Yükleniyor

Crush (Ezilme) Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Crush (Ezilme) Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Son günlerde ülkemizin yaşadığı en büyük doğal afetlerden biri olan deprem nedeniyle on binlerce ölüm, çok sayıda yaralanma ve ‘Crush Sendromu’ vakaları rapor ediliyor. Son yaşadığımız deprem ile ilgili olarak ‘Türk Nefroloji Derneği Afet Koordinasyon Ekibi’ tarafından bildirilen rakamlara göre şu ana kadar yaklaşık 2000 olguda Ezilme Sendromu saptanmış olup, bu olguların yarısına hemodiyaliz uygulanıyor. Felaketin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, bu sayıların artacağı öngörülüyor. Memorial Bahçelievler ve Şişli Hastaneleri İç Hastalıkları ve Nefroloji Bölümleri Uzmanları, Crush (ezilme) sendromu hakkında bilgi verdi. 

İçindekiler

Akut böbrek yetmezliği ve ciddi ritim bozuklukları görülüyor

Depremler sırasında hayati organlara doğrudan olan travmalardan sonra, ölümlere en sık yol açan neden Crush Sendromu ve komplikasyonlarıdır.

İngilizce bir sözcük olan ‘Crush’ ezilme, sıkışma anlamına gelir. Ezilme hasarı sadece travmayı anlatır. ‘Ezilme Sendromu’ ise, bu travmanın yol açtığı çizgili kasların hasarı ve buna bağlı olarak gelişen belirti ve bulguları içeren karışık bir tablodur. Ezilme Sendromu olan hastalardaki sistemik bulgular tablonun öncelikle etkilediği organ ve sisteme göre farklılık gösterir. En sık rastlanılan bulgular hipotansiyon, şok, kalp ve solunum yetersizlikleri olsa da, en yaşamsal komplikasyonların kanda ani yükselen potasyumun yol açtığı ölümcül kalp ritim bozukluğu ve akut böbrek yetmezliği olduğu unutulmamalıdır.

Kompartman Sendromu da görülebiliyor

Depremlerdeki tüm yaralanmaların yaklaşık % 2 ile % 5’inde Ezilme Sendromu, bu sendrom gelişenlerin yaklaşık yarısında akut böbrek yetmezliği gelişeceği öngörülür. İlk bakışta düşük gibi görünen söz konusu oranlar, felaketler sonrasında on binlerce yaralı göz önüne alındığında, aslında çok sayıda Ezilme Sendromu ilişkili sorunların yaşanacağına işaret eder.

Depremlerde göçük altında kalma ile ortaya çıkan iskelet kası hücrelerinin harabiyeti ya da çizgili kasın erimesi anlamına gelen ‘Rabdomiyoliz’ terimiyle çizgili kasların hasara uğraması, ardından hücre içi elemanların kan dolaşımına geçerek klinik ve laboratuvar bulguların ortaya çıkması anlaşılır. Depremlerde görülen rabdomiyolizin gelişiminde; kasın baskı altında kalması (baromiyopati) temel rol oynar. Baromiyopatide hücre zarı geçirgenliği bozulur, kas içinde yoğun miktarda bulunan potasyum miyoglobin, kreatinin gibi maddeler hücre dışı ortama geçerken sodyum, klorür, su ve kalsiyum hücre içine süzülür, böylece hücre ödemi ortaya çıkar. Çizgili kaslar esneme yeteneği oldukça düşük olan fasya adı verilen yapıların içinde olduğundan, kas ödemi geliştiği zaman kompartman denilen bu bölgelerdeki basınç artar ve ‘Kompartman Sendromu’ gelişimine yol açar; buna bağlı olarak da kasta iskemi, hasar ve nekroz gelişir. Dolayısıyla hem dolaşımın bozulması nedeniyle böbreklerin yeterince kanlanamaması, hem de kastan açığa çıkan toksik maddelerin doğrudan böbreklere hasar vermesi nedeniyle böbrekler ani olarak fonksiyonlarını kaybedebilir.

Enkaz çalışmalarında bilinçli yaklaşım çok önemli

Deprem sonrası arama ve kurtarma çalışmalarındaki amaç, sadece depremzedeyi göçük altından çıkarmak değil, yaşatmak olduğundan ilk aşamada çok erken ve bilinçli davranılmalıdır. Ezilme Sendromu gelişmiş ya da gelişme riski olan bir yaralının göçükten çıkarılmasından itibaren en geç 12 saat içerisinde hastaneye ulaştırılması önemlidir. Çünkü ivedilikle bölgesel hasarın düzeltilmesi, şok, elektrolit bozukluğu, böbrek yetmezliği riskinin önlenmesi ve uygun tedavinin yapılması gerekmektedir.

Çeşitli önlemler alınması gerekiyor

Ezilme Sendromunun gelişmesini önlemek, önlenemiyorsa da komplikasyonlarını en aza indirgemek için alınması gereken önlemler belirlenmiştir. Enkaz altında canlı bir depremzede saptandığında ilk temas kurulur kurulmaz, en kısa sürede damar yolu açılarak sıvı (izotonik sodyum klorür) tedavisine başlanmalıdır, kurtarma sırasında sıvı tedavisine devam edilir. Verilecek sıvının miktarı her depremzedeye ve her depremin özel şartlarına göre (kurtarma süresi, yaş, kilo, travmanın şiddeti, hava sıcaklığı, idrar miktarı, fizik muayene bulguları) ayrı ayrı değerlendirilir. Depremzede hastaneye ulaştırıldıktan sonra tüm branşlar tarafından birlikte değerlendirilir. Gerekiyorsa cerrahi girişimler yapılır ve enfeksiyon yönünden önlemler alınır. Akut böbrek yetmezliği geliştiğinde yapılan konservatif tedavilere yanıt alınamıyorsa, idrar çıkışı yetersiz ise diyaliz tedavisi uygulanır, seçilen diyaliz tedavi modeli hemodiyalizdir. Hemodiyaliz ihtiyacı genellikle geçicidir, ancak bazı depremzedelerin ömür boyu diyalize girmeleri gerekebilir.

Memorial Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Güncelleme Tarihi : 13 Aralık 2024

Yayınlanma Tarihi: 13 Şubat 2023

Bu Konuda Uzman Doktorlar

İletişim Formu

Detaylı bilgi için iletişime geçin.

* Bu alan gereklidir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Canlı Destek Kolay Randevu Al