali yerindeydi. Çünkü yan etkileri neredeyse hiç yaşamadı. Ek tedaviler ile bulantı ve ağrı gibi şikayetlerle karşılaşmadı. Tedavi öncesi saçlarının döküleceğini bildiği için kazıtmaya karar verdi. Annesinin de desteği ve tıraş makinesi ile kendini kemoterapiye hazırladı. Tedavi döneminde de peruk kullanmadı. Saçları ile birlikte kaş ve kirpikleri de döküldü ama o aldırmadı. Ona göre bu gelişmeler aslında yeni başlangıçların göstergesiydi: “Bir kampa girmiş gibi oluyorsunuz. Ne yapmanız gerektiğini sizden daha iyi kimse bilemez. Sizin için neyin iyi ya da neyin kötü olacağını da sizden başkası bilemiyor.”
Hastalığım bana şans getirdi
Kanser ile birlikte yaşamında çok önemli bir değişim içine girdiğini ve adeta ikinci hayatını yaşadığını dile getiren Belül, kanserin enteresan bir şekilde yaşamını olumlu ölçüde değiştirdiğine ve hayal ettiklerine kavuşma fırsatı verdiğine inanıyor ve ekliyor: “Geriye dönüp baktığımda her şeyin güzel geliştiğini gördüm. İş hayatımı eskiden olduğu kadar yoğun şekillendirmemeye karar verdim bu süreçte. Fotoğrafla uğraşıyordum, tedavi öncesinde de beni tek mutlu eden şey buydu. Şimdi bu süreç için geliştirdim bunu. Sokak fotoğrafları, belgesel fotoğrafçılık ve çeşitli atölyelere katıldım. Daha çok dışarıdaki yaşama müdahale etmeden çekilen fotoğrafçılıkla uğraşıyordum. Ailemin yanına yerleştim ve şansım değişti. Hiç aklımda yokken kendi evimi satın aldım. Kanser, istediğim gibi ev almamda da bu süreçte yeni bir şansı yakalamamda da etkin bir rol oynadı, buna inanıyorum. Ben de elimden geldiğince süreci bu şekilde yönlendirmeye çalıştım. İstanbul’u çok seviyordum ancak çok da yorulmuştum. Ailemin yanına dönmek için bir fırsat kolluyordum. Hastalığım ile bu fırsatı yakalamış oldum. Şimdi burada mesleğimi yaparak daha huzurlu bir yaşam süreceğime inanıyorum.”
İleride anne olacağım
Eser Belül, kanser yaşamına girdiği andan itibaren kendini daha iyi tanımaya başladığını anlatıyor. Tanıyı öğrendiği ilk anda yalnızca iyileşme düşüncesi içinde olsa da kemoterapi öncesi bazı tedavi seçeneklerini de göz ardı etmediğini dile getiriyor. Yumurta dondurma işlemi ile gelecekte anneliği de yaşayabilecek olan Belül, kendi kendini nasıl keşfettiği hakkında ise şunları söylüyor: “Cerrahi sırasında koltuk altı lenf bezlerim de alındı. Sol kolum hassas, çok ağır bir şey kaldıramıyorum, üzerine yüklenemiyorum. Ama şiştiği durumda nasıl masaj yapmam, kolumu yüksekte tutmam gerektiğini, banyo yapmanın, lifle masaj yapmanın iyi geldiğini kendiniz öğrendim. Bisiklete biniyorum, yoga yapıyorum, yürüyüş yapıyorum ve iyileşmenin tadını çıkarıyorum.”